'Ben izimi belli etmeyi sevmem'

Sevgili Ayşe Hatun Önal ile bu röportajı yaparken, onunla her şeyden konuştuk malum bir konu hariç; o da sevgilisi Cem Yılmaz. Ayşe’yi o konuda türlü esprilerle delirttim ama ilişkisinin müziğinin önüne geçmesini istemediği için, teybimde kayıt başladığı anda da ‘tıp’ dedik. Ayşe, senenin ilk röportajı için bizim dergimize kapak oldu. Cem Yılmaz ile aşkı ne olur onu bilemem ama Ayşe’nin müziği ile bu sene de kendisinden bolca bahsettireceği kesin...

Amerika’ya gittin, peki neler yaptın?

Dil okuluna gittim, gezdim. Yurt dışında yaşamayı seviyorum. İnsanın hayatında başka kültürleri görmek çok olması gereken bir şey. Modellik zamanında yoğun bir hayatım vardı, kaçamıyordum. O sene öyle bir aralık yakaladığımda gittim. Şimdi, yine bir ara Brezilya ve Hindistan’a gidip birkaç ay kalmak istiyorum. Şubat sonu yine böyle boş bir zaman bulursam, yönetmen arkadaşımı alıp önce New York, sonra Küba. Hem gezmek hem de yeni klip çekmek istiyorum.

“Başkaları ile aynılaşmayı hiç sevmiyorum” demişsin. Senin bu özgür kadın duruşun hoşuma gidiyor. Kadın olarak feminist misin?

Hiç değilim. Kadın ve erkek cinsi diye ayırmıyorum, o bence bir cinsel ayrıma giriyor.

Kapalı kutu gibisin zaten!

Ben izimi belli etmeyi sevmem. Öyle Instagram’da falan yerimi, takıldığım yerleri koymayı sevmiyorum. Ne yaptığım, ne ettiğim bilinsin istemiyorum. Ben kim, ne yapıyor onunla da ilgilenmem, kimin şarkısı çıkmış, klibi nasılmış hiç bilmem. Geçen gün bir programa giderken ‘Kalbe Ben’ CD’mi yanımda getirmemi istediler, “O CD bende yok ki!” dedim. Şok oldular. İnsanlar gazetelerde çıkan haberleri falan toplar, keser, biriktirir. Bende o da yok. Mesela, diyelim bir ödül aldım. O gece bir kız arkadaşımın evinde kaldıysam, orada unuturum. Ertesi gün o arar “Kızım gel, al şunu” der. “Yok” derim, “Sende kalsın”... Ben biriktirmeyi hiç sevmiyorum. Değişime tutkunum. Odaklanmak ve çalışmakla alakalı şeyler şu ara hayatımda hızla değişiyor. Bir dönem çalışmayı hiç sevmedim. Şimdi çok seviyorum. Değişmeyen tek şey değişim ya. İşte bu beni anlatıyor.

Çok kilo vermişsin, fiziğin de değişmiş.

Ben uykusuzluğa hiç gelemem. Eğer 6-7 saat uyursam bütün gün sarhoş gibi dolaşıyorum. Konserlerden sonra eve gelince hiç uyuyamıyordum. Beş kilo verdim.

Tek bir yerde büyümüş biri değilim benim bir değil 50 tane mahallem var

Mutlu musun?

Mutluyum.

Kendini beş sene sonra nerede görüyorsun?

Şarkıcılık uzun süre devam eder herhalde. İşimi seviyorum.

Bizde şarkıcılar bir anda kariyer değiştirebiliyor. Özcan Deniz, Mahsun Kırmızıgül artık müziği bıraktılar mesela...

Ama onların bir yeteneği vardı; istemişler, başarmışlar. Ne demişler, başarının yarısı istemek! Benim ise oyunculuk yeteneğim yok.

Neden aşk hakkında hiç konuşmuyorsun?

Ne gerek var? O da benim duruşum. Mankenlik yıllarımdan beri, sen benim sevgililerim hakkında hiç konuştuğumu gördün mü? Ben bir ofiste çalışmıyorum ki... Halk zaten beni ya ekranda ya da gazetede sürekli görüyor. Bir de özel hayatımla görürlerse, kasarım onları diye düşünüyorum.

Genel olarak aşk kavramı hakkında da konuşmuyorsun.

Kendimi böyle konulardan bahsederken bulunca rahatsız oluyorum. İşim dışında bir şeyler söylemişsem kendime sinirleniyorum. Üstümde sakil duruyor.

Evlilik düşünüyor musun?

Her şey kısmet, bilemem.

Breh breh, koskoca söz yazarından aşkla ilgili bir demeç alamadık.

Ne diyeyim; aşık olmak güzeldir, aşk beni uçurur (kahkahalar)...