Gazete Vatan Logo

Türkiye'yi modern kitap mağazalarıyla o tanıştırdı

79 yıllık Remzi Kitabevi'nin sahibi Erol Erduran, Akmerkez mağazası ile Türkiye'de bir ilke imza attı. O dönem "Akmerkez ve çevresi parası olan ama kitap okumayan insanların uğrak yeriydi' Ama o risk aldı, 1 .5 yıl zarar etti ve sonra...

Remzi Kitabevi Türkiye'nin en eski kitabevlerinden. 1927de Remzi Bengi tarafından kuruldu. Latin alfabesiyle basılan ilk kitap Remzi Kitabevi' den çıktı. Yabana çeviriler ilk onlarla başladı. Yakup Kadri Karaosmanoğlu'dan, Halide Edip Adıvar'a, Yaşar Kemal'den Kemal Tahir, Zülfü Livaneli, Ayşe Kulin ve Murathan Mungan'a kadar birçok yazarın ilk kitapları Remzi Kitabevi'nden çıkti.

Ve en önemlisi Remzi Kitabevi 1994 yılında Akmerkez'de açılan mağazasıyla Türkiye'de kitap mağazacılığını başlatan ilk yayınevi oldu. Akmerkez'e yalnızca Remzi Kitabevi için giden var mıdır? sorusunun yanıtı artık "mutlaka vardır". 1965 yılından bu yana Remzi Kitabevi'ni yöneten Remzi Bengi'nin damadı Erol Erduran'la konuştuk.

Yurtdışında imrendim
* Kayınpederiniz Remzi Bengi nasıl kurmuş Remzi Kitabevi'ni?

Remzi Baba ticaretle uğraşıyormuş, yazar arkadaşları varmış. Onların yönlendirmesiyle kitabevi kurmaya karar vermiş. İlk dükkanını Beyazıt'ta açmış. Daha sonra Ankara Caddesi'ne taşınmış. O zaman basın dünyası, bürokratlar, yazarlar, kültür çevresi hep oralarda. Remzi Baba'nın kitabevi bu isimlerin buluşma adresi olmuş. Remzi Kitabevi'nin ilk kitabı Ömer Seyfettin'in "Yüksek Ökçeler"idir.

* Baktığımızda neredeyse aklımıza gelen her yazann ilk kitabı Remzi Kitabevi'nden çıkmış...
Hasan Ali Yücel, Yakup Kadri Karaosmanoğlu, Halide Edip Adıvar, Sabahattin Ali, Falih Rıfkı Atay, Orhan Kemal, Fakir Baykurt, Yaşar Kemal, Kemal Tahir, Şevket Süreyya Aydemir, Halikarnas Balıkçısı... O dönemde yazarların neredeyse hemen hemen hepsi aynı zamanda Remzi Baba'ya danışmanlık yapıyor. Hasan Ali Yücel danışmanlardan biri. Daha sonra Orhan Kemal, Yaşar Kemal ve Fakir Baykurt da Remzi Baba'ya destek oluyor.

* Satış noktalarım artıran gelişme mağazacılığa başlamanızla oldu. 1994'te Akmerkez'deki mağazayı açtınız. Bu karan nasıl verdiniz?
Yurtdışına her gidişimde kitabevlerinin açmış olduğu mağazalara hep imrendim. Büyük sermaye bu işe girse ne iyi olur diye düşünürdüm. Zaman içinde yayıncılıkta gelişme, kitapçılıkta ise gerileme oldu. Böyle bir durumda bir gün eşime şöyle dedim, "Ben bir örnekle bu işe başlamalıyım, ilk örneği biz yapalım".

1.5 yıl zarar ettim
* Akmerkez yeni açılıyor o dönemde, tik mağaza için riskli bir yer olarak görmediniz mi Akmerkez'i?
Hem kitap satan bir iş yeri açmak için hayli pahalı bir yer hem de kitap okurları için başlarda itici bile gelebilirdi... İlk aklıma gelen Nişantaşı'ydı. O dönem Akmerkez yapılıyordu. Orası olsun dedim. Risk aldım.

* Çok şeyi göze almışsınız...
Düşünce itibarıyla hayatim boyunca yayıncılıktan kazandığımı yine bu işe yatırdım. Daha çok para kazandım daha çok kitap çıkardım. Prensibim bu. Akmerkez'de 150 metrekare bir
mağazaya 10 bin dolar kira verdim.

* Yazar arkadaşlarınız sizi destekledi mi o dönemde?
Arkadaşlarımın hemen hemen hepsi "Erol seni akıllı bir adam sanırdık, bu kirayı nasıl ödeyeceksin?" dediler. Hatta bana, "Sen akıllısındır bir yıllık kira sözleşmesi yapmışsındır" diyenler oldu. 5 yıllık sözleşme yapmıştım.

* Bu kitapevinden bu kira çıkar mı?
Hiç bilmiyordum.

* Çıktı mı?
Bir buçuk yıl çıkmadı. Bu işe başlarken kendime güvendim, beklentilerim vardı. Bir buçuk yıl sonra kiranın çok üzerinde kazançlarım oldu.

* İnsanlann daha doğrusu kitap okurlarının ayak alışkanlığının olması için bir buçuk yıla mı ihtiyaç oldu, yoksa kitap okumayan bir kesim kitap okur hale mi geldi?
O dönemdeki Akmerkez ve çevresi parası olan ama kitap okumayan insanların uğrak yeriydi. Ben orada kitapçı açtım. Kitap okurları için klasik yerler vardı o güne kadar. Ben Etiler ve çevresindeki şirketleri, çalışanlarını, yöneticilerini, yabana dil bilen kolejlileri ve kitap okumayan gençleri düşündüm. Akmerkez'in kitabevi açısından olumlu sonuç vermesi gerekiyordu ve verdi de. Yayınevinden iyi kötü kazanıyorduk, oradan gelenlerle durumu dengeledim. Daha sonra kâr ettik, Akmerkez'deki yeri 350 metrekareye çıkardık.

* Kaç mağaza oldu toplam?
10. Antalya, İzmir ve Ankara'da da var. Yakında îstanbul-Kanyon'da da açacağız.

Beni rakiplerim cesaretlendirdi
* Sizin açtığınız yoldan gelenler oldu. Rakipler gözünüzü korkutmadı mı?

Doğan Grubu D&R'ları açtı. Bir anda 40 mağaza oldular. Zaten bunu istiyordum. Ne kadar çok kitapçı açılırsa o kadar iyi olur. Bizim örnek tuttu. Ben de örneğimi devam ettirecek cesareti başkalarından buldum.

* Artık kitapların pazarlanması da çok farklı yapılıyor...
Yayıncılar da insanların daha çok ilgisini çekecek kitaplar çıkarıyor. Dünyada en çok ilgi çeken kitaplar anı, biyografi kitapları. Eskiden bu kitaplar hemen hemen yoktu diyebilirim.

Aylin şimdi çıksa...
* Anıların ilgi çekmesi Türkiye yayıncılık tarihinde biraz da Ayşe Kulin'le oldu...
"İnsanların yaşamları yazılmak" diyordum, Ayşe Kulin'in kitabı ayağıma gelen bir kısmet oldu. 200 binin üzerinde sattı. Bugün basılsa 500 bini aşardı. Ahmet Altan'ın kitabı gibi tiraj beklenen fiyatı ucuzlatılmış bir kitap değildi.

* Kitap okurları kitapların pahalılığından yakınırken Ahmet Altan ve Alkım Yayınları'nın izlediği yol da hareketlilik getirmedi mi?
Türkiye'nin en çok satan yazarlarından biri aldılar ve kitabını 100 bin ya da 200 bin dolar kaybetmeyi göze alarak çıkardılar. Kaybettikleri o parayla bu reklamı yapamazlardı.

Remzi Baba'nın oğlu yoktu, beni çağırdı
* Siz kayınpederinizle çalışmaya nasıl karar verdiniz?

Ben ordudan ayrıldım. Deniz Kuvvetieri'ndeydim. Yüzbaşı rütbesiyle Malta'da NATO görevindeydim. Remzi Baba ben oradayken kalp rahatsızlığı geçirdi. Bu beni çok düşündürdü. 3 kızı var Remzi Baba'nın. Bana yıllar önce "Kızlarım var ama oğlum yok, eğer yayınevinin devam etmesini istiyorsan bu işi sen devam ettir" demişti. Bana baskı yapmadı ama gerçekleri söyleyip öneriyi getirdi. Malta'dan döndükten sonra 'Baba"nın yanına girdim. İşi öğrenmeye başladım. "Baba"yı 1978'de kaybettik. 12 yıl birlikte çalıştık. Remzi Baba bana çok şey öğretti. Temelimdeki anlayışı o kazandırdı. 10-12 yıl yalnız çalıştım. Büyük oğlum Ömer yurtdışındaki tahsilini yapıp yanıma geldi. Sonra diğer oğlum Ahmet de yanıma geldi.

Haberin Devamı