Gazete Vatan Logo

Efsane hırsız dünyanın en büyük ve gizemli elmas soygununu anlattı

2003 yılında, Belçika’daki Antwerp’te bir kasaya giren soyguncular, en büyük elmas soygununu gerçekleştirdi. İtalyan Leonardo Notarbartolo liderliğindeki 4 kişi, o güne kadar dünyanın en güvenli kasasından 100 milyon dolarlık elmas çaldı. Notarbartolo soygun hikayesini ilk kez Amerikan Wired dergisine anlattı.

Dünyanın bugüne kadar gördüğü en büyük elmas soygunuydu. Elmas başkenti olarak kabul edilen ve dünya elmas ticaretinin yüzde 53’ünün yapıldığı Antwerp’teki 14 katlı kale gibi korunan Elmas Merkezi binasının yerin 2 kat altındaki sığınağına giren soyguncular, radarlar, ısı sensörleri, manyetik alan, 10 kat güvenlik duvarı ve o güne kadar yapılan en güvenli çelik kapıyı aştı. Elmas dolu 173 kasadan, 109’unu açarak 100 milyon dolar değerindeki değerli taşla birlikte sırra kadem bastı. Ancak çetenin lideri Leonardo Notarbartolo birkaç gün sonra yakalandı ve 10 yıl hapis cezasına çarptırıldı. Notarbartolo, soygunu nasıl yaptıklarını ilk kez Amerikan Wired dergisine, anlattı. İtalya’da elmas ve değerli taş soygunculuğu yapan Leonardo Notarbartolo, işleri ilerletmek için 2000’de Antwerp’e geldi. Kendisini elmas tüccarı olarak tanıttı ve kente gelen elmasların saklandığı Antwerp Elmas Merkezi binasında ofis kiraladı. Elmaslar, bu binanın altında, dünyanın en güvenli yeri olarak tanımlanan bir sığınakta saklanıyordu. İtalyan adam, bugüne kadar burayı soymayı düşünmemişti bile, çünkü imkansızdı. Ta ki, o güne kadar..

Yahudi elmas tüccarı

Notarbartolo 2002’deki o günü şöyle anlatıyor: “İş yaptığım bir Yahudi elmas tüccarıyla buluştum. Bana ’Seni bir soygun için tutmak istiyorum. Elmas Merkezi’ni soyacaksın’ dedi. Ona bunun imkansız olduğunu söyledim. Sonunda, kasanın fotoğraflarını çekmem için 100 bin dolara anlaştık” Birkaç gün sonra, Notarbartolo, ceket cebinde kalem şeklindeki bir kamera ile sığınağa girdi. Binada ofisi olduğu ve sığınakta kasası olduğu için bu sorun olmadı. Her şeyi detaylıca görüntüledikten sonra, ismini vermediği bu adama kamerayı teslim etti. 5 ay sonra, bu adamdan bir telefon aldı. Ve buluşmak için bir hangara gitti. Notarbartolo, burada kasanın birebir kopyasını gördü. Kopya kasanın içinde, ismi vermediği 3 İtalyan vardı. Tüccar, “Dahi” takma isimli adamı, ona “Dünyada kıramayacağı şifre yok” diye tanıştırdı.

Alarmlar devredışı

15 Şubat 2003’te çete harekete geçti. Çete, binanın balkonunu kullanarak içeri girdiler. Dahi, buradaki tüm sensörleri devredışı bıraktı. Oradan da artık güvenli olan terasa çıktılar. Sığınağa girdikten sonra, herşey çok kolay ve hızlı oldu. Önce Dahi, sismik sensörlerini, radarı, manyetik alan sensörünü devre dışı bıraktı. Bugün bile ne polis, ne de Notarbartolo, Dahi’nin bunları nasıl yaptığını, çetenin terastan sığınağa nasıl girdiğini bilmiyor. Soyguncular, önce 6 ton ağırlığındaki çelik kapıyı sonra da matkaplarla, küçük kasaları bir bir açtılar. Elmas torbalarını toplayarak, sırra kadem bastılar. Otomobille olay yerinden kaçarken, elmas yerine torbaların içinden boş kağıtlar, bir miktar para ve boş kutular çıktı. Hiçbirinde elmas yoktu. Paniğe kapılan çete, tüm bu torbaları ormanlık bir alana atarak ayrıldı. Notarbartolo, onları bir daha hiç görmedi. Ancak kağıtlarda onun Notarbartolo adına düzenlenmiş bir fatura,vardı. Polis, bu kanıtları kullanarak ona ulaştı.

Elmaslar çalınmıştı ama neredeydi. İtalyan, çalınan elmaslar bulunamasa dahi, soygundan 10 yıl hapis cezasına çarptırıldı. Notarbartolo’ya elmasların nerede olduğu sorulduğunda, şu cevabı veriyor: “Elmas tüccarları beni kullandı, kasalar zaten boştu. Sigortadan para almak için hepsi bir tezgahtı.” Ancak bazılarına göre, ise herşeyi en başta o planladı. Elmasları bir yere sakladı. 100 milyon dolar için, 6 yıl hapiste kalmayı göze aldı.

Haberin Devamı