Hakimler neden sabahları beraat öğleden sonra hapis veriyor?

Ne zaman iş değiştirmeli? Ne zaman kötü haber vermeli? Ne zaman ders çalışmalı? Ne zaman evliliği bitirmeli? Ne zaman egzersiz yapmalı? Ne zaman kahve içmeli? Hayatımız, işimiz ya da başarımız vereceğimiz bu kararların zamanlamasına bağlı. Peki “Doğru zaman, ne zaman” biliyor musunuz?

Timing (zamanlama) her şeydir, başarının anahtarıdır. Zamanlama; his, tecrübeyle kazanılan iç dürtü sanılır, halbuki değildir. 2 milyondan fazla satan When (Ne Zaman) kitabı, timing’in tamamen bilime dayalı olduğunu çarpıcı örneklerle ortaya koyuyor. Best seller kitabın yazarı Daniel Pink, psikolojik, biyolojik, ekonomik verilerin ışığında günlük ideal programın nasıl oluşturabileceğini; yaşamamızda, iş hayatımızda başarıya nasıl ulaşılacağını anlatıyor.

Sabah modumuz iyi, öğlen kötü

Modun nasıl derler ya, o işte! İnsanın moral durumundan bahsediyorum. Sabah 8’de psikolojik olarak modumuz zirvede güne başlıyor, sonra yavaş yavaş düşüyor, en düşük seviyeye akşam üzeri 5’te ulaşıyor. 6’dan itibaren tekrar hızlı bir yükselişe geçiyor ve gece 10: 30-11:00’da modumuz yine tavan yapıyor. İnsanlar sabah saatlerinde mutlu, öğleden sonra mutsuz ve akşamları çok daha mutlu hissetme eğiliminde. İkili ilişkilerine de bu yansıyor.
Karar ve toplantılarda sabah etkisi
CEO’lar da insan, onların performansı şirketlere servet kazandırıp kaybettiriyor. Sabah saatlerinde yapılan telefon konuşmaları ile toplantılar yapıcı ve pozitif geçiyor. 08:00, 09:00, 10:00 arası verilen kararlar, öğleden sonra alınan kararlara göre daha doğru çıkıyor. 12’ye doğru ses tonu negatife dönüyor, az uzlaşmacı bir hal alıyor. Allahtan öğle yemeğinde, duygusal modumuz bir nebze şarj oluyor, mutlu oluyoruz. Ama hemen ardından yine hızla düşüyor ve öğleden sonraki toplantı ve telefon konuşmalarının çoğu negatif sonuçlanıyor. Modumuz, mesai saatinin bitiminde tekrar yükselmeye, düzelmeye başlıyor.
Sınav başarısı ve ders programı
Harvard’ın 2 milyon Danimarkalı öğrenci arasında yaptığı 4 yıl süren araştırma ya göre, öğrenciler sabah girdikleri sınavlarda öğleden sonraya göre daha başarılı oluyor. Özellikle analitik sınavlara, matematik, fizik gibi, sabahleyin girmek başarıyı yükseltiyor. Öğleden sonra ise, mantık, sanat, el yazısı gibi yaratıcılık gerektiren, sosyal bilimler gibi kavramaya yönelik derslerde başarı artıyor. Sınavlara girmeden önce 20-30 dakika, yeme, içme, sohbet teneffüsleri vermek de başırıyı artıran bir etken. Özetle sayısala dayalı sınavlar/derslerin sabah saatlerinde; yaratıcılık, mantık, sosyal gerektirenlerin ise öğleden sonra konulması daha uygun.
Okula başlama saati 08:55 olmalı
Sabah saatleri en verimli saatler diyoruz ama, yanılgıya düşmeyin, çok erken saatlerde kafamız hiç çalışmıyor. Zihnin en açık olduğu saat kaç biliyor musunuz? Sabah 08:55... Sonrasındaki her saat dikkatimiz adım adım geriye düşüyor. Sabah 8’de okula başlamak ile 9’da başlamak arasında öğrenme açısından uçurum kadar fark var. Bu yüzden Avrupa’da birçok ilkokul, başlama saatini 8’den 08:55’e çekmeye başladı. Amerika da aynısını yaptı, büyüklerin işe gidiş saatleriyle çakıştığından ortaokul ve liselerde (9’a değil) 08:35’e çekildi ders zili. Derse 1 saatlik geç başlama sabahki trafik kazalarını bile yüzde 70 oranında azalttı.
Kilo vermek için ideal saat dilimi
Sabah uyandığımızda, en az 8 saattir ağzımıza lokma koymamış oluyoruz. Kan şekerimiz düşük oluyor. Bunu yükseltmek için bir şeyler yemek ya da egzersiz yapmak gerekiyor. Aç karnına egzersiz yaparsak, vücudumuzda depolanmış yağ hücreleri (fazla kilolar) şekere, enerjiye dönüşerek kana karışıyor. Bir şeyler yiyip ya da akşam yemekten sonra egzersize girişirsek, vücut enerji ihtiyacını midemizdeki yemeklerden karşılıyor. Dolayısıyla kilo vermek için en ideali sabah koşmak. Sabah egzersizi, akşamüstüne göre yüzde 20 daha fazla yağ yaktırıyor. Kardio egzersizleri, (yüzmek, koşmak, hatta köpeği gezdirmek vs.) güne başlamak için ideal, modumuzu moralimizi düzeltiyor. Kas yapmak isteyen erkekler için de en ideal egzersiz zamanı yine sabah saatleridir. Çünkü testosteron seviyesi en yüksektedir ve bu hormonun kas yapıcı özelliği vardır.
Olimpik rekorlar ne zaman kırılır?
Yok rekor kırmak, sprint koşmak, performansı zorlamak istiyorsanız o zaman öğleden sonra spor yapın. Çünkü oksijen ve kanın en iyi pompalandığı, akciğerlerin tam kapasite çalıştığı, nabzın tansiyonun en çok düştüğü zaman, akşam üstü ve gece saatleridir. Olimpiyat rekorlarının da, özellikle yüzme ve koşuda, akşam üzeri, hava kararırken kırıldığını unutmayın.
Uyanınca kahve içmeyin öğle yemeğine yüklenin
K alkar kalmaz bir bardak su için. Bu, hücrelerin yenilenmesine yol açacak, susuzluğu giderecek, tokluk hissi verecek ve uyanmanıza yardım edecektir. Uyanır uyanmaz vücut kortisol hormonu salgılamaya başlar. Kortisol, stres hormonudur, güneş ışığı gibi etkisi vardır ve ayağa kalkmanıza yardımcı olur, uyku sersemliğini atar. Uyanır uyanmaz hemen kahve içmek yanlıştır. Kafein, kortisol hormonu ile birleşerek, aksine kendinize gelme sürenizi düşürür. Ayrıca kahve, kafeine karşı vücut direncini artırarak, her defasında daha çok kahve tüketimine yol açacaktır. İdeali, uyandıktan 1-1.5 saat sonra kahve içmektir. Kortisol görevini tam kapasite yaparken, kafeini alırsanız daha iyi olur. Öğleden sonra, enerji patlaması arıyorsanız, kortisolün dibe vurduğu saat 14-16 arası kahve için.
Terapiye sabah gidin
Terapiye gidiyorsanız sabah erkenden bunu yapın. Nedeni yine kortisol hormonudur. Kortisol yani stres hormonu, sabah zirvede olduğundan, öğrenmeyi de kolaylaştırır. Sabahki seanslarda, hastaların doktor tavsiyelerine pür dikkat odaklanıp, söylenenleri daha iyi öğrendikleri ortaya çıktı.
Hakimlerin ruh hali
Dava sonuçları da ilginç. Hakimlerin sabah erken sanığın lehine karar verirken, akşama doğru aleyhte kararlara imza attıkları görülmüş. Hatta sabah 9’da duruşmaya girmekle, 11:45’te, yemek molasından hemen önce girmek arasında bile fark var. Temyiz bekleyen biri isen öğle yemeğinden hemen sonra hakim karşısına çıkmanı tavsiye ederim. Sabah saatlerinde lehte karar çıkma oranı yüzde 65 iken, öğleden sonra bu oran yüzde 40’a, akşam ise yüzde 20’lere düşüyor. Ayrıca yemek molaları sonrası hakimlerin ruh hali tavan yapıyor, yemekten sonraki ilk duruşmalar genelde sanık lehine sonuçlanıyor. Ancak o davadan hemen sonra, hakimin ruh hali hızla negatife dönüyor.
Kahvaltı out, öğlen in
Araştırmalar öğle yemeğinin kahvaltıya göre daha önemli olduğunu gösteriyor. Özellikle de öğleden sonrası düşen konsantrasyonumuzu dikkate alırsak. Öğle yemeğinin, beyin gücüne dayalı zihinsel işler yapanlar için atlanmaması gereken bir öğün olduğu görülüyor. İş arkadaşlarıyla yemek de takım ruhunu artırarak başarıyı getiriyor. Kol kuvvetine dayanmayan karmaşık işlere beyin yoran beyaz yakalılar için sıkı bir öğle yemeği, kahvaltıdan daha çok tavsiye ediliyor.
10-25 dakika kestirmek yeterli
Siesta, Latince hora sexta’dan geliyor. Bu da, uyandıktan sonra 6’ncı saatte yatılan uyku demek. Bir beyaz yakalının gün içi en verimsiz anı hesaplanmış, o da öğleden sonra saat 14.55 çıkmış. Eskiler doğrusunu yapmış yani. Bugün biliyoruz ki, 10-25 dakikalık öğlen uykusu beyni sarj edip, sabahki performansına getiriyor. 25 dakikanın üzerine çıkıldığında (3 saate kadar uyku) beyin yine tazeleniyor ancak sonrası ayılma problemleri baş gösteriyor. Silikon Vadisi’nde şirketler artık çalışanlarına uyku odaları yapıyor. En verimsiz saatler olan 14:00-15:00 arası çalışanlar kestiriyor. Bilim adamlarının tavsiyesi şu: Yemekten sonra kahvenizi için (200 ml) ve derhal uykuya yatın. Kahvenin kana karışması 25 dakika alıyor. Ve kafein yarım saate sizi otomatik olarak uyandırıyor. Harika değil mi?
Boşanma zamanı
Boşanma başvuruları Kasım, Aralık ve Ocak aylarında tavan yapıyor. Ağustos’tan Aralık’a düşerken, sonra tırmanışa geçiyor. Bunun nedeni muhtemelen evlilerin yaz tatillerini bitirip, artık mutlu çift numarası yapmaktan vazgeçmiş olması. Kısa bir kış tatili yapıp, evliliğe son bir şans verdikten sonra da (Ocak) avukata başvuruyorlar. Aralık-Ocak dönemi kişilerin en çok maddi kriz yaşadıkları dönem. İşten çıkarılma, şirket bilançolarının hazırlığı gibi.
20-20-20 kuralı
Verimli çalışma için 20-20-20 kuralını uygulayın. Bir saati üçe bölün. 20 dakika çalışıp 1 dakika süreyle bilgisayarın başından kalkıp, 20 metre kadar ofiste yürüyüp geri gelin.. Sağa sola da esneyebilirsiniz. Gözleriniz dinlenecek, omurganız düzelecek. 1 saat çalıştıktan sonra 5 dakikalık bir yürüyüş, dikkatinizi tekrar toplamanızı sağlayacak.
Yeşillik görmek iyi
Ofiste yeşilliğin, masa üzerinde dahi olsa, kişinin performansını artırdığı bilimsel olarak kanıtlandı. 1 saat çalışıp, yakındaki bir parkta 5 dakika kadar yürümek ayrıca çok etkili. Öyle bir şansınız yoksa, pencere önlerine bitki koyun, odanızı havalandırın . Performansınız artacak.
35-53 arası orta yaş bunalımı
Orta yaş bunalımı sanılanın aksine 45’inden sonra değil, 35’inde başlıyor, 53’üne kadar sürüyor. 72 ülkede 500 bin kişide yapılan araştırmaya göre 35’ine kadar insanlar hayatından zevk alırken, bu yaştan sonra bunalıma giriyor. Gençken umudumuz oluyor, yolun yarısında bu umutlarımızı gerçekleştiremediğimizi fark ediyoruz. 50’sine geldiğimizde bu ruh hali dibe vuruyor. Yani mutsuzluk dönemi 15-18 yıl sürüyor. 50-53 arasında düzelme başlıyor. Beklentilerimizi düşürüp, durumu kabulleniyoruz. O andan itibaren mutluluk ve hayattan zevk almamız roket hızıyla yükseliyor.
İdeal evlilik yaşı
İdeal evlilik yaşı 30-32 arası. Genç evlenenler boşanıyor. Hatta 24’ünde evlenen ile 25’inde evlenen arasındaki boşanma oranı yüzde 11... Yaş 32’yi geçirmek de iyi değil. Evlilik için beklediğiniz her yıl, boşanma riskini yüzde 5 artırıyor. Ayrıca birlikte 1 yıl geçirdikten sonra evlenenlerin boşanma oranı, hemen evlenenlere göre yüzde 20 daha düşük. Birlikte 3 yıl geçirdikten sonra evlenen çiftlerin boşanması ihtimali ise oldukça düşük.

Haberin Devamı
DİĞER YENİ YAZILAR