Şiddet mi, cinnet mi?

21 Şubat 2015

Yaralıyız.

Toplum olarak ağır yaralı.

Şiddet ve cinayet haberleri gazetlerin üçüncü sayfalarından manşetlere terfi etti. Bu tür olayların yaşanmadığı tek günümüzüm yok.

Özgecan'ın acımasızca katledilmesi, biraz olsun silkelenmemiz için vesile olabilir mi derken... Ardı ardına gelen yeni gelişmeler kanımızı dondurmaya yetti. İnsanlıktan nasibini almamış bir sözde erkek 23 yaşındaki Hüsne Aslan'ı evine çağırıyor, kabul etmeyince acımasızca dövüyor, yetmiyor arabadan atıyor. Hıncını alamamış olmalı ki, arabayla üzerinden geçiyor.

Özgecan Aslan ve Hüsne Aslan... Soyadlarının Aslan olmasından öte ortak noktaları yok. Ama kadın olmanın ve vahşice öldürülmenin ortak paydasında buluşuyorlar.

Çengelköy'de karısını 30 parçaya ayırıp çöp konteynerine atıyor bir diğeri. "Cezai ehliyetim yok, sıyırırım nasıl olsa" diyor. E tabii, "Kadının karnından sıpayı, sırtından sopayı eksik etmeyeceksin" komutuyla hareket eden erkeklere alıştı bu millet. Ama işin çehresi değişti artık. "Gözünün üstünde kaşın var" gerekçesiyle akılalmaz cinayetler işlenir oldu ülkemizde.

‘Bu bir rüya olsun!’

"6 yaşındaki bir kızla evlenilebilir" diyen kanaat önderlerinin, "Mini etek giyerek erkekleri tahrik edenlerin bağırıp çağırmaya hakkı yok" diye âhkam kesenlerin yüreği hiç mi sızlamıyor demeye kalmayın. Ne yürek var onlarda, ne de vicdan. "Ağrı'daki tecavüz edilerek katledilen 6 yaşındaki çocuğun üzerinde mini etek mi vardı" diye soranların sesi ise öylesine zayıf ki.

Devamını Oku