Game Changer Steve Jobs!

27 Ocak 2011

Pankreas kanseri olan ve 2009’da karaciğer nakli yapılan Apple’ın CEO’su Steve Jobs’un sağlık nedeniyle görevine ara vermesi şirketi kaygılandırıyor. Bu kaygılarını anlamak için geçmişe yolculuk yapıp Jobs’un Apple için önemini kavramak gerekiyor.

1955 doğumlu Jobs kendisini üniversiteye yollamaya söz veren bir aileye evlatlık verildi, öz annesinin tek şartı buydu. 17 yaşına geldiğinde söz verildiği gibi üniversiteye başladı. Ama bir süre sonra üniversitenin, ailesinin hayatı boyunca yaptığı maddi birikimlerin eriyip gitmesine değecek kadar önemli olmadığını düşündü. Okulu mezun olmadan bıraktı ve 19 yaşında çalışmaya başladı. Ailesinin garajında ortağı Steve Wozniak ile Apple şirketini kurup Apple I bilgisayarı piyasaya çıkardıklarında sadece 21 yaşındaydı. İşte Jobs’un Apple ile bağı delikanlılık çağında başladı. Apple I’i piyasaya sürdükten bir yıl sonra Apple II’yi piyasaya çıkarttılar. Apple II ev bilgisayarı sektöründe en çok tanınan ve başarılı bilgisayar oldu ve milyonlarca adet sattı.

Mouse’u ilk o başlattı

1980 yılında Apple halka açıldı. Şirketin genişlemesini profesyonelce yönetebilmesi için o dönem Pepsi-Cola’nın CEO’su olan John Scully ile anlaştı. Hatta Scully’e “Ömür boyu şekerli su mu satacaksın?” diyerek ikna ettiği söylenir. Jobs Scully’yi Apple’ın başına geçirdi. Apple yükselişine devam ederken 1984 yılında kişisel bilgisayar sektöründe çığır açan mouse ve grafik arayüzünü kullanan ilk bilgisayar olan Macintosh’u piyasaya sürdüler. Macintosh Amerika’da bir cins elmaya verilen isimdi. Bu sırada Jobs 30 yaşına basmıştı ve Apple 4 bin çalışanı olan 2 milyar dolarlık büyük bir şirket haline gelmişti. Jobs başarılarının ardından zirveye yerleşmişti ama hayatımın odak noktası diye hitap ettiği şirketi Apple’dan 30 yaşını doldurmadan kovuldu. Kovulmasının sebebi ise Sculley ile olan görüş ayrılıklarının yarattığı kavga ve bu kavgada diğer hissedarların Sculley’i tutmasıydı.

Devamını Oku

2011’in gözdesi tablet PC’ler

14 Ocak 2011

Yeni yılla birlikte teknolojideki rekabetin hangi alanda devam edeceğini kestirmek, ardı ardına çıkan tablet PC’ler sayesinde pek de zor değil. Goldman Sachs’e göre 2011’de tablet PC satışlarının 54.7 milyon adedi bulacağı ve sadece Apple’ın tablet bilgisayarı iPad için 2011 yılı ekran siparişlerinin 65 milyon adet olduğunun duyulması, rekabetin boyutunun büyüdüğünü gösteriyor.

Tablet PC’lerin gerek kullanım kolaylığından, gerekse portatif oluşundan etkilenen ve modaya uymak isteyen biz tüketiciler tablet almaya karar verdiğimizde, piyasadaki onlarca model karşısında kararsız kalıyoruz. İşte tablet’inizi seçerken dikkat edilmesi gerekenler...

1) Tablet’inizi seçerken dikkat etmeniz gereken konulardan biri işletim sistemi. 2011 itibariyle en çok rekabet içinde olan tablet PC işletim sistemleri Apple IOS ile Android. Tablet PC üreticilerinin çoğu Google destekli Android işletim sistemini kullanıyor. Apple IOS ise yüksek satış rakamıyla rakiplerine tek başına meydan okuyor. Apple IOS’ta 300 binin üzerinde, Android’de ise 200 binin üzerinde aplikasyon var.

2) Tablet PC’nizi seçerken dikkat etmeniz gereken diğer konu ise donanım özellikleri. Donanım özelliklerine karar verirken ihtiyacınıza göre hareket etmeniz gerekiyor. Eğer PC’nizi video izlemek için kullanacaksanız ekran boyutu ve çözünürlüğünün yüksek olmasına dikkat edin. Çok fazla bilgi depolamak istiyorsanız (resim, video, müzik vs.) disk boyutunun yüksek olmasına, harici hafıza kartı takılabilmesine ve diğer harici cihazlar için USB veya firewire portlarının olup olmadığına bakın. Her yerden internete bağlanacaksanız 3G ve Wireless özelliklerine, görüntülü konuşma içinde kamerası olduğundan emin olun.

Devamını Oku