Demokrasi Nöbeti ve Adalet Yürüyüşü!

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kararıyla 15 Temmuz’da “demokrasi nöbeti” başlatılacağı ve Erdoğan’ın kendisinin de bu nöbete katılacağı açıklandı.

Türkiye gibi Avrupa Birliği’ne girme yolunda olan bir ülkede, 21’inci yüzyılda bile bir darbe girişiminin yaşanması, bunu yaşatan FETÖ militanlarının devleti yıllarca bir örümcek ağı gibi sarmış olması unutulacak bir olay değildir.

15 Temmuz 2016’dan bu yana, bir yıldır devlet kurumları FETÖ’cülerden temizlenmeye çalışılıyor, hala da bu temizlik tümüyle başarılmış değil.

Bu süreç içinde gerçekten FETÖ ile bağlantılı olan kişiler yanında hiçbir ilgisi olmadığı halde tutuklanan vatandaşların bulunması, bu suç dışında örneğin “çocuk tecavüzü” gibi en ağır suçları işlemiş kişilerin ya da yakalanmış DAEŞ militanlarının hafif cezalarla salıverilmesi adalete olan güveni kökünden sarstı.

Sızma nasıl oldu?

FETÖ’nün TSK’ya, Emniyet’e, Diyanet’e, eğitim kurumlarına, bakanlıklara yüzbinlerce elemanıyla sızmasının sorumluları, örneğin TSK’da “bu sızmanın ve rütbe yükseltmelerin” nasıl mümkün olabildiği ortaya çıkarılamadı.

Haberin Devamı

FETÖ’nün “siyasi ayağı”nın Meclis’te ve yargıda sorgulanması sağlanamadı.

“Devlete virüs gibi sızmışlar” ifadesi 10’larla veya diyelim ki 100’lerle sayılabilecek FETÖ’cü için mümkündür ama bu sayı 10 binlerce kişiye ulaşmışsa ve hala temizlik bitememişse buna “devlet neredeyse örgütün eline geçmiş” denebilir.

O nedenle, “demokrasi nöbeti” tutmakla sorunu kökünden çözmüş, riski ortadan kaldırmış, milletin gönlünü rahatlatmış sayılamayız, bunu unutmamak gerekiyor.

Böyle olabilmesi için önce 15 Temmuz günü ve gecesinde neler olduğu dakika dakika ortaya konmalı, Genelkurmay Başkanı, MİT Müsteşarı ve “saat 15 sıralarında MİT’e darbe ihbarını yaptığını belirten pilot binbaşı” başta olmak üzere kilit isimlerin ifadeleri dikkatle karşılaştırılmalı, çelişkiler incelenmelidir.

Delilsiz tutuklama

Yapılacak ikinci iş, yılları kapsayan uzun bir süreçte “bu örgüte yardım eden asker, sivil, siyasi herkesin eşit şekilde sorgulanması, hiç kimseye ayrıcalık tanınmaması”dır.

Haberin Devamı

Bazı kişilerin “ortada açık deliller varken” dokunulmaz sayılması, Sözcü gazetesinde olduğu gibi bazılarının ise “deliller toplanmadı” denmesine rağmen, ortada delil olmadığı halde neredeyse 40 gündür tutuklu olmaları adaletin doğru işlemediğinin göstergesidir, vicdanlarda da, hukukta da açıklaması yoktur.

Bu arada CHP lideri tarafından başlatılan Adalet Yürüyüşü’ne katılan kalabalık kitle İstanbul’a yaklaştıkça “provokasyon” ihtimalinin de arttığı söyleniyor. Neyse ki, güvenlik güçleri ve zırhlı araçlar tarafından korumanın da arttırıldığı görülüyor.

Bu yürüyüşün olaysız tamamlanması sorumluluğu İçişleri Bakanlığı’na aittir, bir üzücü olay daha yaşanmaması, ayrıca Türkiye’nin imajının daha fazla zedelenmemesi için gereken her önlem alınmalıdır.

Başımızda PKK/PYD sorunu, Suriye ve Katar sorunu gibi çok ciddi problemler varken içimizdeki meseleleri sağduyu ile halletmeye çalışmalıyız.

DİĞER YENİ YAZILAR