Terapiye ihtiyacımız var ama antidepresanlarla iyileşmeye çalışıyoruz

Haberin Devamı

Araştırmalarda, milletçe mutlu olduğumuz sonucu çıkıyor ama her yıl artan biçimde milyonlarca kutu antidepresan tüketiyoruz. Nedenlerini uzmanlara sorduk...

Uluslararası Pazarlama Servisi (IMS) verilerine göre; Türkiye’de antidepresan tüketimi 2003 yılında 14.238 milyon kutu iken, 2008 yılında 31.302 milyon kutu ile yüzde 120 oranında arttı. Son dokuz yıldaki artış oranı ise 2012 yılında tüketilen 36.881 milyon kutu ile yüzde 160 oldu. Antipsikotiklerde ise, tüketim son 5 yılda yüzde 68.6 oranında artış ile 7.201 milyon kutudan 12.158 milyon kutuya çıktı. Rakamlar, ODTÜ İktisat Bölümü doktora öğrencisi U. Barış Urhan’ın, “Türkiye’de Antidepresan Kullanımları Artıyor Mu?” çalışmasında yer alıyor. Yine bir başka araştırmaya göre; Türkiye’de kabaca bir psikiyatriste ayda yaklaşık olarak 600 hasta düşüyor. Psikiyatr Dr. Agah Aydın ise devlette çalışan hekimlerin her bir hastaya sadece 5 dakika zaman ayırabildiğini söylüyor. Hal böyle olunca, terapi hizmeti alamayan pek çok kişi gerek gerek aile hekimlerinden gerekse pratisyen hekimler ve eşlerinden, dostlarından aldıkları önerilerle antidepresan kullanıyor.

Türkiye’de antidepresan kullanımı

Ü. Barış Urhan’ın çalışması; Depresyon hallerinde sıklıkla başvurulan antidepresanların satışının her yıl katlanarak arttığını gösteriyor. 2005 yılında kişi başına 0,29 kutu antidepresan düşerken, 2010 yılında bu rakam 0,45’e yükselmiş. Türkiye’de bu oranda bir antidepresan kullanımına karşın, psikiyatrist kontrolünde bir kullanımın olup olmadığıyla ilgili olarak Sağlık Bakanlığı’nda görevli psikiyatristlerin sayısına bakıldığında ise, 2005 yılından sonra sayının iki katına çıktığı görülse de halen 1000’li rakamlarla ifade edilen psikiyatrist sayının bir hayli düşük olduğu belirtiliyor. Bu sayı, kabaca, 2009 yılında her bir psikiyatrise ayda toplam 500 -600 hasta düştüğünü gösteriyor.

Mutluluk ile ilaçların kullanımı ilişkili mi?

TÜİK’in anketlerine göre bireylerin kendilerini sosyo-ekonomik ve psikolojik açıdan mutlu hissetmelerine karşın gittikçe artan miktardaki antidepresan tüketimi önemli bir soru olarak ciddiyetini koruyor ve bu durum bireylerdeki mutluluğun kaynağının antidepresan kullanımıyla bağlantılı olup olmadığı sorusunu gündeme getiriyor... Türkiye’deki mevcut psikiyatrist potansiyeli dikkate alındığında, yıllık 35 milyon kutu ilaç önerebilecek psikiyatrist sayısına sahip olunmadığı ve ilaçların önemli bir kısmının da doktor kontrolü dışında kullanıldığı kabul ediliyor. Bu şekilde, doktor gözetimi dışında kullanılan antidepresanlar yan etkileri sebebiyle, toplumsal açıdan önemli bir tehdit olarak ortaya çıkıyor. Türkiye’de, yıllardır süren uyarılara rağmen, herhangi bir ruh sağlığı yasası bulunmuyor ve lisans eğitimi haricinde, bir terapi eğitimi olmayan ve ruhsal danışmanlık hizmeti verdiğini iddia eden kişiler denetlenemiyor.

Dünya antidepresan bağımlısı

- OECD ülkelerinde her 10 yetişkinden en az biri psikiyatrik bir ilaç kullanıyor.

- İlaç kullanımında başı çeken ülkeler Avustralya, Kanada, Kuzey Avrupa.

- Rekor 1000 kişi için günde 105.8 reçete ile İzlanda’da, bu rakam 2000 yılında günde 70.9 reçete, 1989 yılındaysa günde 14.9 reçeteydi. ABD’de ise yetişkinler arasında reçeteli psikiyatrik ilaç kullanım oranı yüzde 10’dan fazla.

ABD’deki antidepresan satışlarına baktığımızda 2006 yılından 2010 yılına yazılan reçete sayısında yüzde 8’lik bir artış gözleniyor.

Ruh sağlığı tedavisini kimler yapıyor?

Psikofarmakoloji Derneği Türkiye’de psikotrop ilaç tüketimi ve mevcut uygulamaların tıbbi, etik ve ekonomik sonuçları çalışmasında 2008 yılından bu yana Aile Hekimi+Pratisyenlerin yazdığı reçetelerin psikiyatristlerden de fazla olduğuna dikkat çekiliyor. Aynı raporda ayrıca şu açıklamalar yapılıyor: Toplam reçetelerde diğer hekimlerin oranını psikiyatristlerle kıyaslarsak; psikiyatristlerin muayene ettiği hasta sayısını 100 kabul ettiğimizde, 2008 yılı içinde AH+Pr hekimler yüzde 40 oranında daha fazla antidepresan içeren psikiyatrik tedavi düzenlemiş, nöroloji uzmanları psikiyatristlerin muayene ettiği hastaların yarısı kadar psikiyatrik hasta muayene etmiştir. Psikiyatristlerin yazdıkları reçete oranı yıllar içinde hemen hemen sabit kalırken; aile hekimlerinin psikiyatri uzmanlarının yazdığı her 100 antidepresan reçetesine karşılık, 150 antidepresan reçetesi yazmışlar.

Antipsikiyatristim! Ama bu, sahtekarların doğru işler yaptığı anlamına gelmez

Antidepresan kullanımı olması gerekenin ve tahmin edilenin çok çok üzerinde. Ama bu, ilaç kullanan herkesin gereksiz yere antidepresan aldığını ve bunu mutlaka bırakması gerektiğini göstermiyor.

Psikiyatr Dr. Agah Aydın ise antidepresanların kesinlikle olması gerekenden çok daha fazla kullanıldıklarını belirtiyor ve “Ciddi yan etkileri var. Bu nedenle tavsiye ile kullanılmamaları gerekiyor. Mesela kilo aldırıyorlar, bazıları ilk haftalarda intihara neden olabiliyor. Kişide majör depresyon varsa ve antidepresan onun enerjisini artıracağı için aklındaki ilk düşünce de intiharsa, bunu yapmasını sağlayabilir. Eğer ilaç doktor tarafından verilmemişse, hasta bu konuda uyarılmamışsa böyle bir riskle karşılaşılabilir. Siz rastgele bu ilaçları kullanırsanız doğal olarak sorun oluşabilir. Buradaki önemli sorunlarda biri de hekimlerin gördükleri hasta sayısıyla ilgili. Bir hekim hasta görmek için beş dakikaya sahipse ne görebilir, ona ne önerebilir. Kimseyi suçlayamayız. Bir halk sağlığı sorunu. Psikiyatrinin antidepresan kullanımıyla ilgili eleştiriye muhtaç ciddi yanları var ama bunu eleştirenlerin doğru şeyler yaptığı anlamına da gelmiyor bu. Terapiye muhtaç birinin beş dakikalık muayene sonucu antidepresan alması haksızlık. Terapi alamıyorsanız antidepresan zorunludur. Ben bir durum tespiti yapıyorum. Burada aslında çok basit bir sorun var. Sağlık sisteminin bir kişiye 50 seans psikoterapi ödemesi lazım. Ama bu mümkün olmuyor. Türkiye’de insanlar terapiye gidiyorum diye aslında kendileri gibi birinden çare arıyor. Türkiye’de bu kadar terapist olması bir kere mümkün değil. Ülkemizde sadece 2200 psikiyatr var ve bunların 1700’ü devlette istihdam ediliyor. Kalanı dışarıda hizmet veriyor. 15 bin psikolog var bunlardan sadece 400 tanesinin klinik psikoloji eğitimi ve bunlardan da sadece yarısının psikoterapi eğitimi var. Bu durumda terapi hizmeti verenler kim diye sormak lazım?”

DİĞER YENİ YAZILAR