DEJA VU

5 Kasım 2017

HENÜZ 11. hafta ve F.Bahçe, her maça ‘mutlak kazanma’ zorunluluğuyla çıkıyor. Cebinde hiç kredisi yok çünkü G.Saray ciddi fark ile lider. Sarı-lacivertlilerin puan kaybettiği hemen her takım kendi oyunundan feragat etmedi. Göztepe, Akhisar, Medipol Başakşehir ve son olarak Kayserispor... Nitekim, İrfan Buz, belki de bunu hesaba katarak ideal 11 ile çıktı. Tek fark, Doukara’nın kulübede oluşuydu.

F.BAHÇE, hazırlanış olarak sezonun en kaliteli gollerinden biriyle skoru değiştirdi. Ozan’ın klas pası aslında Giuliano’ya golü attırmıştı. Hesapta olmayan Valbuena ve sonradan Isla’nın sakatlıklarıydı. Erken gelen golden sonra F.Bahçe, garip bir şekilde oyunu Osmanlıspor’a teslim etti. Başkent ekibi Umar ve Regattin ile zorladı ve ilk yarıda beraberliğe de yaklaştı.

F.BAHÇE, geçen haftadan belli ki çok etkilenmiş. Futbolcular hep diken üstündeydi ve hücum ederken bunun etkisi görüldü. Hadi hücum etmeyi düşünmüyorsunuz, bir takım oyunu da mı tutamaz! Kayseri maçının son 15 dk. ile dünün arasında ne fark var? Hiç mi ders çıkartılmaz, üzerinde çalışılmaz?

ARTIK ÇARE AYRILIK

BAĞIRA bağıra gelen gol, kimseyi şaşırtmadı. Sezon başında, en çok eleştrilen Ozan kaleyi en çok düşünen adam; elinizde daha fazlasını yapması gerekenler olmasına rağmem.

AYKUT Hoca, tutucu bir teknik adamdır, ondan aykırı bir değişiklik, oyun anlayışı veya hamle beklenmez; hadi bunu anlıyorum ama formsuz birçok ismi, mesela Neto, mesela Janssen, mesela Dirar veya Giuliano, bunları ısrarla neden oynatır?

GİDEN sadece 2 puan değil, bakın şampiyonluk demiyorum, ilk ikide yer alma şansı da bana göre gitmiştir...

ÇARE mi? O da ayrılık...

Devamını Oku

CESARET!

31 Ekim 2017

LİDERİN mağlup olduğu haftada günün sloganı “kazan da nasıl olursa kazan”dı. Stada giderken yolda görenler, “öyle bir başlarız ki, ilk yarı en az 2 olur” diyordu. İlk yarı 2 gol oldu ama, evdeki hesap çarşıya uymadı!

F.BAHÇE, Kayserispor’un disiplinli takım savunmasını açamadı çünkü girişimde dahi bulunamadı. Kadıköy’e gelen takım ile evinde oynayan takımın oyun formatı aynı, oyuncu tipleri benzer. F.Bahçe’nin farkı bireysel kalite.

VALBUENA maça damga vuran oyuncuydu. 3 golde de katkısı var. Üstelik arı gibi çalıştı. Ozan’ı ikiye yazarım, arkasından da Janssen gelir.

PUAN FARKI SUNİ DEĞİL!

3 futbolcu dışında, sınıfı geçen kimse yok. 11’de 3, bir maçı kazanmaya yetebilirdi ama yetmedi! F.Bahçe’de oynayan stoper, her topa dan-dun vurmaz, böyle goller yenmez. Dün akşam ikisi de felaketti.

ISLA ve Dirar çok pas hatası yaptılar; De Souza ile Guilano vasattı. Kayserispor sadece yüreğini ortaya koymadı, 9 haftalık performansı ile Kadıköy’den puanla ayrıldı. Hem de sonuna kadar hak ederek! Badji muazzam bir maç çıkardı, Umut-Deniz ikilisi yorulmak bilmedi, takım arkadaşları da öyle.

TEKNİK direktörü “Şampiyon olacağız” diyorsa, F.Bahçe böyle oynatılmaz, son dakikalarda ecel terleri dökmez! Giden 2 puan, Aykut Hoca’ya yazar. Oyuna müdahalesi, çıkanlar ve girenler ile takıma verdiği mesaj skoru belirledi.

DEĞERLİ hocam; suni olan lider G.Saray ile F.Bahçe arasındaki puan farkı değil, sizin bir türlü yenileyemediğiniz ve değiştirmeye cesaret edemediğiniz oyun anlayışınız!

Devamını Oku

Futbolsuz derbi!

23 Ekim 2017

SEZONUN 2. derbisi ve yine hakem kararlarının futbolun önüne geçtiği bir karşılaşma daha izledik! Dünyanın sayılı hakemlerinden biri olmasına rağmen Cüneyt Çakır dün akşam sınıfta kaldı ve derbinin adeta kaderi ile oynadı.

G.SARAY maça rüzgar gibi başladı ve 2 duran top karambolü ile gole yaklaştı ama karşısında ‘en kötü günümde bile ayaktayım’ mesajı veren, iyi hazırlanmış bir F.Bahçe vardı… Sarı-lacivertliler, merkez orta sahada Mathieu Valbuena, Nabir Dirar, Guilano, onlara eşlik eden Ozan Tufan ile ilk yarının iyi olan tarafıydı. Üstelik gol de attı. Ancak Cüneyt Çakır’ın hatalı kararı skoru değiştirmedi.

İLK yarıdaki en kritik karar Jason Denayer’e çıkan sarı karttı, bence bu pozisyon kesinlikle kırmızı olmalıydı... Mücadelenin 2. yarısında G.Saray kazanma arzusunu göstermeye başladı, tribünleri dolduran taraftarı da maça soktu. Bu kez sarı-kırmızılılar için hakem Cüneyt Çakır’ın kararları tartışmalıydı. Penaltılar ve kırmızı kart gibi...

KALABALIK orta sahalar oyunun anahtarını kanatlara bıraktı ama oradan da beklenen çilingir bir türlü çıkmadı... Lig lideri ve namağlup konumundaki G.Saray, beklenenden daha gergindi, F.Bahçe ise 8 puanlık farka rağmen soğukkanlıydı. Ne iyi bir final pası ne de çok net pozisyon göremeden derbi bitti...

BU sonuç bence G.Saray ve F.Bahçe’yi üzmez. Sarı-lacivertlilerin teknik direktörü Aykut Kocaman geleceğe biraz daha güvenle bakabilir ama G.Saray Teknik Patronu Igor Tudor için Trabzonspor deplasmanı daha önemli oldu...

Devamını Oku

Kadıköy’de güneş açtı

15 Ekim 2017

TRİBÜNLERİN büyük bölümü boş, taraftar takıma güvenmiyor. İstikrarsız sonuçlar, mutlu etmeyen oyun ve tabii ki G.Saray’ın sürekli kazanması bunun başlıca sebepleri. O güveni yeniden kazanabilmek, taraftarı yeniden motive edebilmek için 2 seçenek vardı. Birincisi başarı ile geçildi. İkincisi ise gelecek hafta derbiyi kazanmak…

GALİBİYETTEN öte bir şeyler olması gerekiyordu; bir değişim… Gollerin erken gelmesi tesadüf değil. ‘Maça Kadıköy’de nasıl başlanır?’ sorusunun cevabıydı skorun 6 dakikada 2-0 olması.

VALBUENA’NIN tek başına gösterdiği çabaya başka birileri eşlik etmeliydi. Dün akşam onu gördük. Başta Dirar ve Giuliano olmak üzere, herkeste bu pırıltı vardı. Ozan Tufan, Aykut Kocaman’ın verdiği şansın kıymetini anlamaya başladı. Çalıştıkça, maçlardaki etkisi arttı. Belki halâ mükemmel değil ama o yola girdi. Gol attı, denedi ve yine denedi. De Souza ile iyi ikili oldular.

MALATYA BASKISI

F.BAHÇE gol atmak için rakibin hata yapmasını bekliyordu, dün akşamki fark hataya da zorlamasıydı. İkinci gol bunun ispatı oldu.

İLK 30 dakika F.Bahçe hücumda iyi işler yaparken rakibine de 2 net pozisyon vermesi soru işaretiydi. İkinci yarıda Evkur Yeni Malatyaspor Batuhan’la golü bulduktan sonra baskı kurdu ve zaman zaman da F.Bahçe’ye kalesinde zor anlar yaşattı. Ancak şu noktaya dikkat çekmekte fayda var; F.Bahçeli oyuncular bir prensip ve sistem dahilinde belki de ilk kez bu sezon sahada kendilerini gösterdiler. G.Saray derbisi öncesinde gelen bu galibiyet F.Bahçe’nin yeniden lige tutunması anlamına geliyor.

Devamını Oku

Sakın hakem demeyin!

30 Eylül 2017

İLK yarı bittiğinde F.Bahçe’nin en çok mesafe kat eden oyuncusu Giuliano, topla en az buluşan isimdi. En fazla çalışan Valbuena, en çok top kaybeden de o! İki yetenekli oyuncuya rağmen ceza alanına giriş yok, pozisyon yok! Peki tesadüf mü; hayır...

SORUN, F.Bahçe’nin hala beklenen mesafede oynama alışkanlığını elde edememesi, defanstan ve orta sahadan oyun kuramaması, hızlı oynayamaması, kadronun yetersizliği, Aykut Kocaman ve futbolcuların formsuzluğu, kısacası takım olamaması...

AKHİSAR’DA her şey bilinçli, F.Bahçe’de doğaçlama yapıldı. Sadece ilk 25 dakikayı ayırabiliriz. Oyunu kontrol etti, dönen topları aldı ama devamını getiremedi, pozisyona çeviremedi....

F.BAHÇE’NİN Alanya deplasmanındaki 4 gole rağmen, “skor aldatmasın” dedim, geçen haftaki derbi galibiyetinde orta sahadaki zaafiyeti vurguladım, ikisinde de eleştirildim. Aslında anlatmak istediğim dünkü yenilginin sebepleriydi...

ŞAMPİYON OLAMAZ

KEŞKE Bülent Yıldırım Alper ile Skrtel’i atmasaydı da, Akhisarspor’un anasının ak sütü gibi hak ettiği galibiyete gölge düşürmeseydi...Ve o kartlar belki de, Aziz Yıldırım’dan Aykut Kocaman’a, futbolculardan taraftara kadar mazeret olacak, yine gerçekler görülmeyecek. Aklın yolu bir...Hadi Beşiktaş, 3. sezondur Şenol Hoca ile hemen hemen aynı takım ile oynuyor, G.Saray’ın tamamı değişmedi mi? Basit bir futbol izleyicisi bile, “yeni hoca yeni takım, olur böyle şeyler” geyiğine kanmaz! Manisa’da M.Ekici’nin 30 metreden çektiği şut dışında Lukac’ı görmediysek, bunun mazereti hakem mi?

SORUN sadece futbolcular değil, maalesef Aykut Hoca da bu başarısızlığın 1. sorumlusu. Kapanan takımları açma problemini çözemedi, gol yemeden oyuncu değiştirmedi... F.Bahçe’nin bırakın şampiyon olmayı, şampiyonluk yarışını sürdürmesi bile ancak rakiplerinin başarısızlığına bağlı!

Devamını Oku

Keşke yanılsaydım!

24 Eylül 2017

DÜN gazetemizde, bizi gergin bir derbi beklediğini, kaliteli bir oyunun hayâl olduğunu ifade etmiş, Ali Palabıyık’ın işinin çok zor olduğunu vurgulamıştım. Yanılmayı isterdim! Sahada, teknik kapasitesi yüksek birçok yıldız olmasına rağmen kötü ama heyecanlı, aksiyonu bol bir derbi izledik.

DERBİNİN hikayesini, penaltılar ve kırmızı kartlar belirledi. Palabıyık, 4 kararında da haklıydı. Ancak çıkması gereken kartlar, verilmesi gereken Beşiktaş’ın 71’deki penaltısını da unutmamak gerek.

İLK yarıda futbolun konuşulabileceği sadece 30-35 arasında iki takımın girdiği pozisyonlar. Bunun yanı sıra M.Ekici’nin F.Bahçe için ne kadar önemli bir oyuncu olabileceği gerçeği. Orta sahadaki köprü vazifesini eksiksiz yerine getirdi. Ozan’ın üzerindeki sorumluluğu aldı. Topu çıkarttı, pas dağıttı. Janssen’in etkili oyununu unutmamak lazım. Bir yıldız değil belki ama savaşan, pes etmeyen ve çok faydalı bir genç...

NETO’NUN atılması, Kocaman’ın planlarını direkt etkilemiştir. Ekici’nin çıkışı, hazır olmayan M.Topal’ın girişi, orta alandaki zaafiyeti ortaya çıkardı. Beşiktaş’ın presi, sarı-lacivertlileri hataya zorladı ve mahkum oynattı. Oğuzhan ortaya çıktı, Şenol Güneş’in Negredo hamlesi ile Cenk, Babel ve Caner rakip kalede daha fazla göründü. Ancak başta De Souza’nın performansı ile defans hattının disiplini skor fırsatı vermedi.

KARTAL AĞIR HASARLI

KOCAMAN, tehlikeyi fark ederek, Alper’i alıp doğru bir müdahale yaptı; belki Valbuena tercihini eleştirebiliriz. Giuliano olabilirdi. Alper ile geniş alanı daha etkili kullanmaya başlayan F.Bahçe, biri Ozan’la net olmak üzere fırsatlar buldu.

BEŞİKTAŞ için her şey bitti dendiği anda, Babel’in golü, İsmail’in atılması son saniyeye kadar heyecanın sürmesini sağladı. Skoru, takımların oyunu değil, bireysel hatalar belirledi. Sinirlerine hakim olmak, bu maçlarda belirleyici oluyor. Quaresma, ilk sarıyı gördüğü pozisyonda atılmalıydı. Sarısı varken, yaptığı ise iş değil!

BU galibiyet F.Bahçe’nin lige yeniden başlamasını sağlayacak. Beşiktaş ise ağır hasarla çıktı. Önce Leipzig maçı var ama Trabzon mücadelesi için daha kötüsü olamazdı. Quaresma, Oğuzhan, Atiba yok!

Devamını Oku

Skor aldatmasın

18 Eylül 2017

ALANYASPOR, geçen sezon Susic döneminde gol atma konusunda hiç problem yaşamadı. Sorun, yediği gollerdeydi. Akdeniz ekibin maçlarında gol ortalaması 3.5! Aynı orantısızlık bu sezona da yansıdı. İstatistik her şey değildir ancak maçın fotoğrafını çekmenize yardımcı olur.

F.BAHÇE’DE Valbuena ve Jansen dışında etkili başka futbolcu olsa, bu maç bu kadar zor geçmezdi. 9. resmi maç ve hala Aykut Kocaman’ın birçok şeyi oturtamadığını görüyoruz. Hem kalite eksikliği hem de uyumsuzluk devam ediyor. Sol kanat çalışmıyor. Giuliano, Valbuena’ya uzak oynuyor. Dirar’ın çıkması sağ kanattaki etkinliği de azalttı. İş sadece bireysel performans ve klasik Alanya defansının zaaflarına kaldı. İlk golden sonra F.Bahçe’nin rakibi karşısında düştüğü durum içler acısı! Gol bağıra bağıra geliyorum dedi ve 9 futbolcu içerdeyken kalenizi kapatamıyorsunuz.

HİÇ PES ETMEDİLER!

HENÜZ 20. dakika geride kalmıştı ki F.Bahçe kontratağa çıkıyordu. Alanya yarı sahası bomboş ve Jansen destek gelsin diye bekliyor. Ne hücum ne de defansı iyi yapabiliyor bu takım! Alanya’da başta Love olmak üzere işin hücum tarafını yapan Efecan, Emre ve Fernandes çok çalıştı. Takım hiç pes etmedi, 2 farka rağmen F.Bahçe’yi bunalttılar.

BU galibiyet F.Bahçeli futbolcuları aldatmasın! Maçı izlemeyen F.Bahçe coştu zannedebilir ancak 90 dakikadaki oyun skoru yansıtmıyor!

Devamını Oku