HER iki takımı da maç öncesi düşüncelerimde G.Saray’ı daha rahat, Beşiktaş’ı daha bir iğneli fıçı içinde görüyordum. Yanılmadım, aynen de öyle oldu. Topa daha çok sahip olan, oyunu geriden kendi takımında tutabilen taraf G.Saray’dı. İğneli fıçı tabirim F.Bahçe lig maçından dolayı. Sarı-lacivertliler de aynen böyle sabırlı, ‘bulabilirsem atarım havasında’ top oynadı, Beşiktaş’ı da yendi. G.Saray da farklı düşünmemiş. Onlar da yüzde bin, 3 tane çok net gol kaçırdılar.SİYAH-BEYAZLILARIN yediği gol maçın başından beri sahanın boyunu uzun tutmaktan dolayı. Arkaya yaslandıkları her pozisyon, gol pozisyonu oldu, birinde de gol. Atılan goller var. Birincisi Mehmet Topal’ın hediyesi. O yerin adamı olmadığı için sırtını kendi kalesine vereceğine, Beşiktaş kalesine döndü. Öyle ayağa gelen ani top kendi kalene gol olur. Oldu da. DENİZLİ’NİN FANTEZİSİBEŞİKTAŞ’IN attığı goller var. Birinciyi anlattık. İkinci için bir ukalalık yapacağım. Yusuf Şimşek alındığında ‘Beşiktaş şampiyon olacaksa bu adamın 3-5 tane maça imzası olur’ diye iddiada bulunmuştum. Yusuf da 3’ü, 5’i buldu, şampiyonluğa büyük eli değdi.TELLO’NUN çıkışı eğer bir sakatlık yoksa Mustafa Denizli’nin fantezisi. Gerçi Yusuf’la değiştirip Yusuf’un da maçı kotarması Mustafa Denizli’nin şansı.ŞİMDİ son hafta oyunu var. Tecrübelerim bana ayakkabıları bağlamadan hiçbir yeri işaret etme diyor. Çok şey gördüm, çok şey geçirdim. En azından 2 sezon önce kısa metrajda yaşanan bir F.Bahçe-Denizli maçı var.KİM iyi oynadı kim kötü oynadı bu saatten sonra oralara dalmam. Zor bir maçı iyi oynamayarak geçtiler. Tebrikler. Tabii ki dün akşamdan ön plana çıkan oyuncular var. Ben bir şey demiyorum. Hep beraber istediler, hep beraber kazandılar. Stres dolu maçı kazanmak kolay değildi. Bu stres Beşiktaş’a fren yaptırdı. Tabii ki büyük bir avantajı elen geçiren siyah-beyazı ekip son maça giderken, Yeşilköy’den şampiyonlukla uçmak isteyecek. MAÇIN hakemi Mustafa Kamil Abitoğlu birkaç yanlış düdük üfledi. Ama maçın genelinde hep topun yanındaydı. Ne gördüyse de onu çaldı.