Gazete Vatan Logo

Gelenekleri yeniden hatırlatmak istiyorum

Zuhal Topal, yeni programı “Zuhal Topal’la Sofrada” ile 27 Ağustos’ta ekranlara geri dönüyor. Programla ilgili heyecanını ve mutluluğunu dile getiren Topal, “Yıllardır hem çevremdekiler hem de beni izleyen seyirciler benim sohbet etmekten ne kadar keyif aldığımı bilirler. Onlarla bu şekilde buluşmaktan, aynı sofrada yemek yemekten çok mutluyum” diyor.

Gelenekleri yeniden hatırlatmak istiyorum

Zuhal Topal’la Sofrada ile ekranlara geri dönüyorsunuz. Nasıl hissediyorsunuz?

Heyecanlı ve mutluyum ama bu program benim için daha özel ve farklı. Çünkü ilk defa bir programın hem sunuculuğunu hem de eşimle birlikte yapımcılığını üstleniyorum.

Nasıl bir konsepti var bu yarışmanın?

Programımızın formatı GLOBAL Agency e ait MOMSTERS isimli yarışma programı. Gelin ve kayınvalidelerin takım olarak yarıştığı, içinde sohbet, lezzet, heyecan ve kahkahanın bolca bulunduğu ayrıca unuttuğumuz özlediğimiz geleneklerimizi, sofra adetlerimizi tekrar bize hatırlatacak son derece keyifli bir program.

Eskiden sunduğunuz programlar mı daha keyifliydi, yoksa bu program mı?

Elbetteki her programın dinamiği enerjisi tadı farklıydı. Daha önce de hem gündüz kuşağında hem de prime time da yarışma programları sunmuştum, fakat hepsi de stüdyoda çekilen ya da canlı yayınlanan programlardı. Bu kez ilk defa ben yarışmacılarımızın evlerine konuk oluyorum. Yıllardır hem çevremdekiler hem de beni izleyen seyirciler benim sohbet etmekten ne kadar keyif aldığımı bilirler. Onlarla bu şekilde buluşmaktan, aynı sofrada yemek yemekten çok mutluyum. Gerçek ve samimi olan her şey bana çok iyi hissettiriyor. Onlarla birebir ve içiçe olmak çok güzel ve farklı bir deneyim. Üstelik yıllardır televizyondan izledikleri bir isimle yüzyüzeler. Duyguları ve bir yemeği paylaşmak onları da çok heyecanlandırıyor ve mutlu ediyor. Umarım her şey böyle güzel gider.

Haberin Devamı

İzdivaç programları rahatsız etti
İzdivaç programlarının kaldırılması sizce nasıl oldu?
Türkiye dünyada Amerika’dan sonra en çok televizyon izleyen ülke sıralamasında ikinci sırada. Sanırım bu yüzden televizyona amacından çok daha fazla ve farklı misyonlar yükleniyor. Elbette ticari kazançlar ve kayıplar bir hayli büyük oluyor. İzdivaç programları da bu açıdan baktığımızda bir çok insana ve televizyon kanalına hem reyting hem de para kazandırıyordu fakat son zamanlarda formatın dönüştüğü son hali beni de çok rahatsız ediyordu. Ben bu programlar kaldırılmadan aylar evvel hem yapımcıya hem de televizyon kanalı yöneticilerine rahatsızlıklarımı hem yazılı hem de sözlü bir şekilde ilettim. Hatta o dönem çalıştığım televizyon kanalındaki bir magazin programına katıldım ve orada da bu fikirlerimi az çok söyledim. Bu şekilde yapılan bir yayında sunucu olmaktan, bir çok hatanın bilinçli ve kötü niyetli bir şekilde benim üzerime yıkılmaya çalışılmasından bıkıp yorulduğumu, yarattığı yozlaşmanın kötü sonuçlar doğuracağını, eğer bu şekilde devam edilecekse artık sunmak istemediğimi hatta bir yıl garantim olmasına rağmen bir dahaki sezon yer almak istemediğimi ciddi bir şekilde belirttim. Hatta tüm yapımcıların bir araya gelip sorunları konuşarak çözmesi gerektiğini de söyledim. Ama yukarıda saydığım sebeplerden dolayı kimse buna yanaşmadı. Ve gelinen sonuç ortada.
Farklı kültürleri tanımayı severim
Mutfakla aranız nasıl? Yapmaktan en çok keyif aldığınız yemek ne?
Mutfakla aram gayet iyi. Kendisi ile bu sene daha sıkıfıkı olduk. Ben zaten yıllardır yabancı kanallarda ki yemek programlarını izlerdim. Farklı tatlar farklı kültürler tanımayı ve keşfetmeyi çok severim. Bir ülkede veya bir restaurantta yediğim bir yemeği gelip evde denemek, kızım ve eşimle mutfağa girmek bana çok keyif verir. Bir de uydur kıydır yemekler yapmayı çok severim. Evdeki malzemeleri karıştırır, ortaya farklı şeyler çıkarırım. Annem gerçekten de harika bir aşçıdır herhalde ondan da bir şeyler kapmışım. Çok fazla çeşit yapmam ama elimin lezzeti iyidir. Korhan ile bu aralar çökertme kebabını büyük keyifle yapıyor ve yiyoruz.
Verdiğiniz bir röportajda geniş bir aile kurmak istediğininzi söylemiştiniz. İkinci çocuk ne zaman geliyor?
Hatırladığım kadarıyla bunu 7-8 Yıl evvel verdiğim bir röpörtaj da söylemiştim sanırım. O zamanlar dünyaya ve insanlığa olan bakış açım çok daha farklıydı. Fakat geçen yıllarla birlikte fikirlerim değişti. Bence insanlık kendi tarihinin en kötü, en dip sürecini yaşıyor. Her gün yaşanan kötü olaylar aldığımız kötü haberler insanlığa olan umudumu söndürüyor. Herkes birbirine karşı çok acımasız. Kin ve nefret her yere sirayet etmiş durumda. Ölen insanların arkasından bile yargılamak, etiketlemek, mutsuzluktan beslenmek ne demektir? Ya da yavru bir köpeğin uzuvlarını kesmek küçücük masum bedenleri katletmek ne demektir anlayamıyorum. Bu kadar sevgisiz bir dünyaya ikinci bir çocuk getirmek fikri açıkçası beni çok korkutuyor. Ama tabi ki büyük konuşmamak lazım.

Haberin Devamı

Çocuğunuzla kaliteli zaman geçirmeniz önemlidir

Haberin Devamı

Kızınıza nasıl zaman ayırıyorsunuz?
Bu sene sektördeki 25. yılım. 25 yılda sadece lina doğduktan sonraki bir yıl çalışmamışım. İzdivaç programları bittikten sonra sağ olsunlar bir çok kanal ve yapımcıdan bir sürü teklif aldım ama ne kadar yoruldugumu ve kızıma daha çok vakit ayırmam için bunun harika bir fırsat olduğunu fark ettim. Hiçbir teklifi kabul etmedim. Bu yüzden harika bir yıl geçirdim. Aileme ve kendime vakit ayırabildim. Bol bol seyahat ettik Lina ile. Harika zaman geçirdik. Ama bence işin sırrı çocuğunuzla ne kadar vakit değil ne kadar kaliteli vakit geçirdiğiniz önemli.
Zorlandığınızda, bedensel ve ruhsal nasıl dinleniyorsunuz?
Günümüzde teknoloji bazen bizi çok zorluyor. Her şeye yetişmek, yetebilmek özellikle kadınlar için çok büyük bir problem. Ve biz kadınların öncelikle başkaları ile, en son kendimiz ile ilgilenme gibi bir eğilimimiz vardır. Bu kendini adamışlık ve kendini görmezden gelme durumu duygusal açıdan insanı çöküntüye götürebilir. Bu yüzden ben özellikle 35 yaşından sonra kendimi daha çok dinlemeye, sevmeye, ilgilenmeye başladım. Anı yaşamak, içinde bulunduğunuz mevcut koşullara göre küçük mutlu anlar yaratmak, başkalarını yargılamamak, kendinize karşı daha yumuşak merhametli olmak, karşınızdaki insanları sevmenize, dolayısı ile daha iyi hissetmenize sebep oluyor. Bu yüzden ruhumu fazla yormam. Artık insanların benimle ilgili ne düşündükleriyle ilgili endişelerim yok. Öyle bol like alarak mutlu olunmayacağını çoktan keşfettim. Herkese de tavsiye ederim. Aslında ihtiyacımız olduğunu düşündüğümüz her şey kendi içimizde bol miktarda var.

Haberin Devamı