FUTBOLU oynamaya, yazmaya, anlamaya, konuşmaya başladığım dönemlerden beri şu rotasyon kelimesinin anlamını ve neden tercih edildiğini bir türlü anlamam. Sahip olduklarımızın, haddimizin bilincinde olmamız gereken tüm Avrupa sahnelerinde böyle kelimenin varlığını anlamaya çalıştım. Ne zaman bizim takımlarımız Barcelona, Juventus, Real Madrid seviyelerine gelir o zaman anlarım.Avrupa’da zayıf rakiplerine karşı rotasyonlu kadro ile çıkarsın. Aksi halde elindeki en iyi kadroyu sahaya sürersin, çıkar oynatırsın, hem de en iyi bildiğin şeyi yaptırırsın. Oynarsın yani. Sen önce yönetimini ateşe atmaya çalışacak, kendi stadının zeminine sallayacaksın. Sonra iyi zemine gelince, Rize’nin 3 attığı F.Bahçe’ye 2 puan kaybedeceksin, senin lehine planlandığında susacak ama başka bir takımın lehine olunca fikstür diyeceksin. Olmaz, olmuyor besbelli.1-0 mağlup duruma düşünce sahaya kement atacaksın ve G.Töre’ye, ‘Senden ötürü’ diyecek, sonra da rotasyon diye yedek beklettiğin Babel, Q7 ve Oğuzhan’a ‘Kurtar beni’ diyeceksin. Ha bir de rotasyon kadrosunun hazır olmaması da sana yazar hocam. Hazır olmalı, sen hazırlamalısın ve hazır değilse de oynatmayacaksın.TAKIMIN baştan aşağıya maçı oynamak istemediğini sadece ben görmedim değil mi? İlk yarıda atamıyorsun, golü yiyorsun ama reaksiyon veren yok. Veren de fazla veriyor Caner gibi. Ne kadar gereksiz bir hamle ile takımını 2-0 geriye düşürdün be fişek! Biraz Pepe biraz biraz da Medel kaybetmeyi istemediğini gösterdi sadece o kadar. Buraya kadar Şenol hoca ödedi faturayı, son bir kelam da kaleci Karius’a. Resmen ‘Halbuki final değil’ dedirten lezzette bir gol oldu, yakışmadı.ŞİMDİ bu moralsizlikle Konya deplasmanına gidecek takım. Hem de maçın hemen ardından, eyvah. Sahi Konya’da zemin nasıl?