Ne kadar su içmelisiniz?

19 Mayıs 2018

Hem yaz sıcakları başladı, hem de ramazan ayı. Yaz aylarında vücudun su ihtiyacı artıyor. Oruç da tutuyorsanız su içmek ayrı bir önem kazanıyor. Su ürolojik sağlığın yapı taşı. Böbreklerin, prostat salgılarının, cinsel bölgedeki dokuların bol suya ihtiyacı var.

İdrar yolu enfeksiyonları

Vücudumuzun yaklaşık yüzde 75’ini su oluşturuyor. Kasların yüzde 70’i, beyin hücrelerinin yüzde 80’i, kanın yüzde 85’i, hatta kemiklerin bile dörtte biri su! Bu nedenle bir insan açlığa altı hafta kadar dayanabilirken, susuz bir hafta bile geçiremiyor. Ürolojik açıdan da su çok önemli. Böbrekler kandaki atık maddeleri temizlemek için suyu kullanıyor. Vücuttaki su miktarı azaldığında idrar konsantrasyonu artıyor. Yoğunlaşan idrar taş ve enfeksiyonlara davetiye çıkarıyor. Bu durum özellikle şeker ve prostat hastalarında önemli. Diyabette idrarda şeker olması ve prostat büyümesinde mesanede idrar birikmesi enfeksiyon riskini zaten arttırıyor. Su seviyesi düşük olduğunda ise koyu bir idrar meydana geliyor ve enfeksiyon riski daha da yükseliyor.

İdrar rengi berrak ve şeffaf olmalı

Yeterli miktarda sıvı aldığınızı idrar renginizin berraklığından veya çok açık renkli olmasından anlayabilirsiniz. Ancak yeterli sıvı almanıza ve idrar rengi normal olmasına rağmen aşırı susama hissi yaşıyorsanız dikkat! Şeker hastalığı, bazı enfeksiyonlar, karaciğer, böbrek ve kalp hastalıkları ile bazı ilaçlar aşırı susama yaratabilir. Bu durumda mutlaka hekiminize danışın.

Hangi durumlarda su ihtiyacı artar?

- Sıcak havalar

- Prostat sorunları

Devamını Oku

Performans endişesini yenecek 5 altın kural

12 Mayıs 2018

Cinsellikte iyi bir performans göstermek tüm erkekler için çok önemli. Bu yüzden sekste başarısız olma korkusu çok yaygın bir sorun.

Performans endişesini daha önce yaşanılan başarısız cinsel deneyimler nedeniyle gelecekte de cinsel başarısızlık yaşama korkusu olarak açıklayabiliriz. Bazen bir erkek sekste bir kez bile başarısız olsa, devam eden süreçte “acaba sertleşme elde edebilecek miyim?”, “ya başarısız olursam?”, “partnerim beni nasıl değerlendirecek?” gibi endişelerle sertleşme sorunu yaşayabiliyor. Eşini tatmin edemeyeceğine, ona karşı mahçup olacağına takıntılı şekilde inanıyor. Bu takıntı bir kez başladığında sertleşmeyle ilgili zorluk, boşalma problemleri ve uzun vadede cinsel isteksizlik gelişiyor. Hayal edilen cinsel performansa ulaşmak adeta erkekliğin ispatı haline geliyor.

Performans endişesi sadece psikolojik bir seks sorunu değil. Fiziksel açıdan da cinsel fonksiyonları etkiliyor. Stresli, kaygılı, korku dolu bir ruh hali beyinden penise giden seks sinyallerini bozuyor. Peniste sertleşmeyi sağlayan nitrik oksit gibi maddeler salgılanamıyor. Erkek eşini memnun etmek ve harika bir performans sergilemek istese de, cinsellik öncesinde ve sırasında erkeğin aklından geçen tüm bu düşünceler sertleşmenin kaybına ve bazen de erken boşalmaya neden oluyor. Cinsel birliktelikte bir kez başarısız olmanız, sürekli başarısız olacağınız anlamına gelmez. Sertleşme sorunuyla bir kez karşılaşmanız fonksiyonlarınızı tamamen yitirdiğiniz anlamı taşımaz. Sertleşme sorunu 2-3 ay devam ediyorsa yardım arayışına gitmelisiniz.

1. Kendinize yüklenmeyin: Cinsel ilişki ve başarıyı, performans ve erkekliği bir arada değerlendirmeyin. Sorunlarınızı çözeceğinize inanın. Olumlu olmaya gayret edin.
2. Fiziksel teması kesmeyin: Cinsel sorun yaşayan çiftler birbirleriyle olan fiziksel temastan uzaklaşmaya başlar. Oysa dokunma, sarılma, okşama, öpme gibi temaslar eşinizle daha yakın hissetmenizi sağlar.
3. Yavaşlayın: Endişe ve kaygı vücutta stres reaksiyonu başlatır. Dokunuşlarınızı yavaşlatmayı deneyin. Ön sevişme süresini uzatın. Loş bir ortam hazırlamak, hafif bir müzik koymak da gevşeticidir.
4. Onu suçlamayın: Yaşadığınız cinsel sorunları değerlendirirken ne kendinizi ne de partnerinizi suçlamayın. Bu problemi bir çift olarak ele alın.
5. Cinselliği motive edin: Kendiliğinden gelişen karşılıklı istek varsa bunun keyfini çıkarın. Ancak cinsel hisler her zaman kendiliğinden bir anda gelişmek zorunda da değildir. Erkekler de her an cinsel istek duymaz ve cinselliğe hazır olmayabilirler. Bazen çeşitli uyarılarla cinselliği teşvik edebilirsiniz.

Devamını Oku

40 yaşı geçen göbekli erkekler performansa dikkat edin!

5 Mayıs 2018

Otuzlu yaşlardan itibaren azalan testosteron seks gücünü düşürünce yaşam şekliniz, hastalıklarınız, ilaç seçiminiz ve psikolojik sağlığınıza dikkat etmiyorsanız cinsel sorunlarla karşılaşmanız büyük olasılık! Özellikle de göbekliyseniz!

Testosteron düşünce neler olur?

Testosteron yaşa bağlı olarak azalıyor. Öncelikle performans kaybına yol açıyor. Ancak testosteron aynı zamanda kas kitlesini, yağ kitlesini, kemik yoğunluğunu, metabolizmayı etkileyen de bir hormon. Dolayısıyla testosteron düştüğünde göbeklenme, kilo artışı, metabolizma yavaşlaması, kemik erimesi gibi sıkıntılar oluşuyor. Yani hafif göbeklendiğinizi, güçsüzleştiğinizi hissediyor, sabah sertleşmelerinde azalma yaşıyor, cinsel isteğinizin düştüğünü, daha zor sertleşme sağlayıp sürdürebildiğinizi fark ediyorsanız aklınıza testosteron düşüklüğü gelmeli. Ayrıca göbek çevresinde biriken yağların cinsel gücü azaltıcı etkisi var. Bu yağlar kadınlık hormonları salgıladığından sonuç cinsel isteksizlik ve sertleşme kaybı.

Zaman içinde iyice kötüleşebilir

Testosteron düşüşü ilerleyen yaşa bağlı olarak azalmaya devam edeceğinden şikayetleriniz zamanla kötüleşebilir. Sertleşme kalitesi iyice azalır, birkaç ilişkiden birinde sertleşme sorunu yaşarken çoğu zaman yaşamaya başlarsınız, cinsel isteğiniz düşer, boşalma süresi değişir. Bu durum performans endişesi dediğimiz cinsellikte performans gösterip göstermeyeceğinize dair yoğun bir korkuya da dönüşebilir. Yatak odasından kaçabilir, eşinizin cinsel taleplerine cevap verememe endişesiyle ondan uzaklaşabilirsiniz.

Kimler risk altında?

Testosteronun bu yaşa bağlı düşüşünü en çok metabolik sendromlu erkekler hissediyor. Ama tek risk bu değil. Bazı geçirilen hastalıklar, kullanılan ilaçlar, aşırı hareketsizlik ve obezitede bu düşüş hızlanıyor.

Tüm bu tabloyu tetikleyen önemli bir faktör de stres. Testosteronun testisler üzerindeki üretimi beyinden salgılanan hormonların kontrolünde. Özellikle de beyinde duyguları yöneten bölümler işin içinde. Bu nedenle yoğun stres yaşayan bir erkekseniz sorununuz sadece psikolojik değil hormonsal da olabilir. Kırklı yaşlardan sonra siz de testosteron kontrolü yaptırması gereken riskli kategoridesiniz.

Devamını Oku

Yatak odasını ele geçiren 3 yeni düşman

28 Nisan 2018

Kronik hastalıklardan depresyona birçok sorun cinselliği tehdit ediyor. Ama bu pazar yatak odasını ele geçiren üç tehditi sizinle paylaşıyoruz.

Cinsel sağlığı tehdit eden pek çok risk faktörü var. Ancak günümüzde seks gücünü tehdit eden yeni risk faktörleri de ortaya çıkmaya başladı. İşte bu tehditler.

Dijital bağımlılık

2016 verilerine bakarsak günümüzün neredeyse 4 saat 15 dakikasını bilgisayar veya tablet üzerinden, 2 saat 30 dakikasını da mobil cihazlar üzerinden internette geçiriyoruz. Neredeyse 7 saat çevrimiçiyiz. Dahası 7/24 sürekli bir uyaran altındayız. Emailler, telefonlar, mesajlar, sosyal medyadan gelen sinyaller beyinde sürekli bir uyarı yaratıyor. Bu nedenle beyin bir türlü dinlenme moduna geçemiyor. Dinlenme, rahatlama, eğlenme modu cinsellik için çok önemli. Çünkü beyinde cinselliği başlatan sinyaller ancak bu durumda aktive oluyor. Cinsel istek, zihinsel ve fiziksel uyarılma, cinsel zevki tetikleyen sinir sistemi ancak siz rahat, keyifli, mutluysanız tam güç çalışıyor. Yüksek bir libido, iyi bir sertleşme ve kontrollü bir boşalma için beyni-zihni- bedeni dinlendirmek, koşuşturmacadan bir mola almak gerek. Bu yüzden dijital bağımlılığa dikkat edin!

Süper dirençli bakteriler

Dirençli bakteriler günümüzün en önemli sağlık tehditlerinden biri. Özellikle geçmiş yıllarda bilinçsiz antibiyotik kullanımı dolayısıyla pek çok bakteri türü antibiyotiklere dirençli hale geldi. Cinsel sağlığı tehdit eden bazı bakteri türleri de artık maalesef dirençli. Örneğin bel soğukluğu yapan N. Gonorrhoeae bakterisinin dirençli türü Avrupa’da giderek yayılıyor. Bazen hiç belirti vermeyebilen bel soğukluğu tedavi edilmediğinde kısırlığa kadar giden ciddi komplikasyonlara yol açabiliyor. Bu yüzden korunmasız ilişkilerden kaçının. Korunsanız da özellikle cinsel bölgede yanma, sızı, kaşıntı, akıntı gibi şikayetleriniz varsa veya fazla cinsel partneriniz varsa mutlaka cinsel yolla bulaşan hastalıklara karşı bir tarama yaptırın. Günümüzde antibiyotik kullanımıyla ilgili yoğun bir dikkat ve özen teşvik ediliyor. Siz de buna çok dikkat edin! Ancak ve ancak hekiminizin önerisiyle ve kültür sonucu antibiyotik kullanın.

Uyku açlığı
Uyku sorunlarının cinsel gücü azalttığı biliniyor. Örneğin uyku apnesi sertleşme sorunu riskini artırıyor. Son dönemde yapılan bir çalışma ise kronik uykusuzluk nedeniyle çoğu çiftin yatak odasında uyumayı sekse tercih ettiği gösterildi. Kadınlarda da her bir saatlik fazladan uykunun cinsel isteği ve uyarılmayı yüzde 15 artırdığı biliniyor. Uykusuzsanız bunun neden kaynaklanabileceğini düşünmeniz ve nasıl çözebileceğinizi bulmanız cinsel güç açısından iyi bir fikir. Uykuya dalmada güçlük, sık sık uyanma, horlama, apne gibi uyku problemleriniz varsa mutlaka bir uzmana başvurarak yardım alın. Amacınız partnerinizle cinsel açıdan yakınlaşmaksa, yatağa yorgun ve bitkin gitmemenizde fayda var. Akşam saatlerinde yatmadan önceki saati kendinize ayırın ve dinlenin.

Devamını Oku

Aşağıya bakınca bu şikayetler sizi alarma geçirsin

21 Nisan 2018

Cinsel bölgenizle ilgili her şey yolunda gibi hissetseniz de aşağıya baktığınızda sizi alarma geçirmesi gereken bazı şikayetler var. Bu şikayetlerin kimi akut, kimi daha uzun bir süre içinde yavaş yavaş gelişebiliyor. Fark ettiğiniz anda bir uzmana danışmanız ise çok önemli!

1. Sertleşme kaybı: Sertleşme kaybı erkekleri en çok telaşa sürükleyen cinsel sorun. Sertleşmeyi sağlayamamak da sertleşme sağlansa bile bunu sürdürememekte ciddi problemler ve farklı organik nedenlerle oluşabiliyor. Örneğin sabah sertleşmelerinin azalması hormonsal bir soruna, sertliğin azalması ise damarsal bir soruna işaret edebiliyor. Bu yüzden sertleşmenizin derecesine, sertleşme sorununun cinsellikte hangi aşamada oluştuğuna, ne zaman süredir bu sorunu yaşadığınıza dikkat etmeniz gerek. Sertleşme kalitesinde hafif bir azalma zamanla ciddileştiğinden sorunu başında tedavi etmek daha kolay oluyor.

2. Peniste azalan “fit”lik: Peniste bulunan kas yapısı penisin sertleşme sırasında ne kadar fit gözüktüğünü belirliyor. Bu kaslarda yaşlanma, hareketsizlik, hormonsal değişimlerle meydana gelen zayıflama hem sertleşme kalitesini hem de boşalma süresini olumsuz etkiler. Bu nedenle eskisine göre sertleşmede penisiniz daha az “fit” gözüküyorsa mutlaka kas yapınızı kontrol ettirin.

3. Peniste cilt altı lezyonları: Peyronie hastalığı özellikle 40 yaş üzerindeki erkekleri etkiliyor ve ileri dönemde peniste eğrilik yaratıyor. Başlarda ilaç tedavisine yanıtı olan bu sorun zaman geçtikçe ancak ameliyatla tedavi edilebiliyor. Bu nedenle penisinizi kendi kendinize muayene ettiğinizde elinize mercimek- leblebi büyüklüğünde cilt altı lezyonları geliyorsa mutlaka bir uzmana başvurun.

4. Peniste eğrilik: Doğumsal olabileceği gibi biraz önce bahsettiğim Peyronie hastalığı gibi bir nedenle de oluşabilen penis eğriliklerini ciddiye almak gerek. Çünkü ilerleyen penis eğriliğinde sertleşme sırasında şiddetli ağrı veya pozisyonel sıkıntılar oluşabiliyor. Eğriliğin derecesine göre tedavi seçenekleri bulunuyor.

5. Meni sıvısında değişimler: Meni hacmi yaşlanma sürecindeki hormonsal değişimlerle azalabilirken, bu sıvının ilişkide gelmemesi orgazmik hislerin varlığında mesaneye doğru geri boşalma sorununa işaret edebilir. Yine bazı enfeksiyonlarda meni rengi değişebilir. Bazı sağlık sorunlarında menide kan da görülebilir. Bu nedenle meni sıvısındaki değişimlere karşı dikkatli olun.
6. Ciltte kızarıklık-döküntü: Penis veya testisleri çevreleyen skrotum kesesinde oluşan döküntüler, kaşıntı, kızarıklık, siğil veya ağrılı cilt lezyonları hızla araştırılmalı. Alerjik reaksiyonlar kadar cinsel yolla bulaşan hastalıkların ilk belirtileri olabilir. Yine testislerde fark edebileceğiniz kitlelere karşı da dikkatli olun ve uzman bir hekime başvurun.
7. İdrar şikayetleri: İdrar yaparken yanma- sızı- ağrı, kesik kesik idrara çıkma, sık sık idrar ihtiyacı duyma, gece sık idrara kalkma prostat sorunlarında en sık görülen belirtiler. Bu şikayetler olası bir prostat enfeksiyonuna, prostatın iyi huylu büyümesine veya prostat kanserine işaret edebilir. Ürolojik muayene, PSA tetkiki ve gerektiğinde ileri görüntüleme ile sorununuzun nedeni bulunmalı.

Devamını Oku

Baharda deneyebileceğiniz üç performans dopingi

14 Nisan 2018

Sertleşme sorunu, erken boşalma veya penis estetik yetersizliklerini tedavi etmek için bahar ayları çok iyi bir fırsat! Böylece hem cinsel rehaveti üstünüzden atabilir hem de tatil öncesi kendinizi hazırlayabilirsiniz.

1- Penis şok dalga tedavisi: Penis ütüsü olarak da bilinen penis şok dalga tedavisinde ultrasondan 10 kat daha yüksek enerji cinsel bölgeye uygulanıyor. Yüksek enerji dalgaları peniste yeni damar gelişimini sağlıyor, sinir sistemini destekliyor, cilt dokusunu tazeliyor. Kısacası penis “fit” hale getiriliyor. Sertleşme sorununda hastanın durumuna göre yaklaşık 4-5 seans sonrasında sertleşme sorununda önemli iyileşme yaşanıyor. Özellikle sertleşme sorunuyla ağrı yaşayan hastalarda yüzde 85’e varan oranda iyileşme yaşanıyor. Penis ütüsüyle damarsal risk faktörü bulunan, kalp-damar problemi, şeker hastalığı, yüksek tansiyon- kolesterolü bulunan, kalp krizi geçirmiş veya sigara içen erkeklerde özellikle başarılı sonuçlar alınıyor. Yine sertleşme sorunu için ilaç kullanmak istemeyen kişilere de alternatif sağlanıyor. Penis ütüsü seanslar şeklinde düzenleniyor, uzman hekimin yardımıyla şok dalgalar penise veriliyor. Peniste ve cinsel bölgede herhangi bir yan etki, ağrı-sızı oluşmuyor. 15-30 dakikalık tedavi sonrasında hastalar günlük yaşamlarına devam edebiliyor.

2- Biofeedback tedavisi: Cinsel bölgeyi bir ağ tabakası gibi çevreleyen kas yapısı erkek cinselliğinde çok önemli işlevlere sahip. Bu kaslar aşırı az veya çok çalıştığında idrar kaçırma, cinsel ağrı, prostat enfeksiyonları, cinsellikten zevk alamama görülüyor. Bu kaslar doğru çalışmadığında erken veya geç boşalma da oluşabiliyor. Günümüzde tam anlamıyla bu kasların gücünü ölçmek ve kuvvetlendirmek mümkün hale geldi. 15-45 dakika süren pelvik biofeedback çalışmaları ile klinik ortamda bu kaslar ile peniste boşalma ve sertleşmede görev alan kavernöz kası yönetmeyi öğrenebiliyorsunuz. Böylece erken boşalma ve sertleşme sorunu tedavisinde önemli bir yol kat ediliyor.

3- Cinsel estetik: Bahar ayları cinsel estetik için de çok iyi bir dönem. Cinsel estetik uygulamalarını penis boy-hacim yetersizlikleri olan veya penis eğriliği olan erkekler tercih ediyor. Klinik muayene ile yetersizlik veya eğriliğin derecesi incelendikten sonra gerekli kişilere penis büyütme ve penis eğriliği düzeltme ameliyatları yapılabiliyor. Penis büyütme ameliyatları esas olarak iki tip cerrahi işlemin bir arada yapılmasıyla tamamlanıyor. Birinci işlemde penisin boyu uzatılırken, ikincisinde kalınlığı artırılıyor. Genelde bu iki işlem aynı cerrahi operasyonda tamamlanıyor. 4-8 hafta sonra normal cinsel yaşama dönülebiliyor.

40 yaşı geçenlere cinsel anti-aging!

Cinsel bölgeyi çevreleyen cilt, cilt altı dokuları, sinir ve damar sistemleri normal yaşlanma süreci ve çeşitli hastalıklar ile yıpranıp zedeleniyor. Sigara, alkol, hareketsizlik, beslenme yanlışları, ödem, yağ fazlalığı ve stres hormonları da cinsel bölge sağlığını olumsuz etkiliyor. Bu durum özellikle 40 yaş üzerinde sertleşme sorunu, erken veya geç boşalma, cinsel isteksizlik, penis eğrilikleri, peniste plakların oluşması, penis ve çevresinde ağrı, cilt yaşlanması sürekli gibi sorunlar yaratıyor. Bu durumda cinsel anti-aging programlarından faydalanabilirsiniz. Cinsel anti-aging programları ile cinsel bölge yapılarını canlandırmak ve cinsel performansta gençleşme yaşamak hedefliyoruz. Keyifli, kaliteli ve uzun yıllar tadını çıkarabileceğiniz bir cinsel yaşam için neler yapabileceğinizi öğretiyoruz.

Devamını Oku

Bahar aylarında cinsel yorgunluk yaşamayın!

7 Nisan 2018

Birçok kişi baharda kendini yorgun hisseder. Bu durum cinsel gücü de düşürüyor!

Uzun sürüyorsa dikkat!

Her ne kadar testosteron hormonu ilkbahar ve yaz aylarında çok hafif doğal bir artışa geçse de mevsim geçişleri özellikle yorgunluk şikayeti yaratarak cinselliği olumsuz etkiliyor. Hava şartlarındaki oynamalar, ısı ve nem değişimleri, gündüz ve gece saatlerindeki farklılaşmalar bahar yorgunluğunun ana nedeni olarak gösteriliyor. Ancak bu yorgunluk genelde kısa dönemli ve birkaç haftayı geçmiyor. Bu süre içinde geçici olarak istek değişimleri, sertleşme gücü ve boşalma süresindeki farklılaşma hemen sizi panikletmesin.

Tek sefer başarısızlık sürekli başarısızlık yaşayacağınız anlamına gelmez. Ancak cinsel sorunlarınız ısrarcı şekilde devam ediyorsa altında organik, psikolojik ve sosyal açıdan birçok sorun bulunabiliyor. İşte o zaman seksin alarm verdiğini kabullenmeli ve yardım arayışına gitmelisiniz. Organik anlamda alerjiler, tiroid sorunları, uykusuzluk, vitamin-mineral eksikleri, kansızlık, enfeksiyonlar ve depresyon kendini özellikle bahara girişte belli edebiliyor.

Baharda cinsel yorgunluğu kolay atlatmak için bol su için, hareket etmeye ve uykunuza özen gösterin. Sosyal fırsatları değerlendirip partnerinizle vakit geçirin. Sigara ve alkolden uzak durun. Ko-enzim Q10, L-carnitin, multivitamin ve ginseng gibi besin desteklerinden de yararlanabilirsiniz.

Alerjilere dikkat edin!

Alerji sezonu açılıyor. Saman nezlesi olarak da bilinen ‘mevsimsel alerjik rinit’ bu aylarda başlıyor. Çim, ağaç, çiçek veya tohum polenlerinin alerjik bir durum yaratmasıyla burunda akıntı ve tıkanıklık, gözlerde sulanma, yanma, öksürük, hapşırma yaşayanlar artıyor. Saman nezlesiniz varsa burun spreyleri, antihistaminik ilaçlar, burun akıntısını önleyen dekonjestantlar veya göz damlalarından yararlanabiliyorsunuz. Doktorunuzun önerisiyle alerji iğnelerini de deneyebiliyorsunuz. Ancak unutmayın, alerji ilaçları da bazı tansiyon ilaçları, depresyon ve endişe ilaçları, uyku hali yaratan sedatifler ve bazı hormonlar gibi cinsel performansınızı etkiliyor ve sertleşme sorununa yol açabiliyor.

Oksijen mucizesi

Devamını Oku

Libidosuz erkekler arttı mı?

31 Mart 2018

Son yıllarda giderek daha fazla erkek kliniğimize cinsel isteksizlik şikayeti ile başvuruyor. Tek başına gelenler olduğu gibi eşiyle başvuranlar da çok. Yaşa bakıldığında ilk anda sanki bu sorunu daha çok orta yaş ve sonrasındaki erkekler daha sık yaşıyor gibi zannedilebilir. Ancak işin aslı genç nesil de çok şiddetli libido kaybı yaşamaya başladı. Peki bunun nedeni ne?

Erkeklere testosteron kontrolü gerek!

Erkeklerin her zaman yoğun cinsel istek duyduğu aslında bir şehir efsanesidir. Erkekler her zaman ve sürekli cinsel istek duymazlar. Her erkek bazen dönemsel olarak istek kaybı yaşayabilir. Yine cinsel isteksizlikte başka bir şehir efsanesi de sorunun hep ve sadece psikolojik olduğudur. Hele de genç bir erkekse mutlaka strese veya başka bir psikolojik nedenle bağlı libido kaybı yaşandığı düşünülür. Oysa günümüzde genç erkeklerde de aynı orta yaş ve sonrasında olduğu gibi libido ve cinsel gücü etkileyen testosteron düşebiliyor.

4 düşman: Kilo, alkol, sigara, hareketsizlik

Libido için çok önemli bir faktör de yaşam tarzı. Kötü beslenme, aşırı kilo, hareketsizlik, ofiste uzun süre oturularak geçirilen zaman, sigara içmek, akşamları yoğun tüketilen alkol de seks hormonlarını altüst ediyor. Penis damarları, sinirleri yaşlanmaya başlıyor. Bazen 30 yaşındaki bir erkeğin vücudunda 80 yaşındaki bir erkeğin hormon seviyesine rastlanıyor. Bu nedenle sorunun organik boyutunun anlaşılması için testosteron ve diğer hormonları kontrol ettirmek iyi bir fikir. Eksiklik durumunda testosteron yerine koyma tedavilerinden yararlanabilirsiniz.

Tek sebep hormonlar değil!

Tabii işin psikolojik ve duygusal yönünü unutmamak gerek. Günümüzde modern yaşam tarzı, koşturmaca, yaşam mücadelesi, vakitsizlik erkekleri yoğun bir kaygı ve stres durumuna sokuyor. Stres hormonlarının vücutta cinsel isteği ve uyarılmayı yöneten testosteronu düşürücü etkisi var. Ayrıca duygusal durumunuz, yorgunluk seviyeniz, eşinizle olan ilişki kaliteniz, stresli- öfkeli bir ruh hali, vakitsizlik, eşinizle birbirinize yeterince vakit ayıramamak, iş-aile sorunları ve daha pek çok faktör cinsel isteği azaltabiliyor. Bu nedenle cinsel isteksizliğin altında yatan nedenleri dikkatle incelemek ve kişiye özel bir tedavi planı oluşturmak gerekiyor.

Devamını Oku