Beşiktaş’ın, federasyon ve MHK’ye yaptığı ‘kural hatası’ itirazından bir şey çıkmayacaktır. Dikkat, ‘Kural hatası değildir’ demiyorum, ‘Bir şey çıkmayacaktır’ diyorum. Neden? Böyle isteniyor da ondan. Derbi bitti, ne seçim derdi, ne geçim derdi; F.Bahçe herkesi o kadar germişti ki, Türk futbolu da, federasyon da kurtuldu.Varsın Beşiktaş feda olsun. Yıllardır hep olmadı mı?İddia ediyorum; bu, kural hatasının babası. F.Bahçeliler, Fırat Aydınus’un vermiş olduğu faul atışını bile Beşiktaş’a tekrar geri verdiler. Kuralları bilmeyenler, bildiğini iddia edenler ve ısrarla cahilliği savunanlar lütfen hemen Futbol Oyun Kuralları’nı açıp, 8. maddeyi okusun. Madde çok açık.Müsabakanın gözlemcileri Metin Aydoğan ve (Hani İstanbul’da oturup kendini İzmit’ten göstererek FIFA kokartını kapan hakem) Mustafa Aslan (Hani G.Antep-Denizli maçının 4. hakemiyken kural hatasına damga vuran isim) delikanlı olup “Evet, bu müsabakada kural hatası vardır” diye cesaret gösterseler, bunu raporlarına yazsalar, bu maç herşeye gebe olurdu. ‘KANDIRIYORLAR’Kimse mağlubiyete kılıf aramıyor. Beşiktaş yönetimi, ‘çok laf yalansız olmaz’ düşüncesiyle hareket etmeden, iki müsabakada da Beşiktaş duruşunu sergilemiştir. Ama F.Bahçe, dedik ya çok laf yalansız çok puan da haramsız olmaz; hep konuştular, puanları da topladılar. Öyle olmasa, ceza alan 6 yönetici takımlarını İnönü’de yalnız bırakmazlardı. En azından Yıldırım Demirören, Kadıköy’de küfürlere rağmen yerini aldı.Bu sezon çok ağlayan takıma ben kapalı tribünde 5 tane emzik astırdım. O kadar ağladılar ki Tahkim Kurulu üyelerini bile ağlatarak Trabzon maçını hem seyircili yaptırdılar, hem de İzmir’e aldırdılar. Niçin Beşiktaş-F.Bahçe maçından sonra hiçbiri konuşmadı? ‘Avrupa’da final’, ‘Her kategoride şampiyonluk’, ‘Türkiye Kupası’ diyorlardı. Ama ellerinde kala kala bir lig kaldı. F.Bahçe yöneticileri camiasına yalan söyledi ama Beşiktaşlılar, şampiyonluk sözleri verip de bunu yapmadı. Beşiktaşlılar’ın en büyük üzüntüsü, kucaklarına kadar gelmiş olan şampiyonluğu teknik direktör Tigana yüzünden kaybetmesidir. Son lafım da Erman Toroğlu’na. Murat Özaydınlı karşısında süt dökmüş kedi gibiydi. İnanamıyorum kendisine, Lazarov, İbrahim Üzülmez, Nobre ve Baki’yi aynı terazide görüyor. Biz onun futbolculuğunu da hakemliğini de çok iyi biliriz. Delikanlılık gitmiş, serde kalmış, tabii biraz da yerde kalmış.