10. yıl kutlaması

9 Mart 2018

Nişantaşı’nın mihenk taşlarından biri olmayı başarmış markanı adı ‘Biber’... Bilen bilir; uzun zamandır Abdi İpekçi Caddesi’nin üzerinde hizmet veriyorlar. Aslında serüven, Emre Ergani ile başlamıştı. Birkaç sene önce ise Onur Büyükalp devraldı. ‘Aynı lezzetle devam eder mi?’ diye düşünülürken, gördük ki; çok da güzel devam ediyorlar. Bu başarıda Selma Şeşbeş faktörünün faydalarını da göz ardı etmemek lazım.

Yerli yabancı, eğlenceye yönelik müzikler yapıyorlar. Yanlarına da en alasından atıştırmalıklar. Son ziyaretimiz yaş günü partilerine denk geldi. Dile kolay, 10 yıldır aynı yerde aynı kriterleri tutturmak zor mesele. Dışarıdaki alanlarında akşamüstü sefasına da gece içerde biraz daha ritimli müzik dinlemeye de gidilebilir.

Bi üst kat
Tam ‘Nişantaşı’nda kaliteli canlı müzik yapan yer yok!’ dediğimiz dönemlerdi ki, üst üste açılmaya başladılar. En son nefer ise yine Biber’in üstünde, aynı işletme ile servise başladı; Suare... İşin hoşuma giden yanı, bir üst katta olması... Envayi çeşit mekan, depolarını ya da mutfaklarını bozup, onca müşteriyi bodrum katlara sığıştırıyor bu sıralar. Nihayet biri de demiş ki; biz bu insanları yukarı çıkaralım. Bengü Beker sahnedeydi. Genç, enerjik, güzel sesli bir yorumcu belli ki... Zamanında popülerliği ispatlanmış şarkılarını seslendiriyor peşi sıra. Salon ekibi kibar ama yetişmekte zorlandılar. İlk gün diye pek yargılamamak gerek elbette. Kısa zamanda normal akışa döneceklerdir. Aynı kadronun ekibinden kötü performans beklemiyorum şahsen. Anlayacağınız; Nişantaşı taptaze, gidilesi bir adrese daha kavuştu. Not: Kaçırmayalım diyebileceğim sıradaki sahne Cenk Suyabatmaz’ın olacak. Bence siz de yakalayın... Havadisler - İstanbul Modern’i Beyoğlu’ndaki geçici mekanına taşınmadan önce ziyaret etmek için son haftaya girildi. Sanatçı ve Zamanı koleksiyon sergisi 18 Mart’a kadar görülebilir. - Kış sporu tutkunlarına duyurulur! Kartalkaya’da yarışlar başlıyor. Festival organizatörü Kaya Palazzo... 11 Mart’a kadar kayak, 16-18 Mart arasında ise snowboard müsabakaları olacak. - A Corner in the World X bomontiada ALT, ‘Işık Teorisi’ performansına ev sahipliği yapıyor. Bugün saat 15.00 ve 20.30’da gidebilirsiniz. - W Lounge, event takvimini oldukça genişletiyor. Haftanın en az 4 günü organizasyonlar yapıyorlar şimdiden. 21 Mart-Ayhan Sicimoğlu & Latin All Stars, 28 Mart-James Copley X Las Vegas Wedding’den birini seçebilirsiniz. Ama benim favorim; 29 Mart-Bora Uzer...

Devamını Oku

Haftanın tiyatrosu

2 Mart 2018

İzlemeyi planladığım tiyatro oyunları üzerine uzunca bir liste yapmıştım. İlk sırada yer alan ‘Erkekler, Futbol ve Dahası’nı izleme fırsatı bulduk sonunda... Cem Davran ve Celil Nalçakan hayranlığımıza, Onur Özaydın eşlik ediyor. Yönetmen koltuğunda ise daha ziyade oyunculuğundan hatırlayacağınız Engin Altan oturuyor. Tiyatroyu sevmeye çalışmanın yanı sıra da izlenesi bir oyun çıkarmışlar.

Adına aldanmayın bu arada; sırf erkek seyirciye yönelik değil oyun. Meselenin aslında, Müjgan’a duyulan derin sevdayı tasvir ediyorlar. O da artık hayal gücünüze kalmış. Malum; herkesin Müjgan’ı başka... Erkek tarafından biraz hazin, kadın tarafından azdan çok hüzünlü bir öykü... Ama elbette güldürerek. Çünkü erkeği kendi yanından bozan da, kadına etki eden de itiraflardır. Bu kadar kopya yeter! İzleyiniz efendim.

Tatlı vakti

Yükselen değer Şair Nedim Caddesi’nden bir dönem bahsettik. Tatlıcısı bile bir acayip olmuş. Mütevazı metrekaresine sığışmaya çalışan, taze tecrübemizin adı ‘B Blok’... O küçücük yerin pozitif dedikodusu, o kadar zamandır kulağıma geliyor ki inanamazsınız. Bir iki genç kadının, klasik beyaz yakalı olmaktan uzaklaşmaya çalışma hikayesi gibi bir durum var. Oldukça da iyi idare ediyorlar doğrusu.
Çokça önünden geçtiğim dükkanın kapısındaki enteresan kuyruğa hep şaşırırdım. Ta ki bizzat deneyimleyene kadar. Sırf bir tatlı üzerine nasıl böyle bir ihtisas olabilir? Oluyormuş! Aslında hep savunduğum şeyi yapıyorlar. Bir işi yap ama tam yap.
Tek eleştirim olabilir; biraz fazla ukala geldi tavırları... İçinde değişik ne olduğunu sorduğumda, tam karşılarına rakip dükkan açacakmış gibi bir muamele gördüm. Zamanım olmadığından, kanunen malzemeyi söylemek zorunda oldukları gerçeğini anlatmakla uğraşmadım. (Malum alerjik vesaire durumlar olabilir.) O değişik tavırlarının dışında, ağız tatlandırmaya uğranacak dükkan olmuş. Fazla muhattap olmadan yiyip kaçın tabii...
Havadisler
Izaka, ‘Dem Muhabbetleri’ adı altında, akşamüstü sofraları kurmaya başlamış. Kendine has mezelerle, Pazar günleri saat 17 ile 20 arasında Türk Sanat Müziği dinletileri de sunacaklarmış. Beşiktaş Çarşı’ya, sadece bölge için değil, memleket için de bir ilk olacak bir konsept geliyor. Konsept; ‘Gastropub’... Insomnia adını taşıyan mekan, bu haftadan itibaren hizmette. Eski İstanbul’u yaşatmayı amaç edinmiş bir yeni otel anlayışı türedi İstiklal Caddesi’nde... Mr. Cas, ‘Vintage’ konaklama türevini, yeni nesil hale sokmuş kendince. 3 buçuk metreyi geçen tavan boyu ve klasik mimarisiyle, deneyeceklerim listesine girmiş durumda.

Devamını Oku

Yemekli sahneler

24 Şubat 2018

Küçük dükkanlarda, mütevazı sahnelerin revaçta olduğundan bahsetmiştik. Fakat o dar alanlarına bir de mutfak sığdırıp, yemekli servis veren bir yere ilk defa rastladık; La Boucherie. Levent’te, Set Kebap’ın eski bahçe kısmını değerlendirerek yaratmışlar mekanı. Açık-kapalı bölümleri, dışarıda barı, şık dekoruyla gitmeye değer bir nokta olmuş.

Müşteri profili de oldukça iyi. İçeride fotoğraf çekmek ise yasak. Fiyatlara genel olarak pahalı diyemeyiz. Ama içeride 2 saat de dursanız, 10 dakikalığına da kalsanız, kişi başı 100 lira vermeniz gerekiyormuş. (Ben garsonun yalancısıyım.) İçinde içeceğiniz de yok üstelik! Kısa süreler için haksızlık ama kaide kaidedir sonuçta.

Bizim ziyaretimizde sahnede Defne Samyeli vardı. İtiraf edeyim; bu kadar yakışacağını beklemiyordum. Önyargılı olarak gitmiştim. Hani şu; ‘Madem meşhurum, biraz da şarkı söylerim!’ diyenlerden değil. Sesi de programı da, oldukça tatmin edici. Bir dahaki gidişimin ise başka bir yetenek Umut Kurt’a denk gelmesini umuyorum. Geçtiğimiz Pazar sahne almış. Sıradakini sabırla bekliyorum.

Hipnoza girenlerden misiniz?

SON zamanlarda, elektronik müzik çalıp, binlerce misafiri ağırlayabilecek kapasitede olan bir kulüp eksiği vardı. Hipnoz (Hypnos Hall), bu açığı kapadı diyebiliriz. Maslak bölgesinin arka taraflarında, aslında ulaşılması güç uzaklıkta... Fakat birçok seçenekle bu duruma çözümler üretmemişler. Örneğin; Beşiktaş, Taksim gibi ilçelerden servis kaldırıyorlarmış. Birkaç ücretli ulaşım tabanıyla da anlaşmaları var.

Mekana vardıktan sonra da yolunuz bitiyor diyemeyiz. Git git bitmiyor. Uzun zamandır denk gelmediğiniz kadar devasa. Ortada yüzlerce kişilik dans pisti kıvamında bir alan ve yanlarda kat kat localar. Bana kalırsa, locada oturmadan katlanılması zor gibi gelirdi. Ama belli bir limitten sonra gidince, keyif verebilir. “O yolu çekip ‘Hipnoz’a girer misiniz? Sese katlanamayıp, hipnoza mı girersiniz?” orası da sizin seçeneğiniz.

Devamını Oku

Tiyatro takvimim

9 Şubat 2018

Uzun zamandır vakit ayıramadığım, halbuki her fırsatta tavsiyecisi olduğum bir aktivite vardır; tiyatro... Bu alanın içine müzikaller de giriyor elbette. Onca zaman, ısrarla, ayakta tutulması gerektiğini yazdım durdum. Fakat ben de ihmal ettiğimi fark ettim. İzlenmesi gereken o kadar çok sahneyi atlamışım ki liste oldukça kabarmış. Buyurun efendim, ‘Gezenti’nizin bu ayın oyun listesi. Yorumlarımı izledikçe vereceğim tabii ki ama kaçırmadan tarihleri vermekte fayda var.

- Azizname listemizin başında... Aziz Nesin’in öykü ve taşlamalarından, Yücel Erten tarafından uyarlanmış. Oyuncuların içinde Emre Altuğ, Bülent Çolak gibi popüler isimler var. Çoğunlukla Trump Kültür ve Gösteri Merkezi’nde oynasa da başka sahnelerde de denk gelebilirsiniz. Neredeyse her hafta sahne alıyorlar.

- İple çektiğim bir proje olarak Cem Davran’ın yeni işini söyleyebilirim. ‘Erkekler Futbol ve Dahası’ ismini taşıyan öykünün meselesini anlatmama gerek yok sanırım. Davran’a, Celil Nalçakan ve Onur Özaydın eşlik edecek. 28 Şubat Çarşamba’dan itibaren, Artı Sahne’de seyredebilirsiniz. İlk sahne ise saat 20.30’da...

- Nilgün Belgün’ün tek kişilik oyunu, az öncekine cevap niteliğinde adeta. ‘İçimdeki Kadın, Aşk ve Komedi’ adlı kitabından uyarlanmış. Yaşamını şarkılar, danslar, şakalarla anlatıyormuş. Merak edilesi bir hayat olduğunu düşünüyorum. Akatlar Kültür Merkezi, Profilo gibi birçok sahnede yakalayabilirsiniz. Hemen hemen her hafta oynuyor.

- Birçok mekanda karşınıza çıkan, Atılgan Gümüş ve Cenk Bıyık’ın ‘Two Turkish Tenors’unu bilirsiniz. Projeyi daha tiyatro ile iç içe bir hale getirmişler ve büyük salonlarda oynamaya başlamışlar. Bu organizasyon da Artı Sahne Mecidiyeköy’de... 26 Mart’da gerçekleşecek ama şimdiden bilet almakta fayda var.

- Yine aynı adrese mi denk geliyor bilmiyorum ama bu hafta Artı Sahne’de bir oyun daha başladı. Deniz Çakır ve Derya Alabora başrolleri paylaşıyor. Oyunun adı Beyaz... Yıllar sonra bir araya gelen iki kardeşi anlatıyor. 12-15-19-26 Şubat tarihlerinde, İstanbul’un muhtelif salonlarında da izleyici karşısına çıkacaklarmış.

- Son tavsiyem ise tarihte yeri önemli olan bir eserden... ‘

Devamını Oku

Cep yakar

2 Şubat 2018

Son zamanlarda merdiven altı canlı müzik sahneleri oldukça revaçta... ‘Merdiven altı’ dediysem de kalitesiz yerlerden bahsetmiyorum. Kimi şıklığıyla, kimi eğlencesiyle, kimi de kitlesiyle ön plana çıkıyor. Ticari olarak da mantıklı; hali hazırda var olan kafe ya da restoranlarının alt katlarını değerlendiriyorlar. İkinci bir kira derdi de olmuyor üstelik.

Bu tarz mekanlar arasındaki son tecrübemiz Carbon oldu. Nişantaşı’ndaki Grey’i bilirsiniz. Restoranın arka kısımlarından aşağı inip, mutfağı geçince, kutu kadar bir odaya çıkıyorsunuz. Ufak bir sahne, yetenekli genç müzisyenler... Servis personeli kibar, ortam eğlenceli. Müşteri portföyü de oldukça iyi bir tabakadan oluşuyor. İyi ailelerin genç nesilleri diyebiliriz.

Velhasıl mekan keyifli. Fakat hesap gelince biraz şaşırabiliyorsunuz. Onu da belirtmek lazım. Ortalama 600-700 liraya mal olması gereken hesaba biz bin lira ödedik. Hoş, küçücük dükkanı da başka türlü çeviremezlerdi herhalde! Ekonomik olarak aldıkları bu karar, misafirlerin cebini yakıyor biraz. Tabii her kulübün kendine göre kuralları vardır da, hazırlıklı gitmek gerek.

Hayata sarıl!

Bir proje okudum bu hafta. Ve bugüne kadar habersiz olmaktan rahatsızlık duyduğumu bile söyleyebilirim. Hayata Sarıl Lokantası adıyla bir restoran açılmış. Mekan, ‘Hayata Sarıl Derneği’nin ilk projesi. Maksat, sokakta yaşayan ve toplumda yer bulmakta zorlanan insanlara kol kanat germek. Anladığım kadarıyla, fırınlardaki ‘Askıda Ekmek’ tabirinin yemekli hali... Bu da yetmemiş, ihtiyaç sahibine psikolojik destek verecek sistemi de kurmuşlar.

Dilerseniz yerlerine gidip yardımda bulunabilirsiniz. Fakat bir yol daha açmışlar. The House Hotel Karaköy de el vermiş bu hayır işine... Otelin terasındaki Kasa Roof Lounge içinde birlikte yemek yapacaklarmış. Destek vermek isteyenler 6 Şubat günü ziyaret edebilir. O akşam hayırlı işe iştirak edenlere, The House Hotel Cappadocia’da 2 gece konaklama hediye edilecekmiş. Elbette ki bağış yaparsanız. Gelin bir işin ucundan da bizler tutalım.

Havadisler
- Levent Hyatt Centric Hotel’in içine Lassiette İstanbul açıldı. Eskiden Cipriani’nin olduğu adres... Mekanda her perşembe günü ‘Dinner Party’ konsepti düzenliyorlar. Bu gecelerde Güvenç Dağüstün ve Burçin Büke sahne alacak.
- 6 Şubat akşamı, Arnavutköy’de ‘Elixir House 2. Floor’ adında yeni bir mekan açılıyor. Müzikleri Tarık Koray ve Mehmet Koçan üstlenmiş. Ayrıca saat 22.00’dan sonra, Danna Lesse’nin canlı performansı olacak. - Kasap Döner, malumunuz hamburgere karşı savaş açmasıyla ünlenmişti. Bunun gibi değişik hareketleri vardı zaten ama son kararları ‘Bitcoin’ ile de ödeme kabul etmek olmuş. Takdir mi edersiniz, güler misiniz, o da size kalmış.

Dilerseniz yerlerine gidip yardımda bulunabilirsiniz. Fakat bir yol daha açmışlar.

Devamını Oku

Abdi ile canlı müzik

19 Ocak 2018

Nişantaşı uzunca zamandır canlı müzik yapan bir mekana sahipti zaten. Fakat biz bir türlü kaleme alma fırsatı bulamıyorduk. Abdi, Beymen’in ara sokaktaki karşı komşusu... Vaktinde meşhur partilerin dişi gurusu olarak tanıdığınız Gökçen Paprika kaptan koltuğunda oturuyor. Gelen giden tayfanın kalitesini tahmin edersiniz. Paprika’nın bir adreste sabit olması, bir sağlam kitlenin eğlence pusulasını belirleyecektir.

Her gün farklı solistlerin programları oluyor. Fikret Dedeoğlu, Onur Güven, Anılcan gibi genç isimler sahne alıyor. İşin güzel tarafı da bu; taze yeteneklere şans verilmesi. Her biri de aslanlar gibi program yapıyor. Eğlence zamanı eğlence, damar zamanı damar şarkılara eşlik etmemek mümkün değil. Bölgede pek iyi sahnesi olan canlı müzik mekanı yoktu. Açığı kapamışlar. Gidilir.

Mitte’nin başarısı

Karaköy, yükseliyor mu, düşüyor mu tam olarak çözememişken tekil olarak dükkanların başarılarını da gözden kaçırıyor değiliz. Bunların başını bana göre Mitte çekiyor. Açıldığı günden beri başarısı hiç değişmedi. Sağda solda diğer mekanlar sinek avlarken, burada yürünmüyor neredeyse. Kitle de hiç fena değil. Genelde gençler rağbet ediyor. Oyuncusu, sosyetesi, güzeli, yakışıklısı eksik olmuyor.

‘House’ müzik çalıyorlar. DJ’in önüne dizilmiş bir kalabalıktan, devamlı teşekkür işaretleri izledim durdum. Herkes dans etme halinde ve kimse kimseyi umursamadan eğleniyor. Kim kimmiş, umurlarında değil. Sadece güzel vakit geçirmeye gelmiş bir kalabalık görmek keyif verici oldu. Hele hele sorun çıkarmayı eğlence sananların çoğaldığı bu günlerde...

Havadisler

- Meraklıları Meat Co’yu bilirler. Steak üzerine Yeniköy’de hizmet verir. Şimdilerde ise Etiler’de yeni şubesini açmaya hazırlanıyormuş. Nusret’in de kurucularından olan Mithat Erdem sahibiymiş. İlk yerleri gibi giderse, iyi işler yaparlar gibi geliyor bana.

- Bu Vadiİstanbul taraflarında ne var bu kadar anlamadım ama acayip bir yığılma başlamış oralara. Bir keresinde, Hakan Altun konserine

Devamını Oku

Turizmi bitirmeyin

12 Ocak 2018

Yaz aylarından kalma yurt dışı ucuzluğu kabusu, kış aylarına da sirayet etti. Ne menem bir hurafe ise, yerli turizmi bitirecek hale geldi. Bodrum, Çeşme yerine, Yunan adalarını tercih etmemizi tavsiye eden onlarca yazı okuduk sağda solda... Şimdilerde de yerli kayak merkezleri yerine, Bulgaristan’ın daha hesaplı olduğu konuşuluyor. Delillerle gelen büyük bilir kişiler, aynı hizmeti vermeyen yabancı otellerini bizimkilerle kıyaslayıp duruyorlar.

O kadar mantıksız açıklamalar yapılıyor ki, yurt dışında oda kahvaltı veren noktaları, bizim her şey dahil konseptlerle bir tutar oldular. Neymiş efendim; bir kişinin tatili bizde 3 bin liraya mal olurken, 800 TL’ye Bulgaristan’a gidilebiliyormuş. Sen öğlen ve akşam yemeklerini, yol masraflarını, yurt dışı çıkış harçlarını, ne bileyim aklına ne geliyorsa onları da eklesene arkadaşım. Astarı yüzünden pahalı gelmezse, o zaman konuşalım.

Bir dönem adalar için geçerli oldu bu durum. Ama sadece kısa bir zamandı. Zira, bizlerin akın ettiğini gören komşu mekanlarının hemen gözü açıldı ve zam yapmaya başladılar. Kabahat onlarda da değil, bizim içimizdeki yurt dışını övmeyi seçen memleket düşmanlarında.

Geçen gün haber bültenine bağlanıp, bu durumu güya ifade eden bir turizmci arkadaşa rastladım. Tam ‘Yahu bu nasıl adam? İnsan önce kendi iç turizmini kalkındırmaya çalışmaz mı?’ diye düşünürken, beyefendinin şirketiyle yurt dışı turları sattığını öğrendim. Kimse kusura bakmasın; bu ekmek yediğin vatana ihanet gibi bir şey bana göre. Yanlış anlamayın; yurt dışı turizmi yapıyor diye değil elbette. Hiç değilse üç kuruş kazanacak diye, kendi topraklarını kötülemeyebilirdi.

People

Yeni yılın en yenileri arasında adını geçirmiştik ‘People’ adlı mekanın... Canımız çekmiş olacak ki, haftasında ziyaret ettim. Dükkan Taksim tarafında, Intercontinental Otel’in içinde yer alıyor. Eskiden ‘Flamingo’ vardı yerinde. Orası da iyi mekandı, yalan yok. Bu da en az onun kadar başarılı olmuş. Ferah, kocaman, kolonsuz, dümdüz bir toplanma alanı olmuş resmen. İstanbul’un iyi gezen bütün tayfası ordaydı. Sahnede ise Mehmet Erdem vardı. Mehmet’in şarkıları zaten malum da, programı da oldukça iyiymiş meğer.

Eski gazinolar gibi dizili masalarda, erken saatlerden beri yemekle başlayan müşteri kitlesi doluydu. Arkada da büyükçe bir barın etrafına konuşlanmış kokteyl tayfası... Türkçe müzik programlarını, iyi bir şekilde sunuyorlar. Kaliteli eğlendiriyorlar anlayacağınız. Yerli müzik hasretimizi dindirecek gibi de duruyorlar. Şahsen sevdim. Tavsiye edilir.

Devamını Oku