Gönüllerde altından taçlısın

16 Mayıs 2016

GALİPTİR bu yolda mağlup’. Böyle bir mücadeleden sonra ne kadar acı bu sözleri söylemek. Sporun her alanında, hangi renklerin mücadele ettiğine aldırmaksızın tek temennimiz hak edenin kazanması. Dün gece öyle olmadı. Tüm sezonu adım adım, inanarak, inandırarak tamamladı F.Bahçe ve sonuna kadar hak ederek geldi Berlin’e. Mercedes Benz Arena’ya tarihinin belki de en güzel atmosferlerinden birini gösterdi binlerce sarı-lacivert yürek. Avrupa devi CSKA’ya tam da rahatladıkları anda hayatının (ilk olmasa da) en büyük dersini verdi.

HATALI DÜDÜKLER ETKİLEDİ

YÜZDÜ yüzdü, alnının teriyle, bileğinin hakkıyla, Dixon’ıyla, Datome’siyle ‘dur’ dedi. Erken düşüş yaşadığı karşılaşmada, dile kolay 21 sayıyı eritti ve öne geçti. İlk maçta olduğu gibi 40 dakikaya sığmayan heyecanla maç uzatmaya gitti. Ne gerekiyorsa yapan Kanarya 5’e 5’te yenilmedi de hakeme direnemedi. Hakem eleştirmek son arzum. Hangi maç olursa olsun. Ancak bu kadar kritik bir karşılaşmada özellikle en kritik bölümünde çalınan hatalı düdükler seyri çok etkiledi.

YİNE de tarih yazdı F.Bahçe. Kupa gelmedi ama bu son sene! Geçen sezon adımını attığı Avrupa’nın en iyi 4’lüsüne ayak izini bıraktı F.Bahçe. Bu sezon kupaya uzanamadı ama öyle bir esti ki İstanbul’dan Berlin’e, Berlin’den Moskova’ya tüyleri diken diken etti. Biz buralara alıştık artık. Şimdilik kupan yok belki ama sen kazanansın! Kürsünün zirvesi de neymiş, gönüllerde altından taçlısın!

Devamını Oku

Hırsın, enerjin kupaya yeter

14 Mayıs 2016

NE güzel bir hafta sonu. Temsilcimiz F.Bahçe, geçtiğimiz sezon tarihinde ilk kez katılma başarısı gösterdiği THY Euroleague 4’lü finallerinde bu sene de yer aldı ve müthiş bir mücadelenin ardından finale kaldı. Organizasyonun son ayağının Berlin’de yapılması hem Almanya’da yaşayan taraftarları, hem de Türkiye’den destek için akın akın Almanya’nın yolunu tutanları biraraya getirince, küçük İstanbul Kreuzberg yerine Berlin oldu size küçük Türkiye. Takımın enerjisi Mercedes Benz Arena’yı Ülker Arena’ya eşdeğer kılınca da finale uçtu Kanarya.

1 ADIM KALDI

KUPANIN tahmin edilen 2 adayı şimdi karşımızda, F.Bahçe ve F4 gediklisi CSKA Moskova. Rus ekibinin karşısında hiçbir maçta rahat favori olunmayacağına şüphe yok. De Colo’nun harikalar yarattığı, keskin bıçak Teodosic’in zaman zaman takımına zarar verse dahi tartışılamayacak kapasitesi, Hines’i, Khryapa’sı, Vorontsevic’iyle tam bir Avrupa devi.

BİZE gelince; kadromuz en az CSKA kadar değerli hem de Obradovic önderliğinde! Biri, diğerinin öğrencisi olarak görünse de birbirini çok iyi tanıyan 2 koçu karşı karşıya getirecek mücadelede hedef Avrupa’nın en büyüğü olmak, o kupayı almak. G.Saray’ın Eurocup’ının ardından, bu akşam ülkemize bir de Euroleague kupası gelecek. Neden olmasın. Haydi Kanarya, tarih yazmaya yalnızca bir adım uzaktasın. Savunmanla, hırsınla, taraftarın, mücadelen ve seninle çarpan milyonlarca yürekle, hırsın o kupayı getirmeye enerjin yeter!

Devamını Oku

Sadece bir adım kaldı

14 Mayıs 2016

YALNIZCA 1 sene aradan sonra yine aynı heyecan için bu kez Berlin’deydi Kanarya. Hem de çok daha güçlü, çok daha inanmış ve destekleyen herkesi de inandırmış şekilde! Hepimizin yüreği aynı heyecan için çarpıyordu! Avrupa’nın en büyüğü olmak için. Final adına ilk engel Laboral, 7 sezon sonra merhaba dediği Final 4’a hiç de tesadüf gelmediğini ispat etti. İspanyol ekibinin mücadelesini, Bourousis’i, Adams’ın sahada devleştiği anlarda hepimize büyük stres yaşatmış olsalar da takdir etmemek mümkün değil.

ANCAK alkışın da tebriğin de tezahüratın da büyüğü F.Bahçe’ye! Sarı-lacivertliler Obradovic önderliğinde emin adımlarla ilerledi, inandı ve hepimizi her geçen gün büyüyen umutlarla Berlin’e getirdi. Temsilcimiz, müthiş başladığı maçta ortaya koyduğu performansla istediğimiz gibiydi. Ancak desteğin bazen baskı olarak geri döndüğü anlarda yapılan hatalarla fark eridi.

SON ANA KADAR PES ETMEDİ

2. yarıda enerjisi düşse de son saniyeye kadar pes etmedi ve geri dönmeyi bildi. Ülker Arena’yı aratmayacak şekilde salonu dolduran taraftarının, ekran başındaki milyonların hevesini kursağında bırakmadı ve uzatmaya taşıdığı maçta inancını sahaya yansıtarak kazandı! Datome’siyle, Bogdanovic’iyle, Udoh’uyla, Obradovic’yle... Şimdi dillere dolanan o güzel tezahüratı hayata geçirmeye yalnızca bir adım kaldı. Haydi F.Bahçe, taraftarın bu dünyayı yakar senin için ŞAMPİYONLUK GELİNCE!!!

Devamını Oku

F.Bahçe kupanın güçlü adayı

12 Mayıs 2016

FİNAL 4 heyecanı geldi çattı. F.Bahçe, geçtiğimiz sezon katılma hakkı kazanıp galibiyetsiz tamamladığı Final 4’te bu kez çok daha iddialı. Normal sezonda ortaya koyduğu performans, Top 16’ya vurduğu damga ve son 8’de enerji kaynağı Vesely’nin eksikliğinde dahi gösterdiği müthiş motivasyonla kupanın güçlü adayı. İlk maçını Laboral Kutxa ile oynayacak olan temsilcimizi elbette zorlu bir mücadele bekliyor.

7 sezon sonra son 4’e kalma başarısı gösteren İspanyol temsilcisi, bu sezon Eurolig’de ortaya koyduğu performansla hiç de kolay lokma değil. Çember altındaki etkinliği ve önemli şut silahlarıyla dikkat çeken Laboral bu kadar yaklaştığı kupaya uzanabilmek adına elinden geleni yapacak olsa da ibre F.Bahçe’den yana görünüyor.

DİĞER eşleşmede oyananacak Lokomotiv Kuban-CSKA Moskova maçındaysa Moskova ekibi favori durumda. Avrupa’nın en büyük yatırımını yapan CSKA her ne kadar final 4’ün gediklisi de olsa 2008’de bu yana kupaya hasret. Yıldızlarla dolu kadrosuyla, Avrupa kupasını almanın kıyısından oldukça dramatik senaryolar yaşayarak dönen Rus ekibi bu kez mutlu sona ulaşmak istiyor.

PEK çok basketbolsever gibi ben de F.Bahçe-CSKA Moskova finalini olası görüyorum. Teodosic’li De Colo’lu CSKA’yla finalde karşı karşıya gelmek durumunda da Obradovic’in askerlerinin bu sezon yakalanan müthiş enerjiyle o kupayı buraya getireceğine inancım tam!

Devamını Oku

Avrupa Aslanı

28 Nisan 2016

BİR takım, bir antrenör, bir camia için daha büyük mutluluk olamaz. Pek çok sıkıntının yaşandığı bir sezonda, bir Türk takımı olarak tarih yazdı G.Saray. Strasbourg’daki ilk maçın ardından 4 sayılık bir dezavantaj vardı İstanbul ayağında. Abdi İpekçi atmosferi için bu farkı dezavantaj sayamayız demiştim ben de pek çok kişi gibi.

LAKİN açık söylemek gerekirse ben yakın geçmişte böyle bir topluluk görmedim. Salonu hınca hınç dolduran taraftar şahane bir koreografiyle başlayan desteklerine bir dakika susmaksızın devam ettiler. G.Saray maça bu baskının da etkisiyle fırtına gibi başladı. Savunmada da hücumda da ilk maçın aksine çok daha etkiliydi. Ancak ritmin düştüğü anlarda sakin kalan konuk ekip farkı yavaşca eritti.

ÜVEY EVLAT GİBİ!

SİNAN’IN ayakta alkışlanacak performansı, Lasme’nın harikalar yaratması, Micov’un soğukkanlı katkısı derken, son bölüme kadar yürekler ağızda izlediğimiz mücadelede 3 çeyreğin suskun ismi McCollum da son çeyrekte nihayet devreye girdi. G.Saray, rakibini 78-67 mağlup ederek EuroCup’a uzandı.

HEM de bir Türk takımının ilk kez kaldığı EuroCup finalinde! Duygulanmamak elde değil. Üvey evlat muamelesi gören bir branşta, futbola yatırımın tek amaç olduğu bir ortamda, eksiğine gediğine rağmen kazandı Ergin Ataman ve öğrencileri. Hiçbir şeyi dert etmedi, taraftarını arkasına aldı ve bugünlere geldi. Ergin Ataman da kupalar zincirine bir yenisini ama en kıymetlisini ekledi. Alkışlar Aslan’a!

Devamını Oku

Sen Aslansın yaparsın!

23 Nisan 2016

G.SARAY, Eurocup finaline kalan ilk Türk takımı olarak tarihte bir ilki gerçekleştirdi. Ancak ilk kez oynadığı finalde kupayı kazanıp adını tarihe altın harflerle yazdırmaya yalnızca 80 dakikası vardı. Maç

başında savunmada bildiğimiz Cimbom sahadayken hücumda bambaşka bir görüntü vardı.

TOP paylaşımından uzak, organize olmakta zorlanan ve dışarıdan isabet bulamayan sarı-kırmızılılar savunmasıylaysa rakibine adeta kendi yaşadığı sıkıntıları yaşattı. Micov-Lasme-Davis üçlüsünün bireysel çabalarının verimi sarı-kırmızılılarda artı olarak göze çarpsa da hep bahsettiğimiz guard eksiğini de ilk yarıda ne yazık ki fazlasıyla hissettik.

BİZİM İNANCIMIZ TAM

TOP kaybı bol, 3 sayısı yok, asisti az ilk yarıda savunmayla ayakta kalan G.Saray 2. yarıda arzu edilen reaksiyonu verdi. Hücum temposu artan temsilcimiz süre alan diğer oyuncuların da devreye girmesiyle toparlandı ve kontrolü eline aldı. Ancak Campbell faktörüne son çeyrekte benchten gelen katkı da eklenince savunmada verdiğimiz her açık Strasbourg hanesine artı olarak yazıldı.

ÖZGÜVENİYLE birlikte ritmi yükselen ev sahibi ibreyi kendine çevirmekte gecikmedi. Oyunun kontrolü gitti mi derken beklenen çıkış geldi ve son saniyelerdeki çember arzusuyla ilk 40 dakika 4 farkla bitti. Ancak maç henüz bitmedi. Abdi İpekçi’de oluşacak atmosfer düşünüldüğünde bu fark ne ki! Nasıl başladığın değil nasıl bitirdiğin önemli. Bizim inancımız tam! İkinci yarıda maçı da kupayı da alırsın. Sen ASLANsın, yaparsın!

Devamını Oku

Ruhun yeter

20 Nisan 2016

GEÇEN sene neredeyse bu zamanlar, yine Barclaycard Center’da, yine Real Madrid ve F.Bahçe karşı karşıya gelmişti. Ancak ufak bir farkla; o gün final-four için değil final için parkeye çıkıp mücadele etmişti iki takım. Aradan geçen 1 sene içinde neler değişti gördük dün akşam.

SERİNİN İstanbul’daki ilk 2 maçında rakibine çok yüksek sesle hatta altyazılarla gerekli mesajı veren F.Bahçe, üçüncü maçta Berlin biletini cebine koyup ruhu yorgun İspanyol temsilcisini de siestaya uğurladı. Yıldızlar topluluğu, son şampiyon, Avrupa devi... Nasıl tabir ederseniz edin. Bugün kadronuza ekleneceğini bilseniz hayır demeyi aklınızdan geçiremeyeceğiniz oyunculardan kurulu bu takımı basketboldan soğuttu. Kanarya’nın kolu kanadı olduğunu düşündüğümüz Vesely’nin yokluğunda, Obradovic’in planını kusursuz sahaya yansıtan sarı-lacivertliler takım olmanın ne demek olduğunu bir kez daha ortaya koydu.

BİR yanda takımından arzu ettiği verimi alan bir coach bir yanda rakip adına yaptığı onca analizi sahaya yansıtmaktan çok uzak bir ekiple, adeta çaresiz bir başka coach örneği gördük dün gece. Bütün sezon çalıştıklarınızı sergilerken ruh faktörünün ne demek olduğunu daha iyi anlatan bir örnek olamazdı. Geçen sezon final-four ilk maçında cız eden yüreklere ancak böyle su serpilebilirdi. Eksiğiyle gediğiyle ama inancından ödün vermeden geldi F.Bahçe bugüne. Darısı 15 Mayıs’ta kupayla gülüp eğlenmeye.

Devamını Oku

F.Bahçe üzerine düşeni yaptı

15 Nisan 2016

EUROLEAGUE son 8 turunda, evinizde oynayacağınız ilk iki maç için daha iyi bir senaryo düşünülemezdi. İlk maçta yapılan savunmaya alkışlarımız henüz dinmemişken, F.Bahçe’nin 2. karşılaşmada savunma kadar hücum performansı da kusursuza yakındı. Parlak bir sezon geçirdiğini iddia edemeyeceğimiz Real Madrid’in İstanbul’dan 1-1’le ayrılmaya dair taşıdığı umut ışığı daha ilk çeyrekte kısılmaya başlandı. Datome-Bogdanovic ikilisiyle başlayan, Udoh’un çembere etten duvar ördüğü ilk çeyrek Kanarya 10’da 9 isabet yüzdesi yakaladı. İkinci çeyrek rakip çemberde yine Udoh’la etkili başlayıp kontrolü tamamen ele alarak farkı 20’lere çıkardı.

KALINIC ‘BEN DE VARIM’ DEDİ

MÜTHİŞ taraftar desteğiyle sert savunmanın birleşimi Real Madrid’i tam anlamıyla kilitledi. Dixon önderliğindeki organizasyonlarla Madrid potasına bırakılan 54 sayı kadar karşısına yalnızca 29 yazdırmaya izin vermek de kıymetliydi. İkinci yarıda haliyle gerilimi artmış bir ekip vardı karşımızda. İlk yarı sarfedilen eforun da etkisiyle sarı-lacivertlilerin ritmi biraz düşse de toparlanmakta gecikmedi. Rodriguez’in çabası ve Udoh’un yokluğundan istifade sayılar bulabilen Ayon dışında varlık gösteremeyen İspanyol temsilcisinin sinirleri de bir hayli gerildi.

NOCIONI’NİN Dixon’a kontrolsüz müdahalesiyle çalınan teknik faulle birlikte 30’a çıkan farkın ardından son şampiyon ruhen pes etti. Öyle ki Pablo Laso dahi son çeyreği gençleri sahaya sürerek geçirmeyi tercih etti. Obradovic başta olmak üzere süre alan her oyuncunun alkışı hak ettiği karşılaşmada Kalinic’in ben de varım demesi 2-0’ın bonusu oldu. Taraftarıyla takımıyla üzerine düşeni yapan F.Bahçe için artık final 4’a 1 kaldı.

Devamını Oku