Memleketi ben kurtaracağım

Kadın; komik, akıllı, zeki… Kadın, ne olup bittiğinin farkında, sorumluluğunun farkında… Sanatçı olmanın nasıl önemli bir misyonu olduğunun da… Gülse Birsel’den söz ediyorum.

Memleketi biz mi kurtaracağız kardeşim, diye kendi kendine yıllardır soru soran bir toplumun karşısına geçip, ben kurtaracağım diye kitap yazmış işte!

İronik ama sevimli, ciddi ama komik ne varsa var satırlarında… Son kitabında 39 mizahi denem var. Bayılıyorum bu türe… İnce ince işliyor dili… İnce ince dokundurup ince ince güldürüyor. Tabii hepsi değil, Gülse’ninkiler böyle…

Yazılarını farklı ara başlıklar altında toplamayı seçmiş. Böylece nereden isterseniz kitabı okumaya oradan başlayabilirsiniz. İlk bölüm: “Kendimden bahsetmeyi hiç sevmem ama…”

Burada kendi çocukluğu ve ilk gençliğiyle ilgili yazıları var. Bu ilk gençlik, ifadesini de nereden aklıma kazıdım bilmiyorum ama biz yaşta olanların mutlaka hoşuna gidiyordur, çünkü gençlik, yirmili veya otuzlu yaşlarla sınırlı değil. Bizim gibi kırkı gören kişiler, bunu anlayacaktır.

Haberin Devamı

İkinci bölümde, memleketi ben kurtaracağım diyerek döneme, dönemdeki siyasilere, memlekete meselelerine kıvrak ve muzip bir dille dokunmuş.

Sonraki bölümün adı, “Devlet bize huni versin.” Huni sözcüğü, kilit sözcük… Artık ne durumda olduğumuzu varın, siz düşünün! Sonraki bölümde bu işi bir kenara bırakıp hayatın içinden farklı konulara yine kendi özel yaklaşımıyla baktığı yazılarına yer vermiş, ayol hep siyaset mi konuşacağız, diyerek…

Memleketi ben kurtaracağım

Son bölüm, bitirirken…Burada sadece” Evelallah yaparız Gazanfer Bey” yazısı var. İşte burada hayatta hiçbir şeyin tesadüf olmadığını, çocuklara çocukken dikkat etmek gerektiği anlatılmış sanki. Küçük Gülse’ nin, sonrasından yaşı biraz daha büyümüş Gülse’ nin Gazanfer Özcan’ı sahnede izlemesi; aradan yıllar geçtikten sonra yazdığı televizyon dizisinde Gazanfer Bey’in oynaması ve Gülse’nin yazdıklarına güldüğü için çekimin yenilenmesi… Bir çocuğun hayran olduğu tiyatrocudan alacağı en güzel ödül, o çocuğun yazdığı oyunda oyuncu olarak gösterdiği performansa, hayran olduğu ustanın gülmesidir her halde. Bazıları doğru işi yaptıkları için şanslıyız. Gülse Birsel, mühendis ya da doktor olsa da başarılı olurdu çünkü başarılı olmayı seviyor. Ama içinde gizli kalan komedi aşkı, hiçbir zaman ortaya çıkmazdı. Yazarak, oynayarak, öğreterek, paylaşarak evlerimize taşıdığı kahkahalar, bir yerlerde kaybolur, giderdi.

Haberin Devamı

İyi ki yazmış, iyi ki oynamış. Kendiyle bu kadar güzel dalga geçen başka bir kadın var mı, bilmiyorum. Dünya umurunda değil gibi ama aslında her şey deli gibi umurunda…. Kendiyle ilgili ne varsa kendine ama toplumla ilgili her şeyin farkında ve arkasında… Genç bir kadın, başarılı bir sanatçı, bir yazar, bir oyuncu olarak ona düşen görevin sonuna kadar farkında… Üslubu da nev’i şahsına münhasır. İlk bölümdeki tarz, tatlı ve samimi bir şekilde sizi sarıp sarmalıyor. Oturmuş size en yakın koltuğa muhabbet ediyor gibi. Bir de ses tonu ve konuşma tarzını bildiğiniz için, eğlenmeye ve dikkat etmeye başlıyorsunuz. Gülse Birsel yazdığında asla sadece gülmüyorsunuz. 70’li yıllarda doğup seksenlerde çocuk, doksanlarda genç olmuşsanız, tanıdık kişi ve ortamlarla veya söylemlerle haşır neşir oluyorsunuz.

Haberin Devamı
DİĞER YENİ YAZILAR