Hayrunnisa Hanım’a birkaç soru

Hayrunnisa Hanım yani Dışişleri Bakanımız Abdullah Gül’ün eşiyle yapılan bir röportajı okudum

Haberin Devamı

Hayrunnisa Hanım yani Dışişleri Bakanımız Abdullah Gül’ün eşiyle yapılan bir röportajı okudum. (İlknur K. Akman.)

Okurken araya girip aklımdan ona hayali sorular sordum. Tutamadım kendimi, bazılarına cevaplar verdim.

Kendi kendime konuşup durdum yani... Mesela, “Başörtülü first lady adayı olarak tepki alacağınızı düşünmediniz mi?” sorusuna karşılık, “Ben Türkiye’nin bunları aştığını düşünüyordum ama yanılmışım. Türkiye bir rol model olmuştu. Orta Doğu’da o kadar iyi bir itibarımız var ki. Şu anda sadece bu itibarımıza gölge düştü diye üzülüyorum” diyor. İlk sorum da buna oldu;

“Siz neyin veya kimin rol modeli olmuştunuz?”

Biliyor musunuz? İşte sorun da buradan kaynaklanıyor zaten. “Bana niye bu kadar yüklendiklerini merak ediyorum, beni tanımıyorlar ki...” diyorsunuz ya... Evet tanımıyoruz. Belki de çok iyi bir insansınız. Ama biz neye kızıyoruz biliyor musunuz? Az önce sizin söylediğinize... Kendinizi iyi bir rol model ilan etmenize... Ya da sanmanıza...

Evet belki iyi bir insansınız ama bizim rol modelimiz siz değilsiniz.

Bizden kastım, o seyrettiğiniz mitingdekiler... Erzurum’dakiler değil, orada kadın yoktu zaten. Niyeyse?

Yoksa, siz kendi halinde, gerçekten inançlarıyla yaşayan ve kapanan biri olsanız... Bize ne ki?

Ama öyle değil.

BU SÜS İNANCINIZA UYGUN MU?

“Bana zorla hiçbir şey yaptıramazsınız. Ben özgürlüğümün kısıtlanmasına asla izin vermem. Hakkımı da her konuda sonuna kadar ararım” da diyorsunuz. Ama burada da duralım biraz.

Hak arayışınızdan vazgeçmemiş miydiniz? Hani AİHM’den davanızı geri çekmiştiniz...

Hatırlatayım dedim.

“Baş örtmek öyle kolay bir iş değil, fedakârlık ister. Kimse süs için kapanmaz onu söyleyeyim...” diyorsunuz.

Şimdi burada biraz daha uzun duralım. “Madem öyle, siz neden Kitap’taki tarif gibi kapanmıyorsunuz?” “Kimse süs için kapanmaz” diyorsunuz ama çok süsleniyorsunuz.

Siz ve sizin gibi giyinen kadınlar, evet çok süsleniyorsunuz.

Neden?

Bu süs inancınıza uygun mu?

ŞEKİL YAPIYORSUNUZ...

Yoksa yeni bir peygamber geldi ve “Artık kırmızı rujları sürüp, açık ayakkabılar giyip, vücut hatlarınızı ortaya çıkaran cazibeli elbiseler de giyebilirsiniz” dedi de bizim mi haberimiz yok?

Yani siz hangi dinin vecibelerini yerine getiriyorsunuz?

Evet, baş örtmek öyle kolay bir iş değil. Ama siz bunu öyle kolaylaştırdınız ki! Şimdi biz, sizin gerçekten inancınız için kapandığınıza nasıl inanalım?

Bizi geçin hadi...

“O” inanır mı?

“İnsanın ne giydiğine, saçının ne renk olduğuna bakmam ki. Ben insanın beynine ve kalbine bakarım, bir de gözlerine.” Madem o kadar şekilcilikten uzaksınız neden kafanızın, yüreğinizin içindekileri bu kadar vurgulu bir şekilde dışa vuruyorsunuz?

Şekil yapıyorsunuz...

Cevap verir misiniz, bilemem.

Ben sorayım da...

DİĞER YENİ YAZILAR