Son üç yıldır kameralardan uzaksınız bu arada neler yaptınız?
Biliyorsunuz ben uygulayıcı yapımcı Mehmet Kerem Karacakaya ile büyük bir aşk evliliği yaptım. Sonra çok tatlı bir kızımız oldu fakat anlaşamadık ayrıldık. Bu ayrılık bende büyük bir yıkım yarattı.Ve kızımla Akçay’a kendimi dinlemeye gittim. Ayrılığım bana vazgeçmeyi öğretti. Bu süreçte iç dünyama yolculuğa çıkarak yoga ile ilgilendim ve yoga eğitmeni oldum.
Gelecek Cuma vizyona girecek olan Alem-i Cin filminin başrol karakteri Yeliz’i canlandırıyorsunuz. Filmde cinler alemiyle ilişki kuran birine hayat veriyorsunuz. Bu rolü neden oynamak istediniz?
Aslında korktuğum için korku filmlerini hiç izleyemem ama sonuçta işim oyunculuk. Harika bir senaryo harika bir yönetmen ve yapımcı olunca rolü kabul ettim. Korku filminde oynamak çok büyük cesaret ister sanırım cesur olmayı seviyorum.
Filmden sonra cinlerin size musallat olacağını düşündünüz mü?
Düşünmedim desem yalan olur tabii. İster istemez insan etkileniyor. Bir süre ışıklar açık uyudum ama çok şükür imanı kuvvetli olanlara bir şey yapamacaklarını bildiğim için dualarımı edip uyudum. Artık ışıkları kapatıp uyuyorum çok şükür.
Son dönemde çok sayıda proje ve oyuncu ekrana geliyor ve bir anda da yok oluyor. Bu durumu nasıl değerlendiriyorsunuz?
Sonuçta oyuncu olmak başka ünlü şöhret olmak başka. Ve en önemlisi bunu iyi yönetebilmek çok başka. Güzel bir projede patlayabilir sonra sönebilirsiniz. Eğer gerçek iyi bir oyuncuysanız ve işinize aşıksanız yine bir şekilde tekrar çıkar, patlarsınız.
Setlerden uzakken en çok özlediğiniz şey ne oldu?
Genelde setlerde uzun saatler çalıştığımız için bi süre sonra aile gibi olursunuz . Gülmeler ağlamalar her şeyinizi paylaşır büyük bir aile olursunuz ailemi özledim.
Mutlaka oynamak istediğiniz bir rol var mı?
Mesleğinin zirvedeyken sırf aşkı için sevdiği adamla aile kurabilmek uğruna işini bırakan ve sonunda terk edilen, o deli aşık kadını yani kendi hayatımı oynamak isterdim. Aşk sizi öyle içsel bir yolculuğa taşır ki sonunda acı da olsa sevgiyle uğurlamayı ve hayata yeniden başlamayı öğretir.
Peki anne olmak oyunculuğunuza neler kattı, önceliklerinizi nasıl değiştirdi?
Anne olmak dünyanın en kutsal duygusu canınızdan bir parça bambaşka bir aşk Rana Zeynep’im. Uğruna ölümü göze alabileceğiniz bir sahiplenme duygusu. Doğum yaptıktan sonra işime ara verdim önceliğim her şeyim Ranoşum oldu. Belli bir yaşa gelinceye kadar kendim bakmak istedim. Oyunculuğuma kattığı en büyük değer bana daha güçlü ve sabırlı olmayı öğretmesi oldu. .
Kızınızla nerelere gidiyorsunuz?
Ranoşumla en sevdiğimiz şey Özgürlük Parkı’nda oynamak.
Çocuk tiyatrosuna gitmek.
Hollywood’u değil, Bollywood’u istiyorum
17 yaşında oyunculuğa başlamışsınız bugün geldiğiniz noktayı nasıl değerlendiriyorsunuz?
Evet tam 14 yıl ediyor :) Dile kolay. Ben mesleğime aşığım herkes beni bıraktı ama işim asla bırakmadı. Tek vefalı gerçek dostum oyunculuğum oldu. Dönemin popüler dizilerinde yer aldım çok şükür çocuk yaşta şöhretle ünle tanıştım. Kendimi dinledim şimdi senaryolar okuyorum... Yakında çok güzel bir diziyle ekranlara geri dönüyorum. Bu kadar dinlenmek yeterli.
Oyunculuki le ilgili hedefleriniz neler?
Çoğu oyuncu Hollywood der ama benim hayalim Bollywood. Yoga eğitmeni olduğum için kendimi daha yakın hissediyorum oraya. Hayalim Bollywood ve seneye Hindistan’a gitmek.
