Ege’nin lezzet durağı Ayvalık

Ayvalık’ın mutfağına Ege otları ve Girit göçmenlerinin taşıdıkları Girit yemekleri hakim...

Ayvalık Osmanlı İmparatorluğu’nun son günlerinde 36 bin nüfusu olan önemli bir şehirdi. İngiltere, Fransa ve İtalya’nın konsolosluklarının bile bulunduğu şehir başta Rumlar olmak üzere azınlık nüfusun önemli bir kısmını oluşturduğu önemli bir limandı. Birinci Dünya Savaşı bu dünyayı yıktı, Rumlar mübadelede Midilli’ye göç ederken, Midilli ve Girit göçmenleri Ayvalık’a yerleştirildi. Belki de bundan dolayı Ayvalık’ın o yıllardan kalan kosmopolit yapısı hâlâ hissediliyor.

Ayvalık tostu Sultan’da yenir

Ayvalık etrafı ada ve yarımadalarla sarılı cennet gibi bir körfezinin kıyısında kurulu, karşısında Ege’nin en güzel adalarından Midilli var. Ayvalık’ın mutfağına Ege otları ve Girit göçmenlerinin taşıdıkları Girit yemekleri hakim, ama bir de kesinlikle unutulmaması gereken meşhuuur “Ayvalık Tostu” var. Onu Ayvalık’ta yemek için gidilecek en iyi yerlerin başında da Sultan geliyor. Ayvalık Tostu’nun orijinali tulum peyniri ve sucuklu, ancak bu aralar en meşhuru sucuk, salam, sosis ve peynirli olanı. Sultan’da birbirinden lezzetli çeşit çok, listeye bakıp canınız hangisini çekiyorsa onu yemek doğrusu.

Haberin Devamı

Başyapıt bir işkembe çorbası!

Yemek demişken olağanüstü bir esnaf lokantasına, Paşa Çorba’ya değinmeden olmaz. Buranın başta işkembe olmak üzere saatlerce pişen ilikli kemik suyundan yaptıkları çorbalar için müşteriler komşu ilçelerden, hatta İzmir’den bile geliyorlar. İşkembe çorbasını pek sevmeyen yazarınız bile İzzet Durko’nun çorbasını kaşık kaşık yediğine göre fazla söze gerek kalmıyor. Yemeklere gelince, tezgaha dizli yemeklere bakmak bile iştahınızı açıyor. Ege’nin olmazsa olmazı börülce, bamya, kabak çiçeği dolması ve iyi bir esnaf lokantasının olmazsa olmazı kuru fasulye hepsi damağınıda iz bırakacak lezzetteler, ama Paşa Çorba’da başyapıt işkembe çorbası!

Ayvalık’ta canınınız tatlı çekerse, ki çekmeli, 1942 Güler Tatlıhanesi’ne gitmelisiniz. Burada yediğim lor tatlısı yediğim en iyiler arasında rahatlıkla yer alır. Lor tatlısı çocukluğumdan damağıma yapışmış olan lezzetlerdendir, aslında Güler Tatlıhanesi’deki Kavala kurabiyeleri, sakızlı çörekler, kekler, Ege’nin iki tarafının çok iyi hazırlanmış lezzetleriydi ve onlar da beni çocukluk yıllarıma götürdükleri için bu “tatlıhane”den çok memnun ayrıldım.

Haberin Devamı

Karadutlu dondurmayı deneyin

Hepimizin çocukluk yıllarından unutamadığı tatları başında dondurma gelir. Ayvalık’taki Çamlık dondurmacısındaki taze meyveler ve manda sütü kullanılarak yapılan dondurmalar herhangi bir yaşımda yediğim en iyi dondurmalara arasına giriverdiler. Ayvalık deyince tabii ki karadutlu dondurma tadılması elzem olanı, ama yıllarca kalesini koruduğu Adanaspor’daki futbolculuk kariyerini noktalayınca “bari dondurma yapayım” diyen Güngör Sezer hoş sohbeti eşliğinde sizi onlarca dondurmayı tatmaya ikna ediyor. İyi de ediyor, çünkü kaymaklı ve limonlu başta olmak üzere hangisini en çok beğendiğinize karar vermekte zorlanıyorsunuz.Ayvalık’a gelmişken tabii ki Cunda’ya geçmeden olmaz. Buradaki 100 yıllık Taş Kahve Türkiye’nin en iyi korunmuş kahvehanelerinin başında geliyor. Ayna, Lal Girit Sofrası ve tabii ki Bay Nihat artık haklı ünleri İstanbul’a ulaşmış olan lokantalar. Cunda’nın girişine yakın Cookpoint ise üç yıldır burada; Şef Sena İdrisoğlu mutfakta yaratıcılığını konuşturuyor. Közlenmiş patlıcan çorbası nefisti, enginar ve baklalı ev yapımı makarna ile kızartma domates salçalı etli gül mantısı için ise Cookpoint’e her gün gidebilirim. Ayvalık’ın merkezinde ve neredeyse her yere yürüme mesafesinde olan Orchis butik oteli de önermedene edemiyeceğim. 1891 yılında yapılan bir sabunhanenin başarılı bir restorasyonuyla ortaya çıkmış, yanındaki sokakta masalar ve gece buzuki; Ege’nin kıyılarında başka ne istersiniz ki?

Haberin Devamı
DİĞER YENİ YAZILAR