Şampiyon gibi

13 Ağustos 2018

SEZONUN ilk haftasında oynanan maçların tamamı izledim. Şampiyonluk yarışının içinde olacak G.Saray, F.Bahçe, Beşiktaş ve Başakşehir arasında sadece Beşiktaş’ın şampiyon gibi oynadığını söylemem lazım.

Kadrosundaki önemli oyuncular Talisca ve Fabri gibi isimleri kaybetmiş olmasına rağmen Beşiktaş, geçen sezon kaldığı yerden devam ediyor. Talisca’nın yokluğunu Oğuzhan, Atiba’nın tribünde olmasını Medel kapattı. Necip Uysal ise elinden geldiğinin her zaman en iyisini vermek için sahadaydı, üstelik de Pepe’nin yanında.

ŞENOL hoca sezonun kazanmaya alışan kadrosunu bozmamak konusundaki ısrarını sürdürdü. İstikrardan yana tavrını kullanan Şenol hoca, oyun sistemi olarak da kaldığı yerden devam ediyor. Oyunu oynamak isteyen, topu kendine tutan ve sürekli rakip alana doğru hem koşu yapan hem de topu oraya süren Beşiktaş özellikle maçın ilk 45 dakikasında kendisinden bekleneni verdi.

İKİNCİ yarıya önemli oyuncu değişiklikleri ile başlayan Akhisar’ın oyuna tutunma isteği Necip’in bireysel hatası ile can bulunca deplasman ekibi kendisini oyunun içinde buldu. Ancak Şenol hoca da buna karşılık vermesini bildi.

GECENİN KÖTÜSÜ ZEMİN

MAÇIN önemli isimlerine gelince. Oğuzhan, Beşiktaş forması ile tanıştığı ilk günden bu yana zaten sezona iyi başlamadı hiç. UEFA Avrupa Ligi’ndeki maçlarla dünü kıyasladığımızda siyah ile beyaz gibi fark gördüm. Oğuzhan her geçen hafta biraz daha üzerine koyacaktır. Lens de şaşırtacak kadar oyunu ciddiye aldığı gibi iyi de performans verdi sahaya. Babel, Caner ve Gökhan da iyilerdendi. Ancak bir Medel izledik ki pehpehpeh. Atiba’nın yerine koy asla aratmam, sağ bek oynat oynarım, stoper yap o da benim işim der gibiydi. Nazar boncuğu lazım ona.

KISSADAN hisse, dün gece şampiyon olmak isteyen bir Beşiktaş vardı sahada. Saha diyorum diye aldanmayın bildiğiniz patates tarlasıydı zemin. Gecenin tek kötüsü zemindi. O kadarı da kadı kızında da olur.

Devamını Oku

YENİDEN DOĞUŞ

12 Ağustos 2018

F.BAHÇE adına birçok şeyin başlangıcıydı dün gece. 20 yıllık köhnemiş, kendi camiası, kendi taraftarı ve neredeyse tüm rakipleri ile kavgalı bir dönemin ardından yepyeni, umut, başarı, saygı vaat eden bir F.Bahçe izledik dün gece. Dün gece sadece bir lig başlangıcı değildi. F.Bahçe adına yeniden doğuş gibiydi. Tribünler karnaval havasında ve en önemlisi takımına, yönetimine olan güven duygusunu iliklerinize kadar hissettiğiniz bir geceydi. Futbolun, futbolcular oynar, teknik direktörler oynatır ancak ne var ki kadronuzdaki yıldızlardan çok, tribünlerdeki kulübün gerçek sahibi taraftarın size, takımına olan inancı her maçta rakipten bir kişi fazla oynatır sizi.

Dün gece Cocu’lu F.Bahçe’nin yeni bir şeyler denediğini gördük. Bu zaman kadar hazırlık maçlarında da Benfica maçında da görmediğimiz yepyeni bir şey. Yine Topal-Josef vardı sahada ama bu kez çok farklı bir şekildi. Normalde ikisi de 6 numara oyuncular ama dün gece biri 6 diğeri de 8 oynadı. Sahte 8 bile olsa F.Bahçe’de uzun zaman sonra bir 6 bir de 8 numara görmek hücum anlamında çok keyif verdi. F.Bahçe böylelikle hücumda hem sayısal olarak hem de mantalite olarak fazla oynadı.

DAMGA VURACAK

YENİ transfer Ayew’in hem hücum hem de savunmayı, santrfor oynayana kadar çok iyi yaptı. Takım içinde kendisine yer edinmiş ve beklentinin farkında bir görüntü çizdi, katkısının sezon boyunca büyük olacağını gösterdi.

AYRICA genç Barış’a da değinmek lazım. İsteği, azmi ve kendisine olan güveni, taraftarında desteği ile böyle devam ederse bu Barış, Valbuena’yı kulübeye gömer. Top ayağına çok yakışıyor, kolay kolay top kaybetmiyor ve çok yüksek yüzdeyle olumlu kullanıyor. Genç ve tecrübeli transferleri ile bu F.Bahçe’nin lige damgasını vuracağı kesin.

Devamını Oku

İdeal konsantrasyon

8 Ağustos 2018

GEÇEN sezonun Elmas dışında aynı kadrosu ile sahaya çıkan F.Bahçe’de fazla da değişiklik göremedim. Kocaman’ın oyun anlayışının çok farklısı yoktu sahada. Kapanan, savunmayı iyi yapan, zaman zaman hücuma çıkmayı düşünen bir F.Bahçe vardı sahada. Tek ve önemli fark Kanarya’nın biraz daha önde basması oldu. Bu da ilk yarıda Benfica’nın oyunu bozdu. Dün gece F.Bahçe adına sahnın en iyisi Skertel oldu. Düşünün F.Bahçe adına maçın adamı, stoper olursa ne oynadığına siz karar verin! Maçın diğer iyi performanslarına gelince biraz Hasan Ali biraz da iyi niyeti ile Alper. Alper’in de yaptığı çok bir şey yoktu ama en azından forvet olmamasına rağmen mücadele etti. Valbuena ise geçen sezona oranla daha fazla takım savunmasına destek oldu. Savunmaya gelince hücum yapamadı, yoruldu ve çıktı. Bu tempoyu kaldıramayacağı belli. Geçen sezon bireysel hatalarla dolu bir sezon geçiren F.Bahçe’nin yediği golü de Volkan’a yazmak lazım. İyi başladığı maçta kendisine yakışmayacak bir gol yedi.

‘YEMEYELİM, BELKİ ATARIZ!’

GELELİM yeni hocasının performansına. Ben saha kenarında özellikle oyuncu değişikliklerinin zamanlamasını ve tercihlerini doğru yapan bir Cocu gördüm. Eldeki kadro ile yapılacak fazla bir şeyi yoktu. Ancak maçtan önceki basın toplantısında söylediği, “Sadece savunma yaparak sahada olmayacağız” sözlerinin karşılığını göremedim. Özellikle 2. yarı kendi sahasında çıkmayan bir takım izledik. Maçın başından itibaren Elmas’ın yan pas yapması ve dikine oynamayı tercih etmemesi belli ki hocanın isteğiydi. Öyle olmasa maçın tamamında sahada kalmazdı. 2. maç için avantajlı skor yakalayalım. Yemeyelim belki atarız, olmadı golsüz beraberlik fena olmaz demiş Cocu soyunma odasında.

DÜN gece izlediğim F.Bahçe, özellikle Ayew’in de takıma katılmasıyla İstanbul’da Benfica’yı 2 farklı yenerek turu geçebilir. Hatta play-off turundan da çıkabilir ama Şampiyonlar Ligi gruplarından çıkamaz. Umut F.Bahçe için önemli ancak bence sezonun tek konsantrasyonu F.Bahçe adına Spor Toto Süper Lig olmalı. Bu kadro hem Avrupa heyecanını, hem de lig serüvenini sürdüremez.

Devamını Oku

DEĞİŞİK BEŞİKTAŞ

3 Ağustos 2018

BEŞİKTAŞ’IN sezon öncesi ikinci ciddi hazırlık maçında ortaya koyduğu futbol ve anlayışı beğendim. İlk maçın kadrosu ile sahaya çıkan Beşiktaş’ta Larin’in samimi mücadelesi ve beraberinde attığı goller kendisinin formayı ne kadar istediğini de gösterdi. İlk maçtan daha farklı görüntü çizenler oldu dün gece. Babel ve Lens gibi. İkisi de çok istekliydi.

ÖZELLİKLE ilk yarıda siyah-beyazlılar, Premier League takımı gibi sürekli kanatları denedi. Caner ve

Lens-Gökhan kanadından gol bulmaya çalışan Beşiktaş’ta 10 numara eksikliği en göze çarpan şeydi. 10 numarası olmayınca ne oynayacağını gördük. Rakibin zayıf olmasından çok Beşiktaş’ın saha içinde ne yaptığı ile ilgilenince ilginç şeyler gördüm. Mesela ikinci yarı sistem değiştirip 4-4-2’ye döndü. Maça orta sahada başlayan Adriano, savunmanın soluna geçti, Caner ise onun önüne. Sezon öncesi hazırlık maçlarının bana göre yıldızı olan Caner dün gece de harika işler yaptı. Adeta yeni transfer etkisi yapan Caner böyle giderse sezon rekoru kıracak bir performans gösterecek gibi.

TOLGAY FIRSAT KAÇIRDI

10 numarası olmayınca dedim ya, oradaki şansını çok da iyi kullandı diyemeyeceğim bir Tolgay performansı izledik. Halbuki 10 numara transferi yapacağını bildiğimiz siyah-beyazlı yönetime “Ben varım, yeni transfere gerek yok” diyecek maçlar bunlar Tolgay. Kendisindeki yeteneği ön plana çıkartabileceğini geçmiş maçlarda net olarak gördük. Bence Tolgay büyük fırsat kaçırdı.

NEGREDO PİYANGOSU

Gelelim Şenol Hoca ile yönetimin ters düştüğü Negredo olayına. Şenol Hoca bu maçta da İspanyol golcüyü maça almadı. Maçın başlama saatine yakın İspanya’dan gelen Rayo Vallecano haberi yüreklere bir nebze olsun su serpti. Anlaşılan Negredo konusunda bu transfer gerçekleşirse siyah-beyazlılar, Negredo’nun maaşının da bir bölümünü ödeyecek. Haydi hayırlısı.

Devamını Oku

ÜZÜCÜ

27 Temmuz 2018

BEŞİKTAŞ’IN kaza yaparsa çok konuşacağımız, yapmazsa da beklenen oldu diyeceğimiz bir maçını geride bıraktık. Hem Şenol Hoca’nın tercihleri hem de sakatlıklar ve Dünya Kupası nedeniyle eksik bir kadro ile sahaya çıkan Beşiktaş, zayıf rakibi karşısında ilk yarıda bulduğu gollerle fişi çekti.

KADRODAKİ zorunlu değişiklikler nedeniyle Adriano’yu ve Medel’i bile ceza sahası içinde gol pozisyonuna girerken görmek hayli ilginçti. Sahada Lens yine bildiğiniz gibi kötüler kervanında olmayı başaran isimdi. Caner’i ise nazar boncukları ile sahada tutmak lazım. Adam için rakibin veya turnuvanın hangi seviyede olduğunun önemi yok.

‘BABEL SORUNU!’

BABEL, menajerinin yaptığı para arttırma hamleleri nedeniyle taraftarın gözünde itibarsızlaşmaya başlar eğer böyle devam ederse. Çok isteksiz ve mücadeleden uzak bir görüntüsü vardı. Böyle devam ederse Beşiktaş için de kendisi içinde sıkıntı olur. Larin ilk 11 başladığı maç boyunca çok etkisiz kaldı. Çok fazla iş düşmediği için Fatih’in maç performansı için bir şey söylemek zor. Bu maç sonrasında Beşiktaş’ın eksiklerini görmek ve söylemek çok zor. 5 dakikada biten maçın analizi de ancak bireysel olarak yapılabilir.

SON olarak geçen sezon Monaco, Porto, Bayern Münih derken şimdi adını bile telaffuz etmekte zorlandığımız takımlarla oynamak biraz can acıttı. Netice itibarı ile Beşiktaş turu geçip dönüyor. Hazırlık maçı olarak bile sayılmayacak seviyede bir takımla maçı sakatlıksız tamamlamak önemliydi.

Devamını Oku

Hayâller ve gerçekler

16 Temmuz 2018

DÜNYA Kupası’na verdiği katkılardan dolayı Hırvatistan takımına teşekkür etmek lazım. Dünya Kupası’nı kazanamamış olabilirler ancak tüm dünyanın sempatisini kazandıkları da bir gerçek. Bir masal gibi başladı onlar için, gruptan çıkıp finale kadar giden. Nazım’ın Mavi Gözlü Dev şiirinde yazdığı, bahçesinde hanımeli, ebruli açan ev misali, hayâllerin peşinden koşan cesur ve ne yaptığı bilen bir takım olarak aklımızda kalacak Hırvatlar.

TURNUVA boyunca olduğu gibi maça da ikinci yarıya da hızlı başlayan Hırvatistan, yine turnuva boyunca kadrosundaki yıldızlara rağmen oynattığı garantici futbol nedeniyle eleştirilen Fransa karşında maçın sonuna kadar oyuna tutunamadı. Modric ve Vida’nın performanslarına Hırvatlar adına biraz da Perisic katkı yaptı ama sadece o kadar.

BÖYLESİ önemli turnuvaları birkaç oyuncu ile kazanamazsınız. Kupa için takım olmanız ve hemen hemen herkesin birbirine yakın performans yapması lazım. Bakın Fransa’ya. Tek eleştiri yapılan isim teknik direktörü Deschamps kupayı aldı evine götürdü. Neymiş bu kadroya böyle bir futbol anlayışı olmazmış! Futbol sonuç odaklı bir oyun.

‘KONSOL OYUNU OYNAYIN!’

ADAM kupa ile Şanzelize sokaklarında tur atıyor ama bazıları bu takıma böyle oyun oynatılmaz, bu kadar savunma ağırlıklı oyun olmaz diyor adamlar. Onlara tavsiye konsol oyunu oynasınlar. Orada da kimleri nasıl oynanıyorsa oynatsınlar. Eminim orada bile final yüzü göremezler.

TURNUVANIN başından bu yana favori olarak gördüğüm Fransa kupayı kazanarak futbol tarihine, Hırvatlar da kalplere adını yazdırdı. Kazanan müthiş kadrosu ve turnuva kazanmanın formülünü iyi uygulayan hocasıyla Fransa oldu. Gözümüzün pasını silen her takım ve her oyuncuya teşekkürler. Şimdi bizim kaos dolu sezonumuza odaklanalım. Umarım sezonun ismine yakışan bir mücadele olur...

Devamını Oku

Altın Çağ Bitti

11 Temmuz 2018

ÜNYA KUPASI finali tadında bir eşleşmeydi. Arjantin varsa kupada 1986 finalinden bu yana her zaman Tangocular’dır benim favorim. Ancak bu sütunlarda size favorinin Fransa, Belçika’nın da sürpriz yapabileceğinin yazmıştım. Bu iki takım eşleşmesi benim adıma erken final gibiydi.

MAÇA hızlı başlayan, sözüm ona altın çağını yaşayan Belçika oldu. Ancak Fransa maçın yirminci dakikasından sonra oyunda dengeyi sağladı. Hazard’ın çabasının yetmediği dakikalarda, Varane ve Umtiti’nin arasında Lukaku’nun da varlık gösterememesi, altın çocukları gümüşten hallice bir hale soktu.

FRANSA kalecisi Lloris’in, Alderweireld’ın sol ayağı ile yaptığı vuruş dışında fazla da maç ile ilgisi yoktu. Ancak Fransa özellikle Giroud ile hem ilk yarıda hem de ikinci yarıda sayısız fırsat yakalı. Giroud yerinde başka bir forvet olsaydı Fransa maçın fişini çok daha önceden çekebilirdi.

‘FRANSA YASLANDI’

51’de Umtiti ile golü bulduktan sonra yaslanan Fransa, İngiltere Premier Lig karması Belçika karşısında sessiz kalan Mpabbe ile topu saklamaya çalıştı. Maçın 60’tan sonrasında yaslanmayı tercih eden Fransa’yı devirmek için elindeki tüm kozları oynamak zorunda kalan İspanyol hoca Martinez, Belçika’nın altın çağını da böylelikle bitirmiş oldu.

ARADAN geçecek 4 yıl sonrasında kadrodaki birçok oyuncuyu Belçika Milli Takımı’nda göremeyeceğiz. Avrupa Futbol Şampiyonası’nda belki bu zarif futbolu izleriz ancak o zaman kadar köprünün de altından çok su akacaktır.

GERİYE Fransa için rakibini beklemek kaldı. Kim gelirse gelsin ister Hırvatistan ister İngitere, Dünya Kupasının sahibi bence Fransa olacaktır. Didier Deschamps’ın çocukları bunu çoktan hak etti.

Devamını Oku

Otobüs lastiği bu kez patladı

8 Temmuz 2018

KUPANIN ev sahibi olma özelliğinin dışında neredeyse hiç kimsenin gruptan çıkacağına bile kesin gözüyle bakamadığı Rusya bir tarafta, yıllardır kurduğu kadronun karşılığını almaya çalışan ve belki kadrosundaki oyunculardan birçoğu için son büyük organizasyon veya son Dünya kupası olan Hırvatistan diğer tarafta.

MAÇ öncesini Rusya’nın otobüsü çekeceğine kesin gözüyle bakılıyordu ancak maça hiç de öyle başlamadı Rusya. Kazanmak adına pozisyon bulmaya çalışan ekip maçın başında Rusya idi. Bu sinsi başlangıç Hırvatların planlarını alt üst etti dediğim dakikalardan sonra oyunun dengesini eşitleyen Hırvatlar önce oyunun sonra da topun hakimiyetini eline geçirdi.

FUTBOLUN sonuç odaklı bir oyun olduğu konusunda hem fikir olduğum insanların Rusya’nın oyun anlayışını eleştirmeyeceğini düşünerek, maçtan önce Rus takımının erken gol bulması halinde kazanmaya yakın olan taraf olacağını düşünüyordum. Öyle de oldu sanki. Hırvatlardan gol beklerken Ruslar yine sinsi 2 pas ile, kadrosunda yurt dışında oynayan iki futbolcudan birisi olan Cheryshev ile golü buldu. Golü bulduktan sonra ışık yemiş tilki edası ile bir anlık gaflet içine düşen Rusya, turnuva boyunca belki de ilk kez yaptığı kademe ve adam paylaşımı hatasını 1-1’lik eşitlikle ödedi.

SİNSİ PLAN İYİ İŞLEDİ...

MAÇIN ikinci yarısında da Rusya adına bir şey değişmedi. Belli ki soyunma odasında Cherchesov “sahaya çıkar çıkmaz topun kimde kaldığının önemi yok. Siz savunmada kalın. Bırakın topu onlar oynasın ve yorulsun. Biz yine bir sinsilik yapar belki bir gol buluruz. Bulamazsak da maçı uzatmalara oradan da penaltılara götürürüz” demiş. Öğrencileri de hocalarının sözünde bir adım bile dışarı çıkmamacasına oynadı ikinci devre ve istediğini alarak maçı uzatmaya hatta penaltı atışlarına taşıdı. Taşıdı ama tur için yetmedi. Oynamaya çalışan ile kaybetmemeye çalışanın maçında kazanan Hırvatistan oldu.

Devamını Oku