Allah emrettiği için ibadet edin

İbadet, tövbe mezbeleden gül bahçesine çıkmak demektir. Gül bahçesi içindeyken mezbeleyi düşünürseniz, mezbelenin içinde yaşamış olursunuz

Haberin Devamı

SORU: 25 yaşında, dinin gereklerini yerine getirmeye çalışan biriyim. Eskiden namazımı ara sıra kılıyordum artık aksatmıyorum. Her şeye rağmen bunalımdayım. Çünkü çok günahkâr biriymişim gibi geliyor bana. Yaptığım ibadetlerin hiçbirini Allah’ın kabul etmeyeceği hissine kapılıyorum. Nedenini bilmiyorum. Yüce Rabbimden bir dileğim var. Ancak bu dileğimin, günahlarımdan dolayı kabul olmayacağını düşünüyorum. İnanın böyle bir amaçla ibadet etmiyorum. Namazlarımı kılmaya orucumu tutmaya devam ediyorum. Bu durumdan nasıl kurtulabilirim? (Didem Alanay)

CEVAP: İbadeti sırf Allah emrettiği için yapın. Karşılığında bir şey beklemeyin ki, ücret için çalışan işçi durumuna düşmeyesiniz. Niye böyle düşünüyorsunuz ki? Siz nasıl Allah’ın karşısında, sanki O’nun muhatabıymışsınız gibi bir varlık durumuna getirirsiniz kendinizi? Öyle şeyleri bırakın. Ne günahı düşünün, ne sevabı. Allah emrettiği için ibadet edin, namaz kılın. Ama günahı, sevabı düşünmeyin. İster günahınız affolsun, ister olmasın, O, Allah’ın bileceği bir iştir.

İbadet, tövbe mezbeleden gül bahçesine çıkmak demektir. Gül bahçesi içindeyken mezbeleyi düşünürseniz, mezbelenin içinde yaşamış olursunuz.

Fiziğiniz bahçede ama ruhunuz mezbelede. İbadetteyken günahı düşünürseniz aynen mezbelede, günah bataklığında yaşamış olursunuz. Bunları bırakın. Namaz kılın, Allah’ı sevin. Allah kendisini sevenleri sever. O sevdikten sonra günahın ne değeri kalır ki? Yunus gibi söyleyin:
Ne varlığa sevinürem
Ne yokluğa yerinürem
Aşkın ile avunuram
Bana seni gerek seni.

Takvimdeki âyetler
SORU: İçinde âyetler olan takvim yapraklarını okuduktan sonra çöpe atıyorum. Bunun sakıncası var mı? (A. Karakaya)

CEVAP: En uygun olan, bunları toplayıp boş bir arsada yakmaktır. Ama elde olmayan sebeplerden ötürü çöpe atılmış olsa da kasten yapılmadıkça günah olacağı kanısında değilim. Neticede onlar bizim yaptığımız kâğıt, mürekkep, matbaada yazılan yazılardan ibarettir. Asıl Kur’ân zaten o değil, o yazılar Kur’ân’ın işaretleridir. Büyük İmam Ebu Hanife böyle diyor.

DİĞER YENİ YAZILAR