İpekyol Eylül’de Harrods mağazalarına girecek

İpekyol, Machka ve Twist markalarıyla kadınları giydiren Yalçın Ayaydın, yurtdışında yeni atılımlara hazırlanıyor. Ayaydın, bu ay Harrods mağazalarının sahibi İngiliz Muhammed El Fayed’le masaya oturacak Ayaydın, “Eylül ayı gibi İpekyol Harrods’a girecek” dedi. Atina mağazasının, Türkiye’de en çok satış yapan mağazasından daha iyi ciroya ulaştığını da kaydeden Ayaydın, burada yeni mağazalar açmayı planlıyor

Haberin Devamı

Elif Ergu Pazar’ın patronu
İpekyol, Machka ve Twist, Yalçın Ayaydın’ın markaları. 1986’da kurduğu İpekyol markasıyla tekstil sektörüne giren Yalçın Ayaydın, Mardinli 12 çocuklu bir ailenin oğlu. Ayaydın, 6 ay önce Edirne’de 10 milyon euroluk yatırımla dev bir tesis kurdu. Şimdilerde yurtdışında çok daha hızlı adımlar atmanın eşiğinde. Hem mağaza sayısını artıracak hem de markalarının kalitesini yükseltecek. “Bir yıl içinde İpekyol’daki her şey Gucci kalitesinde olacak” diyor. Bu ayın 17’sinde Harrods mağazalarının sahibi El Fayed’le masaya oturacak olan Ayaydın’la Bomonti’deki tesislerinde konuştuk.

* Mardinlisiniz, markanızın adını Mardin’den esinlenerek mi koydunuz?
Evet. Ben liseyi bitirdikten sonra İstanbul’a geldim. ’Bir şirket kurarsam mutlaka adı İpekyol olacak’ derdim.

Marka için mağaza şart
* 12 kardeşsiniz. Sizden önce tekstille uğraşan biri yok ailede...
6 kız 6 erkek kardeşiz. Ben 5 numarayım. Gece okula gidiyor, gündüz çalışıyordum. 21 yaşındayken tekstil şirketinde işe başladım. 1986‘da kendi şirketim İpekyol’u kurdum.

* 1986’dan 2006’ya kadar markanız için farklı adreslerde üretim yaptırıyordunuz. Bunca yıl neden üretim tesisi kurmadınız?
Önceleri Anadolu’ya mal satıyordum. Her şehrin en iyi mağazasına mal veriyordum. Ürettirip malı satıyordum. Zaman içinde dünyayı gezmeye başladım. Dünya markalaşmış. Tokyo’ya gidiyorum aynı markalar, Barcelona’da, Milano’da aynı markalar... Markalaşmak için mağazalarınızın olması lazım. İlk mağazamı Nişantaşı’nda açtım. Sonra Kadıköy ve Akmerkez geldi. Şimdi 25 vilayette mağazamız var.

Fabrika yoksa iş zorlaşır
* Sektöre baktığımızda markalaşma yolunda ilerleyen isimler önce üretim tesisi kuruyor, fason üretim yapıyor, dünyanın ünlü markalarını üretiyor sonra kendi markalarını çıkarıyorlar. Siz bunun tersini yaptınız. Neden bu yolu izlediniz?
Bence üretmek için çok mağazanız olmalı. Ya üretici olacaksınız ya da marka. Biz yola çıkarken marka dedik. İlk etapta ufak başladık. Günde 20 bin parça mal üretecek kapasitemiz yoktu. Ufak atölyeler işlerimizi görüyordu. 30 binin üzerine çıkınca sinyal çalıyor. Ucuza da mal satmıyorsunuz. Zara, Mango standardında da üretmediğimiz, kaliteli kumaş kullandığımız, tüketici de dikiş kalitesi aradığı için kendi üretimimizi yapmamız gerekiyordu. Edirne’de dev bir tesis kurdum. Türkiye’de şu anda 50 mağazanın üzerine çıkan herkesin fabrika kurması lazım. Bunu yapmazlarsa ileride işleri zorlaşır. Çünkü kumaşı kaliteli alıyorsunuz, fason ürettirdiğinizde adamın elinde iyi bir kol takma makinesi yoksa çıkan ürün iyi olamaz. Atölyeler çok iyi makineleri alamıyor. Tüketebileceğiniz yeriniz varsa en azından yüzde 50’sini kendiniz üretmelisiniz. Örnek; Zara. Bir köyde üretim tesisi kurmuş. Köy fabrikada yaşıyor. Üretimin yarısı yapılıyor.

* Kaç kişi çalışıyor Edirne’de?
300, üretim kapasitesini artırıyoruz. Yılın sonuna kadar bin kişiye çıkacağız.

* Birbirine çok yakın alışveriş merkezlerinde mağazalarınız var. Hepsi iş yapıyor mu?
Siz açmazsanız rakibiniz açıyor. Metrocity’de mağazam vardı, Kanyon’da da açtım. Bakırköy’de Carousel’deyim. Yanına Bakırköy Alışveriş Merkezi açılacak, orada da yer tuttum. Saphire açılacak, Kanyon’a yakın. İstinye Park, Hattat’ların alışveriş merkezi olacak Maslak’ta. Hepsinde mağazam olmalı. İspanya’da önemli caddelerin her köşesinde Zara var. Bağdat Caddesi’nde 150 metre arayla iki Zara var. Türk markaları olarak yurtdışında bu stratejiyle ilerlemeliyiz. Edirne’deki yatırımla işçilik kalitem yükseldi. Şu anda ayda 35 bin parça üretiyoruz. Yüzde 20’si ihracat. 5 yıl sonra yüzde 50 ihracat olacak. Türkiye’de kaybettiğimiz pastayı yurtdışından alıp geri getireceğiz.

* Yeni gelecek yabancı markalar var. Bunlar kalıcı olacak mı?
İspanyol markalar Zara ve Mango, H&M, GAP kalıcı olur. Diğerlerinin çoğu kalıcı olmaz. Çünkü Türkiye diğer Avrupa ülkeleri gibi değil, bir tekstil ülkesi. Diğerleri beklentilerini bulamaz.

Prada ve Gucci standardında Machka çantası çıkaracağız
* Hakan Yıldırım’la çalışmıştınız. Machka markanız için Dice Kayek’le çalışıyorsunuz. Toplam kaç tasarımcınız var?
Hep tasarımcılarla çalıştım. Tasarımcılarımı alıp moda merkezlerini gezdim. Ben ne satar onu anlarım. Hangi kumaştan ne üretilir bunu da zamanla öğrendim. Yanımda şu anda 15 tasarımcı çalışıyor. Machka markamız için Dice Kayek’le çalışıyoruz. Bir de Twist markamız var. Twistler İpekyol’dan çıkacak. 1 ay sonra ilk mağazayı açıyorum. İstinye Park’ta Twist, Machka ve İpekyol 3 ayrı mağaza açıyoruz.

* İpekyol ve Machka’nın ayrımı sizin kafanızda nasıl?
Machka bir dünya markası olacak. İpekyol uluslararası arenada bilinir bir marka olacak. Machka bir dizayn markası. 2008 yazında Gucci ve Prada’nın standardında Machka çantaları çıkaracağız.

* Çanta yoktu bugüne kadar...
Evet ama artık Machka’ya giren hanımlar kıyafetlerine uygun pabet ve çanta da alabilecekler. Gucci ve Prada ile aralarında bir fark da olmayacak. Aynı fabrikada, aynı kumaş ve deriden yapılacak çantalar.

2008 YILINDA 25 MAĞAZA DAHA AÇACAĞIZ
Şu anda Türkiye’de 56 mağazası olduğunu anlatan Yalçın Ayaydın, bu yılın sonunda mağaza sayısının 75’e çıkacağını söyledi.

“Her yıl 20’şer mağaza açmayı hedefliyoruz” diyerek hedeflerini özetleyen Yalçın Ayaydın, önümüzdeki yıl 25 yeni mağaza açmayı planladıklarını kaydetti. Yurtdışı planları hakkında da bilgi veren Yalçın Ayaydın, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Türkiye’ye 2 saatlik uçuş mesafesinde 50 tane mağaza açmayı planladık. Kazakistan’da 2, Bakü’de 1, Bükreş’te 1, Atina’da 3 mağazamız var. Bu yıl sonunda Bükreş’te 4, Atina’da 5 mağazamız olacak.”

* Satış rekoru Atina mağazasının Atina’da yeni mağazalar açacağınızı söylediniz. Ciro bazında Atina’daki mağazanız ne durumda?

Atina’da bir alışveriş merkezi var. Orada da biz varız. Oradaki mağazam Türkiye’de en çok satan Metrocity’deki mağazamdan daha iyi ciro yapıyor. Kirası da Türkiye’dekinden düşük. Euro kazanıyoruz yurtdışında. Türkiye’deki cirolarla karşılaştırmak zor. Bu ay sonunda önemli bir adım daha atıyoruz.

* Yurtdışında yeni bir mağaza mı?
Ayın 17’sinde El Fayed ile masaya oturacağım. Ön görüşmeler yapıldı, dosyalar gidip geldi. Eylül gibi İpekyol, Harrods mağazalarına girecek.

Lokum anneler
Yalçın Ayaydın’la konuştuğumuz saatlerde Anneler Günü için son hazırlıklar yapılıyordu. İpekyol bu yıl Anneler Günü alışverişleri için lokum hazırladı. ’Hiçbir lokum senin kadar lokum olamaz’ da hazırladıkları sürprizlerin sloganı. Buradan tüm annelerin anneler gününü kutlarım.

Yabancıların payı %60
* Son yıllarda Türkiye’ye çok fazla yabancı marka geldi. Siz bundan nasıl etkilendiniz?

Yabancı markaların pazardaki payı yüzde 60 oldu. Çok agresif büyüyorlar. Bizim yurtdışına çıkmamız şart oldu. Londra’da, Paris’te İpekyol mağazaları olacak. Bir sene içinde İpekyol’dan pantolon ceket alanın Gucci’den eksiği olmayacak. Avrupa’da kalıcı olmak istiyorum. Atina’daki mağaza için 500 bin euroluk reklam kampanyası yaptım. Şu anda alışveriş merkezinde en çok alışveriş yapılan üçüncü mağazayım.

EN ZOR GÜNÜM
İşimi kurduğum gün
Şirketimi kurduğum gün, en zor günümdü. 1986 yılıydı, 26 yaşındaydım. Çalıştığım şirketin sahipleri beni evlatları gibi benimsemişlerdi, oğulları kardeşim gibiydi. Bana büyük destek olmuşlardı. Ama kendi şirketimi kurmak istedim ve çok zor karar verdim. Haşim Erdoğan, şirket sahiplerinin oğlu hep yakın arkadaşım oldu. Beni askere gidip geldikten sonra geri almasınlar diye elimden geleni yaptım. Sonuçta onların da iznini alarak ayrıldım. Hem riskli hem de zor bir karardı.

DİĞER YENİ YAZILAR