Kitapların büyüsü…

Kitap okumak, geçmediği kapılardan geçirir okuru, başkalaştırır. Başkalaşmak ister misiniz bu

soğuk kış günlerinde?

Bir şeyler, bir şeyler

“Tekneleri ve yıldızları memleketi olarak görenler, ıssız yerlerde kendisi için evren olanlar, beklentisiz ve vaatsiz sevenler, yargılamadan-yadırgamadan dinleyenler, “Seni seviyorum”a karşılık “Ben de seni” demek istemeyip alternatif “Ben de seni”ler üretenler...
Ozan Önen, Babam Beni Şahdamarımdan Öptü’de böyle bir kurgu yaratmış satırlarda… Gülümsüyorsunuz, tanıdık buluyorsunuz, hüzünlenip ağlıyorsunuz okurken… Hatta okuduğunuz yerleri bir kez daha okuyorsunuz. Ya da en azından ben öyle yaptım. Her bölüm bir insanın arka sokaklarında özgürce dolaşmanızı sağlıyor. Duygular, düşünceler sapasağlam ve iç içe… Yazarın felsefe mezunu biri olmasının ve yaratıcılığını konuşturabilmesinin de kitabın başarısındaki payı çok büyük. Alın, okuyun. Kendinize ait bir şeyler bulacaksınız.
Masalların büyüsünde kalem…
Özcan Yüksek’in kitabından önce öz geçmişini okudum. İki özellik özellikle dikkatimi çekti: “İstanbul sokaklarında büyüdü.” ve “Masal araştırmacısı.”
Çok güzel bir yaklaşımdı bu ifadeler birini tanıtmak için. Sokakta büyümüş çok az kişi kaldı çünkü ve masal araştırmak sadece kültürel bir yolculuğa çıkma sevdası değildi, çok daha fazlasıydı edebiyata merakı olanlar için… Daha fazlasıydı. Bin Bir Gece Masalları’nın güzel anlatıcısı Şehrazat’ın dokunduğu, anlattığı, söylediği ne varsa bir bir derlemiş yazar… Gerçeğin yalnızca uydurma olduğunu bilediğimiz masallar tarafından anlatıldığının en güzel ispatı Şehrazat’ın Sırları. Kendi kapılarını kendinize açmanın zamanı gelmedi mi sizce de?
Bir gezginin kaleminden
Yüzyıllık bir handa tacirlerin kaldığı geniş bir odanın pervazına oturmuş, şehrin seslerini dinliyorum. İpek kaftan, bulunmaz baharatlar değil alıp sattığım. Ben geçmişi geleceğe hayal kervanlarıyla taşıyan bir gezginim.
Şehirler resmettim kelimelerle, nadir çiçeklerle renklendirdim beyaz kâğıtları. Güzel kokular sarıp sarmaladı beni. Gezip gördüğüm yerler içinden ülkemin topraklarını seçtim bu kitap için. Balonla şehirlerin üstünden geçerken çift başlı kartal bir sikke bıraktı avucuma; üzerinde ay ve yıldız. F. Hande Topbaş, gezdiği yerleri, tarihle, bugünle ve fotoğraflarla zenginleştirmiş Bir Şehir Durduğunda’da. Nefis bir gezi yazısı derlemesi fakat sıradan gezi yazılarına hiç benzemiyor. Biraz daha büyülü, biraz daha arka sokaklara ait hikayeler var içinde. Edirne’den Urla’ya, Kapadokya’dan Hasankeyf’e, Eskişehir’e, Van’a ve daha pek çok yere, tabii ki İstanbul’a uzanan nefis bir yolculuk… Yazarın elini tutup gezmeye hazır mısınız?

Haberin Devamı
DİĞER YENİ YAZILAR