ABD ile gerginlik bitecek mi?

Herkes başlıktaki sorunun cevabını merak ediyor.

O cevap büyük oranda ‘Evet’.

Kolayca ve hemen değil ama nihayetinde ‘Evet’.

Bunu sadece Ankara’dan 9 kişilik heyetin Washington DC yoluna çıkıyor olması dolayısıyla söylemiyorum.

İki ülke dışişleri bakanlarının yüz yüze görüşüp sağladığı ön mutabakat çerçevesinde ABD’ye giden Türk heyetinin Amerikalı muhataplarıyla yapacağı görüşmeler çok kritik önemde.

Amerika Birleşik Devletleri’yle (ABD) gerginliğin elbette bugünden yarına değil ama zaman içinde yumuşaması, büyük oranda bu ziyarete bağlı.

Mevcut kriz ortamı iki ülke açısından da devam ettirilebilir değil.

***

Önce şu tespiti yapalım:

ABD ile ilişkilerde yaşanan kriz, Türkiye’de insanların günlük yaşamına doğrudan yansıyor. Amerikan Doları’nın 5.30 TL seviyelerine yükselmesinden söz ediyorum.

Herkes Dolar’ı konuşuyor çünkü kur artışından az ya da çok, doğrudan ya da dolaylı herkes etkileniyor.

ABD kamuoyu içinse durum böyle değil. Sokaktaki Amerikalı için Türkiye ile ilişkilerin kötü olmasının öyle büyük bir önemi yok.

Haberin Devamı

Ancak önemli olan, Türkiye ile ilişkilerin sokaktaki Amerikalı’nın gündeminde olup olmaması değil. Önemli olan Amerikan yönetiminin Türkiye kadar kritik bir müttefikten vazgeçemeyecek olması.

***

Dışişleri, Adalet, Hazine ve Maliye… Bu üç bakanlıktan üçer kişi gidiyor ABD’de temaslarda bulunmaya.

Siz bu satırları okurken dokuz kişilik heyet yolda olacak büyük olasılıkla.

Heyetlerin hangi bakanlıklardan olduğuna bakıp Washington DC’de hangi konuların masaya yatırılacağını kolayca tahmin edebilirsiniz.

Mesele, ön mutabakatın, ‘tam mutabakat’a çevrilip çevrilemeyeceği.

Eğer heyetler arası görüşmelerde bir yol haritası üzerinde uzlaşı sağlanırsa, özellikle Türkiye kamuoyunda göreceli bir rahatlama oluşacağına şüphe yok.

Sonrası, bugüne kadar olduğu gibi yine Ankara Washington DC hattında art arda gelecek önce ılık, ardından sıcak mesajlarla gelir.

***

Papaz Andrew Brunson, iki ülke arasındaki krizin sembol ismine dönüştü. Elbette bazen iki devleti karşı karşıya getirmeye tek bir kişi bile yeter ama o devletler krizden çıkış yolunu da birlikte bulur. Zorlu, yıpratıcı süreçlerin sonunda olsa da…

Haberin Devamı

Devletler arası ilişki dediğiniz, kabaca bir al ver ilişkisidir.

Alınacaklar verilecekler listesinde de öncelikler ve denge belirleyici olur.

Diplomasinin kuralları, sınırları, yöntemleri de bellidir. Her yetkili, her yönetici kendi devletinin, kendi ülkesinin âli menfaatlerini önceler.

Tarafların esneklik sınırları dönemlere ve konu başlıklarına göre değişebilir ama nihayetinde kazanan, belirleyici olan ‘reelpolitik’ olur.

Yani sonuçta bu kriz de bir şekilde çözülür, çözülecektir lâkin bugün dikkat edilmesi gereken Türk Amerikan ilişkilerini etkileyen diğer faktörler. Başta da ABD’nin İran politikası…

***

Ekonomi çevrelerindeki değerlendirmeler de buraya kadar anlattıklarıma yakın.

Yatırımcılara yön veren analizler ve tahmin raporlarında Türkiye’nin yakın dönemde hem ABD hem de Avrupa Birliği ile olan ilişkilerinde yumuşama, iyileşme beklentisi var.

Kısa vade sorunlu evet ama orta vadede iyi senaryo öngörüleri kötümserlere oranla çok daha yüksek. Yüzde 35’e 65’lik bir denge var bu noktada.

Haberin Devamı

Tabii diplomatik ilişkilerin iyileşmesinin yanında, hem içeride hem dışarıda ekonomiyi olumlu etkileyecek yapısal adımların da atılması koşuluyla…

DİĞER YENİ YAZILAR