Rekor büyüme yaşıyoruz millet!

Rekor büyüme lafını pek ciddiye alanlardan değilim. Rekor büyüme diye karşımıza çıkarılan şeylerin ne işe yaradığına kafam basmadığı için olabilir mi bu? Bir de şu husus var elbette: Bilimde, sanatta, hukukta, adalette, ifade özgürlüğünde neredeyiz sorularına bu ‘rekor büyüme’ sloganlarının hiçbirinin uymadığını gördüğümden beridir, böyle... Eğitimde neredeyiz sorusuna, nalları toplamakla haşır neşiriz cevabını aldığımızdan beri, maalesef BÖYLE... (Karamsar mıyım neyim? )

Elbette güzellikler de var. Biliyorum bunu. Örneğin Kadir Has Üniversitesi 2018’i ‘Toplumsal Cinsiyet Eşitlik Yılı’ ilan etti. Yıllardır gerçekleştirdikleri kamuoyu araştırmalarıyla ülkemizdeki toplumsal cinsiyet hal ve gidişini, iğneyle kuyu kazma misali gözler önüne süren ekip bu sene ilginç projeleri içeren bir derleme ile karşımıza çıktı. Bunların hepsini burada paylaşmam mümkün değil, ancak dünyada giderek gözler önüne serilen taciz rezaleti (Bakınız Time dergisinin Başkan Trump’ı hayal kırıklığına uğratan ‘Yılın Şahsiyeti’ kapağı) konusunda oluşturdukları bir rehber metin var ki bahsetmeden olmaz.

Haberin Devamı

Bildiğiniz gibi Türkiye’nin bu konuda kırılmayan kategoride bir rekoru var! Son yıllarda da bu rekor kendi kendini egale ederek tavan yapmakla haşır neşir. Sayı istiyorsanız: 2014 yılında Hacettepe Üniversitesi’nde yapılan bir araştırmaya göre Türkiye’de kadınların yüzde 36’sı hayatlarında en az bir kere fiziksel ya da cinsel tacize uğradığını ifade ediyor. Bu üç yıl içerisinde sürekli artan kadın cinayetleri ise, olsa olsa bu oranın eksilmeyip pekiştiğinin kanıtı.

Evet konumuz taciz!

‘İltifat Değil Taciz!’ Başlığı altında verilen bu rehber metin, özellikle İstanbul’da, ya da büyük şehirlerde yaşayan kadınları ilgilendiren bir siren niteliğinde de okunabilir. Ancak ilk başta ‘cinsel taciz’in ne olduğunu hatırlamak önemli. Cinsel tacizin, sadece cinsellik değil, asıl olarak güç ve iktidarın bir temsili olduğunu aklımızda tutmamızda fayda var. Burada sergilenen ne olursa olsun, düşmanca bir muamelenin varlığını fark etmek son derece elzem, kısaca buradaki amaçlardan biri, belki de en önemlisi, hedef alınan kişinin rahatsız olması ve küçük düşürülmesi. Bu tacizin en çok yaşandığı yerlerse sokaklar ve toplu taşıma araçları. Rehber, toplu taşıma araçlarına binen kadınlara şöyle önerilerde bulunuyor (zaten bunların bir çoğu ne yazık ki içselleştirdiğimiz davranışlar):

Haberin Devamı

1. Kadınların yanında durmaya çalışın

2. Kapıların önünde durmaktan kaçının

3. Çantanızı yanınızdaki insanla mesafe koymak için kullanın

4. Bir köşeye de yaslanabilirsiniz ama bu sonunda köşeye sıkışmanıza da neden olabilir

5. Aceleniz yoksa daha az kalabalık olma ihtimali olan bir sonraki aracı bekleyin

6. Bir taciz durumu olursa sesinizi çıkarın

En önemli madde bu aslında. Lütfen bir taciz durumunda sesinizi çıkarın! Eğer başka birinin taciz edildiğini görürseniz lütfen buna müdahale edin. ‘Bu hiç hoş değil!’ demek bile çok şeyi değiştirir. Rehber bu cümleyi erkekler için de kullanıyor. Zor durumda olan bir kadının ya da LGBTİ dostunuzun taciz edildiğini görürseniz mutlaka sesinizi çıkarın diyor- taciz eden arkadaşınız bile olsa! Rehberin dediğini tekrarlayalım: ‘Toplumun mantalitesini bir günde değiştiremezsiniz ama dayanışmanızı her gün gösterebilirsiniz. ’

Haberin Devamı

Yeterli mi? Elbette hayır. Toplumsal eşitliğin ne olduğunu yeniden, yeniden, ve yeniden keşfedene kadar, devam...

DİĞER YENİ YAZILAR