BEŞİKTAŞ- KASIMPAŞA

TOLGA: Öyle maçlar yaşarsınız ki, kalenizde tehlike yaratan her top gol olur! Genellikle bir sezonda birkaç maçı geçmez. Böyle durumlarda üzerinizde, hak etmediğinizi düşündüğünüz baskı oluşur. Tolga için maçın özeti buydu.

ISAKSSON: Geçen sezona göre bu yıl daha verimli maçlar oynayan İsveçli eldiven ilk yediği kornerden gelen golde, fiziksel avantajını daha iyi kullanabilir ve topu yumrukla daha net uzaklaştırabilirdi. Maçta, yoğun pozisyonlar yaşayan tecrübeli kaleci başarılı performansı ile beraberlikte ise pay sahibi oldu.

G.SARAY-ESKİŞEHİRSPOR

Muslera: G.Saray derbi sonrası karşılaştığı Eskişehir maçına, Benfica’yı düşünerek rotasyonla başladı. Muslera yine kolay ve gösterişsiz hamlelerle takım oyununa katkı sağladı. 2. yarı bir pozisyonda ayağıyla topu oyuna sokmak isterken merkezdeki rakibine attığı pas tehlike yarattı. Özgüveni yüksek kaleciler bu hataları yapmalarına rağmen denemekten vazgeçmemeleri onların bir üst sınıfta yer almasında önemli bir etken olarak görülür. BoffIn: Karşılaşmadaki goller arasında dikkat çeken, Boffin’in ilk yediğiydi. Selçuk, Türkiye-İzlanda maçındaki frikik golünün bir benzerini bu maçta da attı. Boffin barajı yaptırdığında, aklında İzlanda maçındaki gol vardı. Ancak Boffin’in vucut dili, barajı geçen vuruş sonrası gol olsa bile hatanın kendisinde aranmayacağını biliyor gibiydi. BUNDAN dolayı ilk düşüncesi kendi bulunduğu köşeden gol yememekti. Vuruş anında kaleciler 3/4 olarak tanımladığımız (çapraz adım) veya yan yan kayma adımlarını kullanırlar. Top ayaktan çıktığında Boffin seçimini yan yan kayma adımdan yana kullandı. Sonuçta Selçuk’un sağ dışa doğru uzaklaşan sert ve kaliteli vuruşuna yeterli hamleyi yapmasına rağmen gole engel olamadı. OSMANLISPOR-F.BAHÇE VOLKAN: Bu maça kendisini ruhsal olarak çok iyi hazırlamış göründü. İlk yarıda Aminu’nun 18 çizgisi üstünde soluna doğru hareketlenip Volkan’ın sağına yerden attığı şutta Volkan pozisyonu çok iyi takip ederek kornere çeldi. Kaleciler için tecrübe gerektiren bu durumda en önemli nokta rakip topla yer değiştirdiğinde kalecinin kale içindeki pozisyonunu ezbere bulabilmesidir. Kaymaları çabuk ve küçük adımlarla yapmalıdır. Volkan bunun iyi bir örneğini verdi. MORAES: Gençtiğimiz hafta ilk lig maçına çıkan Artur kornerde zamanlama hatası yaparak golü kalesinde görmüştü. 2. maçına çıkan tecrübeli eldiven kritik pozisyonlar yaşadı. İlk yarı Alper’in bire birdeki yerden vuruşunu açıyı iyi daraltarak ve zamanında kalesini terk ederek önledi. Kapatma tekniğinde kaleciler sağa veya sola yatarak, ya da bir hentbol kalecisi gibi tam ‘strecle’ vuruş anında elleri kadar ayakları ile de açıyı kapatarak topu önleme yoluna giderler. Her iki tekniğin de artıları ve eksileri vardır. Her İkisini de pozisyona göre yorumlayıp kullanan kaleciler daha başarılı olur. Kısaca Artur fiziksel performansını arttırdığında, kendi çizgisini yakalayacaktır. Yorumsuz...Toni Schumacher - Anpfiff (Ve maç başlıyor) kitabından; Kazanmak “Her ne kadar gol yemeyi hazmedemiyorsam da, yakınmak çok anlamsız. Golsüz futbol istemek, iflassız kapitalizm istemek gibi bir şey.. Sahada ellerini kullanmasına izin verilen tek özel kişi için bile kurallar böyle. Köln’deki eski antrenörüm Hennes Weisweiller, ‘Bana mutlu ikinciyi göster, sana kaybetmeye mahkum olanı göstereyim’ derdi. Çok haklıydı yaşlı Don Hennes.”

Skorun 0-0 devam etmesinde Muslera önemli hamleler yaptı. Golde Uruguaylı kaleci, sorumluluk aldı. İlk düşüncesi van Persie’den önce topla buluşmak ve vurmasına engel olmaktı... Kalecilerin bu tip, yere doğru düşey gelen topları, uzağa yumruklaması ve tokatlaması oldukça zordur. Top tokatlanacaksa, hızı ne olursa olsun topun süratiyle yönlendirmek yerine, avuç içiyle çok kuvvetli darbe vurup uzaklaştırmak temel teknik olarak kabul edilir. Bunu uygulamaya çalıştı.

Ancak topu kısa ve merkeze doğru tokatlayabildi. Kırılma anı 66’da Markovic’in cepheden şutuydu. Muslera doğru pozisyon alarak kornere çeldi. Maçın kopmasını önleyerek, alınan beraberlikte etkin rol oynadı.

F.BAHÇE-G.SARAY

KADIKÖY’ÜN baskılı atmosferi ve kalesinde yaşadığı pozisyonlar G.Saraylı Muslera’nın maça daha çabuk adaptasyon sağlamasına neden oldu. EV sahibi takım kalecisi Volkan ise az sayıda topla buluştuğundan dolayı maça tutunmak için, zihinsel olarak büyük çaba sarf etmek zorunda kaldı. Sivas-Trabzon ESTEBAN: Onur Kıvrak’ın sakatlığı nedeniyle şans bulan Kosta Rikalı kaleci ligde 3. maçına çıktı. İlk iki maçında beklenenden uzak performans sergileyen eldiven, Sivas maçıyla adaptasyon sürecini tamamlama yolunda başarılı bir oyun ortaya koydu. Onur’un verdiği çok çabuk ve hareketli görüntüye aşina olan gözlerin, farklı bir teknikle kaleyi koruyan yeni ismi kabullenmesi zaman alacak gibi... ANTALYA-BEŞİKTAŞ Tolga Zengin: SEYİR zevki yüksek maçta Tolga, iyi bir görüntü verdi. Eto’o’nun gol şutunda sağına yüksek ve sert gelen topa tam olarak uzanmasına rağmen yapabileceği fazlaca bir şey kalmamıştı. Zeminin yeni ve oturmamış olmasına rağmen geri pasları olumlu kullanabilme çabası kendi ve takımı adına bir gelişimdi. RaIS M’Bollh: YUNANİSTAN, Bulgaristan, Rusya ve en son kısa ABD macerasından sonra yolu Türkiye’ye düşen Cezayir asıllı Fransız kaleci, Antalyaspor’a ne gibi katkılar sağlayacak sorusuna, Beşiktaş maçında yeterli cevabı vermiş gibi görünmedi. Kaleciniz yabancı mı, yerli mi? Geçtiğimiz 2014-2015 futbol sezonunda Spor Toto Süper Lig’de 9. haftada 10 yerli ve 8 yabancı, bu yıl aynı haftada 8 yerli ile 10 yabancı file bekçisi görev aldı. Yabancı oyuncu serbestliğinden sonra Süper Lig’imizde çoğunlukla yabancı kalecilerin görüleceği beklenirken çok fazla bir değişiklik ise olmadı. Öyle ki 8. haftada yerli-yabancı eldiven sayısı eşitti. 18 kişilik maç kadrolarında 1 yerli kaleci bulundurma zorunluluğu, Türk kalecilerin korunması ve gelişimi adına önemli adım olarak nitelenebilir. Kaleci maça 1-0 önde başlar mı? NBA efsanelerinden Bill Russel’ın basketbol için söylediği bu sözünü hep çok sevmişimdir: “Ana felsefe, rakibin her şutunu bloklamak değildir. Rakibini, attığı her şutun bloklanabileceğine inandırmaktır.” ŞİMDİ hiç düşündünüz mü? Neden bazı maçlara, bazı kaleciler galip başlar...

MUSLERA: Karşılaşma genelinde takıma güven veren oyun tarzı hakimdi. Pozisyonları gösterişsiz hamlelerle geçiştirdi. Golde El Kabir’le karşı karşıya kaldığı pozisyonda karşılama mesafesi iyi olmasına rağmen, rakibin topla sürati karşısında, hamle şansı azaldı.

HOPF: Maç boyunca topları bloke etmek yerine çelmeyi tercih etmesi göze çarpan en önemli özellikti. Hopf, gelecekteki maçlarda sorun yaşamamak için çalışmalarına ağırlık verecek gibi görülüyor.

Kayserispor-F.Bahçe

VOLKAN: Deplasman maçına göre az sayıda topla buluşmasına rağmen gerekli hamleleri doğru yaptı. 2. yarı 30-35 metreden arka direğe yönelen sürpriz topu iyi takip edip kornere çeldi. Sinir ve gerilimini belli bir seviyede tuttuğu sürece takımına daha da katkı sağlayacaktır. KAYACAN: Yediği golde fazla oyuncuyla baraj yaptırmayı tercih etti. Baraja Fernandao da girince Biseswar’ın da onu kontrol altına alması gerekti. Böylece yoğun oyucu grubu ndan dolayı Kayaca’nın topun çıkışı görme şansı azaldı. Topun çıkışını göremeyen kaleciler için şansın yanlarında olmasından başka bir şey düşünülemez! Vuruş ustası Van Persie bunu değerlendirmekte gecikmedi. Beşiktaş-Rize TOLGA: Pozisyonlarda toptan önce hareket etmeyerek dengeli bir görüntü verdi. Konsantrasyonu sayesinde oyunu iyi takip edebildi. Bunun en iyi örneği ikinci yarıda Eren’in kullandığı korner atışında Viera’nın kafa vuruşundaki hamlesi oldu. ITANDJE: Ligimizin tecrübeli kalecilerinden. Yediği golde ise anlık pozisyonunu kaybetti. Yeniden pozisyon almakta geç kalınca Querasma Itandje’ın solundaki boşluğu iyi bir vuruşla değerlendirdi. Eto’o gibi yıldızlar kalecileri ileri taşır Konya-G.Antep maçında Serkan Kırıntılı, önemli anlarda insiyatif aldı. G.Antep kalecisi Karcemarskas’ın ise reaksion süratini öne çıkaran hamleleri mevcuttu. Akhisar-Eskişehir maçında tek gol vardı. Boffin duran toptan gelen golde kalecilerin en zorlandığı pozisyonu şanssız bir şekilde yaşadı. Bursa-Antalya maçında Mert Günok, takımı adına maçın 0-0 gitmesinde önemli katkı sağladı. Ancak Eto’o gibi tecrübeli bir isimden teknik vuruş geldi. Ligimizde böylesine gol vuruşu iyi oyuncuların olması kalecileri de bir adım ileriye taşıyacak çalışmaları beraberinde getirecektir. Kasımpaşa-Sivas maçında Setkus ve Isaksson’dan standart performanslar izledik. Setkus’un ilk golde topu merkez yerine, arkaya tokatlaması uygun olabilirdi. Merkeze tokatlanan toplar tehlike yaratabilir. Hayata dair ne öğrendiysem futboldan. Çünkü top hiçbir zaman beklediğim köşeden gelmedi. - Albert Camus