Önce hakem Fırat Aydınus! Yere düşen kalkmadı. ‘Maç bitsin’ istedin. Rahatlamışsındır. Daha önce herkesin söylediğin şimdi ben söylüyorum: “Beşiktaşlı değilsin.” İyi oynadın ve ağlayana meme verdin. Hiçbir şey demiyorum... Sadece ‘İbrahim Toraman’ı atarken ne düşündün’ çok merak ediyorum.Bir de kaleci Serdar’ın ortamı bu kadar germesine nasıl müsade ettin? Haa! Sakın ola ki ‘Maçın neticesini etkiledin’ dediğim sanılmasın.Asıl bir suçlu var ki, o da Tigana... 6 haftadır bu takım zaten S.O.S. veriyor. F.Bahçe gelmiş kucağına. Beraberliği neredeyse öpüp başının üzerine koyacak, sen 4 adamla, (üstelik sana gol lazımken) Kezman’ı tutuyorsun, hem de ofsayt taktiği ile. İşte Tigana hocam, korkunun nelere mal olduğunu gördün. Vedat ağabeyin bir lafı var: “Dünyada saldırma bakanlığı yoktur, savunma bakanlığı vardır.” Evet hocam da sana da gol lazım değil mi? Rakip nasıl çıkmış? Tuncay, Appiah, Deniz ve Tümer...BU ‘BURAK AŞKI’ NE?PEKİ senin bunların karşısına koyduğunu söylüyorum... Delgado, Ricardinho, Burak ve de yalnız adam Serdar. Bu dizilişte F.Bahçe sert oynadı, daha çok istedi ve dayak attı. Çünkü sahada buna müsaade eden bir hakem vardı. Isıran Koray kulübede... Delgado, Koray’ın yerinde. İkinci yarı Delgado kulübeye, Bobo sahaya. Koray iyi ise kulübede olmaz, sahada olur hocam. Ve Tigana için çok merak ettiğim bir konu var. Bu “Burak Yılmaz aşkını” merak ediyorum. Nereye kadar devam edecek? Delgado takımın en iyi asistçisi, kemendi yiyor. Burak ise sahada. Mustafa Doğan’a soruyorsun, “Oynayabilir misin?” ‘Hayır’ dese vatan haini olacak. Kenarda A.Tandoğan, tribünde A.Güneş sapasağlam. Ali Tandoğan’ı gördün. Oyuna girince takımın kimliği değişti. Ben bu takıma kızmıyorum... Şampiyonluk tepsiyle kucağa geldi ama Tigana istemedi.