Ortağınızı bir papaza değişiyorsunuz...
Dün Ordu’da sel felaketinden etkilenen bölgelerde incelemelerde bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan ABD’ye “Siz NATO’daki bir stratejik ortağınızı, bir papazla değiştiriyorsunuz” diye seslendi
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Ordu’da, selde yıkılan Cevizdere Köprüsü’nü yerinde inceleyerek, yetkililerden bilgiler aldı. Ünye Kaymakamlığında brifinge katıldıktan sonra Ünye Cumhuriyet Meydanında halka hitap eden Erdoğan’ın ana gündeminde ABD ile yaşanan kriz vardı.
İstiklal ve istikbal savaşı
Tıraş edilen sakal, çok daha güçlü çıkar. Gerek fındıkları, burada zarara uğrayan, barınakları ve evleri zarara uğrayan kim varsa, valiliğimiz bütün hasar tespitlerini yapmak sureti ile inşallah sizlere ödenecektir. Devletimiz bu konuda güçlüdür. ‘Eyvah dolar yok’ demeyin, bizim bu işimizin dolarla işimiz yok. Onların doları varsa, Bizim Allah’ımız var. Diyorum ki; yastığınızın altında dolar ve eurolar varsa çıkartın. Hemen bunları bankalara vererek, TL’ye çevirin ve en önemlisi istiklal ve istikbal savaşını verelim. Çünkü bunlar o dilden anlıyor” şeklinde konuştu.
Senin olsun, verme!
Bizi tehdit ediyorlar. Tehdit dili ile bu işleri asla yola getiremezsiniz. Onu vermeyeceğiz, bunu vermeyeceğiz, senin olsun verme. Bizde olan bize yeter. Bazıları korkuyor halimiz ne olacak diye. Biz neleri gördük. Göreve geldiğimizde 23.5 milyar dolar borcumuz yok muydu? 2013’te biz bunu sıfırlamadık mı? Demek ki biz düştüğümüz yerden evvel Allah kalkarız. Dün kalktık yarın da kalkarız. Yeter ki milletimiz ayakta dursun.
Taviz vermeyeceğiz
Yazık, siz NATO’daki bir stratejik ortağınızı bir papaza değişiyorsunuz. Bu ülkenin 81 milyon insanı var. Bunların konumu hiçbir şey ile değişmez. Bizim şu ana kadar duruşumuz ne ise bundan sonra da o olacak. Adaletin gereği neyse o olur. Bugüne kadar adalette taviz vermedik, vermeyeceğiz. Ne olur bir olun, iri olun, diri olun, kardeş olun. Hep birlikte Türkiye olun. Sizler bizlere 24 Haziran’da verdiğiniz desteği ve bu kardeşinizi Cumhurbaşkanlığına getirdiniz ve Türkiye bir dönüşüm yaşadı. Bu dönüşüm ile birlikte yeni yolda farklı yürüyoruz. Mart seçimlerimi unutmayın, ben size de bu kardeşinize inanın. Ben sizin dualarınıza her zaman muhtacım. Allah yar ve yardımcımız olsun, yeter ki Rabia’mızı unutmayın.
ürkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, New York Times gazetesi için İngilizce kaleme aldığı “Türkiye, ABD ile Krizi Nasıl Görüyor?” başlıklı makalede, iki ülke arasında son dönemde yaşanan gerginliğe değindi. Erdoğan, makalede özetle şu ifadelere yer verdi:
nHEP YARDIMA KOŞTUK: Türkiye ve ABD son 60 yıldır stratejik ortak ve NATO müttefiki. İki ülke Soğuk Savaş döneminde ve sonrasında karşılaştıkları ortak zorluklara karşı omuz omuza durduğu. Türkiye, yıllar boyunca ne zaman gerekli olsa ABD’nin yardımına koştu. 1962’de Kennedy yönetimi, Sovyetlerin Küba’daki füzelerini, İtalya ve Türkiye’den Jüpiter füzelerini çekerek (karşılıklı) kaldırılmasını sağladı. 11 Eylül terör saldırılarının ardından Washington bu kötülüğü yapanlara karşılık vermek için dostlarını ve müttefiklerini beklediğinde, askeri birliklerimizi buradaki NATO misyonunu başarıya kavuşturmak için Afganistan’a gönderdik.
ABD FETÖ’YÜ KINAMADI: FETÖ’cüler hükümetime karşı kanlı bir darbe yapmaya çalıştı. O gece milyonlarca vatandaş, şüphesiz ki ABD’lilerin Pearl Harbour ve 11 Eylül saldırılarından sonra deneyimlediği vatana bağlılık hissiyatıyla sokaklara döküldü. Ailemin ve benim ardımdan gelen ölüm mangası başarılı olsaydı ben de onlardan biri olacaktım. Türk halkı, ABD’den bu saldırıyı kesin bir dille kınamasını ve Türkiye’nin seçilmiş hükümetiyle dayanışmasını dile getirmesini istedi. ABD bunu yapmadı. ABD’nin olaya tepkisi tatmin edicilikten uzaktı. Türk demokrasisinin yanında olmak yerine ABD yetkilileri ihtiyatlı bir şekilde ‘Türkiye’de istikrar, barış ve devamlılık’ çağrısında bulundu. Bu da yetmezmiş gibi Türkiye’nin iki taraflı bir anlaşma ile Fetullah Gülen’in iadesi için yaptığı talepte hiçbir ilerleme kaydedilmedi.”
PKK/YPG’YE GİDEN SİLAHLAR: Türk makamlarının tahminlerine göre, Washington son yıllarda PYD/YPG’ye silah vermek için 5 bin kamyon ve 2 bin kargo uçağı kullandı. Hükümetim, ABD’li yetkililerin PKK’nın Suriye’deki müttefiklerine eğitim ve teçhizat verme kararlarından duyduğumuz endişeyi tekrar tekrar paylaştı. Ne yazık ki sözlerimize kulak tıkandı ve ABD silahları en nihayetinde sivil halkımızı ve Suriye, Irak ve Türkiye’deki güvenlik güçlerimizi hedef almak için kullanıldı.
TRUMP’I HEP UYARDIM: Donald Trump’ı birçok toplantımız ve konuşmamızda uyardığım gibi hukuki sürece saygı duymak yerine, ABD dost bir millete karşı haddini aşan tehditler yayımladı ve Bakanlar Kurulumuzun birçok üyesine yaptırım uyguladı. Bu karar kabul edilemez, mantıksız ve en nihayetinde uzun süreli dostluğumuza zarar verici nitelikteydi. Türkiye’nin tehditlere cevap vermediğini göstermek için birkaç ABD’li yetkiliye yaptırım kararı aldık. Biz hep aynı prensibe bağlı kalacağız: Hükümetimi hukuki sürece müdahale etmeye zorlamaya çalışmak anayasamıza ya da ortak demokratik değerlerimize uygun değildir.
EĞER ABD DİNLEMEZSE...: Türkiye zaman belirledi ve ABD dinlemezse bir kez daha kendi göbeğini kendi kesecek. 1970’lerde Türkiye, Washington’ın itirazlarına rağmen Kıbrıs Rumları tarafından Türk kökenlilere karşı uygulanan soykırımı engellemek için Kıbrıs’a girdi. Son zamanlarda Washington’ın Suriye’nin kuzeyinden gelen milli güvenlik tehditleriyle ilgili bizim endişelerimizin ciddiyetini anlayamaması, DEAŞ’ın NATO sınırlarına erişimini kesen ve YPG’yi Afrin kentinden çıkaran iki askeri operasyonla sonuçlandı. Bu durumlarda olduğu gibi milli çıkarlarımızı korumak için gerekli adımları atacağız.
KÖTÜLÜĞÜN PUSUYA YATTIĞI...: Kötülüğün dünyanın her yerinde pusuya yattığı bir dönemde, uzun zamandır müttefikimiz olan ABD’nin Türkiye’ye karşı attığı tek taraflı adımlar sadece ABD’nin çıkarlarına ve güvenliğine zarar verir. Çok geç olmadan, Washington ilişkilerimizin asimetrik olabileceği yanlış düşüncesini bir kenara bırakmalı ve Türkiye’nin alternatiflere sahip olduğunu kabul etmelidir. Bu tek taraflılık ve saygısızlık trendini tersine çeviremezlerse yeni dost ve müttefikler aramaya başlayacağız.”