Honaz Dağı’nın eteklerinde türkü dolu geçen saatler... Bu hafta Denizli’deki türkü avımın görüntü ve sesleri çıkacak karşınıza, TRT Müzik ekranlarındaki Kulaktan Kulağa isimli belgesel müzik programımda. Pazar 17.45’de bekliyorum izlemeye. Derlemesi ve yorumu, saçları ve giyimiyle bir rock star edasına sahip Efe Güngör’e ait olan “Yalnız Efe” türküsüne eşlik edecek konuğum Kenan Vural. Yüksek Sadakat ile tanıdık onun güçlü sesini. Şimdilerde solo kariyeri ile meşgul. Bölümün, nağmeleri en zor türkülerinden birisi denk düştü Kenan’a. Ama alışık olmadığı gırtlağını profesyonellikle tanıştırdı türküyle.
Eurovision’a geri dönmek
Kenan Vural ile Eurovision’u da konuştuk aynı zamanda. Yeri gelmişken tekrar katılmamıza sevindiğimi söylemeliyim. Bağırıp çağırmadan, silah sıkmadan, çekirdek çitleyerek ortakça izleyebildiğimiz az sayıda etkinlikten birisiydi. Tekrar kavuşuyoruz. Sadece biz ciddiye alıyoruz geyiklerine de aldırış etmeyin. “Biz ne yapsak kötüdür, kalite alınmaz” kompleksinin ürünü olan cümleler bunlar. Birinciyiz-ikinciyiz dediğiniz zaman çok ciddi kapılar açılıyor müzik endüstrisinde. Prodüktörlerin, aranjörlerin üssü haline gelmiş kuzey Avrupa ülkelerinde ciddi takipçileri var ve hiç de dalga geçmiyorlar yarışmayla. Her şeyi geçtim dünya televizyonlarındaki en üst düzey performanslardan biri. O deneyimi tecrübe etmek hem ülke müziğine hem de müzisyenlerine çok şey katıyor.
Fazıl Say ile tanışmak
12 Mart’taki İstanbul konserinde ilk kez tanışmıştım usta piyanist ile... Tanıştım derken müziğini kastediyorum. Yakın arkadaşlarımın -sıkıcı bulabilirsin konseri- uyarılarına rağmen atlayıp gittim tek başıma izlemeye. Dünyaca ünlü bir piyanistimizi hâlâ canlı canlı izlememiş olmak dert olmuştu içime. Kara Toprak’ı çalış tarzı, piyano tuşlarının arkasına, tellere götürdüğü elleri ile yarattığı ağıtı dinlemek büyüleyiciydi. O kayıdın üstüne bir şeyler yazmak, bir şeyler söylemek geçiyor şu sıralarda içimden...
