F.Bahçe derin bir nefes aldı

14 Kasım 2016

BİR yanda F.Bahçe diğer tarafta G.Saray. Sezon başı itibarıyla dengesini bulamamış ancak Euroleague’deki Olmpiakos galibiyetiyle moral bulmuş G.Saray’la, Bogdanovic’in yokluğu ve yorgunlukla düşen motivasyonuyla 2 yenilgi alan F.Bahçe karşı karşıya.

BAŞTAN sona F.Bahçe için değişen bir şey yoktu sahada. Bu nedenle kazandılar zaten! Vesely maç başında alev alevdi. G.Saray da yüksek yüzdeli başlangıçla etkiliydi. F.Bahçe çemberde ne kadar ısrarlıysa G.Saray da yüksek yüzdelerin etkisiyle dışarıda kalmakta ısrarcı davrandı.

İLK yarıda sarı-kırmızılılara skorda aradığını veren 3 sayı isabetleri, 2. çeyrek sonunda düşmeye başlayınca kriz sinyalleri de çaldı. Hücumda ritmini kaybeden Cimbom savunmada da SOS vermeye başladı. Oyunu çembere yığmaktaki ısrarından ödün vermeyen ev sahibi, 3. çeyrekte kontrolü tamamen kaybeden konuk ekibe üstünlük kurmakta gecikmedi. Farkın açılmasıyla motivasyonu düşen G.Saray 7 sayı bulabildiği 3. çeyrekte uzaklardan attı da attı ama tutturamadı. Fenerbahçe soğuk duş aldıran 2 Avrupa mağlubiyeti sonrası toparlanma, motivasyon kazanma adına belki de en hedef maç olan G.Saray’a karşı yapması gereken ne varsa sahaya yansıttı.

OBRADOVIC’İN öğrencileri derslerini iyi çalışmıştı ve hak ettikleri bir galibiyet aldı. G.Saray cephesindeyse Olympiakos galibiyetinin unutturmaması gereken sorunlar 1 maç yani 2 gün arayla tekrar su yüzüne çıktı. Çember altında hissedilen sıkıntı, Sinan’ın müthiş eforuna rağmen Dentmon’ın yetersiz kaldığı bir tabloyla mağlubiyete davetiye çıkardı.

ARTIK KABAK TADI VERİYOR!

Kağıt üzerinde yalnızca bir lig galibiyeti olsa sa psikolojik olarak kıymeti tartışılmaz bir maç oynandı. Kazanan Fenerbahçe derin bir nefes aldı.

ALTINI çizmeden geçemeyeceğim bir konu var. F.Bahçe taraftarının Göksenin’e tezahüratları sonrası yaşanan diyalog ve gerilen ortam! Sonra elden ele gezen mikrofonla tansiyon düşürme çabası. Renklere zerre kadar takılmadan söylüyorum; bazı takım taraftarların rakibin belli oyuncu ve antrenörlerine yaptığı sabit agresif muamelenin karşılığı artık kabak tadı.

Devamını Oku

Soru işaretleri

29 Ekim 2016

BİR yanda Euroleague’in son finalisti, kadrosunu neredeyse tamamen korumuş, kazanmaya alışmış ve bu sene Final 4 hatta kupa için en önemli adaylardan F.Bahçe. Diğer yanda Euroleague’in yenisi, kadrosu yeni, adaptasyon sürecini atlatamamış takımı G.Saray Odeabank.

BU mini bilgiler doğrultusunda haliyle favori F.Bahçe. Fakat G.Saray’la ilgili bölümde şöyle büyük bir soru işareti mevcut. Sıkıntı yeni transferlerin henüz adapte olamaması mı yoksa bu transferlerden en kritik olanların hedefler adına doğru isimler olmaması mı?

BUNDAN önceki 3 Euroleague maçında olduğu gibi F.Bahçe karşısında da bu soru ve aslında aynı zamanda yanıtı vardı sahada. F.Bahçe bildiğimiz F.Bahçe. Çember altında Udoh ve Vesely ile, guardlarının oyun hakimiyeti ve şut silahlarının tıkır tıkır işlemesiyle kazanma alışkanlığı ve özgüvenini yansıttı sahaya.

G.SARAY’IN maç 5’inde rotasyon başlayınca zaafları da bir kez daha çıktı ortaya. Ergin Ataman’ın oyuncularından maksimum performans alma konusundaki başarısı tartışılmaz. Ancak Euroleague beklentileri doğrultusunda guardlar özelinde o uyumu yakalayacak zaman var mı orası muallak.

MORALLER KATLANDI

DÜN akşam izlediğimiz mücadelede de çembere gitmekte ısrar ettiği anlarda rakibine ciddi sıkıntılar yaşatan sarı-kırmızılılar uzaklaştığı anlardaysa sıkıntı yaşayan taraf oldu. Sinan’nın sahada olduğu anlarda ortaya koyduğu liderlik, Micov’un sakatlık sonrası ritmini bulması, Daye-Tyus ikilisinin hızlı uyumu ve hatta Pleiss’in kritik anlarda verdiği katkı gelecek maçlar adına önemliydi.

ANCAK istatistiklerde en skorerler arasında yer alan Smith-Dentmon ikilisinin özellikle savunmadaki kırılganlığı baş ağrıttı. Bu mücadelede Preldzic’in performansını merak ediyordum ancak Ataman tercihini ondan yana kullanmadı. Bu maç bana göre sarı-kırmızılılar için gelecek adına verilen sinyalleri bir kez daha en net şekilde ölçme maçıydı. F.Bahçe adınaysa galibiyet serisini sürdürmek ve ezeli rakibine karşı deplasmanda alınacak galibiyetle iki kat moral demekti. Öyle de oldu ve kanarya Bogdanovic’in yokluğunda galibiyete farklı skorla uçtu.

Devamını Oku

Ustaların savaşı başlıyor

8 Ekim 2016

BEKLENEN gün geldi. Spor Toto Basketbol Ligi yeni sezonu başlıyor. Geçen sezon yaşanan büyük heyecan sonrası takımların yaz dönemindeki yenilenmeleri bu sezonu çok daha motive beklememizi sağladı. 2016-2017 sezonu öncesi en çok konuşulan değişim Darüşşafaka Doğuş’tan geldi şüphesiz.

EFES YENİ SAYFA AÇIYOR

DAVID Blatt ismiyle birlikte kadrosu dışında ışığı da değişen Daçka hazırlık maçlarında fırtına gibi esip bugün başlayacak yarışta tepe mücadelesinin sertliğine ne düzeyde ortak olacağının sinyalini net şekilde verdi. Değişimi en az ama sağlamlığı tartışılmaz F.Bahçe son şampiyon ve Euroleague finalisti olarak sezonun en iddialı takımlarından. Obradovicli sarı-lacivertliler, Cumhurbaşkanlığı Kupası’nı da alarak yüksek enerjili bir başlangıç yapacak.

EUROCUP şampiyonluğu sonrası Euroleague hedefleriyle doğru orantılı bütçesini arttırıp geniş bir kadro kuran G.Saray Odeabank da Ergin Ataman yönetiminde iddialı takımlar listesinin tartışmasız takımları arasındaki yerini alıyor.

VE Anadolu Efes... Son yıllarda yaptığı yatırımların karşılığını alamamanın bir hayli stres yarattığı lacivert-beyazlılar yepyeni bir sayfa açmaya hazırlanıyor. Geçen sezon Laboral’le sürpriz denebilecek final four tecrübesi sonrası Anadolu Efes’le ikinci macerasına atılan Perasovic önderliğinde hedef bu kez büyük. Yeterince hazır olup olmadıkları tartışılır ancak iddialı bu yarışta rolleri büyük olacak. Euroleague 4’lüsü haklı olarak reytingin büyük bölümünü paylaşıyor.

Beşiktaş umutlu

SIFIRLANAN Beşiktaş Sompo Japan, Ufuk Sarıcalı sezondan haklı olarak umutlu. Pınar Karşıyaka’sı Banvit’i Uşak’ı da cabası. Diğer 8 takıma gelince; yeni ve heyecanlı Tofaş ligin rengi olacak. Play-off çekişmesinde ben de varım diyecek kadrolar da var, çeşitli sebeplerle yeterli hazırlığı yapamamış ve beklentisi düşük olanlar da.

AMA Balıkesir’den Trabzon’a, Gaziantep’ten Giresun’a, Belediyespor’dan Büyükçekmece’ye kadar ayrı hedeflerle ayrı heyecanı paylaşacak tüm takımlar. Yeni sezon başlıyor. Hepsine şimdiden başarılar.

Devamını Oku

EN GÜZEL HEDİYE

6 Ekim 2016

32. Cumhurbaşkanlığı Kupası sahibini buldu. Sezona kupayla başlamak çok önemli bir motivasyon ancak sezon öncesi bu en ciddi sınav son durumları görmek açısından da kritikti. Geçen sezonun şampiyonu, final 4 finalisti F.Bahçe, kadrosunu tamamen koruyup yaptığı iki takviyeyle kaldığı yerden devam edeceğinin net sinyalini verdi.

COACH’UYLA başlayan değişimi kadrosuna da yansıtan A.Efes’in birlikte oynama yetisini geliştirmek için zamana ihtiyacı var. Maça gelirsek, agresif bir savunmayla başlayan sarı-lacivertliler, Efes hücumlarını adeta kilitledi ve ilk çeyrekte 9 sayıya izin verdi. Dışarıdan da sayı bulmakta zorlanan lacivert-beyazlılar adına ilk yarıdaki en pozitif tablo Honeycutt’ın katkısıydı. 2. yarıda itibariyle sertliğinden uzaklaşan F.Bahçe savunması, rakibine geri dönüş şansları tanısa da fark her eridiğinde devreye giren usta silahlar kontrolü ele almakta hiç zorlanmadı.

DIXON ve Sloukas’ın etkili oyunu 2. yarıda kilit rol oynadı. Ve kader anında sahneye çıkan Heurtel! 2:38 kala fark 6’yken takım arkadaşı yerine gördüğü çember adeta deja-vu yaşattı! Efes geçen sezon canını çok yakan savunmasına bu maç özelinde bakıldığında farklılık katamamış görünüyor.

YENİLERİ Thomas ve Honeycutt adına pozitif bir tablo olsa da takım halinde yeterli sertliğe ulaşmış değiller. F.Bahçe cephesindeyse Nunally’nin uyumu mükemmele yakın işleyen dişliye uyumlu bir ilave. Alınan Cumhurbaşkanlığı Kupası da sezon öncesi camiaya en güzel hediye.

Devamını Oku

Maçın hakkı beraberlikti

3 Ekim 2016

HAFTA içinde Avrupa mücadelesi veren 2 takımın karşılaşmasında yorgunluk unsurunun ne derece etkili olacağı merak konusuydu. Evinde 3 önemli oyuncusuyla rotasyona gitmiş F.Bahçe’yi ağırlamanın ekstra motivasyonuyla Osmanlı oldukça motive ve tempolu başladığı karşılaşmanın ilk dakikalarından itibaren rakip kaleye etkili geldi. 8. dakikada Volkan’ın gereksiz müdahalesiyle gelen penaltıyla Osmanlı 1-0 öne geçti. Kalesinde gördüğü erken golle temposu yükselen F.Bahçe oyunu rakip alana taşıdı ancak başarılı Osmanlı savunmasına karşı 8 korner kullandığı ilk yarıda aradığı golü bulamadı. Hatta savunmaya geri gelmekte zaman zaman yaşanan sıkıntılar nedeniyle kalesinde gördüğü pozisyonlar göz önüne alınırsa adeta 1-0’ı korumayı başardı.

POZİSYON ÇOK, KALİTE YOK

İKİNCİ yarıda takımın en arzulu ismi Volkan Şen’in emeklerini Ozan’ın yerine oyuna giren Van Persie’nin kafası boş çıkarmadı. Pozisyonu çok, kalitesi düşük bir oyun izlediğimiz ikinci yarıda yapılan değişiklikler de beklenen geri dönüş adına yetersizdi. Dengesini yeni bulmaya başlayan bir takım olan F.Bahçe için başta Lens olmak üzere Feyenoord maçında fark yaratan 3 kritik oyuncusunun sahada olmaması dün akşam adına belirleyici etkendi. Takım olarak özgüvenini kazanmak adına ligde galibiyet serisi yakalamak isteyen Kanarya’nın performansı Osmanlı maçında 1 puandan fazlasına yetmedi. Maçın hakkı da zaten beraberlikti.

Devamını Oku

Kuyt’tan yardım eli

30 Eylül 2016

AVRUPA Ligi A Grubu’nda F.Bahçe, Feyenoord’u ağırladı. Maça tempolu başlayan temsilcimize pozisyon bulmakta zorlandığı dakikalarda eski oyuncusu Kuyt ilaç oldu. Dirk Kuyt’un hatasını affetmeyen emmanuel Emenike oldukça sert ve şık bir şutla topu önce sağ direk sonra ağlarla buluşturdu.

18. dakikada attığı golle temposu yükselen sarı-lacivertliler rakip yarı alanda daha etkili bir oyun oynamaya başladı. Feyenoord’un orta alanda çoğalmasına izin vermeyerek oyun kurmakta zorlanmasını sağlayan Kanarya 34. dakikadaki atağı da Volkan’la etkisiz hale getirdi.

İLK yarının son anlarında kazanılan frikik barajdan dönünce devre 1-0 F.Bahçe üstünlüğüyle bitti. İkinci yarı mücadelenin temposu yükseldi. Sarı-lacivertliler rakip kalede art arda pozisyonlar yakaladı ancak gole çeviremedi. İlk yarıya oranla daha agresif bir oyun ortaya koyan konuk ekip 50’de Mehmet Topal’ın kaleci Volkan’a pasında Kuyt’ın araya girmesiyle tehlike yarattı ama Volkan kurtardı.

VOLKAN GEÇİT VERMEDİ

58’DE Lens’in atağında gelen orta birkaç kez sekip Sow’un röveşatasıyla kaleyi buldu ama ağlarla buluşmasına Jhones mani oldu. Pozisyon sayısı yükselen mücadelede temsilcimiz net pozisyonları gole çeviremedi. 62’de Souza, 78’de Lens’in değerlendiremediği şanslar ah vah dedirtti. Volkan’ın kurtarışlarıyla kaleye ördüğü duvarı geçemeyen Hollanda ekibine karşı pozisyonu bol ama golü tek olan karşılaşmayı F.Bahçe 1-0 kazanarak ilk galibiyetini aldı.

Devamını Oku

4 gözle mayısı bekliyoruz

28 Eylül 2016

HY Eurolig 2017 Final-Four’unun İstanbul’da yapılacağı medya tanıtımıyla açıklandı. Görkemli toplantının bir gece öncesinde THY Yönetim Kurulu Başkanı İlker Aycı, Eurolig CEO’su Jordi Bertomeu ve az sayıda medya mensubunu özel bir akşam yemeğinde ağırladı. Spor medyasından yemeğe davetli 4 yazarından biri olarak Final-Four 2017’nin İstanbul’da yapılacağına dair resmi açıklamaya öncelikli tanık olmak dışında aklımızda ne varsa sorma fırsatı bulduk.

BERTOMEU, organizasyona aday şehirler arasında İstanbul’un öne çıkmasında THY ile kurulan sözleşmelerden öte dostluğun etkili rol oynadığının altını çizdi. İstanbul’un ev sahipliği adına her anlamda yeterli olması ve Avrupa’nın en güzel şehirlerinden biri olması da diğer etkenlerdi. Bu açıklamayla birlikte aklımıza elbette son dönemde ülkemizin içinden geçtiği sıkıntılı süreç ve yaşanan terör eylemlerinin karar aşamasında olumsuz etki yaratıp yaratmadığı sorusu geldi. Hemen ardından da o alkışlık cevap! “Terör ne yazık ki her yerde. Bu saldırıları yapanları amaçlarına ulaştırmış hissettirmek en kötüsü olur. Biz hiç endişe etmedik ve katılan takımlar da İstanbul’la alakalı bir endişe hissetmiyorlar. Bizi eğlendiren şeyleri yapmaya devam etmek teröre verilecek en güzel cevaptır” dedi Bertomeu.

AVRUPA’NIN en büyük basketbol organizasyonu olarak önceliklerinin izleyiciye hizmet etmek olduğunun altını da çizdi başarılı CEO. Artık takımınızın son 16’da elenmesi yüzünden izleyeceğiniz maç sayısı azalmayacak ve aynı zamanda şehrinizin takımıyla oynamıyor diye diğer Avrupa devlerinin maçlarını canlı izleyememe derdinden de kurtulmuş olacaksınız. Hepsi güzel de oyuncular adına biraz yorucu olacak bu tempo. Eurolig yeni sisteminin lig usulü oynanacak olması maç sayısının artması demek.

2.4 MİLYAR İZLEYİCİ SAYISI

BERTOMEU, yorucu olacağı aşikar ama oyuncuların dinlenme sürelerinin milli takım takvimleri nedeniyle daraldığını ve sezon içinde maç sayısının çok olmasının antrenman yapmaktan çok daha fazla tercih edildiğini söyleyerek açıkladı bu durumu. Kendisine katıldığımı belirtip o kritik soruyu sordum. Peki 2017 Avrupa Şampiyonası sonrası ne olacak? Milli takımlar sezon içinde de oynayacak. “Korkunç” dedi! “Bu hem bizim adımıza ama daha da önemlisi milli takımlar adına korkunç bir karar. NBA’de çok sayıda oyuncusu bulunan pek çok ülke o oyunculardan yoksun ve pek çok maçta genç takımlarıyla sahada olmak zorunda kalacak. Bu kararı kesinlikle desteklemiyoruz!” Tekrar final-four konusuna döndük ve İstanbul’da yapılacak organizasyonun 19 Mayıs’ta başlayacak olmasının bizler için ayrıca anlamlı olduğunun altı çizildi.

İLKER Aycı, Berlin’de F.Bahçe-CSKA arasındaki finalin etkisinden çıkamadığını, bu kez 19 Mayıs gibi özel bir hafta sonunda ve İstanbul’daki finallerde kupanın bir Türk Takımı’na gideceğine yürekten inandığını söyledi. Başladığı noktadan bugüne çok büyük bir gelişim yaşayan Eurolig, ulaşılan izleyici sayısını 20 milyonlu rakamlardan 2.4 milyarlı rakamlara çıkardı.

12 televizyon partner sayısı bugün 202. Sponsorların artışıysa cabası. Son yıllarda bu tanıtıma en büyük katkıyı yapan da şüphesiz THY. Şimdilik 2020’ye kadar gibi görünen bu birlikteliğin uzaması adına önemli sinyaller de verildi o gecede.

4 güzide takımımızın mücadele ettiği, dünyaya mal olmuş hava yolu şirketimizin sponsorluğunu üstlendiği bu dev organizasyonda İstanbul’a bir kupa yakışır. Dört gözle mayıs ayını bekliyoruz.

Devamını Oku

Puan 3, özgüven paha biçilemez

19 Eylül 2016

F.BAHÇE’YSENİZ, hafta 4, puanınız 4’se ve 3’ünü dün akşam hali malum Kasımpaşa’dan aldıysanız çok sevinemezsiniz ama mutlu edecek şeyler bulursunuz. Bunlardan en önemlisi şüphesiz özgüven! Sezon başından itibaren planlamasında yaşanan aksaklıklar sarı-lacivertlilere pahalıya mal oldu.

TARAFTARININ şikayetleri, Advo-caat’ın eksikleri yüksek sesle dile getirmesi ve istenen sonuçların gelmemesi baskıyı artırdı. Maç öncesi Advocaat’ın söylediği kritik bir cümle vardı: “Üst düzey kulüplerde çalışıyorsanız kazanmalısınız!” Maçın özeti de buydu. Şartlar ne olursa olsun 3 puan almalıydı sarı-lacivertli ekip ve aldı!

ANALİZ SONRAKİ MAÇLARDA

KABUSLA eşdeğer bir sezon yaşayan Kasımpaşa, 3 puan yolunda ideal bir rakipti. Kanarya’ya düşük tempoda başlayan mücadelede Emenike’nin pek güzel asistiyle Josef’in erken golü enerji verdi. Golü bulduktan sonra dağınık ev sahibi savunması arkasına atılan uzun toplarla pozisyonlar bulmak, ardınan atılan 2. golle birlikte o denen özgüven bir anda geri geldi.

RAKİP savunmanın top kayıplarını Volkan-Lens-Emenike 3’lüsüyle etkili değerlendirmek, hızlı hücumlarda bu hafta ilk kez keyif veren bir futbol izletmenin de önünü açtı. Bu maç özelinde değerlendirirseniz 5-1’lik net skor ve 3 puan sonrası F.Bahçe ihtiyacı olanı aldı. Eksik güvenini onarıp hissettiği baskıyı da azalttı.

ANCAK hemen herkesin net bir karara varamadığı; ‘F.Bahçe mi çok iyi, rakip mi çok zayıf yoksa ikisinden de biraz mı?’ konusu gelecek maçlar adına tehdit olmaya devam ediyor. Tarafımıza düşeni yapıp bu akşam alınan galibiyet adına tebrikleri iletiyor fakat F.Bahçe’deki değişimin analizini yapmak adına sonraki maçları bekliyoruz.

Devamını Oku