Gizli girişte geçip centilmenlere ulaşın...

Son günlerde gizli giriş modasına uyan yerlerden biri de Le Baron, geçtiğimiz aylarda Zorlu’da restoran ve kulüp konseptiyle kapılarını açan mekana Greenwich saat mağazasından geçerek ulaşılıyor. Kapıdan içeri adımınızı attığınızda hemen solda yer alan şık barı dikkat çekiyor. Yüksek tavanlar, kahve bej renklere hakim sade ve şık dekorasyonuyla seçkin bir stile sahip mekan, bar, lounge ve restoran olarak üçe ayrılmış bu nedenle günün her saatine hitap ediyor. Lounge bölümünde bulunan şömine ve oturma grubu mekana sıcak bir hava katarken burada yemek öncesi içkinizi yudumlayarak dostlarınızla keyifli vakit geçirebiliyorsunuz. Puro içmeyi sevenler için puro hizmeti de bulunuyor. Le Baron'un sahipleri komşu mekan Fauchon'u da işleten Alp Franko ve Julien Martin..

Le Baron'un sahipleri Alp Franko (sağ) ve Julien Martin.

Mönü İtalya ve Fransız ağırlıklı

Restoran bölümü ise 30 kişilik oturma düzenine sahip, dünya mutfağından seçmeler sunan mönüsü, kişiye özel servisleri ve segmentinin lüks markalarından oluşan içki mönüleriyle başarılı bir iş çıkarmışlar. Mönüde dikkatimi başlangıçlardan, dinamit karides ve frito misto, ana yemeklerde ise Le Baron bonfile ve parmesan risotto çekiyor. Özel bir servisi bulunan bonfile ve risotto masaya gelen arabada şef tarafından hazırlanarak sunuluyor. Alp Franko, mönünün oluşturulurken ortağı Julien’le ortak damak zevkimizden yola çıktıklarını söylüyor, "İtalyan ve Fransız ağırlıklı olmak üzere dünya mutfağından seçkin lezzetler sunuyoruz. Mönüde minestrone çorbasından başlangıçlarda carpaccio, dinamit karides, mozarella caprese ve risotto çeşitleriyle ana yemeklerde ise Le Baron bonfile, osso buco, jumbo kaplan karides ve balık çeşitleri bulunuyor. Bunlar sadece birkaçı tabii. Chariot servisi ile de konuklarımıza özel sunumlar yapıyoruz. Masaya gelen arabada son rötuşlar şeflerimiz tarafından yapılarak misafirlerimize sunuluyor."

Başlangıçlar 30 ile 50 TL, makarna ve ana yemekler 40 ile 90 TL arasında değişiyor.

Soylu bir mekan yarattık

Alp Franko gizli giriş konseptini şöyle anlatıyor, "Gizli girişimiz epey merak uyandırdı Avrupa’daki gentleman kulüp konseptini İstanbul’a taşımak istedik aslında. İş adamlarının bir araya gelip toplantılarını yapacağı, içkilerini yudumlayacağı, keyifle yemeklerini yiyeceği özel bir klüp yaratmak istedik. Yüksek tavanları, sade ve şık dekorasyonuyla kendinizi iyi hissedeceğiniz, yemeğinizi yerken diğer yandan kaliteli müzik dinleyebileceğiniz ve herkesin keyif alacağı adı gibi soylu bir mekan yaratmaya çalıştık..."

Kilitli dolaplarda içkinizi saklayın

Mekanda öne çıkan bir diğer hizmet ise müdavimler için düşünülmüş kilitli dolap sistemi. Mekanda açtırdığınız ve bitiremediğiniz değerli içkileriniz anahtarları sizde olan kilitli dolaplarda saklanıyor ve sonraki gelişinizde kaldığınız yerden devam ediyorsunuz. Restoranın kavında Fransa’nın farklı bölgelerinden gelen 60 çeşit şarap yer alıyor. Franko, Le Baron'un Türkiye’de en çok Fransız şarabının olduğu mekanlardan biri olarak nitelendiriyor. İçki mönüsü de Japon’dan İrlanda’ya kadar 40 viski çeşidi ile iddialı. Alp Franko'ya fiyatları soruyorum, "Dünya mutfağından yemekler yiyebileceğiniz şık bir restoran ile ortalama aynı fiyatlardayız" diyor.

Kaliteyi yukarıya taşıyan mekan...

İstanbul'un restoran mezarlığına döndüğünü Franko'ya hatırlatıyorum ve kalıcı olmak için neler yapacaklarını soruyorum, "Kaliteyi aynı seviyede tutmak hatta daha yukarıya taşımak çok önemli. Değişen trendlere uyum sağlamak kadar bilinen doğrulardan şaşmamak da gerekiyor. Müşteri sadakati bizim için çok önemli. Onların taleplerini de göz önünde bulundurarak kaliteyi üst seviyede tutacağız” diyor.