Ekonomik krizin çözümü onlarda!
Gültan Tanyeri ve Alptekin Oktayer bir firmanın ihtiyacı olabilecek tüm kilit alanlarda 30 yıllık tecrübeye sahip iki profesyonel. İkili, deneyimli ekipleriyle risk yönetimi, iş geliştirme ve yatırım alanlarında şirketlere özel çözümler üretiyorlar.
Kriz geldi mi geliyor mu? Nedir bugünlerde yaşadığımız?
İş dünyasında tüm firma ve sektörlerin etkilendiği bir dönemdeyiz. Değişim dalgası her yerde, her alanda ancak farklı ritim ile ilerliyor. İş yaptığımız coğrafyalara, sektörlere ve şirketin yaşam eğrisine bağlı olarak değişim dalgasının büyüklüğünü, derinliğini farklı boyutlarda hissedebiliyoruz. Buna ek olarak ülkemizde 1.5 yıllık bir seçim süreci yaşıyoruz. Son bir kaç aydır tüm dinamikleri ve güç dengelerini sarsan olaylar art arda geliyor, yurt içi ve yurt dışında domino etkisi yaratabilecek bir dizi ekonomik, politik gelişme yaşanıyor. Kaotik bir dönemden geçiyoruz. Bu hızlı değişimi kriz dönemi olarak da tanımlayabiliriz. Hepimiz bildiğimiz dünyanın artık geçmişte kaldığı, yarının dünyasının da bugünden çok farklı olacağı konusunda mutabıkız. Bu tablo herkes tarafından görülüyor ve gerçekten radikal önlemler alınması gerektiğinin de farkındalığı var ancak alışkanlıklar bu adımları erteliyor. Kırılganlık artarken fırsat pencereleri de kaçırılıyor.
Farklı bir dönemden geçiyoruz
Risk nasıl yönetilir siz çalıştığınız firmalara ne gibi öneriler verip krizde nasıl durmalarını öneriyorsunuz?
Riski firmanın performansını olumsuz yönde etkileyebilecek bir olasılığın gerçekleşme durumunu olarak tanımlıyoruz. Kısa vadede firmaların karlılık ve likiditelerini güvence altına almaya odaklanıyoruz. Sistematik ve geniş perspektifli bir risk analizi ile potansiyel riskleri teşhis ediyor, risk yönetimi stratejileriyle de potansiyel tıkanıklık ve tehlikelerin bertaraf edilmesini sağlıyoruz. Kârlılık ve büyüme üzerinde kaldıraç etkisi yaratabilecek yeni fırsatların değerlendirilebilmesine imkân yaratıyoruz. Finansal kurumlar ve bankalar ile müzakereleri yürütüyoruz. Sonuca yönelik ve kolay uygulanabilir stratejiler için farklı yaklaşımları bir arada kullanıyoruz. Kendi geliştirdiğimiz, sistematik, çok boyutlu, hızlı bir çalışma modelimiz var.
Şirketlerde kriz olduğunda bunun yönetiminde kim nasıl bir rol oynamalı?
Değişimin, krizin baskısını en çok kârlılık üzerinde hissediyoruz. Türkiye’de 2001 krizinden sonra istikrarlı ve büyüme ağırlıklı bir süreç yaşadık, bu nedenle global dalgalanmalardan çok etkilenmedik. Son birkaç yıldır ise maliyet artışı, talepteki düşüş ve küresel rekabet firmaları zorluyor. Ülkemizde genelde firmaların öz kaynak yapısı güçlü değil, büyüme ağırlıklı olarak dış kaynak ile gerçekleştiriliyor. Özetle, kârlılığın olumsuz yönde etkilenmesi firmaların sürekliliğini tehdit ediyor. Hissedar ve üst yönetim kadrolarının klasik yaklaşımı giderleri kısmak, personel sayısını azaltmak oluyor. Ancak farklı bir dönemden geçiyoruz. Hissedarların ve yönetim kadrolarının önceliği yeni fırsatları yakalamaya odaklı kalmak, katma değer yaratacak şirket evliliklerine, stratejik ortaklılıklara açıklık olmalı.
KOBİ’ler, ya da küçük esnaf krizde nasıl pozisyon almalı? Ayşe teyze ne yapmalı bugünlerde?
Aslında firma ve birey bazında durum çok farklı değil. Olmayan kaynakla, borçla büyüme, olmayan parayı harcama alışkanlıklarımızı değiştirmemiz gerekiyor. Fırsat varken kredi kartı yerine bireysel krediyi tercih etmek gibi düşük maliyetli finans seçeneklerine dönmek ilk adımlardan biri olabilir. Tabii ki en önemlisi önceliklerimizi yeniden gözden geçirmemiz. Tüketim alışkanlıklarımızı değiştirmemiz gerekiyor. Geleceğin daha da zorlu olacağının bilincinde olmalı ve bu bağlamda kişisel bazda tedbirlerimizi bu günden almalıyız.
