Neyin iyi?

20 Ağustos 2018

BU oyun, bu anlayış, bu ritm, bu tempo Şampiyonlar Ligi’nde 1 puan bile alamaz! G.Saray, bu haliyle ligde de zorlanır! Biraz ısıran, tempo yapan, oyunu kanatlar doğru yayan, merkezi 2’ye 1’lerle sıkıştıran her orta seviye Anadolu takımı, Türk Telekom’dan puanlar alır! Beşiktaş, Başakşehir gibi oturmuş, F.Bahçe gibi kaliteli ayaklara sahip takımlara içeride dışarıda şansınız az!

ACI bunları okumak biliyorum G.Saray taraftatarı için. Ancak sportif vicdanınızı aklınızla birleştirirseniz hangisi yanlış? 61’de Emre’nin girişi ile kalite kattığı ön alan oyununun yarattığı heyecan yeterli mi başarılı olmaya! Beto, Poko ve Castro gibi 3 temel oyuncusu olmayan Göztepe’ye son dakikalara kadar pozisyon üstüne pozisyon vermek neyle açıklanabilir? Sende de Serdar ve Garry yok ancak yerine oynayanların ‘Bu kadar eksik’ olması nasıl açıklanabilir?

YETMEZ...

GALİBİYET örtmez yaşanan futbol felaketini. Göztepe’nin maç boyu girdiği net pozisyon sayısı senden fazla ise düşünmeli! 30 dakikalık Emre hareketliliği ve Yuto’nun iyi oyunu dışında neyin iyi? Golde Onyekuru’nun ‘Tıkı’, Fernando’nun ‘Teki’...

SÜPER Lig’deki ilk maçında Göktuğ’u hiç zor duruma düşüremeyen bir G.Saray... Ötesi? Yetmez... Şampiyonlar Ligi’ne hiç yetmez! Maçın tek iyi tarafı Emre’nin ‘Merkez dışında da göreve hazırım ve iyiyim!’ mesajını güçlü bir şekilde vermesi! Bu da en yakından Feghouli’yi ilgilendiriyor! Bir de kehanet... Fernando varsa, Donk uzun süre 11 göremez!

Devamını Oku

9 yok gol yok

10 Ağustos 2018

BAŞAKŞEHİR Futbol Kulübü projesi 500 bine yakın gencin 1.5 milyona varan nüfusun oluşturduğu bir bölgede futbola olan sempatiyi de arttırmaktı bi kıyıdan! 5.yılında kulüp iyi işler yaptı, gelişti. Ancak hizmet ettiği kuruluş amacında çok fazla yol aldığı söylenemez! 17 bin kişilik stada Premier Lig takımı geliyor ve en kabadayısı 5 bin taraftar! Bunun yanında Burnley’e ayrılan tribün dopdolu. Mesele futbolu sevmekse; biz yokuz. Çok açık!

MAÇA gelince... Burnley’in Premier Lig’de bu yetenek yoksunu oyunla kümede kalması mümkün değil. Tabii ki 9 Ağustos’taki durumla 4 hafta sonraki tablo aynı olmaz. Ancak bir Premier Lig takımının bu kadar hücumdan uzak olması çok görülen bir durum değil! Peki olumlu yanları? Harika bir alan ve parselasyon bilgisi, saygın bir pozisyon sadakati kültürü...

BAŞAKŞEHİR’İN de yeteneğine rağmen aşamadığı buydu. Büyük ihtimalle maça ilişkin her rakamda temsilcimiz daha iyi çıkacak; okursunuz! Peki sonuç? Olmadı! Olamazdı! Santrforsuz oynadıkları için olamadı. Yekten söylemeli Başakşehir oyunu domine etti. Mert Günok 1 pozisyon yaşadı. Her alanda etkiliydik.

7 Eylül’de 38’ini bitirecek Emre yine yeniden maestroydu; kusursuzdu. Vişça ve Çaiçara sağı etkili kullandı. Jojiç çok iyi bir oyuncu. Da Costa aklını futbola verdiği an ne kıymetli bir oyuncu olduğunu gösterdi.

AVCI SABIRLIYMIŞ

CLICHY gecenin başarısızlarındandı. Ama hiçbir kötü oyuncu bir Bajiç etmedi; edemezdi. Kuşku yok ki Adebayor olabilmesini beklemiyoruz ondan. Ama şampiyonluk adayı bir takımın 9 numarası bu kadar kötü olamaz! Abdullah hocada da peygamber sabrı varmış! 88 dakika sabretti ona! Mevlüt’ü 18’e almamasını da anlamadım! Tur? Hiçbir bitmiş değil. Onlardan daha yetenekli bir takımız! Şansımız var!

Devamını Oku

Kazananı kutlamalı

6 Ağustos 2018

ÖNCE 90 dakikayı hatta 45 artı 45’i değerlendirmeli. İlk 45’teki G.Saray’ın Devler Ligi’nde 1 puan alması mucize! 2. yarıdaki G.Saray ise 6 maçta belki 2 iç saha beraberliği alır. Takım kötü bile değildi ilk yarıda. Akhisar merkezden bulduğu atak neticesinde attığı golün ardından yer-yer çekilse de 3-4 golün benzeri açık alan pozisyonu yakaladı. Atsalar ilk yarı maç bitecek. G.Saray, Cüneyt hocanın VAR’a başvurduğu Rodriques pozisyonu haricinde tehlike dahi geliştiremedi.

2. yarıda kenarları biraz daha etkili kullanan, Linnes ile Yuto’yu biraz daha oyuna sokan, iki savunmacı orta sahanın sonrasında Selçuk-Feghouli’nin merkeze gelmesiyle hareket kazanan G.Saray oyuna hakimiyetini kurdu. Fatih hocanın iki forvetle yansıttığı kazanma isteğiyle oyuncuların biraz daha kalitelerine yakın oynamaları maçı hiç olmazsa beraberliğe götürdü. Akhisar’ın da hakkını yemeyelim ki ‘stratejik geri çekildikleri’ dakikalar dışında oyunu asla çirkinleştirmedi. İlk yarı maç onların hakkıydı. Dakikalar geçtikçe oyundan düştüler.

SAFET hoca; Soner, Muğdat gibi oyuncuların ayrıldığı Akhisar’a Manu, Larsson, Güray, Seleznyov, Lopez, Vrsaeviç gibi hızlı isimlerin katacağı enerjiyle (Bilal organizasyonunda) hücumda aktif bir anlayış kazandırmak istemiş. Defanstaki defoları sürmekle birlikte her lig maçında gol bulabilirler. Susiç’in tüm hocalık kariyeri de lezzeti oyunlarla geçti.

BU NASIL ZEMİN?

PENALTIDA avantajlı/dezavantajlı takım yoktur, kim kazanmışsa biraz da beceriden ziyade hissiyat ve şansla kazanmıştır. Kazananı kupa için kutlarım. Zemini bu hale getirenleri önce Allah’a sonra TFF’ye havale ederim.

Bu arada 69’da Terim’in Fernando/Yunus değişikliği zihninizin bir yerinde kalsın! Yok yok… Yunus için değil; o su gibi yolunu bulur zaten, bir maç önce bir maç sonra. Mevzu hoca… Bu değişiklik her yere mesaj da o sebepten diyorum. Bir kenarda kalsın, kayıtlara geçsin!

Devamını Oku

Gülümse

22 Temmuz 2018

ADANMIŞLIK önemli bir haslet. ‘Geçen sezon G.Saray’ı Terim dışında kimse şampiyon yapamazdı’ teorisinin altında tüm camianın peşinde koşacağı adanmış bir aidiyet hissiyatı olması gerektiğinin altını çizdik aylarca. Aynı dönemde kadrosu G.Saray’dan daha derin olan F.Bahçe’nin ne adanacağı bir yönetim, ne kendini ait hissedeceği bir hocası vardı.

DÜN geceyi biraz da buradan okumalı. %75’e vuran nem oranıyla denizin dibindeki stada 21 Temmuz günü 25.000 kişinin gelmesi ‘nihayet adanacak ve kendimi ait histettiğimyerim var demesi taraftarın. Mutlu on binler mukim olacak artık Kadıköy’de! Her maç kazanılacak mı? Hayır! Ama her maça mümkün mertebe gelinecek, gelemeyen passoliğini devredecek. Kısaca evine döndü Fener taraftarı!

‘DİKİNE GÜLLER!’

DÖNDÜĞÜ evi de bıraktığı gibi bulmadı. Kasvetin yerini güneş, kasımpatıların yerini açelyalar almış balkonda. Doğru oyun gitmiş, güzel oyun gelmiş! (Ben haksızlık edildiğine inansam da kamuoyu algısı öyle) Topal-Josef ezberi bozulmuş, oralarda ‘dikine’ güller açmış! İki kardelen (Elif/Barış) bitivermiş; iklim değişmiş Akdeniz olmuş...

GÜLÜMSE Fener’li! Barış demişken... İlk milli takım aday kadrosuna çağırıldı bile... 62 dakika oyunda kaldı, büyük işler yaptı. Dikine oyun kültürü tesis olunacaksa oyun Barış’ın üzerine kurulur. Geçiş oyunu oynanacaksa genç şimdiden hazır.

ELİF’E de bayıldım. 62 dakika 4-3-3’ün sağ içi sonrasında 10 numara gibi oynadı. Attığı golden daha değerlisi o atağı başlattığı harika pasıydı. Herkes takımın iyi olmasına yardım etti. Hazırlık maçı olmasına rağmen gollerden sonraki sevinç görülmeye değerdi. Eksik yok muydu? Var. Onları da yazar çizeriz. Ancak dün gecenin adı sevgi, yıldızı Barış’tı. Ümit de geleceğin ekmeği...

Devamını Oku

Kolay zafer!

6 Temmuz 2018

FRANSA için beklenenden kolay oldu her şey! Muhtemeldir ki Deschamps ilk 40 dakikanın dinginliğini tahmin etmiş; rakibine göre kuvvetli kulübesiyle belki 90, belki 120 dakika üzerine kurmuştu stratejisini. Ayrıca hepimizin yıllar sonra VAR ile birlikte hatırlayacağımız 2018 Alamet-i Farikası duran topları da tasarlamıştır. Hem hücumda hem savunmada neler yapabileceklerini çalışmış olduklarını tahmin ederim. Nitekim erken bir duran top çizdi kaderi.

MUSLERA, geliştirdiği takdirde dünyanın en iyilerinden biri olabileceği duran top handikapından ötürü maça damga vurdu. 3 dakika sonra Lloris, benzer pozisyonda inanılmaz bir kurtarış yaparak adeta takımını ipten aldı. Cimbomlu’nun ezeli zaafına çalışmış mıdır acaba Fransızlar!

KEŞKE ÖZENLİ OLSAK!

KALAN bölümde Cavani de olmayınca savunmayı iyi bilen Uruguay hücumda etkisiz kaldı. 61’de Muslera paraf attığı maça imza attı; damga vurdu. Orada maç bitti aslında. Çünkü kulübesi hiç yeterli değildi Tabarez’in maçı çevirmeye. Böylece çok da iyi oynamadığı; en azından Arjantin maçının yanına bile yaklaşamayacak futboluyla Fransa yarı finalist oldu.

BİRKAÇ cümle de Martin Cacares için... Eski futbolcular Sedat Yeşilkaya ve Ali Cansun tarafından 800 bin Euro’ya Trabzonspor için Türkiye’ye 2 yıl önce getirilen oyuncuya sakat raporu verildi. Şu defansı sağlam Uruguay’ın iki kanadında da bek olarak oynadı. Dünkü maçta hücuma da katkılar verdi. Keşke diyorum şu sakatlık raporları falan biraz daha özenerek verirse. Baksana Trabzonspor halen savunmacılar arıyor. Daha özenli olunmalı!

Devamını Oku

LİDERLİK ZOR

18 Haziran 2018

MAÇTAN ve sonuçtan bağımsız! Löw’e bir teşekkür. Bu siyasal/sosyal ortamda Mesut’u daha turnuvanın ilk maçında cesurca 11’e koymak “güç” işi… Kolay değil, Almanya gibi muhafazakar bir toplumun en başarılı olduğu alanlardan birinde bu tutumu sergilemek.

MAÇ? Önce koca bir tebrik. Meksika, son dünya şampiyonuna nasıl oynanması gerekiyorsa öyle oynadı. 2. yarı sadece savunmada kalmalarını eleştiremem ki! İlk yarı süresince geçiş oyunlarını harika yapıp, 35’te de Kimmich kanadından golü bulup avantajı elde edince, 60 dakika savunmada kalmaları çok anlaşılır. Almanları sürekli kendi sollarından oynattılar, sıfıra da indirmediler. Kimmich’in önde oynamasına göre kurgulamıştı hoca oyunlarını. Hücumu hep golü atan Lozano üzerinden düşündüler.

ERKEN FİNAL?

2. yarı oyun ve top Almanya’daydı ama ne gam Meksika için! Çok doğru kapandılar. Maç sonu Kross’un da dediği gibi “nerede alan bırakmak istedilerse, orada bıraktılar; Almanlar da kaldı” Son 15 dakikayı adeta 8 hücumcuyla oynayan Almanya’da bol pas, sıfır üretim olunca, mahir ayaklar golle buluşamadı. Kenardan ve merkezden ne attılarsa içeri; hepsi geri döndü.

ŞİMDİ işler değişti. Çoğu kişi Almanya’yı grubun liderlik favori görüyordu. Şimdi 6 puana liderlik güç. Öteki taraftan Brezilya lider gelirse, son 16 turunda erken final olacak. Löw, maç içinde yapabileceklerini yaptı. Ancak oyuncuları çok formda değil. Sane’yi arayan da var, Mesut’la olmaz diyen de, bu takımın 9 numarası Werner olmaz diyen de… Özü şu ki liderlik kaf dağının ardında.

Devamını Oku

Gen işleri mühendisi

19 Mayıs 2018

ÖNCE maç.. İstanbul için iftar vakti gelen gole kadar, heyecan ve baskı hisseden bir G.Saray izledik. Çok anlaşılabilirdi. 35’te Bafetimbi Gomis’in kaçırdığı pozisyon dışında coşkudan ziyade tedbirli hatta tedirgin bir ekip izledik. Bol eksiği de olsa ev sahibi Göztepe’nin doğru oyunu da momentumu neredeyse hiç G.Saray’a vermedi. TOP İstanbul’un sarı-kırmızılılarında kaldı mı? Evet! Hatta çokça. Ancak oyunu alamadılar. Ta ki iftar vakti gelen penaltıya/gole kadar. Sonrası şölen..

GEN işi... G.Saray’la ilgili defaten kullandığım bir tabir. Bu gende, bu kültürde, bu gelenekte, son düzlük sonrası finişi hep birinci bulma alışkanlığı var. 2.’lik sevmiyor bu camia. Ya şampiyon ya 4., 5. falan oluyor. 7, de 8 kabil... Ve elbette armalar tarihi temsil ederken, onları tarihe yazanlar etli, kanlı, canlı insanlar. Ali Sami Yen’den, Metin Oktay’a; Gündüz Kılıç’tan Turgay Şeren’e... Hepsi G.Saray’ı yazdılar diğer efsanelerle birlikte tarihe... Ancak modern zamanların en büyük tarih yazanı teknik direktör Fatih Terim oldu.

KAHRAMAN OLDU

TABİİ ki taraftarlar, oyuncular, yönetimler, Tudor, çimci, güvenlik görevlisi.. Hepsinin tabii ki payı var. Ancak bu takım Fatih Terim olmasaydı zannımca şampiyon olamazdı. Zor dönemin usta tahkimatçısı, sıkıntılı günlerin konsolidaston mühendisi oldu. Camianın yine ipine sarıldığı kahramanı oldu. Geni sahaya yine/yeniden yansıtan efsane oldu. Tüm camiaya kutlu olsun.

Devamını Oku