Şu tartışılan İHA ve SİHA’lar…

İHA (İnsansız Hava Araçları) ve SİHA’lar (Silahlı İnsansız Hava Araçları) son dönemde tartışmalara konu oluyor. Ancak bakıyorum, birçok başka konuda da olduğu gibi, İHA ve SİHA’lar ile ilgili de bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olanlar çoğunlukta. Dolayısıyla tartışmaların büyük kısmı kısır, ideolojik ve sığ kalıyor. Bu yüzden biraz teknik bilgi ve kullanım sürecine ilişkin ayrıntı vereyim istedim.

Sessiz, gizli, keskin göz

İHA ve SİHA’lar çok büyük oranda iki alanda hizmet veriyor Türkiye’de.

Terörle ve kaçakçılıkla mücadele. Bu gelişmiş hava araçlarını kullanan kurumlar da Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) ve İçişleri Bakanlığı. TSK’da Kara Kuvvetleri, İçişleri’nde de Jandarma ve Emniyet Teşkilatı. İHA’lar istihbarat maksatlı (gözlem, gözetleme, yer tespiti), SİHA’lar ise operasyonel çalışıyor.Hava araçları gelişmiş kameralarıyla aldıkları görüntüyü uydu üzerinden anlık olarak yere aktarıyor.

Yüksek irtifadan ve uzaktan görev yapabilmesi İHA’nın en büyük avantajı. Sesi yerden duyulmuyor, çoğu zaman görülmüyor bile. Sistem sadece havadaki İHA’dan ibaret değil. Yer kontrol istasyonları, yer veri terminalleri ve faydalı yük ünitelerinden oluşuyor.

Haberin Devamı

Görüntüler nereye geliyor?

İkinci Ordu Komutanlığı bünyesinde, halihazırda iki İHA taburu var. Biri Batman, diğeri Siirt’te.

Planlamalara göre, üçüncü İHA Taburu da Van’da kurulacak.

İHA’lar ve SİHA’lar iç güvenlik harekat bölgesinde ve hem Irak hem de İran sınır hattında 7 gün 24 saat devriye uçuşu yapıyorlar.

Zaman zaman tesadüfi, kimi zaman da gelen duyumlar üzerine yönlendirildikleri bölgelerden görüntü aktarıyorlar.

Gelen görüntüler önce yer kontrol istasyonundaki ekranlara yansıyor. (Gerek duyulması halinde İkinci Ordu ve Genelkurmay Karargahı’na da eş zamanlı olarak görüntü aktarılabiliyor.)

Ateşe kim ve nasıl karar veriyor?

Görüntüler, İHA taburlarındaki veri terminallerinde inceleniyor. İstihbarat ve harekât birimlerinin değerlendirmesi sonucu hedefler SİHA (ya da ihtiyaç halinde Kobra helikopterleriyle) ateş altına alınıyor.

‘Vur emri’ni İkinci Ordu’daki ilgili komutanlar (harekât) verebiliyor. Durumun hassasiyetine göre üstlerin (yani Kara Kuvvetleri ya da gerekirse Genelkurmay Başkanlığı’nun) emrine başvurulabiliyor.

Haberin Devamı

Ateş emrinin verilme sürecindeki en önemli kriter, görüntü alınan noktanın ‘askeri yasak bölge / güvenlik bölgesi dahilinde olup olmadığı.

Genelkurmay Başkanlığı tarafından düzenli olarak duyurulan askeri yasak bölgeler ve güvenlik bölgelerine, ilan edilen tarih aralıklarında sivillerin girmesi yasak.

İHA’ların tespit ettiği görüntüler işte bu yasaklanmış sınırlar içinden geliyorsa ve bir de görüntülerdeki kişiler silahlıysa, hava operasyonu emri veriliyor.

(Bu noktada, yerdeki silahlı kişilerin terörist mi, kaçakçı mı olduğunun tespiti pek mümkün değil belki ama bölgedeki (başta uyuşturucu olmak üzere) kaçakçılık faaliyetlerinin de terör örgütünün kontrolünde olduğu gerçeğini göz ardı etmemek gerek.)

Yasak bölge sınırlarında ya da kesin emin olunamayan durumlarda ise o noktaya yakın yer birimlerinden ilave bilgi talep ediliyor. Karakol ya da kalekollardaki termal kameralar ya da helikopterler vasıtasıyla teyit isteniyor ve nihai karar bu ‘double check’ten (ikinci kontrol) sonra veriliyor.

Haberin Devamı

Şemdinli

Yazının başında İHA ve SİHA’ların öncelikli kullanım amacının terör ve kaçakçılıkla mücadele olduğunu belirtmiştim.

Noktayı bu bağlamda, Şemdinli bölgesine özel bir ayrıntı ile koyayım… Hem İran hem de Irak sınırını kontrol altında tutmak maksadıyla, Şemdinli bölgesinde iki yıl önce bir hudut tugayı kurulmuştu. Hakkari’nin bu ilçesi sadece teröristlerin değil, başta uyuşturucu olmak üzere kaçakçıların da çok yoğun olarak kullandığı bir güzergah. Şemdinli bu yüzden çok önemli.

Yetkililer, İHA / SİHA tartışmalarına konu olan şikayetlerin çoğunun bu bölgeden gelmesinin tesadüf olmadığı görüşünde.

DİĞER YENİ YAZILAR