Bir fotoğrafın düşündürdükleri...

“Kurtlarla arkadaş ol, yalnız elinden baltayı bırakma”

Rus atasözü

Cuma günlü (8 Aralık) yazımızda Kudüs’ün gölgelediği, Deyr ez Zor’dan yansıtılan ve çoklu mesajlar taşıyan bir fotoğraftan söz etmiştik.

Konuyu izleyenler bir toplantı sonrası Rusya bayrağı ve YPG flaması önünde poz veren Rus general Y. Poplavski ile askeri üniformalı YPG sözcüsü Nureddin Mahmud’un fotoğrafını anımsayacaklardır.

YPG ve Amerikan bayraklarını sıklıkla bir arada görmeye, ABD’nin DEAŞ’la mücadeleden sorumlu temsilcisi Brett McGurk’un PYD’lilerle birlikte fotoğraflarına alışmış olanlar açısından basına sızdırılan bu yeni kare ilk bakışta şaşırtıcı olsa da aslında sahada süregelen bir bölümü ile kapalı işbirliğinin ilanı kimliğinde.

Rus subaylar ve YPG’lilerin bir araya geldiği “Fırat Doğu Bölgesi Yerel Yönetim Birinci Toplantısı”ndaki “birinci” nitelemesi ve toplantı sonrası yapılan karşılıklı açıklamalardan anlaşılıyor ki Hmeymim’de “ortak bir karargah kurulması” düşüncesinin de ele alındığı bu birliktelik ileride güçlendirilerek sürdürülecek.

Haberin Devamı

Pentagon’un, DEAŞ’ın çatışmaların sona ermesi üzerine temizlenen bölgelere dönmemesi için güvenliğin sağlanmasının öncelik kazandığı ve YPG’nin bu bağlamda “polis gücü” olarak değerlendirilebileceğine ilişkin açıklamasını izleyen dönemde gerçekleşen bu toplantı, Suriye’nin gelecek planlamasında rol dağılımının Washington-Kremlin ekseninde kabul gördüğünün bir tür duyurusu anlamında...

ABD ve Rusya arasında neredeyse paylaşılamayan ve taraflardan birisinin bütünüyle güdümüne girmemesi için çaba gösterilen PYD/YPG öyle görülüyor ki Suriye krizinden şimdilik kaydı ile en karlı çıkan taraf...

İsrail’in; ABD özel kuvvetlerinin eğiterek Pentagon’un gelişmiş silahlarla donattığı, çatışma deneyimi kazanmış YPG’nin, Suriye’de Tahrir el Şam ve Hizbullah unsurlarına karşı varlığından kendi güvenlik politikaları bağlamında hoşnut olduğu da bu fotoğrafa eklendiğinde el-Salihiya’da yan yana gelen Rusya bayrağı ile YPG flaması ayrı bir anlam kazanmaktadır.

Fırat Kalkanı harekatının Menbiç’e uzanması ve el-Bab’ın daha da derinine inmesinin engellenmesinde ABD kadar olmasa da Rusya’nın da rolü olduğu -el Bab’ta, ÖSO mevzilerine ateş açan bir Suriye tankının vurulması üzerine kimliği belirsiz! uçakların TSK’nın bir TOW ünitesinin üslendiği binayı hem de yarım saat geçmeden bombalaması ve şehit verdiğimiz- hatırlanmalıdır.

Haberin Devamı

Afrin’de, sayıları 12 olarak varsayılan gözlem istasyonlarında 200 dolayında Rus askerinin varlığı, bu istasyonlara helikopterlerle sürekli ikmal yapıldığı bilinirken, YPG unsurlarından ellerindeki Amerikan yapımı silahlarla helikopterlere kilitlenmeleri istenilerek yeni savunma önlem ve teknikleri geliştirilmesinde alanda süregelen işbirliğinin el-Salihiya’da açık bir mesaja dönüşmüş olması bu koşullarda niçin yadırganmalı ki?

Daha da önemlisi PKK ve PYD’yi terör örgütü olarak kabul etmeyen, PYD’ye yakın geçmişte Moskova’da temsilcilik açma izni veren, “Suriye Ulusal Diyalog Kongresi”ne PYD’nin katılmasına yeşil ışık yakan ancak Türkiye’nin karşı çıkması üzerine toplantıyı erteleyerek çözüm arayışlarına giren -olasıdır ki tıpkı SDG gibi başka bir isim altında- Moskova değil midir?

Haberin Devamı

Doğaldır ki Rusya ve Amerika, her ülke gibi ulusal çıkarlarını korumak ve bu doğrultuda politikalar üreterek uygulamak durumundadırlar. Tıpkı Türkiye’nin yaptığı ve yapmak zorunda olduğu gibi..

Bu gerçeklik bizi ister istemez yazımızın başında yer verdiğimiz üstelik Ruslara ait bir atasözüne götürüyor... “Kurtlarla arkadaş ol, yalnız baltayı elinden bırakma...”

DİĞER YENİ YAZILAR