Aziz Yıldırım bunu söylüyor, peki operasyonu yapan kim?
Aziz Yıldırım, refikimiz Milliyet‘e konuştu: “Mehmet Ali Aydınlar operasyonu bana karşı yapılıyor..” Bence doğru söylemiş.. Ama esas soru şu: Bu operasyonu kim yapıyor? Eğer başka kulüp başkanlarının yaptığını düşünüyorsa gözden kaçırdığı önemli noktalar var.. Büyük fotoğrafa bakarak, 3 açıdan Aziz Yıldırım’a değen bu operasyonu analiz edelim..
1- Mahmut Özgener kendi isteğiyle başkanlığı bıraktı ve kaos başladı.. Özgener’in göreve devam etmesi için, Başbakanımız’ın tek bir telefonu yeterliydi.. Bu telefon gelmedi..
2- F.Bahçe’nİn desteklediği Göksel Gümüşdağ konusunda Ankara’dan herhangi bir tasarruf gözükmüyor.. Dün yine Ankara kulislerinde mesai yaptım.. Söylenen şu: “Spor kamuoyundaki izlenimin aksine, Başbakanımız ailesinden birinin futbol gibi iğneli bir fıçıya girmesine sıcak bakmıyor.. Özgener profilinin aynen devam etmesini, dil bilen, modern, başarılı, dünyaya açık ve 18 kulübe eşit mesafede duracak bir başkan istiyor.. Şimdilik de direkt müdahalede bulunmuyor.. Ama gerekirse müdahale edecektir..” Melih Gökçek ismi burada önemli.. Tamam, kendisi Aziz Yıldırım’a karşıdır.. Ancak pazar gecesi yapılan balkon konuşmasında Başbakanımız’ın en yakınındaki isimlerden biriydi.. Onun ısrarla “M.Ali Aydınlar” demesi bence altı çizilmesi gereken bir siyasi mesajdır..
AZİZ Yıldırım’ın G.Saraylı muamelesi yaptığı Mehmet Ali Aydınlar’ın F.Bahçe’ye karşı nasıl bir tavır alacağını merak ettim.. Ahizeyi kaldırıp sordum: “F.Bahçe’ye rağmen federasyon başkanı olabilecek misiniz?”
Aydınlar, her zamanki gibi soğukkanlıydı:
“F.Bahçe benim kulübüm.. Yöneticilik yaptım, şu anda voleybol şubesinin sponsorluğunu yapıyorum.. Bu nedenle F.Bahçe’nin beni desteklememesi gibi bir durumu düşünmem mümkün değil.. Bu, eşyanın tabiatına aykırı.. F.Bahçeli bir aday varken, G.Saraylı bir adayın destek görmesi şaka gibi olur.. Benim bu göreve talip olmamın tek sebebi var: Mahmut Özgener’in bırakmasından sonra doğması muhtemel kaosu yoketmek.. Diğer takımların beni aday göstermesinin nedeni de beni hem bu konuda muktedir, hem de F.Bahçeli olmama rağmen tarafsız kalacağıma inanmaları.. Aziz Yıldırım da bunun tersini düşünmez.. Ben Mehmet Atalay’ın da Göksel Gümüşdağ’ın da aday olma konusu gözden geçireceklerine inanıyorum.. Umarım bizim ağırlığımıza yakışır bir seçim süreci yaşarız..”
Türk spor tarihinde bir ilk: Aziz Yıldırıma rağmen ilk kez bir şey oluyor
Geçen haftaki “F.Bahçe futbolda darbe mi yapıyor?” başlıklı analizden sonra pek çok tepki aldım.. En serti yazının muhatabı, federasyon başkan aday adayı Göksel Gümüşdağ’dan geldi.. Özetle şunları anlattı:
Ben Aziz Yıldırım’ın adamı değilim.. Hatta başkan olduktan sonra ilk kavgayı Aziz Yıldırım’la etme ihtimalim yüksek..
Ben AK Parti’nin temsilcisi de değilim.. Hasan Doğan ve Mahmut Özgener’in misyonunu aynı şekilde devam ettireceğim..
Kulüpler Birliği beni desteklemezse aday olmayacağım.. Yapılacak oylamada lehime en az 15 oy çıkmasını bekliyorum..
Kulüplerin durumuna bakalım.. Dört Büyükler açısından saflar net belirlenmiş: Aziz Yıldırım ve diğerleri..
Bu tarz gıllı gışlı seçim aksiyonlarını seven Aziz Yıldırım, Brüksel’de hiç ortada yoktu.. Telefon trafiğiyle insanları yönlendirmeye, “Mahmut bıraktı, Göksel geliyor” diye yol göstermeye çalışıyordu sadece.. Bütün temaslar onlarca gözün önünde gerçekleştiği için, herkesin aklında “Gümüşdağ’ın arkasında yoksa Başbakanımız değil de Aziz Yıldırım mı var?” şüphelerini oluşturdu bu tablo..
ÇOCUKLAR İNANMAZ
Bence herşey umduğu gibi gitse dahi Gümüşdağ’ın önündeki en büyük engel bu “Aziz Yıldırım’ın yakını” imajıdır.. Çünkü Aziz Yıldırım ismi birini koltuğa getirirken etkili olur, ancak görev süresinde adamın etini örseler.. Gümüşdağ’lı yeni formülün bir Yıldırım projesi olduğunu düşündürten bir sebep de şu:
F.BAHÇE’NİN şampiyonluk günü ve ertesinde yaşanan sevinç gösterileri arasında çok çarpıcı enstantaneler dikkatimi çekti.. Bütün sezon dişini sıkan Aykut Kocaman’ın soyunma odasındaki yumruk şovu, bunlar arasında en fazla hoşuma gidendi.. Alex‘in eşi Daianne ile öpüşmesi, sahiden tişörtlere basılacak derecede önemli pozdu..
BU yoğun haber ve fotoğraf bombardımanı arasında başarılı foto muhabirimiz Eser Erenler, başka bir poz daha yakaladı.. Sivas-F.Bahçe maçında, seremoni yapılırken, yani maç henüz başlamamışken F.Bahçe Başkanı Aziz Yıldırım ile Sivas Başkanı Mecnun Odyakmaz’ın şakalaşma anı.. Odyakmaz, gülerek “4” işareti yapıyor.. Kötü niyetli insanlar “Odyakmaz, maçtan evvel Yıldırım’a sonucu söyledi” diye yorumlayabilirler.. Ben böyle düşünmedim açıkçası.. Fotoğrafı da hemen değerlendirmedim.. Önce Mecnun Odyakmaz‘a sormaz istedim orada o işareti hangi maksatla yaptığını.. Ancak dün öğle üzeri kendisine ulaşabildim..
FOTOĞRAFI sordum.. O anı hatırlamadı önce.. Mail attım.. Geri döndü ve şunları anlattı:
“BAK kardeşim.. Benim için F.Bahçe maçıyla ilgili 2 şey vardı.. Birincisi böyle muazzam bir potansiyelden şehir nasıl menfaatlenir.. Hem şehrimizi tanıtalım, hem gelirle esnafın yüzünü güldürelim istedik.. Burası oldu.. İkincisi sahada Yiğido’ya yakışır bir top oynamaktı.. Bunu da yaptık, kazanmaya oynadık, şampiyona 3 gol attık.. Etrafımızdaki F.Bahçeliler’in halini görmeniz lazımdı.. Bütün maç 1 saniye rahat edemediler..”
Apandisi patlayan Erdoğan Demirören, önceki gece bıçak altına yatmak için doktorlara işte böyle şart koştu
-Yıldırım Demirören’in finalden önce Kayseri’den dönmesinin ardında bir Beşiktaşlılık hikayesi yatıyor..
-Erdoğan Bey, maç bitmeden bıçak altına asla yatmayacağını söyledi. Maç uzayınca da operasyon gecikti..
-Uzatmayı kolunda plastik borularla seyreden Erdoğan Bey, penaltılar da bitince ameliyata girmeyi kabul etti
SPOR kulüplerinin başkanları kendi kulüplerini doğru dürüst yönetemedikleri gibi, her fırsatta medyayı yönetmeye kalkışırlar.. Onlara getirilen herhangi bir eleştiride, sıradan bir durum tespitinde bile verdikleri tepki bellidir: “Bunlar bizim düşmanımız.. Kulübümüzü karıştırmak istiyorlar..”
ONU da geçtim artık, yeni bir jargon oturmaya başladı dillerine:
“YAKIŞIKSIZ yorumlar yapıyorsunuz, bunlar gazetecilik ahlâkıyla bağdaşmıyor..” Resmen “ahlâksız” diyorlar bize.. Ne dediklerinin farkında bile olduklarını sanmıyorum.. Üstelik ahlâksızları geçtim, içimizdeki ahlâklılar bile tınmıyor..
ÖRNEKLENDİREYİM ki, mevzunun anlaşılması daha kolay olsun..
ATLETICO Madrid’in Arda Turan için G.Saray’a yaptığı 11 milyon Euro’luk transfer teklifini görünce insanın aklına binbir türlü soru geliyor..
- “Neden transferin bitmesine 2 gün kala böyle bir teklif yapılır?”
- “Hani bu çocuk Avrupa’nın 5 büyük kulübünden birine gidecekti?”
- “G.Saray Başkanı ‘Arda’yı bırakmam’ diye bas bas bağırırken, Atletico Madrid’in son anda devreye girmesinin ne manası var?”