MAÇ öncesi Beşiktaş kadrosu için öne çıkan ‘Aboubakar mı, Cenk mi?’ sorusuydu. Şenol Hoca, F.Bahçe maçlarını çok iyi analiz etmiş ki Aboubakar’ın defans ortasına yaptığı koşular F.Bahçe karşısında pek işe yaramayacak. O zaman 2. bölgeden uzun ve yüksek topla çıkmak yerine kanatlara yayılan olgunlaşmış atakları Cenk-Kerim gibi düzgün ayaklarla bitirelim.

FAKAT maç başladığı andan itibaren gördük ki Dick Advocaat özellikle 2. bölgedeki yüksek şiddetli presle topun çıkış noktasını kapatmıştı. Souza dublajlı Alper savunmanın hemen önünde tüm topları alan ve takımı atağa çıkaran Menmet Topal, bek takipleri ve içeri kat ederek savunmayı önde başlatan Sow-Aatıf Beşiktaş’ın planlarını engelliyordu.

BEŞİKTAŞ bireysel yeteneklerle topu rakip alana taşımaya çalışırken F.Bahçe ise çok iyi bildiği bir zaaftan yararlanmayı denedi; Gökhan Gönül! Gökhan hem tribünden etkilenecek duygusal yapıda hem de yıllarca önde oynamayı seven bir bekti, Aatıf-Hasan ikilisine alan bırakıyordu, F.Bahçe ısrarla orayı zorladı, ilk yarı kısır bir oyun oldu. 30. dakika Skrtel’in korner karambolünden başka pozisyon olmadı.

YA YOL AÇ YA ÇEKİL!

KONFÜÇYÜS; “Ya bir yol bul ya da bir yol aç ya da yoldan çekil” demiş. İlk yarıda iki takım da gol yeme endişesinden gol atmanın yolunu bulamadı. Advocaat gol yolunu bulsun ya da açsın diye 2. yarının başında Volkan Şen’i, 76’da Lens’i oyuna alarak Aatıf ve Sow’a ‘yoldan çekil’ dedi. Bu iki oyuncunun sürüklediği akınlar F.Bahçeli oyuncular için yüksek şiddetli koşulması gereken mesafeyi arttırınca takımı boyu planlanandan daha fazla uzadı, bu yorgunluk ve rakibe bırakılan alan anlamına geliyordu.

BU sorunu gören Şenol Güneş, hızlı akınlar için hemen Aboubakar’ı oyuna aldı. Lens’in etkisi uzun sürmedi. Son 10 dakika Oğuzhan-Necip, Kerim-Olcay değişikliği Şenol Hoca’nın beraberliği istediğini gösterdi.

EL ClasIco’da birçok gol pozisyonu ve 2 gol, City-Chelsea maçında 4 gol var. Bizim derbimizde net bir pozisyon bile yok. O zaman futbolun tüm paydaşları olarak düşünmeli ve cevaplamalıyız; “Onlar derbi ise bizim izlediğimiz neydi?”

F.BAHÇE ilk dakikadan itibaren klasik oyununu oynamaya başladı. Orta alanda rakibini bekledi ve alanına girdiği anda yüksek tempo ile yüksek ritim baskı yaptı, kaptığı topları en kısa sürede defans arasına kaçırma çabası vardı.

İLK 10 dakikada Advocaat’ın planı harfiyen işledi ancak F.Bahçe’nin gerek Alper’in girdiği pozisyonlardaki kararsızlığı nedeniyle Lens’i, gerekse de G.Saray’ın 7’deki tek atağının başlangıcında Roman’ın hatasıyla Mehmet Topal’ı çok arayacağını anladık.

İLK 10 dakikadan sonra G.Saray presi kırmak için pasın hızını artırdı ve beklerini oyuna çıkarmaya başladı. F.Bahçe’nin kanatları, bekleri kovalamak zorunda kaldı ve bu durum F.Bahçe’nin atak yapmasını biraz engelledi.

30’DAN itibaren F.Bahçe’nin öndeki iki oyuncusu RvP ve Sow’un yorgunluk göstermesi F.Bahçe’nin direnç duvarında çatlaklara sebep oldu ancak G.Saray bunu Tolga ile De Jong’un uyumsuzluğu ve Wesley Sneijder’in sürekli kendisini sol kanada atıp Bruma’nın da alanını kapatması ile değerlendiremedi.

OYUNU sadece kanatlara sıkıştıran F.Bahçe ve sürekli kararsızlık yaşayan bir G.Saray izledik. Ancak Advocaat kenardan sonuca gideceğini iyi biliyordu ve 45’te Alper’in muhteşem pası, Şener’in kaliteli ortası ve RvP’nin süper golü ile ilk yarıyı bitirdi.

ADVOCAAT BİLİYORDU

2. yarıda Sinan’ın yerine giren Yasin ve Bruma daha çok içeri girerek pas trafiğine yardım edince G.Saray 2. bölgede üstünlüğü aldı. Bu kez Advocaat, Sow’u sağ, RVP’yi merkez hücuma ve Alper’i ortaya çekerek rakibin pas bağlantılarını merkezde kesme yoluna gitti, başarılı da oldu. Buna karşılık çift forvete dönmek isteyen Riekerink, Eren’in sakatlığı ile sarsıldı. Penaltı pozisyonu zaten pozisyon olmayan maçı F.Bahçe adına bitirdi. F.Bahçe tek net pozisyona girip 2-0 kazandı.

HAFTA boyunca Luis Nani’nin sözlerine kızdık, söylendik. Ancak oturup biraz düşündüğümüzde kızmak yerine ona kulak mı vermeliyiz acaba demek geliyor içimden.