RAKİPLER 3’te 3 yapmışken bu durumdan etkilenmemek kolay iş değil. Ancak F.Bahçe, sanki ligin lideri gibi yüksek bir motivasyon ile maça çıktı. Sadece başlangıçta Kayserispor’un doğal bir baskısı vardı. Deniz Türüç’ün kaçırdığı gol, kader anı oldu diyebiliriz.

ÖNCE Soldado, ardından Aatıf’ın golü maçın 5 dakikada bitmesini sağladı. 2. golden sonra Kayserispor oyundan düştü ve F.Bahçe için zor görünen deplasman çok kolay geçti. Bu galibiyette Sumudica’nın savunma kurgusu ve genç kaleci Vedat Karakuş’un da yardımı var kuşkusuz.

SUMUDICA ABARTTI, TADINI KAÇIRDI

Rumen teknik adam sezona damga vuran isimlerden biri. Ligin ilk yarısında başarılı sonuçları takdir ettik. Ancak 2. yarı kenardaki şovları ve açıklamalarıyla gündemde hep. İşi artık abarttı, tadını kaçırdı! Maçların önüne geçip macera aramaya başladı. ‘Ben oldum’ derseniz, böyle bir ağır yenilgiyle karşılaşmanız sürpriz olmaz! Karşılaşma 5 golle bittiği için dua etmeli, çünkü fazlası bile olabilirdi.

HERKES GÖREVİNİ YAPTI

F.BAHÇE’DE görevini yerine getirmeyen futbolcu yoktu. Son ana kadar aynı disiplinle oynadı. Golleriyle Soldado öne çıktı. Mehmet Topal’ın muazzam pasını, herkes O’nun gibi harika indirip klas bir vuruş yapamaz.

İKİNCİLİK DE ÇOK ÖNEMLİ

Aatıf’ın golü mükemmel ancak benim için önemli olan gol öncesi F.Bahçeli futbolcuların aralarındaki pas trafiği. Herkes birbirine yakındı, kimse ayağına top beklemedi, hareketliydi. Maç boyunca aynı anlayış devam etti. Rakibine pozisyon vermedi. Doğru oyunun en iyi örneği buydu.

DERBİ öncesi Bip Spor’daki yorumumda, F.Bahçe’nin kazanması için daha fazla hücuma ihtiyacı olduğunu, bunun için de Mehmet Ekici ve Alper’in sahada olması gerektiğini söylemiştim. Aykut Kocaman, birini seçip, Alper’i kenarda bırakmıştı. Ekici, ilk yarıda fark yaratan isimdi. Çevresini de oynattı. F.Bahçe Nagatomo’nun kanadını etkili kullandı. Şener-Dirar ikilisine, bazen Giuliano katıldı. Pas trafiği olumlu sonuçlar verdi. Ancak, yapılan her ortayı G.Saray savunması karşıladı.

F.BAHÇE, ilk yarıda oyun olarak daha iyi gözükse de, buna biraz da 1 puanı yeterli gören G.Saray izin verdi. Sarı-kırmızılılar buna rağmen iki net pozisyon yakaladı. İki takım da dar alanda oynadı. Stoperler öndeki arkadaşlarına yakındı. F.Bahçe’de De Souza-Mehmet Topal ikilisi kendini rakip alanda gösterebildi. Aynı şeyi Fernando ve Selçuk için söylemek mümkün değil. Bu yüzden Belhanda kayboldu. İki takımın da, savunma arkasına top atamamaları, sürpriz koşu olmaması pozisyon kısırlığının ana sebeplerinden biriydi. Oyun, ortada sıkıştı…

ARTIK İMKANSIZ

İKİNCİ yarı daha heyecanlı, hareketli ve pozisyonlu geçti. Garry Rodrigues sahneye çıkınca, G.Saray yine gole en fazla yaklaşan taraf oldu. Aykut Kocaman’ın önce Alper Potuk, sonra Jose Fernandao hamlesi kazanmak için şart olmuştu. Mathieu Valbuena’nın girişi son kozdu. Tüm baskıya rağmen, G.Saray takım savunmasını iyi yaptı, yardımlaşma ve tecrübe ön plana çıktı. Psikolojik olarak da hep ayakta kalan, sinirlerine hakim olan ve hata yapmayan bir futbolcu topluluğu vardı sahada. Kritik anlarda Fernando Muslera’nın kalesinde verdiği güven puanın kazanılmasında etkendi. 19 yıllık kazanamama serisi devam etse de, G.Saray sonuca üzülmedi.

F.BAHÇE yarışın içinde yer alacak gibi görünse de artık şampiyon olması imkansız gibi. Bu skora en fazla sevinen Başakşehir ve Beşiktaş oldu. Bugün kazanan Beşiktaş olursa, son 8 hafta ikisi arasında geçer...

GELİYOR sözü bile yetti Alex de Souza’nın Türkiye’de tartışma yaratmasına... Tüm gözler kitabının imza gününde yapacağı açıklamalara çevrilirken Life+ TV herkesten önce davranıp 10’u kameralar karşısına geçirmeye ikna etti... Sözleri gündeme damga vurdu, herkes Alex’i konuştu... Peki Alex’in sözlerinin perde arkasında ne var? Konuşmalarında bazı detaylar dikkatimi çekti.

‘YER’İNDE MESAJ

“DERBİ için geldim. Tabii yer bulabilirsem, biletim olursa maçı izlerim” sözleri ile başlayalım... Şimdi Alex gibi bir F.Bahçe efsanesi bunu söylüyorsa burada derin mana aramayalım da ne yapalım? Bu söz aslında hem mevcut yönetime hem de muhalefetin kendisi için yaptığı açıklamalara direkt bir mesaj... Tiye almak mı siz karar verin!

SEÇİME etki edeceği, Aziz Yıldırım muhaliflerinin Alex’i getirdiği iddiası da bir başka konuydu gündemde. O soruya da es geçmedi Brezilyalı oyuncu. “Derbiye, seçime etki edebilmek aklımdan geçmez. Saha içine etki ederim saha dışına değil” sözleri çift taraflı aslında. ‘Şu anda bile kimse bir Alex değil’ gibi algılamak bir yana seçimle alakasının olmadığı da seçime girecek her adaya bir mesaj!

TARTIŞILAN TİŞÖRT

‘DAHA durun! Havalimanına yeni indi’ dememize kalmadan üzerindeki hücum taktikli tişörtü gündeme damga vurdu. “Bu kadar konuşulması ilginç” dedi Alex önce... Ancak öyle bir bitirdi ki sözlerini... “Bu tişört büyük takım tişörtü” diyerek Aykut Kocaman’a da üstü kapalı olarak mesajını gönderdi.

GÖREVİ NE OLACAK?

“OYUNCUYKEN ezeli rakiplere gitmedim, teknik direktör olunca da gitmem” sözlerinin de altını çizmeden bitirmeyelim yazıyı. Ali Koç’un seçimi kazanması halinde Alex ile yeniden sıcak ilişkiler kurulacağı bir gerçek... Görevi ne olur bilinmez! Ancak Alex şimdiden F.Bahçe taraftarına mesajını ezeli rakipleri aracılığı ile de vermiş durumda.

AYKUT Kocaman, sezon başı kampında bir basın toplantısı düzenlemiş ve F.Bahçe’nin ligin en iyi kadrosuna sahip olduğunu vurgulayarak geçen sezonki başarısızlığı özgüven eksikliğine bağlamıştı.

KOCAMAN, sezonun ilk yarısındaki başarısız sonuçlardan sonra istifa etmesine rağmen hiçbir şey olmamış gibi devam etti. Her fırsatta zaman istedi, yönetim, taraftar hep destek verdi. F.Bahçe camiasında hep beklenti oluşturdu. Kötü günde bireysel hatalara, hakemlere faturayı çıkarttı, iyi günde abarttı, “Avrupa şampiyonu oluruz” dedi!

AYKUT Hoca, kendi deyimi ile ‘sosyal bir insan’ değildir. Gazetecilerle, yorumcularla neredeyse hiç diyaloğu yoktur. Bunu anlayabilirim ama keşke bir gün taraftarları dinlese! Oynanan oyunun onlara hangi duyguları yaşattığını öğrenebilse...

BİR gün önce Beşiktaş 1-0 kazandı. Akan oyunda ceza alanına sadece stoperler girmedi. Herkesin aklı fikri goldeydi. Bu ve benzeri oyunu görüp F.Bahçe’yi izleyince keyif almak mümkün mü?

MAÇ KAZANIRSINIZ AMA...

SAVUNMAYI ön planda tutmasına karşın son 3 resmi maçta 8 gol yiyen takımın düzeninde hiç mi değişiklik yapılmaz? Volkan maçın yıldızı ise 3 puana rağmen bir şeyler yanlış değil mi?

BU kadar geniş alanda, kopuk oynayan bir takıma 25 hafta tedavi yapılamadı. Soldado yok sayıldı, Valbuena’nın psikolojisiyle oynandı. “Bu zamana kadar performansıyla sezona kim damga vurdu?” diye sorsak, kimi gösterebiliriz? Sadece gol sayısı ile Giuliano!

LİG bitti, yine klasik “Bizim için kazanmak önemliydi” söylemleri artık kimseye inandırıcı gelmiyor. Ailesinden, dersinden, cebindeki parasından, vaktinden fedakârlık yapıp F.Bahçe’yi izleyenler bu oyunu hak etmiyor! Bu şekilde maç kazanabilirsiniz ama şampiyonluk sadece rüyalarda görülebilir!

ÖNCE taraftardan başlayalım… Madem kombinen var, maça git; gitmeyeceksen bari başkasına devret, o gitsin. F.Bahçe güya şampiyonluğa oynuyor, tribünlerin büyük bölümü boş. Statta, rakibe baskı yapacak atmosfer yok. Türk Telekom Stadı ve Vodafone Park’ta maç izlerseniz ne demek istediğimi daha iyi anlayabilirsiniz!

MAÇA gelirsek, ilk yarının özeti şu; önce savunma diyen ve takımı 3 gol yiyen Aykut Kocaman’a karşı, savunmayı muazzam uygulayan Akhisarspor’un gövde gösterisiydi. Cesur oynayan, disiplinli ve kora kor mücadele eden Akhisarspor’da Mustafa Yumlu ve Caner’in yanı sıra Muğdat ve Sissokko başroldeydi. İşin hücum tarafında ise Seleznov’un tecrübesi, Eray ve Larsson’un dinamizmi öne çıktı. Hakkını verelim, her futbolcu üzerine koyarak oynadı.

F.BAHÇE, ilk golü yedikten sonra ciddi bir baskı kurdu. Lakin, oyun ceza alanı çevresinde olsa da, bu baskının karşılığında tek pozisyon yoktu. Fark 2’ye çıkınca, o baskı durdu, Akhisarspor’un tedirginliği de ortadan kalktı. Bu kez başa baş giden bir maça döndü. F.Bahçe’de sahanın en iyisi Hasan Ali’nin kaçırdığı gol, ilk yarıda akılda kalan tek pozisyondu.

ZAFER ARTIK UZAKTA!

2.yarıya taraftarın desteği ile giren F.bahçe, ceza alanında daha fazla çoğaldı. Fernandao’nun yalnızlığı bitti, gol geldi. Akhisar’ın hemen karşılık vermesi, maçın kırılma anlarından biriydi. Bir diğer kırılma anı ise bitime 20 dakika kala farkın bire inmesiydi. Soldado hamlesi ile F.Bahçe rakibini tamamen geriye yasladı.

DANY’NİN girişiyle, defans bloğunu duvara çeviren rakibe karşı Mehmet Ekici’yi kenarda o kadar bekleten Aykut Hoca’ya şaşırmamak elde değil; ki bence devrede girmeliydi!

SÜRE azaldıkça, oyuncu değişiklikleri ve fauller ile maçın temposu düştü, Akhisar bu bölümü de çok iyi kullandı. Bırakın yenilgiyi, beraberliğe bile tahammülü olmayan F.Bahçe, şampiyonluğa artık çok uzak! Bu haftaya kadar hakemleri mazeret gösteren Aykut Hoca’nın bakalım bundan sonra mazereti ne olacak!

BAŞAKŞEHİR’DEN sonra, Beşiktaş’ın da 3 önemli oyuncusundan yoksun olması, Aykut Kocaman için bir şanstı. Ancak bu kez mat oldu!

SARI-lacivertliler maça, 2. bölgede baskı yapıp, alanı daraltarak başladı. Beklenen de buydu. Beşiktaş’ın beklemediği, henüz 8. dakikada geriye düşmesiydi. Fernandao’nun golü ofsayt ve derbinin gidişatını değiştirdi.

ZATEN takım savunması güçlü olan F.Bahçe, skor üstünlüğüyle daha da kapandı. Öyle ki Giuiliano gol sonrası herhalde 40 dakika topla buluşmadı. Sahasında oyunu kabul eden, topu rakibe bırakan, sadece kontratak veya ortada kazanılan toplar ve hızlı geçişlerle hücum düşünen F.Bahçe için 32 dakika işler iyi gitti.

İSMAİL sakatlanıp çıkarken Şenol Hoca, Tosic’i yanına çağırıp büyük bir hamle yaptı. Tolgay, 10 numara pozisyonunu yadırgıyordu ve hep geriye geliyordu. Beşiktaş’ın sadece Quaresma ile kilidi çözmesi imkânsızdı. Şenol Hoca, Tosic’i sola çekip, Adriano’yu öne aldı. Medel geriye geldi. Babel’in forvete geçişi ile Love serbest oynamaya başladı. BİP Spor’daki maç önü yorumumda Talisca’nın rolünü Brezilyalı’ya biçmiştim. Saha içindeki bu değişim Beşiktaş’ı canlandırdı. Devre sonuna kadar baskıyı arttıran siyah-beyazlılar pozisyonlar bulmaya başladı.

KOCAMAN HAYÂL KIRIKLIĞI

ŞENOL Güneş, rakibin duran toplardaki üstünlüğüne zekasıyla cevap verdi. Vida’nın golü çalışılmış, tesadüf değil. 1-1’den sonra Beşiktaş kendi oyununu daha net ortaya koydu. F.Bahçe ise rakibine teslim oldu. Aykut Kocaman’ın Alper hamlesi de bu baskıyı kaldırmadı. Skora ve oyuna göre her türlü planını yapan Güneş, Negredo kozunu sahaya sürdü.

BEŞİKTAŞ’IN kazanma arzusu her şekilde görülürken, F.Bahçeli futbolcuların bu teslimiyeti garipti. Kim hangi takımı tutarsa tutsun, objektif bir değerlendirme yaparsa, derbinin hakkı Beşiktaş’ındı diyecektir...

ŞENOL Güneş derbinin 1. adamı, her hamlesi ile tecrübesini konuşturdu geceye damga vurdu... Aykut Kocaman ise hayâl kırıklığı!

GEÇEN hafta en iyi oynayan 2 takımdan biri rahat kazanıp, diğeri kaybetmişti. Can derdindeki Alanya’yı eski F.Bahçeli Serkan Kırıntılı durdurmuştu. Bu kez Kameni sahnedeydi. İlk 25 dakikada deplasmanda 2 net pozisyona girip atamıyorsanız, kaderinize razı olmak zorundasınız. Skoru oyun farkı değil, kalite belirledi. ‘Atamayana atarlar’ diye boşuna dememişler…

F.BAHÇE ilk 30 dakika kötü görüntü verdi. Baskıyı kuran, rakip alanda oynayan Alanya’ydı. Ama kalitesini aşmaya çalışıp, risk alınca defansif zaaflar öne çıktı. İlk gol taraftarı mest edecek güzellikteydi. Hız, kalite, zeka, yardımlaşma var…

DEVREYİ rahat tamamlayan F.Bahçe, 2. yarıda eksik yönlerini kapattı. İki stoperin biraz daha öne çıkması, takım mesafesini azalttı. Bu da 2. topların daha kolay alınmasına, daha fazla isabetli pas, baskı, hücum ve pozisyonları getirdi.

F.BAHÇE rakip alanda oynayınca, gol atmamasına imkân yok. Golün her türlüsünü atabilecek yetenek ve oyun gücü var. Önde oynadığında Valbuena ve Giuliano’nun etkinliğini görüyoruz. Ama mesafe artınca, özellikle Valbuena’nın topla fazla oynama isteği, kayıplara neden oluyor. Aykut Kocaman’ın ondaki kararsızlığının asıl nedeni de bu; pozisyon ve oyun disiplinine sadık kalmaması.

ÖNEMİ DAHA ARTTI

İKİSİNİN dışında Mehmet Topal’ın istikrarı, De Souza’nın katkısı önemliydi. Beraber oynadıklarında takım savunmasının daha sağlam olduğu net. Aatıf formayı aldı ve bırakmıyor. Bunu da sonuna kadar hak ediyor. Tıpkı Fernandao gibi. Brezilyalı sadece gol atmak için değil, topun F.Bahçe’de kalmasını sağlayan isimlerden biri. Isla’yı da es geçmek olmaz! Enerjisi ve hücuma katkısı ile takımın öne çıkan isimlerindendi.

BU galibiyetin önemi, Beşiktaş’ın kaybıyla daha da arttı. Sezon başından bu yana F.Bahçe taraftarı da ilk kez bu kadar şampiyonluğa inandığını gösterdi. Tribünler dolu ve coşkuluydu. Bunun takıma da yansıdığını 2. yarıdaki oyun belgeledi.

AYKUT Kocaman’a ‘rakipte kimler oynamasın?’ diye sorsanız, Emre, Mossoro ve Epureanu derdi. Başakşehir’in her şeyi diyebileceğimiz 3 futbolcu olmayınca, ibre sarı-lacivertlilere döndü.

F.BAHÇE, tıpkı Trabzon’da olduğu gibi maça önde baskı yaparak başladı. İlk 20 dakika biri direkten dönen top olmak üzere, 3 gol fırsatı yakaladı. De Souza ve Mehmet Topal’ın, rakibin orta sahadaki zaafını değerlendirip öne çıkmaları, daha fazla adamla hücum şansı doğurdu. Giuliano çok hareketliydi, Fernandao ile uyumları, kanatların buna eşlik etmesi, Aatıf ve Dirar’ın içeriye kat etmeleri etkili bir F.Bahçe ortaya çıkardı. Pas oyununu ezberleyen Başakşehir’in düzenini bozan F.Bahçe skoru da erken yakaladı.

SON 2 yıldır bu tür maçlarda skor ne olursa olsun oyun gücü hep Abdullah Avcı’nın takımında olmuştur, bu kez bunu başaramadı. Tabii ki mazereti var, ancak bunları hesaba katarak başka bir strateji, bir sürpriz bekliyordum. Maçtaki değişiklikleri de şaşırttı. Emre ve Mossoro olmayınca, ne Visca ne Adebayor etkiliydi. Biraz Gökhan, az da Attamah dışında iyi görüntü veren olmadı. Oysa, beklentinin dışında planla çıkan ve adeta gövde gösterisi yapan Aykut Kocaman ve F.Bahçe oldu.

HATAYA ZORLADI

FERNANDAO’NUN golünden sonra rakibini bekleyen F.Bahçe, ev sahibi Başakşehir’in kaleye daha rahat gelmesini sağladı. İlk yarıda Chedjou’nun kornerdeki vuruşu dışında net pozisyon vermedi. Sarı-lacivertliler, dar alanda birbirine yakın oynayarak, Başakşehir’i kendi silahıyla vurdu. Baskı yaptı, hataya zorladı, golleri attı.

F.BAHÇE, takım halinde çok iyi oynadı ve maç beklenenden daha kolay geçti. Son bölümlerde Başakşehir’in baskısı gelecek maçlar için F.Bahçe adına düşündürücü! Liderle puan farkının erimesi ligin ateşini yükseltecektir. Hem futbolcuların hem de taraftarın motivasyonu için sezonun en kritik galibiyetlerinden biri oldu.

SADECE F.Bahçe için değil, hakem açısından da rahat bir maç oldu ancak 62. dakikada Başakşehir’e ofsayt verilen pozisyon bence penaltı.