Dünya; insanıyla, hayvanıyla, bitkisiyle taşıyla ve toprağıyla bize emanet...

Dinimiz, “Her iyilik sadakadır” prensibini insanlığa armağan etmiştir. Yetiştirilen güzel bir evlat, yapılan kalıcı işler, faydalı ilim, amel defterinde kesintisiz mükafatlara neden olabilir. En kolay sadaka içten bir gülümsemedir...

Nasıl bedenlerimiz bize emanet. Dünya da insanıyla, hayvanıyla, bitkisiyle, taşıyla toprağıyla korumakla yükümlü olduğumuz, Yüce Yaradanımızın emaneti. Hz. Muhammed Allah’ın selamı O’nun üstüne olsun, bu sorumluluğu birçok sözüyle açıklamaktadır: “Bir M diktiği ağaçtan veya ektiği ekinden insan, hayvan ve kuşların yedikleri şeyler, o Müslüman için birer sadakadır.”
‘Sadaka’nın anlamı...
Arapça’da s-d-k kökünden türeyen Sadaka sözcüğü, doğru olmak, doğru konuşmak manalarına gelmektedir. Kelime aynı zamanda içtenlik¸ samimiyet ve sadakat anlamlarını da taşır. Bir insanın ‘Sadaka vermesi’, onun inancının doğruluğunu, özünün temiz ve berraklığını, saf ve samimiliğini gösterir.
İyiliği destekleyip, kötülükten sakındırmak, yolunu kaybeden birine yol göstermek sadakadır. Yoldan taş, diken, kemik gibi insanlara zarar veren şeyleri kaldırıp atmak sadakadır.
İçten bir gülümseme...
Dinimiz, “Her iyilik sadakadır” prensibini insanlığa armağan etmiştir. Bunun içerisine kendimize ve diğer insanlara karşı yaptığımız iyilikler de girmektedir. Yetiştirilen güzel bir evlat, yapılan kalıcı işler, faydalı ilim, amel defterinde kesintisiz mükafatlara neden olabilmektedir. Sadakatin en kolay yansıması, içten bir gülümseme¸ ya da güzel bir sözle kardeşinin kalbini ferahlatmaktır.
‘Hep birden barışa girin’
İnsan için, başka insanlarla, evrenle ve Yaradanı ile birleşen bir “iç ben” keşfetmek ve böylece ruhu yüceliğine ve ebediliğine yükseltmek önemlidir.
Dünyayla ilişkimizdeki en önemli sorumluluğumuz barıştır
Evrensel barış ilahi öğretide önemli bir değerdir. Kur’anı Kerim inananlara şu şekilde seslenmektedir;“Ey İman edenler hep birden barışa girin..” (Bakara suresi, 208)
Gönderilen tüm Peygamberler barışın gerçekleşmesini amaçlamışlardır. Hz. Muhammed’in barışçıl yaklaşımları, Kuran’da bildirilen ilkelerden beslenmektedir. Yüce Yaratıcımız Kuran’da inananlara, Müslüman olmayan kimselere karşı iyilikle davranmalarını söyler: “Allah, sizinle din konusunda savaşmayan, sizi yurtlarınızdan sürüp-çıkarmayanlara iyilik yapmanızdan ve onlara adaletli davranmanızdan sizi sakındırmaz. Çünkü Allah, adil olanları sever. Allah, ancak din konusunda sizinle savaşanları, sizi yurtlarınızdan sürüp-çıkaranları ve sürülüp-çıkarılmanız için arka çıkanları dost edinmenizden sakındırır...” (Mümtehine Suresi, 8-9)
Öfke adaletsizliğe sürüklemesin
Bir başka Kur’an ayeti inananları, duydukları öfkenin onları adaletsizliğe sürüklememesi gerektiği konusunda uyarır: “Ey iman edenler, adil olarak, Allah için, hakkı ayakta tutun. Bir topluluğa olan kininiz, sizi adaletten alıkoymasın. Adil olun. O, takvaya daha yakındır. Allah’a karşı sorumluluğunuzun bilincinde olun. Şüphesiz Allah, yapmakta olduklarınızdan haberi olandır.” (Maide Suresi, 8)
Dünyanın her noktasının barışla aydınlandığı günler dileğiyle.
ÖRNEK HAYATLAR
“KİTAP’TA İDRİS’İ DE AN! O, GERÇEKTEN ÖZÜ SÖZÜ DOĞRU OLAN BİR PEYGAMBERDİ”
İdris Peygamber her zaman, çalışmayı ve sabrı tavsiye etmiştir. Kendisi kalem ile yazan ve iğne ile diken, -bunun için ona terzilerin piri de denilmiştir- ilk insanlardandır...
Şit peygamberin torunlarından bir peygamberdir. Kendisine 30 sayfa kitap verilmiştir. Asıl adı Ahnud’dur. Çok kitap okuduğu için ona İdris lakabı verilmiştir. İdris; Farsça’da ders veren, öğreten, alim demektir. Ahnud ise, ibranice basiretli, ileri görüşlü, tedbirli ve sabırlı anlamındadır. Ayrıca, peygamberlik, hikmet ve sultanlık verildiği için kendisine, üç nimet verilen de denilmiştir. İdris peygamber her zaman, çalışmayı ve sabrı tavsiye etmiştir. Hükümdar olan babasına bile öğütler vermiştir: “İnsanlığın, vicdan, ahlak ve faziletin, bir çeşidi de bencil olmamaktır. Lider gittiği emin yollara toplumu da sürüklemektedir. Günümüz için çalışmak yetmez. Yarınların insanlarını hazırlamalıyız” diyerek babasını kendisine hayran bırakmıştır.
Terzilerin piri...
İdris peygamber, ilahi buyruğu, insanlara uzun seneler bildirmiştir. İnsanlara Hz. Muhammed’in özelliklerini ve kendisinden sonra gerçekleşecek olan Nuh tufanını anlatmıştır. İdris peygamber birçok dil konuşmuş ve her kavmi-topluluğu hak dine, o topluluğun dili ile davet etmiştir. Kendisi birçok şehir kurmuştur. İnsanlara çok ilimler öğretmiştir. Kendisi kalem ile yazan ve iğne ile diken, -bunun için ona terzilerin piri de denilmiştir- ilk insanlardandır. İdris peygamber, ilgilendiği bütün bilimlerde insanlığa faydalı olmaya çalışmıştır. “Kalemi yaptım. Ey Allah’ım! Bana yardım et! Her şey bugünkü ve yarınki kulların içindir.” diyerek bu buluşu bütün insanlığa hediye etmiştir. İdris peygamber, rakamlarla da çalışmıştır. Aslında insanlar yeteri kadar sayı sayıyorlardı. Ama İdris peygamber bunu yeterli görmemiştir. Çalışarak, kum üzerine şekillerini çizerek, rakamların şekillerini belirlemiştir. Kayaların üzerine toplama, çıkarma işlemlerini yapmıştır. Bazı unutmak istemediği astronomi şekillerini çizmiştir. İdris peygamberin bir diğer özelliği de, öğrencilerini derste konuşturması ve onlara anlattırmasıydı. Böylece onların ilim hürriyetlerini kısıtlamıyor, güven sağlayarak, hayata hazırlıyordu.
İsmail, İdris, Zülküf...
Kur’an-ı Kerim’de: “İsmail’i, İdris’i ve Zülkif’i de hatırla; onlardan her biri, güçlüklere göğüs gerenlerdi. Bu yüzden biz de onları sevgimize sokmuştuk. Onlar gerçekten de iyilerdendi” buyrulmuştur. (Enbiya suresi, 85-86)
Ayrıca, “Kitap’ta İdris’i de an! O, gerçekten özü sözü doğru olan bir peygamberdi. Bu yüzden Biz, onu çok yüce bir makama yükseltmiştik” ayeti de vardır. (Meryem suresi, 56,57)
Yeteneklerini yaşamış...
Psikoloji bilimi İdris peygamber gibi yeteneklerini yaşamış insanı, kendini gerçekleştiren insan olarak adlandırmaktadır. En yüce değerler bizim yaradılışımızda vardır ve bu değerleri keşfedilebiliriz.

Haberin Devamı
DİĞER YENİ YAZILAR