Gazete Vatan Logo

Kasımda her şey değişebilir

ABD Başkanı Trump, ABD Merkez Bankası'nın başkanlığına, aday gösterilen beş isimden birini getireceğini bildirdi. Ekonomistler son durumu ve bunun para dünyasına etkisini değerlendirdi.

Kasımda her şey değişebilir

Fed başkanlığı sadece ABD'nin para politikasını etkilemekle kalmıyor aynı zamanda dolar üzerindeki etkisi nedeniyle tüm dünyada da bu koltuğa getirilecek isim yakından takip ediliyor. Bunun da nedeni başkan olacak ismin temelde Güvercin mi (faiz artışına temkinli yaklaşan) yoksa şahin mi (faiz artışını savunan) olacağı. Güvercin bir adayın başa gelmesi durumunda doların yükselme ihtimali azalacak şahin bir başkanın gelmesi durumunda ise doların mevcut seviyelerinin üzerine çıkma ihtimali yükselecek.

Fed Başkanı'nı belirleyecek isim olan ABD Başkanı Donald Trump ise adaylara ilişkin, daha önce ortaya çıkan listedeki beş isimden birisinin bu pozisyona geleceğini açıkladı. Ayrıca Trump'ın yeni Fed başkanı duyurusunu Asya ve Hawaii'ye 3 Kasım'da yapacağı 11 günlük seyahatin öncesinde yapmayı planladığı da iddia ediliyor.

Fed başkanlığı pozisyonuna aday gösterilen isimler arasında Fed eski yöneticisi Kevin Warsh, Stanford Üniversitesi ekonomisti John Taylor, Fed'de şu an görev yapan Jerome Powell, Ulusal Ekonomi Konseyi Direktörü Gary Cohn ve şu an ki Fed Başkanı Janet Yellen yer alıyor.

Haberin Devamı

Son durumu değerlendiren ekonomistler son gelişmelerin para dünyasına muhtemel etkileri ile ilgili önemi açıklamalarda bulundu.

YÜKSEK FAİZ SAVUNUCUSU TAYLOR ÖNE ÇIKAN ADAY

Global Menkul Değerler Analisti Rıdvan Baştürk konuyla ilgili değerlendirmesinde adaylığı kuvvetlenen isimlerin güvercin mi yoksa şahin bir politika mı benimsediğine göre piyasada fiyatlama olduğuna dikkat çekerek şunları söyledi:

"ABD’de Fed Başkanlığı’na kimi seçileceğine yönelik belirsizlik sürerken konuya ilişkin gelen haber akışları piyasalarda etkili oluyor. Özellikle adaylığı kuvvetlenen isimlerin güvercin mi yoksa şahin bir politika mı benimsediğine göre piyasada fiyatlama oluşuyor. Trump 5 aday ile görüşme gerçekleştiriyor. Bu adaylardan öne çıkan isimler John Taylor, Kevin Warsh ve Jerome Powell. Perşembe günü Trump, görev süresi Şubat ayında dolacak olan mevcut Fed Başkanı Yellen ile de bir görüşme gerçekleştirecek. Ancak Yellen’e tanınan şans biraz düşük görülüyor. Daha önceki haftalarda Kevin Warsh ismi ön plana çıkmıştı. Ancak Trump’ın Stanford Üniversitesi ekonomist John Taylor ile yaptığı görüşmenin ardından bu isim ilk sıraya yerleşirken yüksek faiz savunucusu olması nedeniyle piyasalarda dolara talep gelmiş ve ABD tahvil faizlerinde yükseliş görülmüştü. Warsh ve Taylor şahin görüşleri nedeniyle piyasalar için negatif, dolar için pozitif etki yapabilecekken, Powell’in güvercin politika benimsemesi ise piyasalar için pozitif, dolar için negatif bir tablo sunabilir. Düşük şans tanınan Yellen’in görevde kalması durumunda ise piyasalar için görünüm nötr gözüküyor. Gary Cohn’a ise pek şans tanınmıyor. Piyasalar, Fed Başkanı kimin olacağını bilmediği gibi ABD Başkanı Trump’ın da bu konuda net bir görüşü olduğunu sanmıyorum. Bu nedenle önümüzdeki birkaç haftalık süreçte gelgitler yaşanacaktır."

Haberin Devamı

YÜKSEK FAİZ = SAVAŞ...

Cumhurbaşkanlığı Ekonomi Başdanışmanı ve Milliyet gazetesi köşe yazarı Cemil Ertem ise bugünkü köşe yazısında en güçlü adaylardan biri olarak gösterilen Taylor’ın "şahin" duruşuna dikkat çekerek bu adayın öne çıkmasının tesadüfi olmadığını söylüyor. "Yüksek faiz eşittir savaş" başlığı ile yayınlanan yazısında Ertem şu önemli değerlendirmede bulunuyor:

Haberin Devamı

"Merkez bankalarının gerçekleşen enflasyon ve beklenen (hedef) enflasyon arasında bağlantıyı yakalaması için büyüme oranını denetlemeleri gerekir ve bu da faizle sağlanır tezi Taylor Kuralı’nın çıkışıdır. Taylor kısasa şunu söylüyor; merkez bankaları büyüme potansiyeli ile gerçekleşen büyüme arasındaki farkı gözeterek, beklenen enflasyonu faizle sağlayabilir. Bu tezin zorunlu sonucu, faiz hadlerinin sürekli beklenen enflasyondan yüksek tutularak finansal “istikrarı” (kârlılığı) yukarı çekmektir. Nitekim Chicago Fed Başkanı Charles Evans, bu kuralın artık geçerli olamayacağını, bundan böyle esas olanın enflasyon değil, işsizlik olduğunu, bir süre önce söylemiş ve Fed’in uzunca bir süre faiz artırmasının mümkün olamayacağını iddia etmişti. Esasında önce Bernanke sonra da Yellen’in politikalarının temeli Evans’ın söylediklerinde gizlidir. Peki, tam da Trump’ın İran’la ilgili savaşa gidebilecek çıkışının olduğu günlerde faizci Taylor’un Fed başkanlığının konuşulması sadece tesadüf mü? Bizce hayır; benzer senaryo 1995’te olmuştu ve Greenspan ve Clinton faizleri artırarak Bush iktidarlarının temelini atmıştı.

Haberin Devamı

Ancak ABD’nin eskiye dönmekle olan bu ısrarı, eskisi gibi, hedefindeki ülkeleri değil, önce kendisini vuracak. ABD, bir zamanlar İngiltere’nin yaptığı gibi, ittifaklar kurarak geri çekilmeyi bilmezse yalnızca Asya’nın hızlı yükselişini çabuklaştırır."

TAYLOR ÇOK ŞAHİN BİR BAŞKAN OLUR

Kapital FX Araştırma Müdür Yardımcısı Enver Erkan da John Taylor'ın şahin duruşuna vurgu yaparak şu yorumda bulundu:

"Taylor modeline göre şu anda ABD’de faizlerin %3 olması gerekiyor. Sadece bu açıdan bakacak olursak, John Taylor kendi kuralının da gerektirdiği üzere çok şahin bir merkez bankası başkanı olacaktır. Bir defa Fed açısından önemli derecede bir anlayış değişimi demek olacak. Eğer gerçekleşirse, kendisinin başkanlığı döneminde Fed’i faiz artışlarını otomatiğe bağlamış bir şekilde her toplantıda, hatta basın toplantısı içermeyen FOMC’lerde bile görebiliriz. Bu yüzden kendisini bugüne kadar piyasa hiç hesap etmedi ve fiyatlamalarda yer vermedi. Taylor, Fed Başkanı olursa elbette bu şekilde agresif bir yaklaşım içerisinde olmayacak ve teorik yaklaşımlar ile piyasa yaklaşımlarının zaman zaman örtüşmediğinin farkında olacaktır. Yine de, faizleri artırmaya meyilli bir politika izleyeceğinden şüphe yok. Bu yüzden Taylor’ın başkanlığı ciddi bir anlayış değişimi olur ve sermaye hareketlerinde eksen kaymasına neden olur. Bu da daha güçlü USD ve daha yüksek bono faizleri demek olacaktır. Ben yine de düşük faiz isteyen Trump’ın Taylor veya Warsh gibi yüksek faizci Başkanlarla çalışmasını zor ve düşük ihtimalli görüyorum. Her ne kadar şu anda taca çıkmış gibi görünse de mevcut Başkan Janet Yellen ile Trump arasında yarın geçecek görüşme kilit olacak. Powell da, Yellen harici ihtimallerde Yellen’in devamı olarak görülmesi ve aynı zamanda Hazine Bakanı Mnuchin tarafından da destekleniyor olmasıyla Yellen hariç en rasyonel isim gibi"

TÜRKİYE İÇİN EN İYİ SENARYO YELLEN

Nişantaşı Üniversitesi Bankacılık ve Sigortacılık Öğretim Görevlisi Kutay Gözgör ise Türkiye için en iyi senaryonun Fed'in şu anki başkanı Janet Yellen’ın görev süresinin uzatılması olabileceğini belirterek şunları söyledi:

"FED başkanının kim olacağı sorusunun cevabı piyasaları yakından ilgilendiriyor. Özellikle Türk Lirasının da içinde bulunduğu gelişmekte olan ülke para birimleri FED’in uygulayacağı politikalardan etkilenmektedir. TL ve piyasalar için en olumlu senaryo mevcut durumda başkan olan Janet Yellen’in görev süresinin uzatılması olabilir. Yellen’in faiz artırım ve bilanço küçültme sürecini piyasaları ve ABD ekonomisini sarsmadan yapmak istemesinden dolayı en olumlu senaryo olarak karşımıza çıkabilir. Ancak, başta Warsh ve Cohn gibi isimlerin FED başkanı olması halinde, FED’in para politikalarında değişiklik yaşanmasına neden olabilir. Özellikle bu isimlerin başkanlığında FED daha hızlı bir faiz artışı süreci gerçekleştirebilir. Yellen’in başkan olmaması halinde piyasaları memnun edecek ikinci isim ise John Taylor olabilir. “Taylor kuralı” gibi önemli iktisadi teoriler geliştiren John Taylor’ın başkan olması halinde FED’in daha dengeli para politikası izlediğini görebiliriz. Trump’ın başkan seçimi piyasaları oldukça etkileyecek gibi görünüyor."

TAYLOR, JANET YELLEN'DAN DAHA ŞAHİN

En güçlü aday olarak gösterilen John Taylor'ın Fed'in mevcut başkanı Janet Yellen'dan daha şahin bir isim olduğunu ifade eden Ekonomist Gizmen Nalbantlı ise şunları aktardı:

"Dolar son günlerde diğer para birimlerine karşı değer kazanırken, Trump’ın şahin bir isim seçme eğiliminde olduğu spekülasyonu buna sebep oluyor. Trump’ın Başkanlık için düşündüğü ismin Stanford ekonomisti John Taylor olduğu konuşuluyor. Taylor, Janet Yellen'dan daha şahin bir isim olduğundan, daha agresif bir şekilde faiz artırması bekleniyor. Bu gelişmeler ile birlikte dolar endeksi bir haftanın en yüksek seviyesine çıkarken, ABD faizleri yükselmeye devam ediyor. Teknik olarak Dolar endeksinde TOBO, EURUSD paritesinde ise OBO formasyon oluşumu mevcut. Dolar endeksinde 94 seviyesinin geçilmesi durumunda yeni bir yükseliş başlayabileceğini düşünüyorum. Bunu da yeni FED Başkanı ve Aralık faiz artışı belirleyecek. Bu senaryoda Dolar/TL’de 3.64 üzerinde 3.74-3.78 bölgesinin görülebileceğini düşünüyorum."

FED BAŞKANI KADAR DİĞER ÜYELER DE ÖNEMLİ

Diğer yandan İntegral Yatırım Araştırma Direktörü Tuncay Turşucu Fed başkanı kadar Fed'in diğer üyelerinin de önemli olduğunu ifade ediyor.

2018 yılında Fed’in başkanı dışında Fed’in tüm üyelerinin de değişeceğinin altını çizen Turşucu yorumunda şunları söyledi:

”Şu ana kadar ismi geçen Fed Başkan adaylarından Kevin Warsh ve John Taylor en çok ismi geçen adaylar olmakla birlikte şahin kimlikleri ile tanınıyorlar. Aynı şekilde Jerome Powell’ın ise deregülasyon konusunda yaklaşımı nedeni ile Steve Mnuchin’in desteğini aldığı söyleniyor. Güvercin (Faiz artışına temkinli yaklaşan) veya şahin (Faiz artışını savunan) ortada bir isim. Gary Cohn ve J. Powell akademisyen kimlikleri yok. Mevcut Başkan Yellen ise zaten piyasaların bildiği güvercin yönü daha ağır basan dengeli bir isim. Yellen’ın yeniden başkan olarak açıklanması piyasalarda memnuniyetle karşılanabilir. Bu özellikle gelişmekte olan piyasalar için pozitif olacaktır. Ancak şahin kanattan bir ismin gelmesi ve özellikle o ismin Warsh ya da Taylor olması ABD faizlerinde yükselişe neden olacağı gibi bu durum ABD dolarındaki güçlenmenin momentum kazanmasını sağlayabilir. Bu ise başta Türkiye olmak üzere gelişmekte olan piyasalar için baskı yaratacak bir faktör olabilir. Diğer yandan 2018 yılında Fed’in başkanı dışında Fed’in tüm üyeleri değişiyor. Bu nedenle sadece başkanın kimliği üzerinden yorum yapmakta yanıltıcı olabilir. Şu anda güvercin ağırlıklı olan Fed FOMC üyeleri yerini daha şahin yapılı bir yapıya dönüştürebilir. Bu durum belki de başkanın kim olacağı kadar önemli bir durum.”

WARSH, YELLEN’İN TERSİ BİR POLİTİKA İZLİYOR

Ekonomi Uzmanı Pelin Yantur ise adaylardan Kevin Warsh'a dikkat çekerek şu yorumda bulundu:

"Donald Trump’ın seçim kampanyaları sırasında Janet Yellen’e karşı yaptığı eleştiriler FED’de değişim yaşanacağı olasılığını güçlendirirken, daha sonraları Wall Street Journal gazetesine verdiği röportajda Yellen’in uyguladığı düşük faiz politikasından memnun olduğunu dile getirmesi, davranış biçimini beğendiğini iletmesi kafaları daha da karıştırdı ve adayın seçilme ihtimalini yükseltti. Bugünlerde ise en çok dikkat çeken isim John Taylor oldu. Stanford Üniversitesi ekonomisti John Taylor’ın D. Trump ile yaptığı görüşme sonucunda olumlu izlenim bırakması, seçilebileceği ihtimalini yükseltti. ABD’de faizlerin %4 oranında olması gerektiğini savunan Taylor’ın seçilme ihtimali bile piyasalarda doların yükselmesine sebep oldu. Bunun dışında, Beyaz Saray’ın baş ekonomisti Gary Cohn aday listesinde yer almaktadır. Trump’ın kendisini seçeceği düşüncesiyle görevinden çekilmesi, adayın ihtimalini yükseltmekteydi ki; aralarında ırkçılık üzerine yaşanan anlaşmazlıklar ve Cohn’un Financial Times’a yaptığı Trump’ı eleştiren mülakatı, seçilme ihtimalini düşürdü. Yellen’dan sonra Kevin Warsh ise seçilme ihtimali yüksek olan adaylardan bir isim. D. Trump ile aile dostlukları bulunan Warsh, hızlı bir faiz arttırma sürecini tercih edip, Yellen’in tersi bir politikayı desteklemektedir. Sonuç olarak, FED başkanı kim olursa olsun, Trump’ın ılımlı faiz oranından ve aşırı değerli olmayan dolar politikasından çok da bağımsız olmayacağı kanısındayım. Bakalım, belirsizlik sürüyor ve bizler beklemedeyiz."

ADAYLARI YAKINDAN TANIYALIM

Kapital FX Araştırma Müdür Yardımcısı Enver Erkan'ın öne çıkan adaylar ile ilgili verdiği bilgiler ise şu şekilde:

Janet Yellen: Fed'in şu anki başkanı. Mevcut şartlarda, öngörülebilir ve kademeli ilerleyen Fed politikalarını devam ettireceğinden piyasanın en iyi karşılayacağı isim olarak değerlendiriliyor.

Kevin Warsh: Reformist olarak görülen Kevin Warsh, 2006 ve 2011 arasında Fed’de görev yaptı. Morgan Stanley’de finansal krizi yatıştırmak amaçlı oynadığı anahtar perde arkası rollerle biliniyor. Merkez Bankası’nda görev yaptığı sürece para politikasında alabildiğince geniş alana yayılmış değişimlerin gerekliliğini savunuyor ve kamuoyuyla iyi bir iletişim kuruyor. Kendisi Fed’in para politikası yaklaşımını eleştiren tutumuyla bir “şahin” olarak görülüyor.

Jerome Powell: ABD Hazine Bakanı Steven Mnuchin’in Kevin Warsh ile beraber en sıcak baktığı isim olarak şansı yüksek adaylardan birisi. Faizin kademeli artması gerektiğini düşünüyor. Birçok açıdan para politikası görüşleri Başkan Janet Yellen ile benzerlik gösteriyor. Powell, Fed’in faizleri kademeli artırmakla beraber enflasyon hedefe yaklaşana kadar da sabırlı duruşunu devam ettirmesi gerektiğini, faiz artışlarının hızının ekonominin performansına bağlı olduğunu düşünüyor. Kendisi bir “güvercin”.

Gary Cohn: Cohn, ekonomik izolasyon konusundaki etkili ağızlardan birisi olarak görülüyor ve Trump’ın takımına katılmadan önce 25 yıldan uzun süre (10 yılı başkan olmak üzere) Goldman Sachs’da görev yaptı. GS’deyken Fed’i ekonomiyi desteklemek amacıyla finansal sisteme likidite pompalama konusunda eleştirmiş ve bankalara sermayelerini güçlendirmelerini ve borç vermede dikkatli olmalarını salık vermişti. Aynı zamanda Fed politika yapıcılarının çok fazla konuşarak piyasalarda kararsızlığa neden olduklarından şikayet etmişti. Cohn, Trump’ın adamı ancak onunla da ters düşebilecek bir yapısı var. Şahin mi güvercin mi olduğu konusunda, para politikası için belli bir çizdiği yol yok. Yellen’ın kademeli faiz artışları görüşüne daha yakın olarak değerlendiriyor.

John Taylor: 1993 yılında geliştirdiği faiz oranları değişimi ile enflasyon ve ekonomik durum arasında bağıntı kurduğu ve “Taylor Kuralı” olarak bilinen para politikası kuralıyla tanınıyor. Bilindiği gibi; Taylor Kuralı; Merkez Bankaları’nın kısa dönemli faiz oranlarını gerçekleşen ve potansiyel GSYH ile gerçekleşen ve hedeflenen enflasyon oranı arasındaki sapmalara göre değiştirmesi gerekliliğini öngörüyor. Yani büyümede sorun varsa faizi düşürmek, enflasyonda sorun varsa faizi yükseltmek gerekir. Değerli bir iktisatçı olan Taylor, George W. Bush döneminde Hazine Bakan Yardımcısı olarak da görev yaptı. Şayet enflasyon düşüklüğü geçici ise ve kendi kendine kısa vadede hedefe oturacaksa Taylor teorik olarak şu anda faizlerin daha yüksek olmasını isteyecek bir isim, özellikle daha fazla büyüme kaydedilmesi beklenen bir Trump yönetiminde. Bu yüzden “şahin”.

Öte yandan Yeni Zelanda merkezli piyasa tahmin şirketi PredictIt'te uzmanların en çok ihtimal verdiği isim Jerome Powell olarak öne çıkıyor. Siyasi ve ekonomik olayların muhtemel sonuçlarına bahis yapılan bu sitede son durum ise şu şekilde:

(Bilgin Gözel - Uzmanpara)