Günde 17 saniyelik filminizi çekin!

Dış dünyada yaşadıklarımız, kişisel gelişim eğitmenlerinin söyledikleri gibi eğer iç dünyamızın bir yansıması ise o zaman değiştirmek istediklerimiz için bir iç düzenlemeye ihtiyacımız var. Bu konuda bize faydası dokunacak en güçlü araçlar sinema ve müzik. Olmasını istediğimiz anı, günde 17 saniye hayal edip kendi filmimizi çekmemiz şart

Bir arkadaşımın ısrarıyla geçtiğimiz yıl kişisel gelişim sohbetlerinden birine katılmıştım. Laf lafı açtı, konu konuyu getirdi ve en son bir eğitmen bana dönerek “İnanamıyorum gerçekten, anlattığımız şeyleri sen hiç farkında olmadan zaten uyguluyorsun” dedi. Şaşırdım, mutlu da oldum ama tam olarak neleri kastettiğini de uzatıp sormadım.
Geçtiğimiz hafta Human Art’ın Zorlu PSM’de yaptığı ‘İnsan Sanatı Atölyeleri’ni duyunca ilgimi çekti. Hafta sonu tanıtım eğitimine katıldım. Eğitim anlatmakla bitmez, yaşamın her alanına dokunan konular var. Ancak avukat İrem Tunçman Şıkman’ın ‘İlişkilerin Rezonansı’ adıyla verdiği eğitim tam da bu köşeden size anlatabileceğim önemli bilgileri içeriyor.
İrem Hanım diyor ki, dış dünyada ne yaşıyor, ne deneyimliyor ve kiminle karşılaşıyorsan bil ki bu senin dünyanın birebir beden ve olay suretinde sana geri yansımasıdır. Bu, evrenin tamamını oluşturan ve yöneten Rezonans Kanunu’nun doğal bir sonucudur. Bu yüzden de dış dünyada deneyimlemek istediğin duyguları öncelikle iç dünyanda, şimdi, şu an yaratmanın bir yolunu bulmalısın. Frekansını nasıl yükselttiğinin hiç önemi yok. Yeter ki karşına çıkmasını istediğin frekansı içsel olarak yaratmayı başar. Bunun için de her gün 17 saniyelik bir yaratmanın mümkün olduğunu söylüyor. Yani olay şu, diyelim ki sizi düşünen, size saygılı, ilgili bir sevgili istiyorsunuz her gün en az 17 saniye tam da böyle bir sevgiliyle geçirdiğiniz bir anı hayal ediyorsunuz. Tam şu an bunu yaşıyor gibi. Ya da her gün işinize çok mutlu adımlarla gittiğinizi hayal ediyorsunuz. Evet böyle anlatınca “Ya bir git Allah aşkına, ben hayal edeceğim o da olacak öyle mi?” diyebilirsiniz. Fakat, konudan bihaberken, bunu doğal olarak birebir uygulayan biri olduğumu ve gerçekten işe yaradığını kısa süre önce bir arkadaşıma anlatmıştım. “Biliyor musun başarılı insanların röportajlarında hep aynı şeyi okuyorum, ‘Tam bu anı hayal etmiştim’ diyorlar. Ben de neyi gözümün önüne getirdiysem bir gün aynı şekilde, aynı konuşmalarla gerçekleştiğini fark ettim” demiştim. Bunun içine ne yazık ki olumsuz olaylar da dahil. Birine söylemek istediğim, tartışmalı bir şeyler varsa gün geliyor tam olarak hayalimde canlandırdığım konuşmayı cümlesi cümlesine yapıyorum. Çünkü o konuşmayı olayı ben çekiyorum. Üniversiteyi ilk kazandığımda ne yapacağımı hayal etmiştim, aynısı oldu, ilk işime girişim, sonrasında yapılacağını tahmin ettiğim bir konuşmada neler söyleyeceğim... Konuşmayı zihnimde yazmıştım bile!
Zihin filmi gerçek zanneder
Peki diyeceksiniz ki bunun sinemayla ne alakası var? ‘Hayal etmek’ demek, zihninde film çekmek değil mi? İrem Hanım diyor ki, filmler ve müzik kişileri hızlıca belirli bir frekansa sokabilen araçlardır. Örneğin nasıl ki korku filmlerini seyrederken gergin bir duygu durumuna geçeriz, işte bu durumu zihin gerçeklikten ayırt edemez. Siz de etrafınıza gergin bir frekans yaymaya başlarsınız. Aynı şekilde hayatınızda keyifli bir aşk veya başarılı bir kariyerin olmasını istiyorsanız da sonunun mutlu ve zaferle bittiğini bildiğiniz, ilham veren filmleri seyretmek, müzikleri dinlemek bu konuda yardımcı oluyor zihnimize. Yaratım sürecini hızlandırıyor. Elbette ki ‘Sadece sonu mutlu biten filmleri izleyin’ gibi bir durum söz konusu değil ama belli bir frekans yayma sürecinde size yardımcı olabilecek güçlü bir araç olduğunu belirtmekte fayda var.
Bazen izlediğiniz bir film, hayatınızı etkiler. Başka hayaller kurmanızı, belki daha cesaretli kararlar almanızı sağlayabilir. Her gün 17 saniyelik filminizi çekmek ve bu filmi gerçekleştirebilmek için bir ‘İzlenecekler’ listesi yapmaktan kimseye zarar gelmez :)

Haberin Devamı
DİĞER YENİ YAZILAR