İki yıl önce Şubat soğuğunda Vatan okuyucularıyla buluşmuştuk.
32 yıllık gazetecilik hayatımızın son iki yılında Vatan ailesine katıldık...
Hayat felsefemizin gereği düşüncelerimizi açıkladığımızda ve ifadelerimizde kimseyi incitmemeye çalıştık...
Belki sayısız defa incindik ama yine de fikirlere, değerlere ve kişilere savaş açmadık!
***
Bizler ülkede ve dünyada yaşadığımız olaylara herkesten farklı-belki de kimselerin göremediği- bir pencereden bakabilmenin ayrıcalığını yakalamaya çalıştık.
Ve bu farklılığı paylaşmanın kavgasını verdik...
Kimin neye inandığıyla ilgili değil, neyin doğru oluşuyla daha çok ilgilendik.
Tarafsız kalınca sanılıyor ki, ne haklıdan ne de haksızdan yanayız...
Ortalıkta dolaştığımız zannediliyor!
Oysa, bağımsız kalıyoruz...
Çünkü, habersiz kaldığımız ve ayrıntılarını bilemediğimiz savaşlar yaşanıyor...
Dün dost dediklerine, biz evvelki günden beri isyan edercesine bağırıyor “dost değil” diyorduk!
Gülüyorlardı bize...
Şimdi uykusundan daha yeni uyananları bu defa da biz gülerek seyrediyoruz...
Haklı çıkmanın keyfini değil, aslında keyfiyetsizliğini yaşıyoruz...
Teknoloji devleri kabul etmek istemese de, akıllı telefonlar basit bir yazılım programıyla dinleniyor muş!
Bizler akıllı telefon kullanarak günlük hayatta bir çok işi kolaylıkla yapıyoruz ama kritik görevlerde olanların akılsız telefon kullandıklarına şahit oluyoruz...
TLC Türkiye Televizyonunda hayatta kalma uzmanı Bear Grylls, Obama’yı Alaska’nın buzul bölgesi Exit Glacier’e yolculuğa çıkartan belgeseli izlediğimde ilginç bir diyalog dikkatimi çekti...
Eriyen buzulların önünde selfie çekimi yapmasını isteyen Grylls’e, Obama gülerek şöyle cevap verdi;
- Güvenlik gerekçesiyle akıllı telefon kullanmıyorum!
***
ABD, teknoloji üreten dev firmalarının ürettiği güvensiz telefonlarının satışına ise izin veriyor!
Demek ki, akıllı telefonların hiç biri güvenli değil.
Devletlerin dostu olmadığını, öncelikli sıraya göre menfaatlerin daha önemli olduğunu bilmeyen kalmadı artık...
Mesele, bu dostlukları ve menfaatleri yönetebilmekten geçiyor!
Ve süreçlerin nerede sonuçlanacağını kestirebilmek, görebilmek ise devleti yönetenlerin en önemli dönemecidir...
Bu da kırk adım sonrasını tahmin edebilmekten geçiyor.
Böylesine bir tahmini devleti yönetenlerin yapabilmesi için sağlıklı bir istihbarat yapısının işlemesi lazımdır!
Çünkü, kimse oturduğu yerden strateji ve siyaset üretemiyor...
***
Hayaller başkadır gerçekler daha başkadır...
Bazılarının gidişi hiç unutulmaz ve derin acılar bırakır...
Ve adeta sokak ortasında sahipsiz kalmış gibisinizdir.
Basiretiniz bağlanır, düşünemez ve ağlayamazsınız.
Acı, yüreğinizdeki karaya büyük bir gemi gibi gelip oturmuştur.
Kördüğümlere bir yenisi daha eklenmiştir.
Çöz, çözebilirsen!
Bir dostun sözlerini sayıklar durursunuz;
-Giden mi suçlu yoksa kalanlar mı?
İstanbul büyüyor...
Ve gittikçe yedi başlı bir ejderhaya benziyor!
En büyük başı; Trafik...
Her geçen gün çekilmez bir hale dönüşüyor...
Sabah 08.00 de çıkıp da 11.00 uçağına yetişememenin ve 12.00 uçağına güçlükle yetişebilmenin tarifini yapabilmek o kadar zor ki!
***
İstanbul büyüyor...
Ve her geçen gün zaman öğüten yel değirmenlerine dönüşüyor!
Çelişki Dağları’nda geziniyoruz...
Biz, Suriye’deki vahşete, göç dramına, denizlerde boğulanlara üzülürken, birileri gelip Ankara’da iki defa yüreğimizi patlatıyor...
Bizlerin; onların çocuklarına ve bebeklerine, kadınlarına ve insanlarına atılan bombalar yüzünden yüreği parçalanırken, birileri mülteciymiş gibi gelip Ankara’da yüreğimizi parçalıyor...
Hangisine yanacağımızı şaşırdık!
İslam coğrafyası bataklığa dönüşmüş...
Herkes şeyh, alim, hoca, aşiret, lider bozuntuları ve her taraf örgüt ve eli silahlı ve gözü dönmüş kara cahil kalabalığı...
Son yüz yılda bu coğrafya bu hale nasıl geldi?
Anlayan yok...
82 yılından itibaren bu ülkenin gündeminden düşmeyen bir çok konu var, bunlardan biri de; Anayasa ve Değişiklikler!
Mesleğe başladığımız tarihten bu yana otuz yıl aşkın bir süreden beri TBMM Anayasa değişiklikleri ile uğraşıyor...
Kanunları değiştiriyor!
Değişim bir türlü bitmiyor...
Peki, yerine ne koyuyor?
Avrupa’dan uyarlama...
İçtihatın referansı; Avrupa insan Hakları Mahkemesi Kararları...
Ve AB Müzakereleri ile açılan fasıllardan dolayı uyum yasaları...