Bakkal hesabı

9 Mart 2018

BAŞAKŞEHİR, lig tarihinin ikinci “Külkedisi” olacağına bu sezon herkesi çok inandırdı. Bunun için istikrar gerekiyor. Arada kötü oynamak bu süreçte sorun değil, ama işler pek öyle gitmiyor. Dört gol hava bozar. Mesut Hoca sezon başı farklı kadroyla yine yenmeyi başarmıştı konuk takımı. İyi analiz ediyor demek ki. Maç öncesi biraz sert oynayacaklarını söyledi. Tatlı-sertlerdi ama. Önce yaygın deyişle topun arkasına geçtiler. 10 dakika kadar hiç çıkmadan baskıya razı oldular.

SONRASI şu, Emre nefes alamadı, Mossoro ve Kerim Frei uykudaydı, Visca da genel dağınıklığa uydu, defans hiçbir maçta bu kadar kötü değildi, Başakşehir dağıldı. Üstüne üstlük Epureanu, Ataman ve Volkan’ın büyük hatalarıyla verilen pozisyonlar motivasyonu yerlebir etti. Alanya’da çıkmayan bekler dahil, herkes bu durumda hücumu ön plana çıkarınca ilk yarı beş’le bitebilecekken tek golle kapandı. Mbilla, Emre Akbaba, Sackey ve Taha damga vuran isimler oldular.

GECENİN YILDIZI FERNANDES

FERNANDES ise gecenin yıldızıydı, iki gol bir asistle. Avcı ikinci yarıya Mevlüt’ün yanına Bajiç’i koyarak çift santraforla gol umuduyla başladı. Ama hiç değişiklik olmadı. İkinci gol de gecikmedi. Epureanu kırmızı kart gördü, goller geldi. İlk yarıda olması gereken skor bu devrede gerçekleşti! Başakşehir bu sonuçla “kabak” olmaz elbette de, hafta azaldıkça beklenti zorlaşır. Bu arada Emre ve Epureanu, Beşiktaş maçında yoklar. Mesut Hoca’ya bir alkış....

Devamını Oku

Trabzon sanki deplasmandaydı

5 Mart 2018

TARAFTARI herhalde kendi sahasında, özellikle diğer büyüklere zamanında kök söktüren bir efsanenin sıradan görüntüsü çok üzüyordur. Yoksa maç kazanılır kaybedilir. Trabzon’un artık kesesinden yiyecek bir şeyi de kalmadı! Her şeyini kaybetmiş ama lafta havasını kaybetmemiş durumu!

ZORLANDILAR

‘DENK’ rakipler açısından baktığımız zaman dün de sıkıntılı bir görüntü vardı. Trabzonspor, evinde, şüphesiz pozisyonlar buldu ama deplasmanda gibi Beşiktaş’ı sahasında kabul etti. Fırsatını bulduğunda kontratakla gol bulmaya çalıştı. Rıza hoca, Burak’sız, N’Doye’la, Yusuf’u kenarda tutarak başladı. İlk 10 dakika kora kor mücadele, işte böyle, dedirtme tadındaydı ama rakibin oyununu kabul etmek fazla sürmedi. Kanat canavarı Beşiktaş’ta hem kimse Quaresma’yı aramadı hem de 4 hücüm oyuncusu desteğiyle gelen bindirmelere karşılık vermekte zorlandı Trabzon. Topu kazandıkları anlarda Okay, ileriye hamlede iy iş çıkardıysa da Olcay, Abdülkadir’e eşlik etmede zorlandılar. İkili hatta üçlü sıkıştırmalarda yalnız kaldılar.

YİNE KAOS KALDI

SOSA ve Olcay’ın yine rakibin takım savunması içerisinde erimesiyle de gol için uzun toplara kalan Karadeniz ekibi, Novak ve N’Doye ile fırsat buldu ama olmadı. Beşiktaş’ın sadece ilk yarıda göbekten sızdırdığı toplarda da 3 net pozisyon bulduğunu da hatırlatalım.

TABLOYA 60’da Rodellega ve Yusuf Yazıcı hamlesiyle dokunan Rıza Çalımbay hoca, gol beklerken Beşiktaş’ta sonradan giren Negredo sonucu etkiledi. Negredo, Babel’e 2 gol attırırken Trabzon’a yine kaos kaldı.

Devamını Oku

‘Günay’dın Başakşehir!

4 Mart 2018

SON haftalarda tartışmalı oyun performansı ve skorlarla soru işaretleri uyandıran Başakşehir, kaleci Günay’ın müthiş performasına karşın Göztepe engelini aşarak yola devam dedi.

GÖZTEPE ‘Ne korkacağım’ mantığıyla ilk 15 dakika önde oynayınca şaşırttı. “Olsa olsa kontratakla gol ararlar” beklentisinin oldukça uzağında, hızlı, birbirine yakın, topa hakim, Sabri, Castro ve Demba Ba ağırlıklı ofans çabası Başakşehir’de bayağı bir kafa karıştırdı. Ancak karşılık verme derdine girmekten çok bekleyerek oyalandılar. Tablo değişmekte gecikmedi ama.

CaIçara ve Visca ile daha çok sağ kanadı kullanarak inmeye başlayan ev sahibi buradan ceza alanına gönderdiği toplarla pozisyon bulmaya başladı. Biri direkten dönen top olmak üzere sadece ilk yarıda gol dışında 5 pozisyon Günay’ın ellerinde, bacaklarında eridi. Bu zenginlikte Epureanu’dan, Mahmut’a, özellikle Emre’ye kadar herkes vardı. Adebayor hariç. Göztepe defansı ona nefes aldırmadı!

ÜÇÜNCÜDE GOLÜ ATTI

BASKIYA Göztepe sadece kontratakla karşılık verebilirdi. O da yine ilk yarıda doğrusu net 2 poziyonda ortaya çıktı. Demba Ba ve Castro’nun şutları kale direği dibinden auta çıktı. Gol uzatmalarda geldi. Olmayan pozisyona çalınan düdükle verilen faul atışında Epureanu iki kez denediği kaleye üçüncüde topu göndermeyi başardı.

GOL aşkına orta sahaların çabuk geçildiği süreç bu karşılaşmada neredeyse ikinci yarının ilk dakikasından itibaren başladı. Bütün organizasyonlarda topu Başakşehir’de Adebayor, Göztepe’de Demba Ba ile buluşturma çabası önce dikkat çekse de oyun son bölümde doldur boşalta dönmekten kurtulamadı. Göztepe “arayıştayken” gelişen hızlı hücumda Visca’nın asistinde Mevlüt’ün attığı gol skoru perçinledi.

BU arada şampiyonluğa oynayan Medipol Başakşehir tribünlerde yalnızken, Göztepeliler “taraftardı!”

Devamını Oku

İşte karşınızda Selin Williams

17 Şubat 2018

Ailesinin iyi bir tenisçi olması için evini, arabasını sattığı 17 yayındaki Selin Övünç’ün hedefi dünyada ilk 10’a girmek.

Selin Övünç tenisin “kardeleni”! 16’sını yeni bitirmiş, lise 3. sınıfta okuyor, yeteneği su götürmez ki, yurtdışındaki ona Serena Williams’tan esinlenerek “Selin Willams” diyorlar. Daha ötesi Türkiye’de büyüklerde 7 numara, dünyada 18 yaş altı kategoride 70. sırada. Müthiş bir seviye, müthiş bir yükseliş ve müthiş bir hedef: Dünyada önce ilk 10, ve ardından ilk sırada yeralmak!

Selin’in “yolculuğuna” gelince onunki hem “klasik” bir yetenek öyküsü kadar heyecanlı ama hem de gelecek vadeden bir sporcunun ortaya çıkması için hayatını bu işe vakfeden bir ailenin/babanın çırpınışı bakımından da ilginç, şaşırtıcı galiba biraz da hüzünlü. Başka bir deyişle içiçe geçmiş olaylarla örülü bir tenis serüveni.

Ev ve arabasını sattı

Hakan ve Serap Övünç Ankara’da TRT’de biri bilgisayar, diğeri istatistik servisinde görevli iki çalışan. Kızları Selin okul çıkışları kimseleri olmadığı için işyerine geliyor. Bu arada Vakit geçirsin diye de kurum içinde çocuklar için açılan tenis dersine yazdırıyorlar. Eylül 2007’de başlayan tenis macerası sırasında ilk dersleri veren Emin Daimgezer, çok kısa süre sonra gelip, “Bu kızda yetenek var, üzerine gidin” der. Baba Hakan Övünç, Selin’i ODTÜ tenis kulübüne yazdırır. Orada da Mustafa Söğüt’le çalışmaya başlayan yıldız adayı sporcu bir sene sonra yani 8 yaşındayken artık katıldığı bütün yaş grubu turnuvalarda şampiyon olan biri olarak ortaya çıkar. Bu noktada Selin’in performansı kadar baba Hakan Övünç devrededir. Kızını “yürütmeye” iyice karar veren Övünç, tenisi her boyutuyla anlama, öğrenme macerasına girer. Sürekli araştırır, bu arada antrenör belgesi de alarak kızının babasından daha çok antrenörü olur. Ve yurtdışına açılma zamanı geldi diyerek Selin’i 12 yaşından itibaren “dışarıya” açar! İlk Rusya’yla başlayan macera Selin’in elde ettiği derecelerle artarak devam eder. Belçika’daki Justine Henin Akademisi’ne gitme fikri ve uygulama “ikiliye” level atlatır adeta. Selin artık uluslarası bir sporcudur. Bedel baba Hakan Övünç için kolay değildir ama. Oturdukları evi, kullandıkları arabayı satan Övünç ailesi elde ettikleri nakiti seyahat ve turnuvalara katılma masrafı olarak harcar. O da bitince kredi çekerler. Bu arada gittiği bütün yurtdışı organizasyonlarda antenörlük bilgisini de sürekli geliştiren Hakan Övünç kızının tek antrenörü olur.

Destek şart!

Selin sadece 2018’de, 28 turnuvaya katılacak. Dünya kazan o ve babası/antrenörü Hakan Övünç kepçe yaşayacaklar adeta. Ama bundan kimse şikayetçi değil. Anne Serap Övünç Ankara’da evde “istasyon” görevi görüyor. “Ekip” geliyor, çantayı boşaltıyorlar, yeni seyahat için hazırlıklar yapılıyor ve hareket. Yaşamları bu şekilde akıyor.

Devamını Oku

Hatamla sev beni!!

3 Şubat 2018

AYKUT hocanın hafta içinde gündeme düşen sözlerine, G.Birliği karşısında takımın nasıl reaksiyon vereceği maçın ana konusuydu. Kısaca ‘Kamçılanmış’ gibiydiler. Skora yansımadı! Maç boyu sezonun üstünde iyi performans gösterdiler belki ama sezona damga vuran ‘Bireysel hata’ derdinden yine kurtulamadılar.. Önce Dirar sonra Mehmet Topal geceyi karartan isimler oldular.

VALBUENA, Soldado ve Oğuz’lu 11 hızlı başladı. G.Birliği’ne sadece kontratak yaparak direnme kaldı. F.Bahçe 2 kanadı da istediği zaman etkili kullanıyor. Dün de ‘Çıkmama’ üzerine direktif olmayınca ki, bu rakiple de doğru orantılı, Isla da Hasan Ali de sık sık ‘Aktılar’. Isla’nın Dirar’la ama özellikle Hasan Ali’nin, Alper’le işbirliği rakip cezaalanı ve kalesini ilk yarıda 2’si direkte patlayan topla 4 pozisyonla bunalttı.

GECENİN KÂRLISI G.BİRLİĞİ

İLK yarının ana konusu ise Aykut hocanın hakem tezine yine yeni bir sayfa ekledi. Valbuena’ya yapılan faul, sarı kartlı Issah’a 2.’yi göstermedi. Maçın başında G.Birliği’ni 10 kişi bırakarak bir avantaj yaratabilirdi F.Bahçe’ye. Karta başvurmaması doğal olarak tepkiyi yükseltti. 2.’si, Valbuena Türkiye’de sahada yediği dayağı, herhalde başka yerde yememiştir. Ona yapılan faullerde hakemlerin toleranslı olmasını anlamak zor. Bu arada Fransız oyuncu, hocasını mahçup edecek bir iş çıkarmadı. Kanat oyuncuları içeri girerken de içerdeyken de istasyon oydu. Çok etkiliydi. 2. golde Dirar’a asisti de 1. sınıftı. İlk yarının sonunda Dirar’ın kendi kalesine attığı gol zamanlama olarak şok etkisi yapmadı.

F.BAHÇE 2. yarıya golle başladı. Dirar kaptığı topu sahanın iyilerinden Alper’e ulaştırdı, o da mükemmel vuruşla beraberlik golünü iyi zamanda attı. Baskı 2.’yi de geciktirmedi. Skor 2-1 olunca G.Birliği ileri çıktı. Trabzon maçındaki gibi rakip baskısını kırma ve karşılık verme konusunda ortaya çıkan sıkıntı, Topal’ın da hatasıyla gole dönünce son 20 dakika F.Bahçe için kabusa döndü.

GECENİN kârlısı ligde kalma mücadelesi verirken 1 puan çıkaran G.Birliği oldu.

Devamını Oku

Sosa’yla başladı ama bitiremedi

29 Ocak 2018

TRABZON bu sezon büyük maçların hiçbirini kaybetmedi. Hepsinde de diğer maçlarıyla kıyaslanmayacak üstün performanslar sergiledi. Dün akşam kazanamadı belki ama bu istikrarını devam ettirdi. 8 ‘bizim’ oyuncuyla başlayan Çalımbay, maçı yabancısıyla, Sosa’yla en azıdan kotarmayı başardı.

KARADENİZ ekibi öncelikle gol yememe derdindeydi. Uzunca bir süre oyunu seyretti. Ya da F.Bahçe mecbur bıraktı. Açarsak, kendi camiasının bile saç baş yolduğu kadro tercihinde sarı lacivertliler belki de bu sezon ilk kez görünen bir oyun tablosu sergiledi sahada. Özellikle 50 dakika. Kocaman’ın anlattığı bu herhalde. Birbirine yakın, hep birlikte giden hep birlikte gelen bir takım oyunu.

TRABZON bu tablonun içinde ilk yarıda kayboldu. Hiçbir oyuncu yaratıcı bir hamle koyamadığı gibi, F.Bahçe topa hükmetti. Kaybettiğini hemen aldı, istediği gibi de yönlendirdi oyunu. Ayrıca bir de ısrarla Kamil üzerinden atak geliştirdi. Üç kez pozisyona girdi. Trabzon buna karşılık rakibinin ceza alanı çevresinde dolaşmasını engelleyemedi. Bir kez yan ortaya dokunamayan Kucka ile heyecan yarattı. İlk yarıda özellikle İsmail’in vuruşunda da Onur başarılıydı.

CÖMERT BURAK!

RIZA Hoca ikinci yarıya Sosa hamlesiyle başladı. Oyun şablonunda bir değişiklik hemen olmadı ama. 50 olmadan Onur bu kez Mehmet’in kafa vuruşunda gol izni vermedi. Trabzon bu dakikadan itibaren topa sahip olmayı başarmaya başladı. Sosa’nın getirdiği hareketle belki biraz da çekinen F.Bahçe’ye karşı daha etkili oynamaya başladı bordo-mavili ekip. Gol de tam zamanında geldi. Abdülkadir’in ortasında Burak işini yaptı.

MAÇ da bundan sonra tam F.Bahçe-Trabzon düellosuna döndü. Top her iki kaleye çok çabuk gidip gelmeye başladı. Trabzon ikiyi Burak’la cömertçe kaçırdı ama F.Bahçe ustası olduğu korner gollerinden birini atmayı başardı. Maç sonrası ilk yarıya herhalde çok hayıflanacak Karadeniz ekibi!

Devamını Oku