Dayanışma güç birliği

Dayanışma doğada her yerde vardır. İki bitkiyi yan yana diktiğimiz zaman kökler birbirine karışır ve toprağın niteliğini geliştirir. Böylece her iki bitki de ayrı ayrı kaldıkları zamankinden daha iyi yetişir. İki tahta parçasını bir araya koyduğumuz zaman, ayrı ayrı taşıyabilecekleri ağırlıktan daha fazlasını kaldırırlar. Çünkü bütün, parçalarının toplamından daha büyüktür.

Dayanışmanın özü, farklılıklara değer vermektir. Onlara saygı göstermek, güçlü yanları üzerine inşa etmek ve zayıf yanlarını telafi etmektir. İnsanlar arasındaki zihinsel, duygusal ve psikolojik farklılıklara değer vermenin anahtarı, herkesin dünyayı, olduğu gibi değil, kendilerinin olduğu gibi gördüğünü kavramaktır. Böylece toplumsal ilişkilerimizde işbirliği ilkelerini uygularız.

Yaradılanı sevmek...

Farklılıklara saygı duymak için özde sevgi gereklidir.

Yunus Emre’nin “Yaradılanı severim, Yaradandan ötürü” sözünde vurguladığı önemlidir.

İnsanın Yaratıcısıyla ilişkisinde de dayanışmadan söz edilebilir. Yaradanımızla birlikte hayat yolunda ilerlemek büyük bir güç sağlayacaktır.

Haberin Devamı

“Yunus sen bir ol, bir ile bir ol

Bir olan aşıklar bu sırdan duyarlar.”

Yaratıcısıyla bütünleşen insan kendini Mevlana’nın dile getirdiği gibi parça değil bütün hissedecektir.

“Ben bir damla değilim, bütün bir deryayım.”

Hürmet yolu birliğe götürür

Birliğe ulaştıracak yol hürmet yoludur. İlme hürmet, geçmişimize hürmet, birbirimize hürmet. İnsan olarak büyük küçük kadın erkek, fakir zengin hep birbirimize karşı hürmet borçluyuz. Hürmet benliğimizden başlayarak evrene yayılan bir hal olunca, her varlığın sevilmesi demek olan merhameti doğuruyor. Her dinden, her ırktan insanı sevmeyi getiriyor beraberinde, zihnimizi ve yüreğimizi yeni olanaklara ve yeni seçeneklere açmış oluyoruz.

Şifa daha çok şefkat ve insani dayanışma gibi yaşamı destekleyen güçlerle uyum içindedir. Tedavi sürecinde sadece hasta iyileşmez. Hem hekim hem de hasta ortak bir şifa etkileşiminin içindedirler. Özden öze bir iletişim sözkonusudur.

Dayanışma liderliğin özüdür. Birleştirir ve insanların içindeki en büyük güçleri açığa çıkarır.

Haberin Devamı

Mevlanaya göre bilge insan rahmet insanıdır. Böyle olduğu için sahip olduğu imkan ve aydınlığı insanlarla paylaşır. Öfke yoktur rahmet insanında, halka karışır ve hayatın dikenli patikalarını onlarla beraber yürür. O güneş adamıdır. Çünkü ona göre;

“Güneş temize de vurur, pise de”

Bilgeyle olan mutlu olur...

Bilge kişiyle olan, bilginin de mutluluğun da kaynağına dost olur. Olumsuz yönlerinden arınır. Güzelliklere yelken açar.

Dayanışma dinimizdeki ve kültürümüzdeki bereket kavramını doğurur. Bizler iyi niyetlerle bir araya geldiğimizde yiyeceklerin, zamanın mekanın bereketlendiğine inanırız ve bunu yaşarız. Maddi zorluklar misafir kabul etmenin önünde engel olamaz. Bu kadar kişiye nasıl yetecek kaygısıyla hazırladığımız yiyecekler artar. Gönüllerin sığdığı yere bedenlerin de sığacağına inanırız. Çünkü misafir bereketiyle gelmiştir.

Dayanışma, kendimizi rahmete-sevgiye açmak demektir. Bu konuda Yaradanımız Kur’an-ı Kerim’de bizlere şöyle seslenmektedir: “…Allah’ın rahmetinden-sevgisinden ümit kesmeyin…” (Zümer, 53)

Haberin Devamı

Farklılıklara saygıdan doğan, sevgiyle beslenen dayanışmayla güçlerimizi birleştirdiğimiz günler dileğiyle...

Fidyenin, fitre ve zekattan farkı nedir?

SORU: Ramazanda oruç tutamayanlardanım. Düzenli olarak ilaç kullanıyorum. Ancak bu ibadetimi bir şekilde yerine getirmek istiyorum. Toplumda fidye adı verilen bir uygulama var. Bu konu hakkında bilgi alabilir miyim? Fidye hangi durumlarda, ne zaman ve nasıl uygulanıyor. Ayrıca fidye bedeli ne kadardır ve nasıl belirleniyor? Ayrıca belirlenen bedel benim maddi durumumu aşıyorsa kendi bütçeme göre fiyat belirleyebilir miyim? Fidyenin, fitre ve zekattan farkı nedir?

İslam dininde “fitre, fidye ve zekât” paylaşmayı yaşatan önemli ibadetlerdir. Böylece bütün toplumun en temel ihtiyaçları karşılanacak, huzur ve mutluluk artacaktır.

ZEKAT Kur’an-ı Kerim’de namaz ibadetinden sonra Yüce Yaratıcımızın yerine getirmemizi istediği bir ibadettir. Aslında Yaradanımız bizlere çalışıp, üreterek maddi varlığa sahip olmamızı ve paylaşmamızı önermektedir. Bizler “bana zekat vermek düşer mi?” sorusu yerine inşallah öyle toplumlar oluşturalım ki çalışalım, helal olarak kazanalım ve paylaşalım.

Haberin Devamı

Zekat sahip olduğumuz maddi şeylerin asgari kırkta birini hesaplayıp, ihtiyacı olanlara vermektir. Yılın her döneminde verilebilir.

FİTRE, sağlımızın şükrü olarak ramazan bayramının ilk gününe kadar ihtiyacı olanlara yaptığımız yardımdır. Peygamberimizin döneminde daha çok gıda yardımı olarak yapılmıştır, günümüzde kişilerin istedikleri gıdaya ulaşımı kolay olduğu için para olarak da verilmektedir. Bir günlük asgari beslenme ihtiyacına göre bu yıl, Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından kişi başı 15 lira olarak belirlenmiştir. Bebekler dahil ailemizin bütün fertleri için ihtiyaç sahiplerine verebiliriz. Peygamberimizin tavsiyeleri, ihtiyaç sahiplerinin el avuç açmaktan kurtarılması, onların da doyurulup bayram sevincine iştirak ettirilmesi yönündedir.

FİDYE, Ramazanda hasta, yaşlı ve yolcu olduğumuzda tutamadığımız oruçlar için ihtiyaç sahiplerine yardım etmektir. Bu çözüm hem tutamayan kişileri huzura kavuşturur hem de dayanışmayı destekler. Bu yıl Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından fidye miktarı, her tutamadığımız gün için asgari 15 lira olarak belirlenmiştir. Yıl boyunca bölerek veya bütün olarak verilebilir. Eğer maddi olarak gücümüz yoksa peygamberimizin hadisini uygulayabiliriz. “Verecek maddi birşeyin yoksa gülümse, gülümsemek en güzel sadakadır.” Yani her durumda verebileceğimiz bir şeyimiz var. Ayrıca oruç beden ve zihinle yapılan bütünsel bir ibadet. Hastalık, yaşlılık gibi bedensel olarak oruç tutmaya uygun olmadığımızda, zihnimizle ve gönlümüzle orucun bizde oluşturacağı sabır, irade, olumlu düşünme ve konuşma gibi davranışsal ilkelerini yaşayabiliriz.

Ayrıca zekat, fitre ve fidye ibadetlerini yerine getirirken içimizden Allah rızası için niyet etmeyi unutmayalım. Niyetin gücünü yaşayalım.

SORULARINIZI BEKLİYORUZ

Ramazan ayı ve oruçla ilgili tüm sorularınızı, Prof. Dr. Öznur Özdoğan’ın oznurozdogan@gazetevatan.com adresine gönderebilirsiniz.

DİĞER YENİ YAZILAR