Gazete Vatan Logo

Müzeyyen Senar’la aramda gönül bağı var

Müzeyyen Senar’ın iz bırakan şarkıları sahneye taşınıyor. ‘Müzeyyen Müzikali’nin hikayesini Şevval Sam ile konuştuk.

Müzeyyen Senar’la aramda gönül bağı var

Müzikalin çıkış noktasını dinleyebilir miyiz?

Her şey gençliğimde pop dinlerken eski alaturka kayıtlarını kovalamamla başladı. O dönemden sonra çıkardığım albümümü dinleyen Müzeyyen Senar albümü çok beğendiğini bana iletti. Çok mutlu oldum ve ziyaretine gidip, elini öptüm. Bir iki söyleşisinde ‘Benim yerimi Şevval doldurabilir’ dedi. 2007’de ilk kez buluştuk. ‘Çok doğru yoldasın. Alaturkayı çok güzel söylüyorsun’ dedi.

Onun iç dünyası beni daha çok ilgilendiriyor

Size el vermiş adeta...

Onun hayatı yaşayış biçimini, duygusunu hep kendime benzetiyordum. Radi Dikici’nin Müzeyyen hanımın hayatını anlattığı kitabını okuduğumda onun hayatını sahneye koymalıyım dedim.

Sahnede nasıl bir Şevval Sam görüp, dinleyeceğiz?

Müzeyyen hanım kalabalık bir saz heyetiyle sahneye çıkmazmış. Ben o sadeliği sevdiğim için 40’lı yıllardaki ses arayışı içindeydim. Sahnede onun şarkılarını seslendirirken yaşadığı duyguların takibini yapıyoruz. Onun başına gelen olaylardan ziyade onun iç dünyası beni daha çok ilgilendiriyor.

Haberin Devamı

Hayatının hangi kısmı daha çok etkiledi sizi?

En çok onun kendi kontrolü dışında tezahür etmiş bazı hadiseler beni etkiledi.

Jübile yapmak hiç istemedi

Hangi dönemleri ele aldınız?

Çocukluğu, gençliği, müziğe girdiği dönemler, Atatürk’le karşılaşma dönemi, aşkları var. Teknede yaşadığı dönem. Yaşlılığına da geldik. Sepetçiler Kasrı’ndaki son konserinden kötü etkiliyor. Jübile konseri, veda konseri diyorlar. ‘Ne demek jübile, ben daha söylücem diyor ama çok üzülüyor. O üzüntüden hasta oluyor. Başkalarının bu kararı vermesi onu çok kötü etkiliyor. Ondan sonra sağlığı bozuluyor.

Rakı kadehini atması gibi sembolik hareketleri var..

Rakı da bir kültür. Güzel insanlarla, güzel içmiş. O kültürü şarkılarla, şiirlerle bezemiş. Sahnede de keyfi geldiğinde kadehi başının üstünde döndürmüş.

Kostüm, sanat tasarımına dair neler göreceğiz?

Müzeyyen hanımın kostümlerini kullanmak istedik. Ama malla mülkle, parayla pulla işi olmayan bir kadın. Kıyafetlerini başka bir soliste hediye etmiş. Her dönemin duygusunu yansıtan sembolik kostümler var. İki saat sahnede tek başınayım, ben giyiyorum, çıkarıyorum kostümleri.

Haberin Devamı

Tüm hisleriyle alaturkayı ruhumda hissediyorum

Alaturkanın ruhunu yansıtırken o döneme dair neler keşfettiniz?

Alaturkayı ve o dönemi ruhumda hissediyorum, tüm hisleri ve nağmeleriyle. Bir daha öyle bir dönem gelmeyecek olmasına üzülüyorum. Alaturkanın en popüler olduğu dönem, 1950’lerin sonuna kadar olan dönem aşkları, şehrin enerjisi, insanların kendini ifade etme biçimi, naifliği, estetik algısı, her şeyiyle çok zarif bir dönem. Şimdi böyle hassasiyetler kalmadı. O dönemlerin inceliklerini yaşamıyor olmamız, benim için hüzün verici bir şey. O dönemde üretilmiş bütün eserlerde bunun temsilini gördüğüm için bunu arıyorum.

O dönemin insanları bugünkünden nasıl farklı sizce?

Cumhuriyetin ilk dönemleri, kadınlar kendilerini yeni ifade ediyorlar. Dostluklar çok farklı. Kıskançlık yok. Solistler birbirini destekliyor. Annesini kaybettiğinde bütün gazinolar programlarını iptal ediyorlar. Bugün kim kime dum duma. İnsanlar birbirlerine selam vermiyorlar. Herkes o dönem konuşur gibi şarkı söylüyor. Şimdi en bağıranın en iyi şarkıcı olduğuna inanılıyor. Bu kadar kaybolmuşluk hissi yok o zamanlarda. Bir daha Müzeyyen Senarların dönemi gibi bir dönem gelmeyecek.

Haberin Devamı

Aşık oldukça onunla çoğalıyoruz

Sizin ve onun hayatı arasında nasıl parelellikler gördünüz?

O da benim gibi özgür ruhlu. Bir dönem her şeyi kapatıyor, teknede yaşamaya başlıyor. Ben de bir dönem karavanda yaşadım. Müzeyyen hanım da bir dönem sıkılmış şehir hayatından. Bütün kaptanlar, denizciler arkadaşları.

Kadın sanatçıların ödediği bedeller daha mı ağır oluyor?

Efe bir tarafı var. Kendi kendine yetebiliyor. Aslında yalnız değil. Her şarkısına aşık oldukça onunla çoğalıyoruz. Müzeyyen dediğinizde aklınıza başka kimse gelmez.

Ustaya ahde vefa

Ustaya bir tür ahde vefa mı bu muzikal?

Ben onu son defa ziyaret ettiğimde hasta yatağında yatıyordu. ‘Hayata bak dedi. 70 yıl önce Denizkızı Eftelya’dan el almıştım; aradan 70 yıl geçmiş şimdi sen benim elimi öpüp, el alıyorsun’ dedi. Müzeyyen Senar yaşarken hafıza sandığına girdim. O hafıza sandığındaki insanlarla buluştum. Ben aramızda gönül bağı olduğuna, onunla aynı ruhsal aileden olduğumuza inanıyorum. Bu sürecin sonunda bunun hakkını verelim, onun derdindeyim. Ve bu sene Müzeyyen Senar’ın 100’üncü doğum yılı.

Haberin Devamı