Ruhunuzu okşayan okumalar

Bu haftaki kitaplar, biraz daha ruha hitap eder nitelikte… Okuyunca göreceksiniz. Hayale, duyguya, romantizme; kısacası insanın onu insan yapan taraflarına dokunur nitelikte…

Mevsimin başka bahara ihtiyacı yok

Ruhunuzu okşayan okumalar

Bir kitap düşünün, iki sayfada bir, bir bölüm değişiyor. Bir iç dökme, bir muhasebe, bir nasihat verme halleri saklı içinde… Konu mu? Elbette aşk… Elbette onu hak eden, bilen, yaşayan insan olmanın kuralları, yolları, önerileri var içinde… Songül Ünsal, bunu birinci kişi ağzından ikinci kişiye yazmış. Çok hoş bir teknik ve çok sıcak bir üslup… Kitabın adı: Yalnız Anlaşıldık. Nasıl vurgularsanız öyle anlayacaksınız adını. Tek başınalık mı var sizce adında, yoksa eninde sonunda anlaşılmış olmak mı? Acaba yazar bu hileyle daha mı iyi anlatıyor anlatacağını? Ben çok beğendim. Kitabın içinde özdeyiş niteliğinde ifadeler de var. “Önce vazgeçildik sonra da vazgeçtik. İçimizdeki yalnızlığa rağmen umudumuz kaybolmadı. Ne kadar üzülsek de güzel sevmekten hiç vazgeçmedik.

Tüm yalnızlara, yalnızlığıyla gurur duyanlara gelsin...”

Haberin Devamı

Belki bir gün özlersin...

Ruhunuzu okşayan okumalar

“Bırak umursama, elinden geleni yaptıysan bırak işte. her şeyi tamamlayamazsın. Kırıklıkların kimliğindir, kalp sancıların seni büyütendir. Sevgini ve emeğini hak edene ver, seni senden alana değil. Seni sen yapanı sahiplen, dönüp geleni kabullen. Kim bilir, sen de kırmışsındır bir kalp. Belki bir gün sen de özler, geri dönmek istersin. Neyse ki yarın var, umutların en sevdiği gün.”

Son dönemde kitap yazım tekniklerinde bir konuyu sayfalarca anlatmayı seçmiyor yazarlar… Birkaç sayfada bir sonuca hızlı, güzel ve çarpıcı bir biçimde ulaşmayı seviyor. Okuyucuyu yormadan, düşündürüp hissettirerek, uzatmadan. Sezgin Kocabaş da böyle yapmış… Belki Bir Gün Özlersin’in içinde belki hepimizin bildiği ama böyle dile getiremediği ayrıntılar gizli… Yazarın yaşadıkları, hayalleri belki, çizimlerle güçlendirilmiş. Her sayfanın sonunda, yazara katılırken buluyorsunuz kendinizi… Okur, yazara hak verip, kendini onun yerine koymayı seçiyorsa, o yazar başarılı olmuş demektir.

Haberin Devamı

Kadın susuyorsa anlatmak istiyordur

Ruhunuzu okşayan okumalar

Erkekler, nasıl kadınları severler? Bu kadınlar, kime benzesin isterler? Onları en çok kim sevsin diye beklerler? Tabii ki anneleri… Mehmet Ali Kılınç, bir erkeğin ağzından bir sevda hikayesi yazmış. Ben Hep Kaybettim’de bir tarafta sonsuzluğa uğurlanmış anne, diğer yanda saçlarını kokladığı kadın. Bu ki kadını o kadar güzel anlatmış ki kitapta, bayıldım. Bu kitapta diğer iki kitap gibi kısa, net, sağlam bölümlerden oluşuyor.

“Bir kadın susmayı tercih ediyorsa eğer, anlatmak istediği çok şey vardır. Bir kadın, gitmesi gerektiğinde, kalmayı seçiyorsa, büyük bir ihanet yaşamıştır. Ve daha fazlasını yaşatmadan, asla gitmeyecektir. Bir kadın ağlıyorsa, yalnızca bir şey için ağlamıyordur. İçinde biriktirdiği, çok şey vardır. Bir kadın, yorulduğunu hissediyorsa, aşka olan inancını yitirmiştir. Bir kadının güvenini bir kez kaybettiysen eğer, ona dünyaları sunsan da, seni asla affetmeyecektir. Bir kadının tükendiğine neden olduysan, seni de tüketir. Ama bir kadının nefretine neden olduysan eğer, dönüşü yok, çok şey kaybettin demektir...”Kadını tanımak, zor iş...”

Haberin Devamı
DİĞER YENİ YAZILAR