Gazete Vatan Logo

Lezzeti tescilli şehir Şanlıurfa

Geçen ay “Acısı büyük lezzeti yerinde” başlıklı yazımda Şanlıurfa mutfağının iyi tanıtılamadığını ve bunun da haksızlık olduğunu yazmıştım. Bu şehrin lezzetlerini bir yazıya sığdıramayınca bu hafta Şanlıurfa ve yemeklerine devam ediyorum.

Lezzeti tescilli şehir Şanlıurfa

Geçen ay “Acısı büyük lezzeti yerinde” başlıklı yazımda Şanlıurfa mutfağının komşusu Gaziantep veya Antakya mutfakları kadar iyi tanıtılamadığını ve bunun da Şanlıurfa’da birkaç gün kalınca ne kadar haksızlık olduğunu yazmıştım. Ancak bu şehrin lezzetlerini bir yazıya sığdıramayınca aslında muhteşem yemekleri olan birkaç yere de ben haksızlık etmiştim. Onun için bu hafta Şanlıurfa ve yemeklerine devam edeceğim, hem de uzun süredir Anadolu’da yediğim en iyi yemeklerden birisiyle, Asuman Yazmacı hanımın lokantası Cevahir Han’da bize hazırladığı ziyafetle devam edeceğim.

Bizde çiğ köfte bir ikramdır

Asuman Yazmacı bir gün Urfa’da misfirlerini götürdüğü restoranda yemekleri ve servisi beğenmeyince “bu işi ben yapmalıyım” demiş. Bir usta masanın yanında çiğ köfte yoğururken Asuman Hanım da Cevahir Hanı’ın hikayesini anlattı. Ortasındaki geniş avluyu saran eski bina başarılı bir restorasyon geçirmiş, tarihi şehrin eski havasını, o pek sevdiğim kendinizi geçmiş bir devirdeymişsiniz hissini çok güzel yansıtmıştı. Doğrusu benim gözüm masayı donatmış tabaklarda ve hemen yanıbaşımda yoğrulan çiğ köftedeydi. Urfa’da çiğ köfteye ticari bakılmıyor, “bizde çiğ köfte bir ikramdır” diyorlar.

Haberin Devamı

Bence masanın yıldızı Miftahi tas kebabı

Sofradaki yemeklere gelince: Görüntüsü çok güzel oduğu için ilk kaşığı attığım ve muhteşem lezzeti yüzünden yemek boyunca kaşıklamaya devam ettiğim narlı bostana aslında çiğ köfte eşlikçisiymiş. Ama itiraf etmeliyim ki yediğim en serinletici ve lezzetli “salata”lardan biriydi. Börülce, nohut, pazı ve kuzu etli borani, yapılması çok zahmetli bir yemek, ama o da eminim zahmetine değen bir yemek; hiç değilse benim için öyleydi. Küçük tabaklarda tadımlık olarak masaya konmuş olan ağzı açık ve ağzı yumuk kıyma ile doldurulmuş hamur bohçaları ve tatları da adları kadar hoştu. Ama masanın yıldızı Miftahi tas kebabıydı. Urfalı Miftahi ailesinin bu özel yemeği kuşbaşı kuzu eti, arpacık soğanı ve kuyruk yağı ile yapılıyor ve masaya üstüne kapanmış özel bir tas ile örtülmüş olarak geliyor. Tası kaldırdığınızda biraz sonra lezzetiyle damağınızı sıvayacak olan yemek dumanlar içinde tabağa yayılıyor. Cevahir Han’daki yemekten kalkarken “Asuman hanım iyi ki yıllar önce misafirlerini götürdüğü lokantada memnun kalmamış” diyorsunuz.

Haberin Devamı

Mutfak Müzesi’ne gidin Şanlıurfa’da geleneksel yerel lezzetlerin yaşatılması için çalışan Mutfak Müzesi de mutlaka gidilmesi gereken yerlerin başında geliyor. Restore edilmiş bu eski konakta hem eski Urfa evlerindeki yaşamdan kesitler görüyor, hem de Urfa’nın unutulmaya yüz tutmuş yemeklerini tadabiliyorsunuz. Yahudi köftesi diye bilinen küçük içli köfteler, yanında Karacadağ pirincinden yapılmış nefis bir pilav ile patlıcan ve kıymalı kazan kebabı, soğan aşı, hepsi bu lezzetli şehrin Mutfak Müzesi’nde tadabileceğiniz güzel yemekler.