Vize krizinin perde arkası!

Türkiye birkaç hafta öncesine kadar gece gündüz “15 Temmuz FETÖ’cü darbe girişimi”ni konuşuyor ve tartışıyordu. Tam “O gün ve gece neler yaşandığı, MİT ile Genelkurmay’ın öğlen saatlerinde yapılan ihbarı Hükümet’e, Cumhurbaşkanı’na iletmekte neden geç kaldığı, detayların ortaya çıkması” noktasına gelinmişti ki ortaya IKBY “Bağımsızlık referandumu” çıktı. Barzani yapılan hiçbir uyarıya, tepkiye kulak asmadan referandumu yaptı, ve “bağımsızlığı” ilan etti.

Türkiye için hayati önem taşıyan bu konu tartışılmadan, kısa süre içinde TSK’nın “Hatay sınırındaki ve sınırımız boyunca ortaya çıkarılmış olan PYD koridorunun Akdeniz’e bağlanmasını sağlayacak olan İdlib’e operasyonu” başladı. Aynı sırada ABD ilk kez “Türkiye’den gelecek vize başvurularını askıya aldığını” açıkladı, Türk Hükümeti aynı kararla karşılık verdi ve iki ülke arasında “vize krizi” ortaya çıktı. Her biri başlı başına hayati önem taşıyan olayları aralıksız, arka arkaya yaşıyoruz.

Türkiye’ye tehdit

IKBY’nin bağımsızlık referandumu öncesi ABD tepki gösteriyor gibi görünmekle birlikte “Hiçbir yaptırım uygulanmayacağını” açıklamıştı. ABD’nin Irak ve Suriye’de birer Kürt devleti kurulması için gösterdiği gayret biliniyor. Genelkurmay eski Başkanı İlker Başbuğ’un da TV’de hatırlattığı gibi Irak ile Suriye’den sonra Türkiye ve İran için benzer planların ortaya konacağı da bizzat Barzani tarafından dünyaya anlatıldı.

Haberin Devamı

Türkiye, tabii ki kendisine yönelik böyle bir büyük tehdide karşı (PYD son noktaya varmış olsa da) adım atmak zorunda.

ABD’nin İdlib planı

Ancak, eğer Türkiye-Rusya-İran arasında yapılan “çatışmasızlık bölgesi” anlaşmasına göre, böyle bir bölge için Rusya ile operasyon yapılıyorsa İran neden gözükmüyor? ABD madem ki bugüne kadar “tüm terör örgütlerine karşıyız” diyerek operasyonlar yürüttü şimdi; Afganistan’daki Taliban deneyimini, bugünkü tüm cihatçı örgütlerin oradan türediğini, 11 Eylül saldırısını unutmuş gibi neden İdlib’de “El Kaide bağlantılı El Nusra’yı desteklediği” bildiriliyor? Durum böyleyse, o zaman ABD’nin vize kararının tam da TSK’nın İdlib’e girdiği tarihe denk gelmesi arasında “ABD, Türkiye’nin Afrin’e de, İdlib’e de müdahalesini istemiyor, asıl isteği PYD koridorunun Akdeniz’e varması” bağlantısı rahatça kurulabilir.

Haberin Devamı

Konsolosluk görevlisi

ABD Büyükelçisi John Bass; ABD İstanbul Başkonsolosluğu’nda görevli Türk vatandaşı çalışanların FETÖ soruşturması kapsamında tutuklanmalarıyla ilgili “Tutuklanma delillerini tespit edemedik. Çalışanımızın tutuklanması ‘ilişkileri bozmaya’ yöneliktir” dedi.

Başbakan Binali Yıldırım ise dün ve önceki gün yaptığı konuşmalarda “ABD resmi bankamızın genel müdür yardımcısını hapse atarken bize mi sordu? 15 Temmuz’un başı FETÖ’yü niye orada tutuyor” ifadelerini kullandı.

Konsolosluk çalışanlarının gerçekten FETÖ ilişkisi var mı, yok mu, bu konuyu ortaya çıkaracak olan yargıdır ancak biz bu konuda “tutuklamalar nispet olarak yapıldı” havası yaratacak konuşmalardan kaçınmalıyız.

DİĞER YENİ YAZILAR