Şayak kalpaklı adam

Yıl 1922...

26 Ağustos’ta başlayan ve dört gün süren son kurtuluş hamlesi, Başkomutanlık Meydan Muharebesi'dir. Mustafa Kemal Paşa, Baş Komutan'dır.

İtilaf Devletleri'nin güçleri, Türk topraklarını farklı tarihlerde terk etmiş olsalar da bugün, kurulacak Türkiye Cumhuriyeti'nin yeni sınırlarının ülke tarihine girdiği gündür. Zaferin resmen ilan edildiği gündür. Kurtuluşun günüdür. Tam bir yıl öncesinde yapılan Sakarya Meydan Muharebesi'yle Yunan orduları gerilemek durumunda kalmıştır. 1911’den beri sürekli savaşan ve art arda toprak kaybeden Türk ordularının uzun yıllar sonra elde ettiği en önemli başarılardan biridir bu geriletiş... Adeta bir dönüm noktasıdır. Bu büyük farklılık, askerin içine yeni bir umut düşürmüştür. Ülke topraklarındaki tüm düşmanın en kısa zamanda temizlenmesi gerektiği konusunda fikir birliğine varılır ve bunun yapılabileceğine artık hemen herkes inanmıştır.

Adına sad planı denen taarruz planı ocak ve nisan aylarında yapılmak istenmişse de uygun zaman olmadığı düşünülerek iki kez ertelenmiştir. Planın tüm ayrıntıları ağustos ayında planlanmış ve uygulamaya hazır hale gelmiştir.

Haberin Devamı

Batı cephesinin kuzeyindeki birliklerle güneydeki birlikler, büyük bir gizlilik planı içinde yavaş yavaş Kocatepe bölgesine kaydırılmış, taarruz için büyük bir hazırlık yapılmıştır. İstanbul’daki ve diğer illerdeki cephanelerden gizlice getirilen silahlar, Anadolu topraklarına dağıtılmıştır. Tahrip edilen ne kadar silah, top varsa elden geçirilmiş, kullanılır hale getirilmiştir.

Sakarya Savaşı

Bütün bu çalışma ve faaliyetleri, bir daha asla ayağa kalkamayacağı düşünülen; yorgun, bitik, ümitsiz bir millet yapıyordu. Onların içindeki son gayret, bugün var olmamızı sağlayan en temel yetiydi halbuki...

Sakarya Savaşında Gazi ünvanı ve mareşallik rütbesini almış Mustafa Kemal'in başında olduğu Türk ordusu, 26 Ağustos 1922'de düşmana dört koldan saldırdı. Düşmana ait tüm mevziiler dört saat içinde ele geçirildi.

30 Ağustos'ta, etrafı tamamen çevrilen düşman, ele geçirildi. İçlerinde sağ kalanlar esir alındı. Bunlardan biri de Yunan Başkomutanı Trikopis de vardı.

Haberin Devamı

Türk Kurtuluş Savaşı’nı sona erdiren resmi tarih ise 9 Eylül 1922 olmuştur. İzmir’i kaçarken yakan ve bir ateş topu halinde gerisinde bırakan Yunan askerinin denize dökülmesiyle sonlanmıştır. Bu bir son değil, yepyeni bir başlangıçtır.

Yıllar, yıllar sonra Nazım Hikmet, Kurtuluş Savaşı'nın Destanı'nı yazdığında, hepimiz için o günleri şöyle hayal etmiştir:

Düşündü birdenbire kayalardaki adam kaynakları ve yolları düşman elinde kalan bütün nehirleri...

Kim bilir onlar ne kadar büyük ne kadar uzundular?

Birçoğunun adını bilmiyordu yalnız, Yunan'dan önce ve seferberlikten evvel geçerdi Gediz'in sularını başı dönerek.

Dağlarda tek tek ateşler yanıyordu. Ve yıldızlar öyle ışıltılı, öyle ferahtılar ki

şayak kalpaklı adam

nasıl ve ne zaman geleceğini bilmeden

güzel, rahat günlere inanıyordu ve gülen bıyıklarıyla duruyordu ki mavzerinin yanında

birdenbire beş adım sağında onu gördü.

Paşalar onun arkasındaydılar.

O, saati sordu.

Haberin Devamı

Paşalar: "Üç" dediler,

Sarışın bir kurda benziyordu.

Ve mavi gözleri çakmak çakmaktı.

Yürüdü uçurumun basına kadar, eğildi, durdu.

Bıraksalar

İnce, uzun bacakları üstünde yaylanarak

ve karanlıkta akan bir yıldız gibi kayarak

Kocatepe'den Afyon ovasına atlayacaktı.

Bu şiirin özellikle son dört dizesidir, o günlerin gururlu kararlılığını bize en iyi anlatan…

Zafer Bayramı kutlu olsun!

DİĞER YENİ YAZILAR